AKP'nin Türkiye'nin geleceğini büyük bir tehlike altına sokacak anayasa değişikliği paketine MHP'nin dik duruşu karşısında AKP yandaşı cemaat medyası "eski ülkücü", "mağdur ülkücü" gibi sıfatlarla konuşturduğu kişilerle MHP'yi karalamaya çalışıyor.

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde AKP bir anayasa değişikliği paketini Türkiye'nin gündemine getirmiş ve muhalefet partilerine de uzlaşma adı altında emrivaki yaparak kabul ettirmeye çalışmıştır. Yani, "bizim paketimiz bu ve bunu kabul etmek zorundasınız "demiştir.

Anayasa paketinin içeriğinin ülkemizi ne gibi çıkmaz sokaklara götüreceği defalarca belirtilmiştir. Burada yeniden bu açıklamalara girmek konunun dağılmasına sebep olacaktır.

Öncelikle Fethullah Gülen cemaatinin gazetesi Zaman'da yayınlanan, BBP'li Ökkeş Şendiller'in başını çektiği ve "mağdur ülkücü" sıfatıyla 34 kişinin isminin bulunduğu bir deklarasyon yayınlandı. Bu deklarasyonda AKP'nin anayasa paketine destek açıklaması yer alıyordu.

İmzası bulunduğu iddia edilen kişilerin daha sonra böyle bir deklarasyondan haberlerinin olmadığını ve böyle bir imza atmadıklarını açıklaması ise oyunu tezgahlayanların sahtekarlığını en açık şekilde göstermiştir.

Yaklaşık 20 yıldır MHP ve ülkücü hareketle alakası kalmayan, Başbuğ Türkeş'in deyimiyle "ülkücü harekete ihanet etmiş" Ökkeş Şendiller ile Türk kimliğine düşman Gülen cemaatinin el ele verdiği ve MHP'ye saldırma amaçlı bir deklarasyondan da zaten başka bir sonuç beklenemezdi.

Neyse ki bu açıklamalara ülkücü hareketin mensuplarından en sert şekilde tepki verilmiştir.

Yayınlanan deklarasyonun sahtekarlığının ortaya çıkmasından ve ülkücülerden sert tepki görmesinden sonra cemaatin gazetesi Zaman'da bu seferde MHP'nin kurucular kurulu adı altında bir açıklama yayınlandı ve önceki deklarasyonda da olduğu gibi MHP'yi karalama ve AKP'ye destek amacı güdüyordu.

Ama cemaat MHP'ye saldırı için o kadar hızlı oyun tezgâhlamaya çalışıyordu ki mutlaka bir hata yapıyorlardı. Ya da ülkücüleri o kadar saf salak sandıkları için sahtekârlıklarının görülmeyeceğini sanıyorlardı. Çünkü, son yayınladıkları "kurucular kurulu üyeleri" şeklindeki isimlerin arasında da "kurucular kurulunda olmadıkları" daha önce ki tezgahlarının birinde Yargıtay tarafından onaylanmış isimler bulunuyordu. Yani bu isimlerde sahte çıktı.

İsimlerin sahte olup olmamasından ziyade, AKP ve cemaat emrindeki medya kuruluşlarının MHP'ye saldırı için ellerindeki kişileri istedikleri şekilde kullandıkları ve ülkücü hareketi kandırmaya çalıştıklarının görülmesi gerekmektedir.

AKP ve cemaat medyası "eski ülkücü", "mağdur ülkücü" tezgahının tutmadığını anlayınca MHP ile hiç alakası olmamış Bugün Gazetesinden Nuh Gönültaş, Aksiyon Dergisi'nden Ahmet Turan Alkan gibi direkt kendi yazarları ile MHP'yi sorgulama ve karalamaya çalışmaktadırlar.

Her iki yazarın amacı da MHP içerisinde muhalefet yaratmak, MHP'yi iç tartışmalarla meşgul olmasını sağlamak ve AKP'nin elini kolunu sallayarak işlerini halletmesine zemin hazırlamaktır.

Ahmet Turan Alkan yazısı içerisinde kendisinin hiçbir zaman MHP'li olmadığını söyleyerek MHP Lideri Bahçeli'nin "Biz, kendine eski ülkücü veya eski MHP'li diyerek, gittikleri yerin bir türlü yenisi olamayıp, itibarını bile hala bu kutlu hareketin eskisi ve müsvettesi olmakla övünenlerin tuzaklarına düşemeyiz." sözlerinin kendisi ile alakası olmadığını ve kendi üstüne almadığını belirtiyor.

Ahmet Turan Alkan'a şunu hatırlatmakta fayda var. Evet orda bahsedilen "eski ülkücü" sıfatını kullanan kişilerden değilsin ama sen o kişileri kullanan ve tuzakları hazırlayan taraftasın. Bu sebeple orda bahsedilen cümleleri senin de üstüne alman gerekmektedir.

