Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde NTV ve Star TV ortak yayınında Oğuz Haksever’in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

"Bu yol haritasının ikinci, üçüncü etapları olacak"

"Fırat Kalkanı bitti. Bugün Sincar'ı, Kerkük'ü, Telafer'i işaret ettiniz ve 'oyunlar oynandığını' söylediniz. Ne gibi oyunlar oynanıyor ve Türkiye'nin çıtaları var mı?" sorusu üzerine Erdoğan, harekatın isim olarak "birinci etap" diye nitelendirdiği kısmının bittiğini söyledi.

Erdoğan, "Bundan sonra tabii ki bu bir yol haritası. Bu yol haritasının söylenmeyen, adı konmayan ikinci, üçüncü etapları olacak. Olay, sadece Suriye boyutunda giden bir harekat değil. Bu olayın Irak boyutu var. Irak'ta malum bir Telafer, Sincar olayı var. Orada soydaşlarımız var. Musul'da aynı şekilde soydaşlarımız var ve bir diğer taraftan orada şu anda bir üs olarak çalışmalarını yürüten askerimiz var. Bu askerimiz, DEAŞ ile Musul'da özellikle çok ciddi orada onlara karşı darbeler indirdi." diye konuştu.

"Kandil'de 2 bin 500 kadar PKK'lı var"

Buna ilişkin üzerinde durulması gereken bir diğer konu olduğuna işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ama öbür tarafta Sincar var ki onun durumu çok daha berbat. Çünkü Sincar'da ikinci bir Kandil oluşturmanın gayretleri var. Bu ikinci Kandil oluşturma gayretlerinde orada da 2 bin 500 kadar PKK'lı var. Tümüne baktığımız zaman Irak'ta aslında mezhebe dayalı bir Pers milliyetçiliğine yönelik İran'a bir destek oluşturuluyor. Yayılmacılık hareketi Pers milliyetçiliği perspektifinde ama dayanağı, temeli neresi? O da mezhebi, bir mezhep anlayışıyla bunu yayıyorlar ve bunu yayarken bunu tabii Pers milliyetçiliğine dayanarak yayıyorlar."

"Şu anda yaptıkları iş bana göre bir işgal hareketidir"

"Kerkük'te iki gelişme oldu, önce bayrak krizi çıktı, ardından da kent konseyi Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne ilhak kararı aldı ve Türkiye tepkisini ortaya koydu, sizler de koydunuz. Orada Türkiye neye göre izliyor olan biteni, orada bir çıtası var mı?" sorusu yöneltilen Erdoğan, "Tarihi itibarıyla baktığımız zaman, birileri kabul eder veya etmez bizi enterese etmez ama biz biliriz ki Kerkük tarihi itibarıyla bir Türkmen şehridir." dedi.

Daha sonra orada çok ciddi değişikliklerin, zorlamaların olduğunu ve nüfus değişikliklerine gidildiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Fakat bütün bunlara rağmen Kerkük'te bugün Türkmen'i ile Arap'ı ile ve tabii Kürtler ciddi bir orada değişime gittiler ve şu anda yaptıkları iş bana göre bir işgal hareketidir. Çok çirkindir ve Irak parlamentosunun aldığı kararı doğrusu ben bu noktada çok çok yerinde buluyorum ve aynı kararı bizler de paylaşıyoruz. Sayın Başbakanımız da bu konuyla ilgili açıklamasını yaptı. Ben bugün aynı açıklamayı benzer bir şekilde Zonguldak'ta yaptım ve Kuzey Irak Yerel Yönetimi'ne çağrımı da yaptım. Yanlış yapıyorsunuz, münasebetlerimizin bu kadar iyi olduğu bir dönemde bunun adı ateşle oynamaktır. Burası bence Irak'ın milli bayrağının dalgalandığı bir meclis olarak çalışmasına devam etmelidir ve kardeşçe burada Arap'ı, Türkmen'i, Kürt'ü birlikte yaşamalısınız. 'Burası benim' diye bir adım atarsanız bunun bedeli gelecekte farklı olur."

