Fasulye ve nohutta "paralel" şüphesi!

trong>Ne güzel memleket!

Savcı polis hakkında suç duyurusunda bulunuyor…

Polis de savcı hakkında.

Polis emniyet müdürü hakkında suç duyurusunda bulunuyor…

Emniyet Müdürü de Vali hakkında.

Operasyona giden polis döndüğünde koltuğunu…

Operasyon emri veren savcı ise atandığı şehri bulamıyor.

Arama emri verilen TIR sırra kadem basarken,

Yeni HSYK yasası yüzünden de hem TBMM’ye, hem Başbakan’a, hem de Cumhurbaşkanı’na “afakanlar” basıyor.

*

Eee….

Sonuç?

Sonuç şu;

Ortaya savcıyı dinlemeyen emniyet,

Bakanı dinlemeyen Savcı,

Yargıyı dinlemeyen yürütme,

Yürütmeyi dinlemeyen idare çıkıyor.

Anlayacağınız ortalık tam anlamıyla arapsaçı.

*

Eh durum böyle olunca,

Yaşananlardan etkilenen vatandaşta doğal olarak kendi kendine sormaya başladı;

“Paralel denilen bu yapı sadece yargı ve emniyette mi var, yoksa çarşı ve pazara da sıçradı mı?” diye.

Öyle ki vatandaşlar;

Kuru fasulye fiyatlarının sürekli artmasında…

Patatesin pazarda zam şampiyonu olmasında…

Domates ve salatalığa uzaktan bakılmasında…

Dahası,

Son anda atağa kalkan “Nohut’un” yanına bile yaklaşılamamasında “paralel yapı” parmağı arar oldu.

*

İç ve dış güçlerin sofra ve mutfağımıza da sızdığına inanmaya başlayıp,

Doğalgazdan elektriğe, akaryakıttan ekmeğe, iğneden ipliğe gelen zamlarda da paralel yapının parmağı olduğunu düşünüyor.

Baksanıza günlerdir,

Dolar, Euro, Altın ve Borsa aldı başını gidiyor.

Eh, doğal olarak psikolojisi bozulan vatandaş da,

Alışveriş yaptığı mekanlara patlıyor.

*

İşte bize bir örnek;

Geçen gün “Ayaş domatesi” alayım diye pazara gitmiştim.

Yanı başımda emekli bir amcanın pazarcıyla girdiği tartışmaya şahit oldum.

Yaşlı amca pazarcıdan aldığı yeşil fasulyenin bir kez daha tartılmasını istiyordu.

Pazarcı ise “tarttık ya amca kaç kez tartacağız” diyerek müşteriye itiraz ediyordu.

Amca bir kez daha “kardeşim miktarı gözüme az göründü, bir daha tart” diyerek pazarcıya ısrar ederken,

Sinirlenen pazarcı “bana güvenmiyor musun amca tartım işte” sözleriyle amcayı ikna ya çalışıyordu.

Ancak amca pazarcıya öyle bir cevap veriyordu ki tüm anlattıklarımı özetler nitelikteydi;

Kardeşim ülkenin Başbakanı kendi atadığı polise, savcıya, bürokrata güvenmezken sen babamın oğlu musun ben sana ve eski terazine niye güveneyim.”

*

Sonuç?

Savcı soruşturma yapıyor.

Ucu bize dokunmadığı için “en büyük savcı bizim savcı”

Savcı soruşturma yapıyor.

Ucu bize dokunduğu için “olmaz olsun öyle savcı”

Polis araştırma yapıyor.

Ucu bize dokunmadığı için “en büyük polis bizim polis”

Polis araştırma yapıyor.

Ucu bize dokunduğu için “olmaz olsun öyle polis”

Ne oldu?

Olanı boş verip hukuk varmış gibi yapın.

Yapamadığınız yerde “paralel” der çıkarsınız.

Sahi ya,

Bu kuru fasulye ve nohut fiyatlarında “paralel yapının” parmağı var mıdır?