Büyük kanalların çoğunda, hemen hemen aynı zamanlarda terörle mücadeleyi ve güvenlik güçlerimizin kahramanlıklarını anlatan ‘Özel tim dizileri’ nin başlaması tesadüf olamaz herhalde. Daha önce de bazı TV kanallarında benzer konulu diziler yayınlanmıştı. Bunlar oyuncu kadrosu ve bütçesi bakımından daha düşük düzeyde yapımlardı. Diğer popülist, kolay tüketilen ve dayatmacı dizilerin yanında maalesef yeterli ilgiyi görememişti.

Şimdi bir biri ardına kanallarda ‘Özel Tim Dizileri’ yer almaya başladı. ’Söz’, ‘Savaşçı’, ‘İsimsizler’ ve yeni yayına girecek olan ‘Börü’. Birçoğu da reytinglerde üst sıralarda yer alıyor. Hatta dizilerin aynı saatlerde yayınlanmamaları için izleyiciler, sosyal medyada gündem bile oluşturdular.

Dizilerin sabırsızlıkla başlamasını bekleyen, her dizinin ayrı ayrı fenomenleri oluştu. Her izleyici kendinden bir şeyler buluyor. Anlatılan hikayelere hiç de yabancı değil.

Medya ve iletişim alanında çalışan sosyolog akademisyen Feyza Akınerdem, ‘Özel tim dizileri’ nin “Aynı anda yayına girmelerinin gerilimli siyasetten” olduğunu söylüyor.

Dizi sektörü de, ‘Özel tim dizileri’ nin eş zamanlı yayına girmesinin dünyada da savaş dizilerinin popüler olmasıyla bağdaştırıyor.

Benzer dizilerin başka ülkelerde de yayına girmesi Suriye’de ve Ortadoğu’da yaşanan savaşlarla ve gerilimlerle bağdaştırılsa da, aynı neden Türkiye için geçerli mi?

Aynı savaş ve gerilim Ortadoğu’da her zaman vardı.

Türkiye kendi öz topraklarında bu acıyı yıllardır yaşıyor.

Dış güçlerin maşası bölücü örgüte karşı vatandaşlarımızı ve bölünmez bütünlüğümüzü korumak için binlerce şehit verdik ve vermeye devam ediyoruz.

ABD, tarihi boyunca bir defa Vietnam’da yaşadığı savaşı yüzlerce filme konu edip, suni kahramanlar yaratırken, on binlerce kahramanımızı şehit verip birinin filmini yapmadık hak ettiği gibi.

Yapmadık demek ne kadar doğru bilmiyorum, belki de yaptırılmadı. Engellendi.

TV yapımları ve sinemalar üzerinden algı yönetildiği malumumuz tabii ki.

Toplumlara, politikaların kabulünün kolaylaştırılması, hızlandırılması genelde bu yöntemlerle olur.

Şu anda da bu diziler de, bir hükümet politikası hissedilir halde en önde gidiyor.

Çözüm süreci diye tutturup, teröristleri Habur Sınır Kapısında törenle karşıladığımız günler geliyor aklıma.

Teröristlerin karakolların önünden askerlerimize el sallayarak, hatta dalga geçerek adeta piknik yaparcasına rahat dolaşmalarına müsaade ettirildiğimiz günler geliyor aklıma.

Şehit analarına, babalarına sarf ettiğimiz sözler geliyor aklıma. Üzülüyorum.

Hükümetin önce ayaklar altına aldığı milliyetçiliği, bir zamanlar itibarsızlaştırılan askerlerimizi ve güvenlik güçlerimizi, huzurun ve bölünmez bütünlüğümüzün bir teminatı olarak görmesine de seviniyorum. Hem de çok.

Bizim yıllardır gecelerimizde, konserlerimizde söylediğimiz müziklerin, dizlerde kullanılmasına seviniyorum.

Bazı sorulara cevap arıyorum. Kendime soruyorum.

Buna benzer diziler, askerimize, al bayrağımıza, kutsal bildiğimiz topraklarımıza, bölünmez bütünlüğümüze ve bin yıldır bu topraklarda birlikte yaşadığımız kürt vatandaşlarımızla olan bağlılığımızı ve sevgimizi pekiştirmez mi?

