MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın EtikHaber'e özel yaptığı açıklamada "Bir Şarlatana Cevap" başlığı ile yaptığı açıklamada çok sert sözlere yer verdi.

Semih Yalçın'ın EtikHaber'e yaptığı açıklama şu şekilde:

Milliyetçi-Ülkücü Hareketin; cemaziyülevvelini iyi bildiği bir ozan taslağı, uzun bir süredir Ülkücülerin katilleriyle birlikte saf tutmuş, çapsızlığını ve ciğersizliğini gizlemek için MHP aleyhtarlığını kendine kamuflaj vasıtası hâline getirmiştir.

Pusulalarını, istikametlerini şaşıranların sazcısı unvanını hak eden bu âşık müsveddesi; aslında âşıklık geleneğinin yüz karası, Ülkücü camianın da yarım asırlık tufeylisidir.

Sülük gibi yıllarca Ülkücü Hareketin sırtına yapışan, Ülkücülerin duygularını sömürerek geçimini sağlayan bu sazcı; MHP ve Ülkü Ocaklarının etkinliklerinde para karşılığı yer alan, para verilmediği zaman etkinliklere katılmayan bir yüzsüzdür.

O bir ozanlık balonudur ve çoktan patlamıştır.

Üstelik onun kimlerden güfte desteği aldığı ve bu güfteleri kendi eseriymiş gibi değerlendirip kullandığı MHP camiasında öteden beri iyi bilinmektedir.

Şimdi bu süpürge bıyıklı şarlatan, çıkmış MHP Genel Başkanına en galiz küfürlerle taarruz etmektedir.

Bu hadsiz, densiz, haddini bilmez, terbiyesiz ve edepsiz mahlûk; Genel Başkanımız hakkında kullandığı ifadeler aslında kendisini tarif etmektedir.

Şeref ve haysiyet bu ozan müsveddesinin ruhundan öylesine kazınmıştır ki karakter ve seciyesi saydam bir tabaka hâline gelmiştir.

Bahse konu ozan taslağı artık Ülkücü Hareket nezdinde haysiyet ve itibarı beş paralık olduğu, artık Ülkücülerin gözünden de gönlünden de düştüğü için kendine yeni çıkış yolu, yeni menfaat kapıları aramaktadır.

Hemen her seçim döneminde CHP’nin tetikçisi ve borazanı olan Halk TV’ye çıkıp MHP Genel Başkanını saldırması onun tıynetinin, şeref ve haysiyetinin kaç paralık olduğunu ortaya koymuştur.

CHP tarafından ulusalcılık yemiyle avlanan ozan müsveddesi gibi birtakım keklikler, Halk TV’de kafeslenerek programlara çıkarılmakta, acı acı şakımaları istenmektedir.

MHP ve Ülkücü Hareket; süpürge bıyıklı âşık müsveddesi gibi Ülkücü Hareketin mazide ne uğurda şehitler verdiğini unutarak geçmişine, geleceğine, büyüklerine ve küçüklerine sövüp bunu da şecaat zannedenleri ebediyen hafızasından silmiştir.

Türkiye’nin beka mücadelesi verdiği günlerde CHP’nin dolmuşuna binerek kargaşa inşaatına taş taşıyanlar, düşmanlarımızın Türkiye’yi sıkıştırabileceği siyasi vasatın hazırlanmasına amelelik ve taşeronluk edenler, gelecekte hakikati idrak edip pişman olduklarında iş işten geçmiş olacaktır.

MHP’ye saldırarak nefsini tatmin etmeyi, kinini ve garezini yatıştırarak MHP’ye düşmanlık etmeyi hâl çaresi görenler, Türkiye’nin düşmanlarına cephane vermektedir.

Ülkücüler; ne zamandan beri yüzlerce Ülkücü katilinin yetiştiği, Türk düşmanı mahfillerle ortak çıkarlarda buluşmuşlardır?

Ülkücü Hareket’in katillerinin saklandığı ideolojik akımlar ve gruplar arasında kendilerine siyasi gelecek arayan bu ilkesizler, ne zamandan beri şerefli Ülkücü adını taşır olmuşlardır?

MHP düşmanlarını destekleyenler, dolaylı olarak arkasındaki FETÖ’nün ve PKK’nın siyasi temsilcilerinin ekmeğine yağ sürdüklerini ne zaman idrak edeceklerdir?

Devrimci solun iktidarında adaletin ilanihaye Türkiye’yi terk edeceği; milletine, mukaddesatına düşkün kesimlerin ve siyasi hareketlerin artık nefes bile alamayacağı, her türlü gayrimillî cereyanın itibar göreceği, ülkede hainlerin demokrasi ve insan hakları maskesiyle cirit atacağı, Ülkücülere ise asla hayat hakkı tanınmayacağı nasıl düşünülmemektedir?

Bir siyasi partinin beka endişesi her zaman haklıdır ancak bu, ağızlarda çiklet olmayıp milleti kandırmak anlamına gelmez.

Aksini müdafaa etmek; davasına ihanet etmiş bu malum “oyun uşağının” mukaddesat ve beka düşmanlarının işini kolaylaştırmasıdır.

Böyle bir ters ve sakat mantığın; Ülkücülerin idrakinde, havsalasında yeri yoktur.

Günde iki kez doğruyu gösteren bozuk saat zamanı tespit için kullanılamayacağına göre; beka kavramını iğdiş eden, sahte milliyetçiliğiyle vatan sevgisini bile sulandıran bu tip şarlatanların sözlerine itibar edilemez.

İhanetin necaseti haline gelmiş ve yazısı turası silinmişlerin ulusalcılıklarını milliyetçilik zannetmek; devrimci sosyalizmi aklamak, komünizmi temize çıkarmaktır.

MHP’yi zayıflatmak ve Sayın Devlet Bahçeli’ye zarar vermek uğruna her türlü ahlaksızlığı, ilkesizliği ve omurgasızlığı mubah görenler, camiamızın değerlerini unutarak edep ve hayâdan yoksun davrananlar; bırakınız Ülkücülük iddiasında bulunmayı, Ülkücü kelimesini ağzına bile almamalıdır.

Sazcı taslağı ve onun izinden gidenlere tavsiyemiz; artık Deniz Gezmişlere, Hüseyin İnanlara Mahir Çayanlara, FETÖ elebaşına, bölücü başı Öcalan’a, cennetmekân Fırat Çakıroğlu’nun katillerine methiyeler ve mersiyeler dizmeleri, onların masumiyetini savunarak bütün geçmişlerini inkâr etmeleridir.

O zaman, “Oynadı güldü, yerini buldu.” denilecektir.