"Her şeyden önce şehitlerimize çok ciddi bir saygısızlıktır"

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "15 Temmuz'un kontrollü bir darbe girişimi olduğu" şeklindeki iddialarına yönelik soru üzerine, şu değerlendirmelerde bulundu: 

"Bu çok iddialı, çok gayri ahlaki bir yaklaşımdır. Her şeyden önce şehitlerimize çok ciddi bir saygısızlıktır. Bir defa benim Marmaris'ten hareket ettiğim andan önce yaptığım bir açıklama var. Bu kontrollü darbe girişiminin sinyalini kimden, nasıl, nerede aldığımı bütün bunları bizzat kendisinin ispat etmesi lazım. Fakat bu zat yalanla maruf bir kişidir. Eğer burada örtülü bir darbe girişiminden bahsediyorsa bunu ispat etmesi lazım. Eğer ispat edemiyorsa bu gayri ahlaki olmanın ötesinde benim edebimle maalesef ifade edemeyeceğim bir sıkıntıdır. "

 "Bu hafta çok daha belirleyici olacak" 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa değişikliği halk oylamasına yönelik kamuoyu anket çalışmalarının ne yönde ilerlediğine ilişkin soru üzerine de "Kampanyamızı başlattığımız günden bugüne her geçen gün bir defa 'evet' tırmanışa devam ediyor. Ben meydanların dilini biraz bilirim. Çünkü ömrüm buralarda geçti ve şu anda da meydanlar bunu söylüyor. Kamuoyu araştırmalarımız da yoğun bir şekilde devam ediyor. Oralardan gelen neticeler de bunu gösteriyor. Ben inanıyorum ki bu hafta çok daha belirleyici olacak." değerlendirmesinde bulundu. 

"Sen 'evet' diyen bu ülkenin vatandaşlarını Yunanla nasıl eşdeğer hale getirirsin?"

Erdoğan, CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt'un 16 Nisan'da anayasa değişikliği için yapılacak referandum ilgili açıklamaları ilişkin, şu ifadeleri kullandı:

"Ben CHP liderinin buna uyarı yaptığı kanaatinde değilim. Onun çünkü dili başka söyler, hafızası başkadır. Ödüllendirmiş de olabilir. Bir şeyi ortaya koymak lazım, biz 'evet' diyoruz. Birisi 'hayır' derse, 'hayır' diyeni de biz anlayışla karşılarız. Ama öyle ifadeyle giriyor ki işe 'biz Samsun'dan gireriz' diyor. Ya sen yola çıkacaksın Samsunlu seni Samsun'a sokmaz, Sivas'a, Amasya'ya, Ankara'ya bile sokmaz. Kimi denize döküyorsun sen? Sen kalkıp da bu ülkede 'evet' diyen bu ülkenin vatandaşlarını Yunanla nasıl eşdeğer hale getirirsin?" 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni sistemde cumhurbaşkanının kararname çıkarma yetkisine ilişkin, "Kararnameler konusunda parlamento baktı ki işine gelmiyor, onunla ilgili de kalkar bu itirazını yapar. Nereye? Anayasa Mahkemesine. Her şey bu kadar açık ortada. Yani yasama organı, Anayasa Mahkemesi var. Dolayısıyla öyle 'Dediğim dedik öttürdüğüm düdük' böyle bir cumhurbaşkanlığı kurumu yok." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NTV-Star TV ortak canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

"Yeni sistemde cumhurbaşkanının partisiyle meclis çoğunluğunun aynı olması olasılığı var, 'o zaman kuvvetler ayrılığı zedelenir' diye eleştiriler de var. Ne dersiniz?" sorusu üzerine Erdoğan, kuvvetler ayrılığının zedelenmesinin söz konusu olmayacağını, tam aksi bir durumun yaşanacağını anlattı.

Cumhurbaşkanının partili olmasının getirdiği avantajlara ilişkin Erdoğan, "Bir defa cumhurbaşkanı partisiyle içli dışlı olacağı için partisini de disipline etmesi bakımından büyük bir önem arz ediyor. Partisinin disipline olması da müşterek çalışmada hem kendisine ayrı bir güç katacak, partisinin tüm illere yayılmasında, illerdeki çalışmaların kontrol edilmesinde onlar da çok daha aktif, faydalı hale gelecek." diye konuştu.

Partisinin genel başkanı olduğu dönemde ayda bir il başkanlarıyla, belediye başkanlarıyla yaptığı toplantılarda kentlerdeki sıkıntıları öğrendiğini dile getiren Erdoğan, nerede hangi açık varsa gidermek için ilgili bakanlara gerekli talimatları verdiklerini söyledi.