Bölücü örgütlerin hain planlarını deşifre etmez mi?

Bölücü örgütlerin aslında dış güçlerin maşası olduğunu, bölgede yaşayan vatandaşlarımızla ilgili samimi bir planlarının olmadığını göstermez mi?

Güney Doğu’daki vatandaşlarımıza, sığınacakları tek yerin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin şefkatli ve güvenli kolları olduğunu hatırlatmaz mı?

Hain ve bölücü örgütçe akılları çelinen ve zorla dağa çıkarılan gençlere doğru yolu gösterip, ışık tutmaz mı?

Güvenlik güçlerimize moral ve motivasyon kaynağı olmaz mı?

Daha az şehit vermez miyiz?

Ve daha nice sorular…

Benden hepsine evet cevabı çıkıyor.

Biliyorum ki sizlerde soruların hepsine ya da çoğuna evet diyeceksiniz.

Böyle bir sonucu düşününce, bu soruyu da hükmedenlere sormadan duramıyorum.

Bu kadar zaman neden bekledik?

Fransız Le Monde ‘da Türk Dizileri

Fransız Le Monde gazetesinin televizyon, kültür sitesi Telerama.fr'de Türk dizilerinin yeni eğilimleri üzerine bir makale yer aldı. Makalede Türk TV lerindeki ‘Savaşçı’ dizisinin teması için, yabancı tehlikelere karşı savaşan askerin, gündelik yaşamı hikaye edilmiş deniyor. ’Söz’ dizisi için ise terörizme karşı mücadele eden bir grup keskin nişancıyı takip ediyor, ’isimsizler ‘için ise, yedi vatansever görülmeyen bir düşmana bir ücra bölgede karşı çıkıyor denilerek diziler hakkında kısa bilgiler verilmiş. ‘Özel tim dizileri’ için yeni bir eğilim olarak bahseden makalede bu dizilerin vatanın bütünlüğünü işlediğinin altını çiziyor.

Diziler hakkında kısa bilgiler

Söz

Dizinin yapımcılığını Timur Savcı ve Burak Sağyaşar’ın yapım şirketleri TIMS&B üstlendi. “Yönetmenliğini Yağız Alp Akaydın’ın, senaryosunu Ethem Özışık'ın yazdığı ve bir Özel Kuvvet Timi'nin hikâyesinde Abdullah Ağar’ın diziye danışmanlık yaptığı biliniyor.

Savaşçı

Fox Tv ekranlarında izleyiciyle buluşan ‘Savaşçı’ dizisinde Güney Doğu Anadolu bölgesinde yaşanan terör olayları ele alınıyor. “Türkiye’nin sıkılmış yumruğu, bükülmez bileği” Kılıç Timi’nin hikayesinin anlatıldığı dizide, cezaevinden çıkan komutan ve yüzbaşının timi tekrar toplayarak göreve başlamaları konu ediliyor. Savaşçı dizisi senaristi Süleyman Çobanoğlu daha önce Kızıl Elma ve Sakarya Fırat gibi dizilerin de senaristliğini üstlenmişti. Dizinin yönetmenliğini Volkan Kocatürk yapıyor.

isimsizler

Osman Kaya’nın yönetmenliğini yaptığı Kanal D’nin iddialı projesi isimsizler’in senaryosu Mustafa Burak Doğru, Serkan Birlik, Ayça Mutlugöl ve Hale Çalap’a emanet. Senaryo danışmanı ise güvenlik uzmanı Mete Yarar’a ait.

Börü

Türkiye’nin yakın tarihinde yaşanan gerçek olaylardan esinlendiklerini belirttikleri Börü dizisi, 1’er saatlik 6 bölümden oluşacak ve büyük finalini beyaz perdede yapacak. Börü dizisi, Alper Çağlar’ın seri yaratıcısı olduğu ve ortağı Doruk Acar ile beraber yapımcılığını da yaptığı dizinin bölüm yönetmenleri ise CaglarArts-Insignia bünyesindeki genç yetenekler Can Emre ve Cem Özüduru.

İyi seyirler.