Son Nefeste Bir Yudum Sudur Ülkücülük;

Günümüzde dünyada yaşayan insan sayısının yedi milyar civarında olduğu tahmin edilmekte.

‘’Araştırmalara göre dünyada 2,2 milyar Hıristiyan (yüzde 32), 1,6 milyar Müslüman (yüzde 23), 1 milyar Hindu (yüzde 15), 500 milyon Budist (yüzde 7) ve 14 milyon Yahudi (yüzde 0,2) yaşıyor. Bunlara ek olarak Afrika, Amerika, Asya ve Avustralya'da geleneksel dinlere inanan 400 milyon kişi (yüzde 6) var.

58 milyon kişi (yüzde 1) ise Jainizm, Sihizm, Şintoizm, Taoizm, Tenrikyo ve Zerdüştlük gibi diğer dünya dinlerine inanıyor.’’

Alla (C.C.) bunca kulunun arasından 1.6 milyar insanı seçerek son hak din İslam’la şereflendirmiştir. Bu ne büyük, ne müthiş bir övgüdür, ne muazzam bir seçilmişliktir.

 ‘’Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, (bilin ki) Allah onların yerine öyle bir topluluk getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Onlar mü’minlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolunda cihad ederler. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allah’ın bir lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.’’(maide 54) yüce Allah kendisi için seven, kendisi için nefret eden, vuran vuruşan bir milleti TÜRKLERİ de 1.6 milyarlık İslam âleminden ayırt ederek ayrı tutmuş ve ayrı sevmiştir. Türkler Allah’ı sevmiş, Allah’ta Türkleri sevmiştir ve SEÇMİŞTİR…

‘’İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur.’’(hadis) Kâinatın en büyüğü ve en şereflisi tarafından sevgi ve övgüyle işaret edilen Türkler, övülmüş ve sevilmiş olmanın bilincinde ve mutluluğunda yürümeye ve yaşamaya devam etmektedirler.

"Allah sizin dış görünüşünüze ve mallarınıza bakmaz. Ama o sizin kalplerinize ve işlerinize bakar."(hadis) Allah (C.C.) yaşadığımız çağın en güzellerini ‘’ÜLKÜCÜLERİ’’ de Türk dünyası içerisinden ayrıca seçerek seçilmişlerin seçilmişi yapmıştır.

Ülkücü; yüreğinde, Allah sevgisi, resul aşkı, ezan muhabbeti, vatan ve namus kavramlarını kitaplarda yazıldığı gibi barındırmış, ilahi hükme rıza göstermiş, tarihin seyri içerisindeki bütün değerleri kalbinin her hücresine hapsetmiştir.

Ülkücü; Allah için sevmeyi, Allah için ölmeyi vazife bilmiş, ahlak ve erdem tasındaki şerbetten beslenmiştir.

Ülkücü; helalle haram arasındaki rekabette helalin yanında yer almış, Allah korkusunu, Allah sevgisiyle eşit tutarak yaratıcının sevgisine layık olmuştur.

Ülkücü; bunca seçilmişliğin farkında ve bilincindedir, geçmişte tanıştığı ve geleceğe taşımaya and içtiği bütün değerleri terk etmeden yürümeye, kendisini seven ve seçen yüce Allah’a karşı bir şükür ifadesi olarak devam edecektir.

Ananın evladını emzirmesidir Ülkücülük,

Babanın çocuğunu okşamasıdır Ülkücülük,

Kelimeyi şehadeti kolaylaştıran, son nefeste bir yudum sudur Ülkücülük,

Ülkücülük dik duruştur, seçiciye karşı sonsuza kadar şükür ederek…