"Partili başkanlık sisteminde işte bu devreye girecek." diyen Erdoğan, "Kılıçdaroğlu konuşuyor, 'Siz gelip de ilinizin herhangi bir sorununu nasıl anlatacaksınız?' diyor. Yönetmemiş, eline bir SSK'yı vermişler orayı da zaten rezil etmiş. Savaş Ay'ın programını izlediğimde o halle bugünkü hal aklıma geliyor." ifadelerini kullandı.

"Yeni sistemin kadınlar açısından öneminin" sorulması üzerine Erdoğan, kadınların parlamentoda yer almasının, kendileriyle önem kazandığını belirtti.

Toplumun yarısını oluşturan kadınların, eğitim öğretim sisteminde, devletin kurumları içerisinde çok daha etkin hale gelmesi gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, parlamentoda kadınların derdini kadınların dile getirmesi, bundan çekinilmemesi ve rahat olunması gerektiğini vurguladı.

Kızların cahil kalmaması için onların etkin rollerde yer alması gerektiğine değinen Erdoğan, eğitim öğretim kurumlarında iyi bir yere gelindiğini kaydetti. Anadolu'yu dolaştığında da okullardaki kız öğrencilerin sayısının iyi bir konumda olmasının kendilerini huzurlu kıldığını anlatan Erdoğan, bundan sonraki süreçte de bunun aynı kararlılıkla süreceğine inandığını ifade etti.

- "Bunlar okumuyorlar, okumuş olsalar çok açık ve net göreceklerdi"

"Eğer referandumdan 'evet' çıkarsa, 2019'da da seçilirseniz, kararname çıkarma yetkisine sahip olacaksınız. Cumhurbaşkanı bu önerilen sistemde ne gibi kararnameler çıkaracak?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"Anayasa ve anayasada yer almayan yasalar. Bu ikisinin dışında boşlukta olan konular vardır ki bir kararname çıkacaksa anayasaya ve bu yasalara ters olmaksızın cumhurbaşkanı ne çıkarabilir? Kararname. Velev ki çıkarmış olduğu bu kararname konusunda parlamento, eğer buna da itirazi bir durum söz konusu olursa burada denetim yetkisini kullanır. Hatta bu denetim yetkisi sadece orada kalmaz, anayasada da aynı şekilde devam eder. Bu kadar güçlü bir kontrol altında öyle cumhurbaşkanı Ali kıran baş kesen olamıyor. Böyle bir şey yok. Bunlar okumuyorlar. Okumuş olsalar bunların hepsini çok açık ve net göreceklerdi. Ama okumadıkları için bunu göremiyorlar. Dolayısıyla şu anda Anayasa Mahkemesine parlamentonun itiraz yetkisi nasıl var, o dönemde de aynı şekilde parlamentonun oraya itiraz yetkisi olacak.

Kararnameler konusunda da parlamento baktı ki işine gelmiyor, onunla ilgili de kalkar bu itirazını yapar. Nereye? Anayasa Mahkemesine. Her şey bu kadar açık ortada. Yani yasama organı, Anayasa Mahkemesi var. Dolayısıyla öyle 'Dediğim dedik öttürdüğüm düdük' böyle bir cumhurbaşkanlığı kurumu yok."

- "Bu sloganik yaklaşımları bırakın"

"Hayır" çadırına yaptığı ziyaret hatırlatılarak, "Yeni sürprizlerin olup olmayacağının" sorulması üzerine Erdoğan, bundan sonraki süreçte de spontane gelişmeler olabileceğini söyledi.

"Çadır ziyaretinde vatandaşların 'Size Cumhurbaşkanımız demek istiyoruz' ifadesini kullanmaları ancak partili olunması halinde 'Cumhurbaşkanımız' sözünün söylenemeyeceğini ima etmesine" yönelik soruya karşılık Erdoğan, "Mani bir hal yok ki. Zaten yasa metninde 'cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi' diyor. Sen onu aynen yine kullanabilirsin, dert başka." yanıtını verdi.

