Cezayir, Fransa'yı Kuzey Afrika'nın Sahra şeridindeki Sahil bölgesinde terör örgütlerine fidye ödemekle suçlarken Paris'in bu iddiaları reddetmesi, ilişkilerde gerginliğe yol açtı.

Cezayir Savunma Bakanlığından geçen hafta yapılan yazılı açıklamada, yakalanan bir sanığın verdiği ifadeler doğrultusunda ülkenin doğusundaki Cilel vilayetinde terör örgütü noktalarına baskınlar düzenlendiği belirtildi. Baskınlarda, çok sayıda aranan kişinin yanı sıra 80 bin avro ele geçirildiği, söz konusu meblağın Mali'de batılı rehinelerin serbest bırakılması karşılığında yapılan fidyeye ait olduğu paylaşıldı.

Cezayir, Ekim ayında Mali'de 3 Avrupalı (1 Fransız ve 2 İtalyan) ile 1 Mali vatandaşının serbest bırakılması karşılığında Nusret'ul İslam adlı terör örgütüne fidye ödendiği ve Mali'deki terör örgütü mahkumlarının serbest bırakıldığı iddiasıyla Avrupa ülkelerine ve özellikle de Fransa'ya tepki göstermişti.

Cezayir Savunma Bakanlığı tarafından Ekim ayında yapılan açıklamada, "yurtdışından tarafların müzakereler yürüterek varılan anlaşma sonucunda, üç Avrupalı rehinenin serbest bırakılması karşılığında 200'den fazla teröristin salıverildiği ve terörist gruplara önemli miktarda fidye ödendiği" belirtilmişti.

Anlaşmanın bir parçası olarak Mali'de serbest bırakılması sonrasında ülkeye girişinden beri takip edilen Mustafa Dirar adlı örgüt üyesinin verdiği ve Cezayir basınının yayınladığı ifadelere göre, terör örgütlerine 10 ila 30 milyon avro fidye ödendiği iddia edildi.

Aynı şekilde, Batılı esirlerin serbest bırakılması karşılığında Mali makamlarının aralarında Cezayirlilerin de yer aldığı terör suçlarından mahkum 207 tutukluyu serbest bıraktığı, Dirar'ın Cezayir basınında yayınlanan ifadelerine yer aldı.

Buna karşın Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron, hükümetin Nusret'ul İslam’ın elindeki rehinelerin kurtarılması için fidye ödemeyi reddettiğini savundu.

Terör örgütlerine fidye ödenmesi BM kararlarına aykırı

Cezayir, Birleşmiş Milletler'in 2014 yılında kabul ettiği terör örgütlerinin fidye ödemelerinden fayda sağlamasına karşı kararını, itirazına gerekçe olarak gösteriyor.

Cezayirli diplomatlar bu dönemde fidye ödenmesine karşı bir tasarının kabul edilmesi için uzunca bir süre çalışırken, başta Paris olmak üzere Avrupa ülkeleri bu karara karşı çıkmış, ABD ise Cezayir'in bu adımını desteklemişti.

Fransızca yayın yapan Jeune Afrique dergisindeki bir makalede, "Sahil bölgesinde Batılı esirlerin serbest bırakılması için fidye ödenmesi sıradan bir durum. Çoğunlukla bu pazarlıkların detayı ve içeriğiyse paylaşılmaz." ifadeleri yer aldı.

Basında çıkan haberlere göre başta Fransa ve Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleri, silahlı gruplara ellerindeki esirlerin serbest kalması için bugüne kadar milyonlarca avro fidye ödedi.

Cezayir fidye parasının peşinde

Cezayir makamları, Avrupa ülkelerinin ödediği fidye parasının ulusal güvenlik ve istikrarı için bir tehdit biçiminde değerlendiriyor. Terör örgütleri, bu finansmanla hem silah tedarik etmekte hem de bölgedeki ekonomik olarak dezavantajlı yerlerden adam devşirme fırsatı elde ettiği, Cezayir makamlarınca paylaşılıyor.

