Seksen milyonluk dev bir ülkeyi idare edebilme meziyeti her babayiğitte olmaz, herkesin rüyası olsa bile beceri ayrıdır. Devleti idare etmek, çocuk oyuncağı değildir. Bu yüzden tarihe mal olmuş, başarılı ve başarısız devlet adamlarının sayılarındaki dengeye baktığımızda, başarısız sayısı açık ara öndedir. Devlet idare etmek çocuk oyuncağı değildir...

Devlet idare etmek; Adalet ister, adil olmadan devlet adamı olunmaz. En yakınından en uzağına adaleti dağıtacaksın, bunu beceremiyorsan olmaz. Şaibeli olmayacaksın, deniz fenerinin aydınlatmasına da ihtiyacın olmayacak. Devlet adamının, bir başkasının mumuna ihtiyacı olmaz. Bu işler ciddi ve önemlidir. Tarih bu işlerin önemini kavramamış liderlerden oluşmuş büyük bir çöplüktür...

Devleti idare etmek; Cesaret ister, cesur olacaksın, cesaret; sana sadakatle bağlı insanları azarlamak, toplum içerisinde rencide etmek değildir. Kanunlar karşısında devlete sadakatinden susan insanlara efelik taslamak, oda cesaret değildir. Devletin verdiği gücü ve dokunulmazlığı kullanarak, önüne gelen garibanlara posta koymak, bağırmak çağırmak, cesaret asla böyle bir şey değildir. Cesaret adap ister... Danışıklı dövüşlerle orta oyunlarıyla olacak işler değil, yarınlara el sallayan insanların yapacağı işlerdir, cesur olmak...

Devleti idare etmek; Sadakat ister, sadık olacaksın, sözüne sadık, çevrene sadık olmadın mı? Senden devlet adamı olmaz. Sadakat, konuştuğu lafın arkasında durabilmektir. Devlet adamı kendi lafına sadık kalmalıdır. Referandumda ayrı, camide ayrı, mecliste ayrı konuşabilirsin, ama aynı konuda, hiçbir devlet adamı, beş ayrı laf etmez, edemez, edecekse devlet adamı olamaz. Lüzumsuz gözyaşları ile kendi milletini aldatmaz. Tarih bu tip devlet adamlarını, başaramayanların çöplüğüne atar...

Devleti idare etmek; Nezaket ister, her fırsatı birilerine saldırmak olarak değerlendirmemeli, ağzına, diline sahip olmalı, bağırmak çağırmak acizlere yakışır, devlet adamı tarzı olamaz, nezaket, peygamberlerin ve din ulularının devlet adamlarına hatırasıdır. Bu hatırayı geri çevirenden, nasıl devlet adamı olur? Bu müstesna hatırayı muhafaza edememek, bunun hakkını verememek, bunun ne manaya geldiğini bilememek, ne acıdır. Bu hiçbir akıllı devlet adamına yakışmaz. Nezaket çok önemlidir, nezaketi kaybettiğin gün bir çok şeyi kaybedersin...

Devleti idare etmek için geçmişten dersler çıkartmak lazım, ben bir bildik hikâyeyi hatırlatarak yazımı bitireyim. Yüksek bir makama gelmiş, oradan ayrılmak zorunda kalan adam, yerine gelene üç zarf verir. Başın sıkıştıkça sırasıyla bunları aç der. Zaman ilerler işler karışır ve ilk zarf açılır. Nasihat, ‘'kendinden öncekileri suçla'' bu metotla bir zaman yine işleri yürütür, ama yine tıkanır ve ikinci zarfı açar. Nasihat ‘'etrafındakileri kötüle'' işler yeniden yürümeye başlar, derken artık zaman üçüncü zarf'ı da açtırır. Nasihat ‘'üç zarfta sen hazırla'' artık gitmek mukadder bir sonuçtur.

Biz de başbakanın son zarfı okuduğunu görmekteyiz. Öfkesi son zarfı okumasından, artık yapacak bir şey yok, o da yeni zarfları hazırlayıp kendi yoluna gitme vaktinin geldiğini anlamalı...

İrfan TOPÇU

***

Sizde bu bölümde yazmak isterseniz sitemizin ilkelerine ters düşmeyen yazılarınızı [email protected] mail adresine gönderin sizin adınızla yayınlayalım.

Not: Yazılarınızda isminizi ve kullanılacak mail adresinizi yazmayı unutmayınız.