Çadır ziyaretinde "Niye 'hayır' diyorsunuz?" sorusunu yönelttiğini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"'Çağdaş bir Türkiye'de yaşamak istiyoruz dedi. 'Şu andaki Türkiye çağ dışı bir Türkiye mi?' dedim. Durdu durdu, 'Biz çağdaş bir Türkiye'de yaşamak istiyoruz.' Çünkü aslında niye 'hayır' dediğini bilmiyor. 'Bak' dedim, 'Kim akıl ederdi böyle bir dört gidiş geliş köprü, ortasından da raylı sistem geçecek. Burası havalimanına bağlanacak falan.' Ne dese beğenirsin? Oradan öbür arkadaş çıktı, dedi ki 'Niye Tayyip Erdoğan adını koymadınız da Yavuz Sultan Selim Köprüsü adını koydunuz?' 'Burada benim ne kadar mütevazı olduğumu anlayacaksın' dedim. Ben kendi adımı koymadım ama yani Osmanlı'nın zirve yaptığı dönemin sultanı Yavuz Sultan Selim, onun ismi buraya yakışmaz mı? Onu koydum. Ama 'Siz ayrımcılık yaptınız' dedi. Alevi Sünni meselesini gündeme getirdi. 'Çok ayıp' dedim, buna üzüldüm. Aklımızın ucundan bizim böyle bir şey geçmedi. Sizin de aklınızın ucundan böyle bir şey geçmesin. Şu köprünün üzerinden benim Alevi vatandaşım geçmeyecek mi? Sünni kardeşim geçmeyecek mi? Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü, Abaza'sı şu anda bütün köprülerden geçmiyor mu? Marmaray'dan Avrasya tünelinden geçmiyor mu? 'Bırakın bu işleri, bu sloganik yaklaşımları bırakın' dedim."

- "Güvenoyu yetkisi parlamentonun olmayacak"

"'Hızlı karar diye bir savı var evet kampanyasının, bunu anlatır mısınız?" sorusu üzerine Erdoğan, geçmişte çok sayıda gensoru verildiğini, bunun parlamentoyu işlevsiz hale getirmek için yapıldığını belirtti.

Geçmeyeceği bilindiği halde gensoruların verildiğini, bu nedenle çok ciddi zaman kaybı yaşandığını ifade eden Erdoğan, bunları aşmak istediklerine değindi.

Erdoğan, "Güvenoyu yetkisi, parlamentonun olmayacak, kimin güvenoyu yetkisi olacak? Milletin. Millet seni getiriyor, millet götürecek. Aklayan da karalayan da o." dedi.

Milletin beklediği hizmetin seri şekilde verilmesi gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim patinaja tahammülümüz yok, onun için de kararda seri olmak çok önemli. Eğer parlamento zaten senin arkandaysa cumhurbaşkanı olarak daha seri bir çalışmaya da girmiş olacaksınız. Muhalefetin elinden bazı şeyler var ki alınmış olacak. Ne gibi? Gensoru gibi.

Diyor ya 'Bakan gelip parlamentoda hesap vermeyecek.' Hesabı cumhurbaşkanı verecek. Onun şahsında onlar geliyor zaten. Senin de bakandan bizzat almak istediğin bir şey varsa yazılı olarak bakana soru önergeni gönderirsin, bakan da sana yazılı olarak onun cevabını verir. Bunlarla vakit kaybolmuyor. Yoğun şekilde çalışan bir sistem, mekanizma meydana geliyor. Bir diğer konu bütçede aksama süreci yok."

Bu dayanışmanın getirdiği işlevle, parlamentoda yer alacak partilerin dayanışmasının da farklı olacağına inandığını anlatan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Örneğin şu anda AK Parti ile MHP'nin dayanışması geleceğe yönelik aslında bir güzel örnektir. Demek olabiliyor. Bu süreç içerisinde meydanlarda olabiliyor. Ama öbür taraftan vatanımıza, milletimize bölücü olarak yaklaşan zihniyet, mantık da burada yerini bulamıyor. Nasıl? Nasıl olacak kardeşim, sen Kandil Dağı'ndan talimat alacaksın, Kandil Dağı'ndan aldığın talimatı parlamentoya taşıyacaksın, kürsüde onu dillendireceksin. Burası yol geçen hanı değil ki. 7 Haziran seçimlerinde görmedik mi? 253 kardeşimiz öldürülmedi mi seçimin ardından. Kimdi bunlar? Kürt'tü. Öldüren kimdi? Onlar da Kürt'tü. Ölen Kürt, öldüren Kürt. Bunu ne ile izah edeceksiniz. İşte bu sistemin bedeli bu."

