Hepimizin malumu olduğu üzere MHP Erciyes Zafer Şöleni'ni geçen yıl sonlandırmıştı.

Geçen yıl Kayseri il teşkilatı tarafından düzenlenen programa MHP Genel Merkezi yöneticileri katılmamıştı. Ve bu sene basında abartılarak çıkan haberlerin aynısı geçen senede çıkmıştı.

MHP muhaliflerinin yaptığı eleştirilere geçmeden önce, basının bu tavrını eleştirmek istiyorum.

Bundan önce 17 kere yapılan Erciyes Zafer Şöleni'ne bazen 500 bin, bazen 800 bin kişi katılırken bugün yapılmadığı için eleştiren medya kuruluşları bu kalabalıkları 50-60 bin veya 10 binler diyerek olabildiğince küçük gösterme gayretine giren basın değil mi?

Erciyes'teki onca güzel faaliyeti görmeyip sıkılan bir tane kurşunu manşet yapan bu basın değil mi?

Erciyes'te hem Alparslan Türkeş'in hem de Devlet Bahçeli'nin çok önemli konuşmalarından hiç alakasız bir paragraf vererek asıl konuyu görmemezlikten gelen bu basın değil mi?

Ülkücüler dağa çıkıyor diye eleştiren bu basın değil mi?

Ama aynı basın bugün Erciyes Şöleni yapılmıyor diye yaygara koparıyor. Şunu sormak gerek bu basına?

Size ne? Bugüne kadar kötü ve gereksiz göstermeye çalıştığınız ve görmemezlikten geldiğiniz Erciyes Şöleni yapılmayınca mı aklınıza geldi?

Öncelikle ülkücü hareketin bunu iyi tahlil etmesi gerekmektedir.

Bunların dışında gazetelerde gördüğüm siyasi hayatını MHP'ye saldırmak üzerine kurmuş isimler de bunu eleştirmektedir. Kimler bunlar? Sabahattin Önkibar, Enis Öksüz, Ramazan Mirzaoğlu, Hüsnü Yusuf Gökalp ve Ramiz Ongun...

Şimdi isterseniz bunları tek tek değerlendirelim

Sabahattin Önkibar: Yıllarca Enver Ören'in kolları altında gazetecilik (!) yapan ve bu süre içerisinde Enver Ören'in çıkarları doğrultusunda bazen ANAP'lı, bazen DYP'li bazen Refah'lı, bazen de MHP'li olan Önkibar ne zaman ülkücü olmuş şaşırıyorum.

Bildiğiniz gibi Enver Ören'in ekibi bir cemaat yapısı gibi çalışmaktadır yani ülkücü hareketin tarzına hiç uymayan bir yapı. Şimdi orada yetişen ve sabah akşam taraf değiştiren Sabahattin Önkibar'ı hangi akıl mantıkla ülkücü sayacağız bilemiyorum.

Muhtemelen şu an görev yaptığı gazete de, Önkibar'ın ülkücü olmadığını ve bu sebeple de MHP'ye üslupsuz ve iftira dolu yazılar yazacağını bildiği için görev verdi. Ve hakkını vermek lazım görevini çok iyi yapıyor...

Ama şahsen Sabahattin Önkibar'ın MHP ve ülkücülerle söylediği hiçbir şeyi ciddiye almıyorum.

Zaten Erciyes'in nerede yapıldığını, ne zaman yapıldığını ya da nasıl yapıldığını bilmediğinden de eminim.

Enis Öksüz: Yani Devlet Bahçeli'nin Bakan yaptığı kişi. Devlet Bahçeli kendisini bakan yaparken o Devlet Bahçeli'ye ne yapmış? Önce o zamana kadar hakaret ettiği BBP'ye geçmiş Bahçeli'ye hakaret etme görevini üstlenmiş, Muhsin Yazıcıoğlu'na atmadığı takla kalmamış daha sonra da daha önce Bahçeli'ye yaptığı gibi Yazıcıoğlu'nu da satarak DYP (DP)'ye geçmiş bu seferde Yazıcıoğlu'na hakaretler etmeye (tabi MHP'ye hakaretlerinin hızını kesmesen) başlamıştır. Bir dönemde Doğu Perinçek'le ilişkisi olduğunu biliyorum. O kadar hızlı parti değiştiriyor ki, açıkcası şu an hangi partide olduğunu bilmiyorum.

