Post modern darbeden, Dost modern darbeye!

Sahte ihbarlar,

Sahte deliller,

Gizli tanıklar,

Yargısız infazlar,

Toplu linçler,

Akıl almaz manşetler,

Ekrandan ekrana dolaşan haysiyet cellatları,

İzmir’de ki insana İstanbul’dan suikast yapmaya çalışanlar.

Ceza evlerine doldurulan paşalar,

İstikbali çalınan teğmenler,

Hapiste tutulan seçilmiş Milletvekilleri,

Darbeci diye yaftalanan öğretim üyeleri, gazeteciler,

Cenazesini belediyenin kaldırdığı darbe finansörleri,

*

İşte tüm bunlar,

Sayın Başbakan’ın iktidar boheminden kurtulup,

Yeni yeni fark ettiği acı gerçekler.

Nasıl mı?

Önce Adalet Bakanı Bekir Bozdağ konuştu;

“Geçmişte biz de hata etmişiz” dedi.

Bozdağ’ın ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç konuştu;

“Bu kadar saf olacağımızı nereden bilecektik” itirafıyla. 

Ve finali yaşananlarla daha yeni yüzleşen Başbakan Erdoğan yaptı;

“Geçmişteki bazı yargılamaların üzerinde çok büyük soru işaretleri olduğunu artık net olarak görüyoruz. Sahte ihbarlar, sahte delillerle tasarlanmış yargı mensuplarıyla insanların nasıl mahkûm edildiklerini daha belirgin şekilde görüyoruz. Bütün bunlar hukuk Saik’iyle, adalet Saik’iyle değil tamamen örgüt Saik’iyle yapılıyor. Göreceksiniz bundan çok daha fazlası ortaya çıkacak” diyerek.

İyi de Sayın Başbakan,

Keşke siz bunları Türk milleti “36 etnisiteye” bölünürken hatırlasaydınız,

Keşke siz bunları Müslümanlar “Alevi ve Sünni” diye ikiye ayrıştırılırken hatırlasaydınız.

Keşke siz bunları Ordu, Emniyet, MİT ve Yargı “bizimkiler sizinkiler” diye kutuplaştırılırken hatırlasaydınız.

Keşke siz bunları gözünüzü boyayan medyayı “yandaş” yapmadan önce hatırlasaydınız.

Keşke Sayın Başbakan keşke siz bunları geçmişte “post modern darbe” diyerek ortalığı yıkarken hatırlayıp şimdiler de “dost modern darbe” yapılıyor diye yakınmasaydınız.

*

Hadi o gün bizi dinlemediniz,

Bu gün bari söylediklerimizi dinleyin.

Bakın Sayın Başbakan,

Hani 17 Aralık Operasyonuna sizinle birlikte “paralel” konuşup “darbe” tanımlaması yapan İmralı mahkûmu, bebek katili Öcalan var ya,

Sakın ola ona da çok güvenmeyin,

Beklemediğiniz ikinci “dost modern” darbeyi de ondan görebilirsiniz.

Şimdi konuya Fransız kalıp,

Ülkemizin doğu ve güneydoğusunda PKK’nın oluşturduğu “paralel devlet” yapısını görmezden gelenler için mevzuyu biraz daha açayım.

BDP’nin HSYK konusunda iktidara verdiği desteğin arkasında tamamen Öcalan’a “AF” beklentisi var…

BDP’nin Çözüm konusunda iktidara verdiği desteğin arkasında tam anlamıyla “Özerk yerel yönetim” hesabı var…

BDP’nin Yeni Anayasa konusunda size verdiği desteğin arkasında tam anlamıyla “Resmi ikinci dil” talebi var…

BDP milletvekillerinin her fırsatta iktidara yüklenerek “sözünüzü tutun yoksa belgeleri açıklarız” tehditlerinin arkasında da TBMM kulislerinde birbirlerine gösterdikleri devletin üç önemli isminin imzasının olduğu sözleşme metni var.

*

Şimdi sakın yarın yine ortalara çıkıp;

“Yanılmışız” ya da “safmışız” mazeretlerinin arkasına sığınmayınız.

Sizler 12 yıldır tek başınıza iktidarsınız.

Sizler devlet yönetiminin saflığa ve yanılmaya tahammülü olmadığını bilmek zorundasınız.

Sizler “gözümüz yeni açıldı” diyemezsiniz.

Çünkü o zaman adama sorarlar;

“Siz hangi diyarda iktidar partisiydiniz” diye.

Demedi demeyin!