Aleksandr Gruşko, başkent Moskova'da gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye, Ukrayna, Rusya ve Birleşmiş Milletler (BM) arasında 22 Temmuz'da İstanbul'da yapılan Tahıl Koridoru Anlaşması'na değinerek, 18 Mart'ta sona erecek bu anlaşmanın uzatılması yönünde dün karar alındığını anımsattı.

Gruşko, "Gerçekten anlaşma uzatıldı. Anlaşmanın 60 güne uzatılması konusunda mutabık kalındı. Anlaşmanın paket halinde olduğu teyit edildi. Anlaşma aynı şartlar doğrultusunda uzatıldı." dedi.

Anlaşmanın ileride uygulanması gerektiğini vurgulayan Gruşko, şunları kaydetti:

"Süreç yavaş devam ediyor. En yoksul ülkelere ücretsiz vermeye hazır olduğumuz gübrelerimiz, birçok ülkenin limanlarında bulunuyor. Yapay engeller oluşturuldu. Anlaşmanın ikinci kısmının uygulanmasıyla ilgili olarak Rusya'ya verilen tüm söz ve yükümlülüklerin yerine getirilmesi için ısrarla çabalayacağız. Burada, Rus tarım ürünlerinin uluslararası piyasalara sevkiyatına yönelik doğrudan ve dolaylı şekilde uygulanan tüm yaptırımların kaldırılması söz konusudur."

"Kuzey Akım hatlarındaki patlamaların soruşturulması konusunda ilerleme yok"

Kuzey Akım 1 ve 2 doğal gaz boru hatlarında geçen yıl gerçekleşen patlamalara da değinen Gruşko, patlamaların soruşturulması konusunda herhangi bir ilerleme olmadığını aktardı.

Gruşko, "Rusya'nın katılımıyla soruşturmanın yapılması konusunda ısrar edeceğiz. Rusya, konuyla ilgili Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde bir karar taslağı hazırlıyor. Bu olayda noktanın koyulması, suçlu olanların bulunması gerekiyor. Bunlar hesap vermelidir. Olaya netlik kazandırmak için çabalayacağız." ifadesini kullandı.

"Gürcistan ve Moldova'daki durum bizi endişelendiriyor"

Gürcistan ve Moldova'daki duruma değinen Gruşko, bu ülkelerdeki durumun kendilerini endişelendirdiğini belirterek, "Bunlar, ne yapılıp yapılmayacağını söyleyen Amerika'dan uzakta olan ülkelerdir. Bu ülkeler komşularımız. ABD ve ortakları, sınırlarımızda yeni gerilim noktaları oluşturmaya ve coğrafi nedenlerle Rusya Federasyonu'nun güvenlik çıkarları için kilit öneme sahip olan bu bölgelerde bir tür jeopolitik rekabet yaratmaya çalışıyor." diye konuştu.

Söz konusu ülkelerdeki olayların Batılı devletlerin sömürgeci yaklaşımını yansıttığını vurgulayan Gruşko, "Batılı ülkeler, empoze etme hakkına yalnızca kendilerinin sahip olduğunu düşünüyor. Bu, kesinlikle sömürgeci bir yaklaşım." değerlendirmesinde bulundu.