Türkiye'de son 40 yıldır terörle karşı karşıya olduklarını belirten MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, "Son 5 yılın içerisinde 15 Temmuz'da bu güne kadar ciddi şekilde teröre karşı yapılan mücadelede zirveyi yakalamış vaziyetteyiz. 10 bin PKK militanı dağdaydı. Dün sordum sayı 158'e düştü" dedi.

Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, Sivrice merkezli 24 Ocak 2020'de meydana gelen 6,8 büyüklüğündeki depremin hemen ardından burada olduklarını ve 23 ay sonra yine geldiklerinde Elazığ'da devletin gücünü, hassasiyetini ve vatandaşına nasıl sahip çıktığını gördüklerini belirtti.

Depremzedeler için hem kent merkezinde hem de Sivrice ilçesinde yapılan konutları gezdiklerini ve yapılanları yerinde gördüklerini aktaran Yıldırım, "Allah hepsinden razı olsun. Bu işin başında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dan, Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli'den, İçişleri Bakanımızdan, Sağlık Bakanımızdan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımızdan Allah razı olsun. Vatandaş 'Hani devlet?' diye sormadan geldiler, biz de geldik. 'Hani devletimiz nerede? Bizim başımıza bir felaket geldi.' diye serzenişte bulunmadan devlet geldi. Allah bize böyle devlet yöneticileri nasip etti. İnşallah nasip etmeye de devam edecek." diye konuştu.

Yıldırım, 'Cumhur İttifakı ne zaman, niye kuruldu' diye sorulursa, Cumhur İttifakı'nın kuruluşunun 15 Temmuz gecesi olduğunu dile getirdi.

15 Temmuz gecesi hangi siyasi liderinin nerede, ne yaptığının iyi bilinmesi gerektiğini ifade eden Yıldırım, yaşanan kaos ortamında MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin seçilmiş hükümetin yanında olduklarını açıkladığını aktararak, şunları söyledi:

"O güne kadar AK Parti iktidarına en sert ve en fazla muhalefeti yapan Devlet Bahçeli'dir. Ama o gün vahameti görüyor. Siyasi liderlere, Başbakana ulaşamayınca ilk demeci patlatıyor, tavrı ilk koyan odur. Diyor ki; 'Bir darbe teşebbüsü var, biz seçilmiş hükümetin yanındayız.'"

Bahçeli'nin bu açıklamasının ardından milliyetçi unsurların harekete geçerek darbeye karşı direnişe geçtiklerini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halkı sokağa davet ettiğini anımsatan Yıldırım, şöyle devam etti:

"O gece liderlere bakın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Ankara'dan İstanbul'a uçaktan indi, tankların arasından geçti. Dediler ki, 'Herhangi bir demeç verecek misiniz?' Kendisi, 'Ben sorumluluk alamam.' dedi. Sonradan öğrendik ki Bakırköy Belediye Başkanının evinde televizyondan darbeyi izlemeye gitmiş. Meral Akşener diyor ki, 'Misafir ağırlıyordum, haberim yoktu.' Eski Başbakanımız sayın Davutoğlu diyor ki, 'Gölbaşı'nda düğünden çıktım. Etimesgut'a giderken seni güvenli bir yere götürelim dediler, beni sakladılar.' Bir kişi çok enteresan, Ali Babacan, DEVA Partisinin muhterem genel başkanı 'Ben' diyor, 'Türkiye'ye 7-8 saat uzaklıkta bir ülkedeydim.' Bunların gece hiç sesleri çıkmadı, sabaha kadar. Türk milletinin feraseti galip çıkınca 16 Temmuz günü Sayın Kılıçdaroğlu, 'Seçilmiş hükümetin yanındayız, demokrasinin yanındayız.' dedi. Bugünde yine aynı grup diyor ki; 'Kontrollü darbe, tiyatro, sinema, böyle bir şey olmadı.' Onlara göre kontrollü darbe, bize göre de en son yapılan haçlı seferidir. Bir gecede bu ülkeyi elimizden almaya kalktılar, işte 15 Temmuz gecesi Cumhur İttifakı kuruldu."

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yaşar Yıldırım, "Adım adım 2023, il il Anadolu' programları kapsamında beraberindekileriyle birlikte Elazığ'a geldi. Bir otelde partililer ile bir araya gelen Yıldırım açıklamalarda bulundu.

