Yusufiye'yi bilmeyenlere!

Selçuk Duracık...

Halil Esendağ...

Mustafa Pehlivanoğlu...

Cengiz Baktemur...

Ali Bülent Orkan...

Cevdet Karakaş...

Fikri Arıkan...

Ahmet Kerse...

İsmet Şahin.

Bu isimler 12 Eylül cuntacılarının;

"Asmayıp da besleyelim mi?" diyerek,

Hukuka, insanlığa, vicdana ve Türk tarihinin tüm mirasına mütecaviz bir tavırla,

Darağacına çıkardığı dokuz ülkücü şehidimizin adıdır.

*

Hepsi bu da değil,

Adını sayamayacağım,

"Yusufiye" diye adlandırılan;

Kara zindanlarda,

Hapishanelerde,

Ceza ve tutukevlerinde

En talihlilerinin10-15 yıl,

Güneşe hasret yaşadıkları tutsaklığın mekânıdır.

Yusufiye; Hz. Yusuf'un (A.S) iftira, haksızlık ve zulüm ile hapiste kalmasından kinaye olarak İman ve Kuran hizmetinden dolayı tevkif edilenlerin hapsedildiği yerin adıdır.

Yusufiye; Kaya gibi duruşlarıyla tabutluklarda doldurulan çilenin destanıdır.

Yusufiye; İman dolu göğüslerini Millete siper eden bozkurtların buluştuğu çatıdır.

Yusufiye; Devletin bekası için can veren Ülkücü şehitlerin bayraklaşan efsanesidir.

Yusufiye; Kitaplarda yazılan okunan gibi değil, Ülkeyi ve milleti tırnakla ayakta tutan yiğit kahramanların ant içip özgürlüklerini feda ettiği şahadet yeridir.

Kısaca Yusufiye; Olgunlaşma ve kemale ermenin ülkücü ile anlam kazanmasının anıtlaşmış ve tarihe mal olmuş derin sırrıdır.

*

Onun içindir ki Ülkücüler,

Türk-İslam ülküsünün yılmaz bekçileridir.

Çünkü Ülkücüler; İdrak yolu iltihabına katılmanın moda olduğu bir dönemde, Gelecek

kuşaklara yol açandır.

Ülkücüler; Başkalarının çizdiği rota doğrultusunda çıkar kavgasına düşenlere inat,

Ülkesi, milleti ve davası için canını hiçe sayandır.

Ülkücüler; Şehit verse de Allah davasında, millet sevdasında, vatan aşkından ödün

vermeyenlerdir.

Ülkücüler; Oyuna gelerek kardeş kavgasının tarafı olmayandır.

Ülkücüler; Kirli oyunları 45 yıldır boza boza bu günlere gelebilendir.

Ülkücüler; Duygularını, samimi inançlarını, tertemiz ülkülerini tahrik etmeye kalkışan

karanlık niyetlere geçit vermeyendir.

Ülkücüler; Varlıklarını hain emelleri karşısında bariyer olarak gören BOP'çu, açılımcı,

sözde çözümcülerin korkulu rüyasıdır.

Ülkücüler; Müslüman görünen din tüccarlarının kirlenmiş vicdanları karşısında,

yaşayışıyla, duruşuyla, inancıyla kaynağı Ötüken, kararı Turan, hedefi İlahi

Kelimetullah olan yeryüzü burçlarıdır.

Ülkücüler; Tuzu kuru dönek, omurgasız, satılmış yetmez ama evetçilere inat Türk

siyasetinin milli damarıdır.

Ülkücüler; Zindanlara, hapishanelere, cezaevlerine yiğitçe direnenlerdir.

Ülkücüler; Şükretmesini bilen "Mert, Masum ve Müslüman" insanlardır.

Sözüm odur ki;

Kimse bize Yusufiye ve ülkücülük öğretmeye kalkmasın.

Sözüm odur ki;

Kimse bizim üzerimizden Lideri ve davayı yıpratmaya kalkmasın.

Sözüm odur ki;

Bizim adımızın, onurumuzun, davamızın, inancımızın ve ülkümüzün başında "eski" ibaresi yoktur.

Biz rabbimize şükreden,

Başta merhum Başbuğumuz Alparslan Türkeş olmak üzere,

Ebediyete intikal etmiş ve etmemiş tüm dava büyüklerimize rahmet dileyen ve şükran duyan bir kuşağız.

Kafanızı taşlara vurmadan,

Bizi "Taş Medreseli" yiğitlere sorun!