Emekli Albay Abdülhamid el-Arabi eş-Şerif, hükümete bağlı gazete el-Mesa'ya yaptığı açıklamada, Nusret-ul İslam grubunun lideri Muhtar Bilmuhtar'ın Avrupalılardan elde ettiği finansmanla "60 kişi olan örgütüne Malili kabilelerden bine yakın eleman kattığını" öne sürdü.

Cezayir ordusu, ülke içine ulaşan fidye parasının peşine düştü ve üç ayrı operasyonda üç ayrı aranan terör zanlısını yakaladığını duyurdu. Yakaladığı kişilerin ifadeleri sonucunda, ülkenin doğusundaki Cilel vilayetinde terör örgütü noktalarına baskınlar düzenlendiği ve burada rehineler için ödenen fidyeden 80 bin avroluk bir meblağın ele geçirdiği belirtildi.

Yerel basına yansıyan bilgilere göre, yakalanan kişilerin ailelerini ziyaret ettiği ve herhangi bir eylem hazırlığında olmadığı paylaşıldı.

Cezayir istihbarat makamlarının basınla paylaştığı bilgilere göre, güvenlik birimleri Mali'de esir anlaşması karşılığında serbest bırakılan terör zanlıları ve fidye parasının izini sürüyor.

Fransa ile soğuk ilişkiler

Cezayir, Fransa'nın henüz yüzleşmediği sömürge dönemi dosyaları nedeniyle gergin seyreden ilişkilerinde fidye krizi tansiyonu yeniden yükseltti.

İtidalli söylemiyle tanınan Cezayir resmi basını, fidye ödendiğinin ortaya çıkmasının ardından Fransa'ya yönelik dilini sertleştirdi ve Paris'i terörü finanse etmekle suçladı.

İki ülke arasındaki ilişkileri onarmak adına Cezayir'i Kasım ayında ziyaret eden Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin, pek de hoş karşılanmadı.

Ev sahibi Cezayir İçişleri Bakanı Nureddin Bilcud'un Fransız mevkidaşını havalimanında karşılamaya gitmemesi, ülke basının da gözünden kaçmadı. Cezayir medyası, Fransız bakana sergilenen diplomatik sitemin "Cezayir'e yönelik ulusal güvenlik tehditlerini Paris'in dikkate almamasına karşı bir tepki olduğu" yorumunu yaptı.

Cezayir saldırılara karşı teyakkuzda

Cezayir, 2020 yılında ülkenin güneyindeki Sahra çölü bölgesi ve ülkenin kuzey batısındaki dağlık bölgede silahlı gruplara karşı önleyici operasyonlarına devam etti. Yaşanan bir kaç çatışma veya intihar saldırısı dışında 2020 boyunca ülkede büyük ölçüde bir terör saldırısı gerçekleşmedi.

Fransa, Mali'de gerçekleştirdiği askeri operasyonlarla bölgede etkin El-Kaide yönetiminden önde gelen isimleri öldürdü. Bunların başında İslami Mağrib'teki el-Kaide'nin lideri Ebu Musab Abdulvudud takma adıyla Abdulmelik Durukdal geldi. Örgütün lider kadrosundan Cezayir asıllı Yusuf el-Annebi'nin de kasım ayında örgütün yeni lideri olduğu duyuruldu. Annebi'nin Cezayir asıllı olması, son dönemde darbe yiyen örgütün varlık göstermek için namlusunu Cezayir'e yöneltebileceği yönünde endişeleri de arttı.

Cezayir güvenlik makamlarının, son dönemde kan kaybeden, Sahil bölgesindeki el-Kaide'nin Fransa'dan aldığı fidye parasıyla yeniden bölgede kendisini tahkim etme çabasına karşı hazırlandığı ülke basınında yer buluyor.