Siyasetçinin sorumluluğu ve vebalinin çok fazla olduğunu vurgulayan Yaşar Yıldırım, " Siyasetçinin verdiği karara göre ülke şekillenecektir. Önü açılacak, tıkanacak, problemin içerisine girecektir. Vebali çok olan bir meşeliğin mensubuyuz. Önümüzdeki günlerde nelerin geleceğini bilmiyoruz. Sağlık bakanımız burada depremi bırakıp gitti. Daha sonra hep yaşadık, pandeminin ne olduğunu gördük. Salgının ne olduğunu, insanımızın nasıl öldüğünü gördük. 2 yıldır da pandeminin gölgesi altında yaşıyoruz. Okullarımızı, fabrikalarımızı kapattık, üretimi durdurduk vatandaşı evimize kitledik. Uzun süre açtık geri kapattık. Hastalığı kontrol altına alalım diye yaptık. Bu tüm dünyada böyleydi. Türkiye sağlık altyapısı ile birlikte dünyada yüzün akı ile bu husustan çıktı. Maalesef aşılamada hız düştü. Bizim isteğimiz aşı kampanyasına desteğinizi isteyeceğim. Biz aşı kampanyasında ne kadar zirve yaparsak bu hastalığı kontrol altına alırız" dedi.

Bir ülkenin güvenliğinin önemli olduğunu dile getiren Yıldırım, "MHP'nin siyasetinde birinci önceliği güvenliktir. Güvenlik olmadığı zaman hiçbir şey olmaz. Güvenliğin olmadığı yerde ticaret, yatırım, özgürlükler olmaz. Irak'ta hangisinin fikir hürriyeti ve ticari vardır. Suriye'de hangisinin güvenliği söz konusudur. Türkiye'de son 40 yıldır terörle karşı karşıyayız. Son 5 yılın içerisinde 15 Temmuz'da bu güne kadar ciddi şekilde teröre karşı yapılan mücadelede zirveyi yakalamış vaziyetteyiz. 10 bin PKK militanı dağdaydı. Dün sordum sayı 158'e düştü" diye konuştu.

"Şimdi teskereye CHP ve HDP hayır dedi. Dış politika da siyasetçilerin bir olması gerekir"

Meclis'in düşüncesinin, tavrının düşmana destek vereceğini yada moralini bozacağını aktaran Yıldırım, "Bundan 15 gün önce bir teskere yaşadık. TBMM'ye bir destek geldi. Teskerenin özelliği son 4 yıldır gelen teskeredir. Irak'ın kuzeyine ve Suriye'ye, Türk askerinin gidip girebilmesi operasyon yapabilmesinin kapsayan teskere. Bu teskereye yıllar yılı HDP hayır demiş. Ama bu teskereye bu sefer CHP'de hayır dedi. Gerekçesi teskerenin içerisindeki bir yabancı askerlerin Türkiye'de konuşlanmasıydı. Bu DHKP-C ile ilgili uluslararası operasyonlar için konulmuştur. Aynı cümle 2019'da da 2020'de de vardı. O zaman hiç sesleri çıkmadı. Şimdi teskereye CHP ve HDP hayır dedi. Teskere geçti. Bu tavır cephede bulunan Mehmetçiğe ne yaptı, morallerini bozdu. Bitirmek üzere olduğu teröristleri mecliste bildiği HDP destekliyordu ama arkasından yüzde 25 oya sahip CHP'de ona destek verdi. PKK'lı ne yaptı sevindi. Hepsi zil taktı oynadı. Niye Türkiye'de kendilerinin arkasında yüzde 35'lik bir destek buldu. CHP Atatürk'ün partisidir. Yakıştı mı yakışmadı. Ben bugüne kadar CHP'yi kanal İstanbul'dan dolayı hiç eleştirmedi. Kanal İstanbul'a karşı olabilirsin, falanca köprünün yapılmasına da karşı olabilirsin. Tüneli de beğenmezsin. Bunların hepsi anlaşılır. Önemli olan dış politikadır. Bu dış politika da siyasetçilerin bir olması gerekir. Ülke insanının bir olması gerekir" diye kaydetti.

"Ak Deniz'in mutlak hakimi Türkiye'dir "

Biz Fransa'ya selamla gidemezdik. Fransa, Türkiye bizi dövdü gemimiz batırıyor diye NATO'ya şikayet etti. Almanların biz gazetesi bir manşet attı. Dünyanın en büyük SİHA savaşları dünyada oldu. SİHA savaşlarının meydan mu haberesinin mutlak galibi Türkiye'dir. Milli Savunma Bakanımız ininde bulur vururuz dedi. Sesleri kesildi. Çünkü senin öyle bir gücün var. Libya'daki savaşın mutlak galibi Türkiye o savaştan hiçbir tabanca almadı, mermi istemedi. Yanımızda Katar vardı. Yalnız başına 7 düveli yıktı ortasına oturdu. Ak Deniz'in mutlak hakimi Türkiye'dir dedi. Türkiye'ye kimse bir şey yapamaz.

AA/İHA