15 Temmuz darbe girişiminin ardından başka girişimlerin olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine Erdoğan, darbe girişimi ile ilgili atılan adımın öncesi olduğunu, darbe girişiminin bu işin pik yaptığı nokta olduğunu söyledi.

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarına yapılan operasyonun ilk adım olduğunu, daha sonraki adımın da şahsına yönelik olduğunu ifade eden Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Onu başaramadılar. Peki daha öncesi var mıydı? Evet daha öncesi de vardı. Daha öncesinde adımı atmadan çekilmek zorunda kaldılar. Şu anda yurt dışında olanların bir çoğu bu süreçten geçip tecrübe kazananlar, kaçıyorlar. Amerika'da, Almanya'da bu kadar insan var. Afrika'nın birçok ülkesinde var. Şu anda ellerinde bizim bu süreçte öğrendiğimiz şeyler, milyarlarca dolar var. Söylüyorum bazıları bu işi hafife alıyor. Bir üst akıl, ülkemiz üzerinde çok ciddi bir oyun oynadı. Üst akıl ifadesini birkaç yıl oldu yurt dışı seyahatten gelirken basın mensubu arkadaşlarla uçakta gelirken konuştum."

FETÖ'nün bazı ülkelerde açtığı okullara destekler sağlandığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Elde ettikleri imkanlarla seçimlerde kongre üyelerini bunlar destekledi. Kongre üyelerini destekleyerek de bir yerlere vardılar. İkili ilişkiler geliştirdiler. Yargıya sirayet ettiler olay aynen Türkiye'de nasıl yargıya sızdılarsa Almanya'da da sızdılar. Birçok ülkede Balkanlarda, Afrika'da da sızdılar. O ülkenin insanlarının çocukları bunların okullarında okudu. Ondan sonra devletin değişik kademelerine bunlar girdiler. Biz bunu oralardaki liderlere söylediğimiz zaman işi hafife alıyorlar. Biz de kendilerine diyoruz ki 'Kusura bakmayın bizim ağzımız yandı, damdan düştük. Yarın bir gün sizin de başınıza böyle bir şey gelirse Erdoğan bunu söylemişti diyeceksiniz."

- "Ödüllendirmiş de olabilir"

CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt'un, "Evet çıksa bile sizi İzmir'de denize dökeriz" sözlerinin sorulması üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ben CHP liderinin buna uyarı yaptığı kanaatinde değilim. Onun çünkü dili başka söyler, hafızası başkadır. Ödüllendirmiş de olabilir. Bir şeyi ortaya koymak lazım, biz 'Evet' diyoruz. Birisi 'Hayır' derse, 'Hayır' diyeni de biz anlayışla karşılarız ama öyle ifadeyle giriyor ki işe 'Biz Samsun'dan gireriz' diyor. Ya sen yola çıkacaksın Samsunlu seni Samsun'a sokmaz, Sivas'a, Amasya'ya, Ankara'ya bile sokmaz. İzmir'den denize döküyorsun. Kimi denize döküyorsun sen? Sen kalkıp da bu ülkede 'Evet' diyen bu ülkenin vatandaşlarını Yunanla nasıl eşdeğer hale getirirsin? Sen ne geri zekalısın ya. Demokrasiden zerre kadar nasibini almamış, geri zekalı birisi bu adam ya."

Bozkurt'un kesin ihraç talebiyle partiden atılması gerektiğine işaret eden Erdoğan, CHP'nin bu tür kişiler yüzünden biteceğini belirtti.

Böyle bir anlayışın olamayacağına dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şakşakçıları görüyorsunuz. Yazıklar olsun. Bu kadar gaza geliş olur mu? Bu ne demektir? Göbeğini kaşıyan adamlar filan vardı ya, işte bunlar ama biz 'Hayır' diyenleri denize dökmeyiz. Biz onlara güzel bir demokrasi müzesi yapacağız. O demokrasi müzesinde onları biz objelerle onları süs eşyası olarak saklarız. Bunlar milletin iradesine saygısı olmayan tipler. En güzel cevabı milletim bunlara 16'sında verecek. Bu siyaset değildir, siyasetin dili değildir. Benim milletim buna layık değildir. Bu ülkede yüzde 50 artı bir verdi 'Sen ona denize dökeriz' diyeceksin. Yüzde 52 bana oy verdi beni Cumhurbaşkanı seçti neredeydin? Benzetmeler yapıyorsun. Kaddafi, Saddam yakışıyor mu? Bunlar çok çirkin yazıklar olsun bu CHP'nin yönetici kadrosuna. CHP'ye gönül veren vatandaşlarıma sesleniyorum. Gelin, şu tabloyu görün bu tabloyla bir yere varılmaz."

