Orada Olacağım Demiştim;Şükürler olsun ki Oradaydım...
Aslında dün yazmayı planladığım yazımı çok duygusal bir yazı olacağı düşüncesi ile bugüne ertelemiştim. Ancak sanırım bugünde pek duygusallıktan uzak olamayacağım.Dün Ankara Tandoğan’da bir tarih yazıldı. Aslında buna Tandoğan demek yanlış olur doğrusu Ankara demek bence. Çünkü Tandoğan yetmedi Beşevler, Beştepe, Anıttepe, Maltepe, Hipodrom hepsi insan seli ile doluydu.
Bu insanlar oraya ‘Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünü’ tüm dünyaya haykırmak için toplanmışlardı. Sitemizde 550 binden fazla denmesine rağmen bence orda en az 600 bin kişi vardı.
Dün orada neleri görmedik ki, Hakkâri’den, Diyarbakır’dan, Batman’dan, Adıyaman’dan, Mardin’den, Van’dan, Urfa’dan gelen ülkücüler dimdik oradaydılar ve açtıkları pankartlarla kendilerini ifade ediyorlardı. “Diyarbakır Burada Tayip Nerede”, “Sorunsuz Güneydoğu Burada, Sorunlu Tayip Nerede”, “Ne Mutlu Türküm Diyene”. İşte bunlar, Türkiye’nin güneydoğusundan gelen vatandaşlarımızın başta Başbakan Erdoğan olmak üzere, Avrupa’da ülkemizin güneydoğusunu ayırmak isteyen herkese çok büyük mesajlardı.
Dün orada, neleri görmedik ki, miting alanında kalabalığın sayısı için “en az 500–600 bin var” diyen basın mensuplarının gazetelerinde ya da TV’lerinde “50–60 bin” dediklerini gördük.
Dün orada, mitinge yetişebilmek için kaza tehlikesi atlatan Hakkârililerin yetişebildikleri için yüzlerindeki sevinci gördüm.
Dün orada, bir siyasi parti lideri Devlet Bahçeli’yi değil, Türk milleti için kurtuluşun tek ilacı olmuş, söyledikleri sözlerle Türk milleti için tarihe not düşen Devlet Bahçeli’yi gördük.
Bahçeli konuşmasına temsili yoklama yaparak başladı. Yoklamayı alfabetik sıralama ile değil, Kurtuluş Savaşındaki illerin sıralamaları ile yaptı. Gazi Mustafa Kemal gibi Samsunla başladı, Çanakkale ile illeri bitirdi. En sonunda da tüm Türkiye.
Bahçeli illeri saydıkça ve “burada” seslerini duydukça tüylerim ürperdi. Ve yoklamanın sonunda Bahçeli’nin “Türkiye?” sözüne yüz binlerce insanın “burada” demesi tüm duygusal yoğunluğu ortaya çıkardı.
Bahçeli’nin konuşması, şanlı Türk tarihinin her noktasını içine sindirmiş ve bununla geleceğe yön veren bir kitabe gibiydi.
Türk milletinin, devletinin bölünmez bütünlüğü, tek millet, tek devlet, tek bayrak ülküsü üzerine kurulmuş, milletimizin dününü bilen, bugünü gören ve yarınına ışık tutan bir konuşma idi.
Bahçeli’nin konuşmasını büyük dikkatle dinleyen kalabalıklar, konuşmanın her noktasına, her virgülüne katıldıklarını alkışlarıyla, sloganlarıyla, tek yürekten haykırışlarıyla onay verdiler.
Bahçeli, Türkiye’nin başkentinin Ankara olduğunu, Brüksel ya da başka yerler sanan ihanet çevrelerinin kafasına vura vura tekrarladı. Türkiye’nin çıkış yolunun Ankara’dan geçtiği ve bu çıkış yolunu Brüksellerde arayanların yanlış yolda olduklarını söyledi.
Bahçeli muhteşem konuşmasını “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözleri ile bitirdi. Ve yüz binlerce vatansever aynı anda “Ne Mutlu Türküm Diyene” dedi.
Dün orada, Bahçeli konuştukça ağlayan anaları, bacıları gördüm. Dün orada, vatan sevgisinden gözlerinden yaşlar gelen erkekleri gördüm.
Dün orada, Oğuz Kağan’ın, Ertuğrul Gazi’nin, Osman Bey’in, Fatih’in, Kanuni’nin, Mustafa Kemal’in, Alparslan Türkeş’in ruhlarını gördüm. Hepsi Devlet Bahçeli’nin yanında duruyorlardı. Türk Milleti ile birlikte bugün yaşananlara ağlıyorlar, yine Türk Milleti’nin bu yeniden dirilişinde her zamanki gibi orada olmanın gururunu yaşıyorlardı.
Ne mutlu bana ki, Türk milletinin yeniden dirilişine şahitlik ettim. Ne mutlu bana ki, Türk büyükleri ile aynı safta durdum. Ne mutlu bana ki, Türk Milleti tarih yazarken ORADAYDIM.
Ne Mutlu Türküm Diyene...