Göründüğü gibi çok değişken bir siyasi çizgi. Ama Enis Öksüz'ün MHP'den ayrıldıktan sonra değişmeyen bir tek özelliği var sürekli MHP'ye saldırması. Bakan olduğu dönem dışında Erciyes'in yolundan geçmemiştir.

Ramazan Mirzaoğlu: Bu şahıs da siyasi hayatı çok hareketli geçen biri. MHP'de Bakanlık yapmış, sonra MHP içerisindeki muhalefetlerle birlikte hareket etmiş, sonra BBP'ye geçmiş ve sonrada DP'den aday olmuş biri. Pek kimsenin ciddiye almadığı bir kişi. Bakan olduğu dönem dışında Erciyes'in yolundan geçmemiştir.

Hüsnü Yusuf Gökalp: MHP'de bakanlık yapmış, sonra Ramiz Ongun'u desteklemek adına MHP'ye her türlü hakaretleri yapmayı kendine görev bilmiş ve son olarak DP'den aday olmuş bir şahıs. Yan yana gelsen  muhtemelen ağzından MHP'ye hakaretler dışında bir kelime duyamacağın, Erciyese'de bakanlık dönemi dışında gitmemiş bir şahıs.

Ramiz Ongun: 80 öncesi MHP'de bulunmuş, daha sonra ANAP ve DYP saflarında siyaset yapmış, Alparslan Türkeş'in vefatından kısa bir süre önce MHP'ye geçmiş ve kısa bir süre sonra vefat sonucunda boşalan Genel Başkanlık koltuğuna aday olmuştur. O günden beri de MHP'ye muhalefet yapmaktadır. Ama bu muhalefet döneminde de BBP ve DP ilişkilerini çok yoğun şekilde sürdürdü. Bununla birlikte MHP'ye saldıran herkesle de işbirliği yapmaktan da geri durmadı. Erciyes'e hayatı boyunca bir kere Genel Başkan adayı olduğu bir dönemde geldi onda da alanda olay çıkarmak için elinden geleni yapmasına rağmen ülkücüler sağduyu davranarak Ramiz Ongun'un oyununa gelmedi. Ve bir başka konu Ramiz Ongun'un 97'den bugüne bir kere bile olsa Anıtmezar'a gidip dua etmişliği var mıdır merak ediyorum. Ben olmadığını biliyorum ama yine de kendisi cevabını versin...

2002'den sonra otel lobilerinde bir paşanın karşısında hazırolda bekleyip aldıkları emirlerle MHP'ye saldıran şahıslar, bugün ise, TOBB üniversitesi önünde Abdullatif Şener ile görüşebilmek için sıra beklemektedirler.

Sonuç olarak bu şahıslar zaten aldıkları talimatlar gereği MHP'ye çamur atmak için bahane aramaktadırlar ve görevlerini iyi yapıyorlar. Ama ülkücüler bu numaraları yutmamalıdır.

17 yıl boyunca Erciyes'le ilgili bir tane iyi haber yapmayan basının haberlerine kanmamalıdırlar.

Ve bütün bunlarla birlikte Başbuğun emanetine sahip çıkılmadı diyen bu şahıslara önerim "Erciyes Dağı yerinde duruyor, gidin siz emanete sahip çıkın şölen yapın" hem daha önce gitmediğiniz yerleri de görmüş olursunuz. Erciyes'in sadece bir kayak merkezi olmadığını da öğrenirsiniz belki de....

Ha yok hala Ağustos'ta Erciyes'e çıkmama alışkanlığınız devam ediyorsa MHP'ye çamur atmayı bırakın çünkü artık kimse yutmuyor....