Erdoğan, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle yeni bir sürecin başlayacağını, istikrar ve güvenin ikame edilmesini istediklerinin altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 81 ilde üniversite bulunduğunu ve üniversite sayısının 75'ten 181'e çıkarıldığını ifade etti.

Eğitim yatırımlarından da bahseden Erdoğan, ücretsiz kitapların öğrencilere ulaştırıldığını hatırlattı.

"Sağlıkta yaptığımız reform bugün 'benim' diyen ülkede yok." değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, 30 büyükşehirde şehir hastanelerinin hizmet vereceğini bildirdi.

Yozgat ve Mersin'deki şehir hastanelerinin açıldığını hatırlatan Erdoğan, yapımı tamamlanan diğer hastanelerin de hizmete sunulacağını belirtti.

Doktor ve sağlık personelinde kalitenin artırılması gerektiğini söyleyen Erdoğan, sadece sağlık alanında eğitim veren Sağlık Bilimleri Üniversitesinin kurulduğunu anımsattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Adalette, emniyette, ulaşımda attığımız adımlar. Karada 6 bin 100 kilometre yolla başladık. Buna 19 bin 100 kilometre ilave ettik. Türkiye, yüksek hızlı treni bizim iktidarımızda gördü. Bunlar bir modern ülkenin gördüğü şeyler değil mi? Bana çadırda diyor ki 'Çağdaş Türkiye'de yaşamak istiyorum.' Bunlar ne? Biz teslim aldığımız Türkiye'yi onların zihniyetinin atıklarından aldık. Şimdi bu hale getirdik." diye konuştu.

- "Bunların 81 ilde ne olduğundan haberleri yok"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, enerjide önemli mesafe kat eden Türkiye'nin yenilenebilir enerjilerin tamamında olduğuna işaret etti.

Hızla çalışmalara devam ettiklerini ifade eden Erdoğan, "Bunu doğalgazda daha aşağıya çekeceğiz. Niye? Rüzgar santralleriyle bayağı mesafe alıyoruz. Güneş enerjisinde bayağı mesafe alıyoruz. Hızla bunlar devam ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

Gübre gibi atıklardan nasıl enerji elde edilebileceğine yönelik çalışmalar yapıldığını bildiren Erdoğan, 81 ile doğalgazı ulaştırdıklarını hatırlattı.

Erdoğan, "Bütün bunlar yapılırken ve hala 'Biz çağdaş Türkiye'de yaşamak istiyoruz' derken bunların 81 ilde ne olduğundan haberleri yok. İnanın bunlar 81 vilayette üniversite var mı, yok mu, bunu dahi bilmiyorlar. Hakkari'ye havaalanının kurulduğundan bunların haberi bile yoktur. Bizzat gittim, açılışını ben yaptım. Daha ne arıyorsun? 'Madem bunları yaptınız, o zaman niye anayasayı değiştiriyorsunuz' diyor. Patinaj var, damdan düşen benim. Şimdi bunlar olmazsa biz daha hızlı gideceğiz. Daha çok almamız gereken mesafe var." ifadelerini kullandı.

Çirkin yapılaşmayı ortadan kaldırmak için yapılan konut sayısının 762 bin olduğunu bildiren Erdoğan, daha da çok konut yapılması gerektiğini kaydetti.

Stadyum yatırımlarını anlatan Erdoğan, Türkiye'de şu anda 29 büyük stadın bulunduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim artık olimpiyat için hiçbir endişemiz yok. Verirlerse verirler, vermezlerse hiç umurumuzda değil." dedi.

Basketbol konusunda başdanışmanlarından Hidayet Türkoğlu ile yaptığı bir konuşmayı anımsatan Erdoğan, basketin de futbol gibi yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı.

Güreşin yeniden yaygınlaştırılması, teniste, yüzmede adımlar atılması gerektiğine işaret eden Erdoğan, tesislerin var olduğunu bildirdi.

Erdoğan, Türkiye'de açık basket sahalarının da yaygınlaştırılması gerektiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 Nisan'ın Türkiye ve Türk milleti için yeni bir değişim, dönüşüm noktası olması temennisinde bulundu.