Bundan sonraki süreçte de AKP ve cemaatin oradan buradan topladıkları ve bir şeyler karşılığında konuşturdukları "eski ülkücü", "mağdur ülkücü" sıfatlı kişileri bol bol göreceksiniz.

Ülkücülerin yapması gereken bu tip şahıslara sürekli şekilde tepkilerini dile getirmek ve bu şahısların isimlerini hiç unutmayacak şekilde hafızalarına kazımaktır.

AKP'nin ve cemaatin MHP'ye karşı kurdukları tuzaklarda rol oynayan şahıslara bazı sorularım bulunmaktadır.

Aşağıda ki "Türk Kimliği ve Ülkücü Hareket düşmanlığı" içeren sözler Fethullah Gülen'e aittir.

"Evet, artık, "Türk Milleti" diyen, "vatan, ülke, ülkü, bayrak" sözlerini dilinden hiç düşürmeyen ve hatta "din, iman, Kur'an" fedaisiymiş gibi arz-ı endâm eden bir sürü eli kanlı insan bozması var meydanlarda. Bunlar "millî ruh" diye diye milletin önüne kuyular kazıyorlar, "ruh kökü"nden bahsederken milletin kökünü kesiyorlar ve toplumu ruhsuzlaştırarak, kalbsizleştirerek kimseye sezdirmeden en sinsi planlarını uygulayabiliyorlar."

Gittikleri yerin yenisi olamayan ve hala "eski ülkücü" kimliğini kullanan kişilere soruyorum:

Hadi ülkücü harekete düşmanlığınızı giderek tescil ettiniz de, Türk'e düşmanlığınızı da yukarıdaki sözlerin sahibi cemaate hizmet ederek mi tescil ediyorsunuz?

ABD'nin ve Vatikan'ın "Ilımlı İslam", "Dinlerarası Diyalog" isimleri altında İslamiyet'i değiştirme, yozlaştırma ve yok etme projelerinde başrolü oynayan Fethullah Gülen'in cemaatinin emrine girerek sizde mi dinimizi yok etme çabasına girmektesiniz?

Ya da bu kadar tepkiliydiniz, neden Fethullan Gülen'in, Papazlarla sarmaş dolaş olduğu resimler yayınlandığında sesiniz çıkmadı?

Bu kadar tepkiliydiniz de:

AKP'nin iktidar olduğu 2002 yılından bu yana ülkemizin her köşesinde Kilise açılırken neden sesiniz çıkmadı?

Yine 2002 yılından önce bitmiş olan terörün, AKP sayesinde yeniden hortladığını ve sürekli şehit verdiğimizi görürken neden sesiniz çıkmadı?

İmralı canisinin AKP sayesinde İmralı'da artık bir terör örgütü suçlusu gibi değil de siyasi parti lideri gibi yattığını, sürekli İmralı'dan gazetecilere, avukatlara açıklamalar yaptığını, krallar gibi yaşatıldığını görürken neden sesiniz çıkmadı?

AKP Ermenilerle işbirliği yaparken neredeydiniz? AKP'nin Ermenilerle işbirliği sonucunda birçok ülkenin meclisinde ecdadımız soykırımcı ilan edilirken neden sesiniz çıkmadı?

Tepki koyduğunuz Kenan Evren, Cumhurbaşkanlığı'nda Abdullah Gül tarafından ağırlandığında neden sesiniz çıkmadı?

Ya da derdiniz darbelerle ilgiliydi de, 28 Şubat'ın meyvesi olan AKP'ye neden hiç tepki koymadınız ya da neden hiç düşünmediniz AKP'nin 28 Şubatçılardan neden hesap sormadığını?

Hiç duymadınız mı "damdan düşenin halinden damdan düşen anlar" atasözünü? 12 Eylül'ün çilesini, işkencesini, idamlıklarını ülkücü hareket çekmedi mi? O dönemde ülkücülerin işkence görmesini, idam edilmesini yüzlerinde gülücüklerle izleyenler mi darbecilerden hesap soracak?

PKK'lılar Habur Sınır Kapısı'ndan halaylarla, alkışlarla karşılandığında neredeydiniz? Tayyip Erdoğan PKK'lıların bu şekilde karşılanmasını "duygulanmamak elde değil" şeklinde överken neredeydiniz de şimdi Tayyip Erdoğan'a hizmet ediyorsunuz?

Yoksa sizde mi PKK'lıları alkışlarla karşılayanlar arasındaydınız?

Peki siz hiç Kürşat Marşı'nı duymadınız mı?

"Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz
Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağı'na
Halbuki yoldaşını bırakıp kaçanların
Değişilir topu da bir sokak kaltağına"