Başbakan Erdoğan'ın 3T Formülü: Talimat, Taahhüt ve Taviz...

Bu yazıda Başbakan Erdoğan’ın 3T formülünü ele alacağız. Formül deyince, aklınıza iyi ve faydalı bir şey gelmesin. Başbakanın 3T formülü ülkeyi adım adım bölünmeye götürecek bir formül… Kısaca formül şöyle: 3T= Talimat+Taahhüt+Taviz…

AKP kurulurken Başbakan ABD’deki CFR’den (Dış İlişkiler Konseyi) talimat aldı! “Yerel yönetimleri güçlendir.” dediler. O da yapacağını taahhüt etti! Hatta AKP’nin kuruluş tüzüğüne aynı ilkeleri koydu!

Sonra Başbakan bu taahhüdün gereğini yerine getirmek için talimat verdi!

Kamu Yönetimi reformu adı altında kanun çıkarıldı. Cumhurbaşkanı Sezer Anayasa Mahkemesine götürdü ve kanun iptal edildi.

ABD talimat verdi, Irak’ta subaylarımızın başına çuval geçirildi. Başbakan nota veremedi, “müzik notası mı” dedi… Yani “taviz” verdi…

Başbakan teröre ve teröristlere taviz verdi ve Türkiye’ye “düz ovada siyaset yapmaya” çağırdı.  Adalet Bakanına talimat verdi, o da çadır mahkemelerini Habur’a kurdurdu. Ama PKK teröristleri taahhütlerine uymayıp, işi şova dönüştürünce proje bozuldu.

Başbakan “ustalık(!)” döneminde biraz cesaretlendi. Daha önce kanunlaştıramadığı yerel yönetimlere özerklik taahhüdünü yerine getirmek için yeniden AKP grubuna talimat verdi. AKP Grubu canla başla mücadele(!) edip Büyükşehir Kanunu’nu çıkardı! Cumhurbaşkanı da jet hızıyla onaylayarak taahhüdün yerine getirilmesinde yerini aldı.

Başbakan MİT Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ve Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Hakan Fidan’a talimat verdi. Oslo’da teröristlerle görüştüler. Ama birileri taahhüde uymayıp görüşme görüntülerini medyaya sızdırınca bir “şerefsizlik!” suçlaması yaşandı. Önce “görüştü diyen şerefsizdir” diyen Başbakan Erdoğan, sonra “ben talimat verdim” dedi.

Başbakan MİT Müsteşarına talimat verdi. İmralı’da teröristbaşı Öcalan ile görüştüler. MİT Müsteşarı İmralı’daki “bebek katiline” taahhütte bulundu!

Başbakan AKP kongresinde 63 maddelik bir bildiriyle yaptıklarını anlattı ve yapacaklarını taahhüt etti. Bu arada cezaevindeki teröristler alınan taahhüdün yerine getirilmesini kolaylaştırmak amacıyla sözde açlık grevlerine başladılar. Başbakan’dan talimat alan MİT Müsteşarı Hakan Fidan yine İmralı’dakiyle görüştü, taahhütte bulundu!

İmralı’daki “bebek katili” güya bunlara talimat vererek açlık grevlerini durdurmuş oldu. Başbakan da teröristlere taviz verdi, anadilde savunma hakkının tanınması için kanun tasarısı hazırlaması için Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e talimat verdi.

Taahhüdü yerine getirmek için talimat alan AKP grubu yine canla başla(!) çalışarak anadilde savunma hakkı diye bölücülüğün alt yapısını hazırlayan kanun tasarısının yasalaşmasını sağladı.

Başbakan “Öcalan idam edilsin” dedi! Sonra Öcalan’ı barış elçisi yaptı! Bu taviz değil de nedir? BDP’li vekillerin dokunulmazlıkları kaldırılsın dedi! Sonra “BDP’liler seçilmiş milletvekili, herkes onlara saygı duymalı” dedi! Verdiği hangi taahhüdü veya aldığı hangi talimatı yerine getirmek için böyle yaptığını bilmiyoruz. Ama bunların açık bir taviz olduğu kesin!

Çok geriye gitmeye gerek yok! Teröristle kucaklaşanlarla görüşmem dedi, sonra da taviz verdi ve “Başbakan olarak değil, genel başkan sıfatımla görüştüm” dedi.

Son olarak Başbakan bu haftaki grup toplantısında “hangi tavizi verdiğimi açıklamayan müfteridir” dedi.

Oysa ülkenin bölünmesini için plan yapanlara en baştan taahhütte bulunan kendisidir…

Bu planların gerçekleşmesi için gerekli anayasa ve yasa değişikliklerinin yapılması talimatını veren de kendisidir…

Habur’da, Oslo’da, açlık grevlerinde, daha birçok olayda taviz veren de Başbakanın ta kendisidir…

-Bakalım bundan sonra kim kime ne talimat verecek? Kim kime ne taahhütte bulunacak? Talimatlar yerine getirilecek mi? Yoksa taşeronlara mı havale edilecek? Taşeronlar işi bitirebilecek mi? Önümüzdeki süreçte göreceğiz.

Ama bugünden belli olan bir şey var: taviz veren kesinlikle Başbakan Erdoğan olacak!