Annem!

Canım Annem…

Yılda bir değil,

Günde 365 kez sana sevgimi haykırsam,

Sadakatimi anlatsam,

Minnettarlığımı sunsam,

Yine de hakkını ödeyemem! 

*

Bilmem…

Hangi kelime tarif edebilir sana beslenen sevgiyi?

Bilmem…

Hangi söz anlatabilir sana gösterilen saygıyı?

Bilmem…

Hangi cümle özetler senin yaptığın fedakârlıkları?

Ve bilmem hangi duygu anlatabilir senin;

 “Doğuran”

“Yaşam veren”

“Elimizden tutan” sıcaklığını?

*

O yüzden bazı duygular vardır,

Renkli ve renksiz…

Tanımlayamadığımız…

Sevdiğimiz…

Üstünü örterek ifade edemediğimiz.

Daha doğrusu ifade edebilecek kelimeleri bulamadığımız.

İşte sensin anneciğim.

*

Şüphesiz.

Bu anneler gününde de birçoğumuz;

Ya “Ana gibi yar olmaz” ile avutacak kendisini.

Ya da “Cennet anaların ayakları altındadır” düsturu ile geçiştirecek bu günü,

Ama anne yine annedir…

Neye üzüldüyse…

Neye sevindiyse…

Hep evladı içindir…

Hep yuvası içindir.

Anlamak için âlim olmak gerekmez,

Anne olmak yeterlidir.

*

Bilinmez bir sır gibidir annelik.

Klişe gelse de “yemeyip yediren, giymeyip giydiren”,

Veya “hastalık gecelerinde uykusuz çocuğun başında beklemektir” annelik.

Klişe falan değil,

Gerçeğin ta kendisidir Annelik.

O yüzden de,

Anneliğin şefkati ile babalığın kudreti birlikte verilmiştir anaya.

Öyle ki;

Ağzında yavrusunu taşıyan bir kedinin,

Yeni doğmuş buzağısını yalayarak temizleyen ineğin,

Yaklaşana hiddetlenen kuluçkadaki tavuğun,

Dişlerinin arasındaki incecik ot parçasını yuvasına taşıyan kuşun duygusudur annelik.

*

Hiçbir söz,

Hiçbir deyim,

Hiçbir makale,

Hiçbir kitap anlatamaz anneyi.

Çünkü…

Anne olmadıkça anlayamaz hiçbir yürek,

Anne olmanın anlamını!

Tüm annelerin anneler günü kutlu olsun.