MSÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu son günlerde Türk tarihi ve devletleri, millet ve millet olma bilinci, devlet felsefesi ve tarihi sürecimizle ilgili tarihçi kimliğiyle bilimsel ve objektif değerlendirmelerde bulundu, bulunmaya devam ediyor. Bilim insanları birileri beğenmiyor, diye gerçeklerden bağımsız konuşmazlar. Türkler devletlerini hiç bir kimseyle ve grupla paylaşmaz, Türk boylarıyla bile… sadece han sülalesi paylaşımda söz sahibidir. Osmanlı da böyleydi; bu yüzden Çandarlı ailesinin beyini idam etti; yine hiç bir tarikat ve cemaatle de devlet paylaşılmaz, şeyh Bedrettin ve Niyazi Mısri çok sevilen ve önemli mutasavvıflarsı, ama beka meselesi onları da devlete kurban etmiştir. Yine padişah evlatları beka için kurban edildi… millet sadık olup olmamasıyla değerlendirilmiş; sadık ise “sadıka”Ermeniler gibi; değil ise bekası için sürgün edilmiştir. Bu gerçekleri keyfiniz için Erhan hoca değiştiremez. Ancak cumhuriyette devletin sahibi millet olduğu için millet kimdir? sorusunu sorarız.. onun cevabı kurucu iradede, Misak-ı milli ve ilk anayasamızda vardır…kendini ehli islam içinde gören ve kendini öyle tanımlayandır cevabını veririz. Yani atalarımız bunun cevabını da vermişlerdir; Türk milletinin içinde Kürtler de sayılmış ve hukuken de böyle kabul edilmiştir. Yani Misak-ı milli içinde kürtler vardır; bu da tarihi bir gerçektir… bunu da hiç bir tarihçi yok sayamaz…. Sonra Türk ordusunun başındaki hoca, Türk tarihinin gerçeklerini anlatamayacaksa o zaman bu mevkiinin hiç bir değeri yoktur… bir de tarihi olarak kırıntı bilgilerle hocayı hedefe koymak zaten az olan kıymetlilerimizi üzer… biz sağ oldukça bilimsel ve şeffaf edebli tüm düşünceler önemli olacaktır. Ülkücüler hem tarihine hem de büyüklerini edebi ölçü olarak görürler. Ve değerlerine bağlılıkla siyaset yaparlar…tarihi gerçekleri görmeyenlere geçmişine bağlı kalmayı öğretmeye azimlidirler.