Sekiz buçuk yıllık AKP iktidarında işsizlikte rekorlar kırılırken, gelir dağılımı bozulmuş ve yoksulluk artmıştır.

lign="left">"Teğet geçer" denilen küresel krizin etkisiyle daha çok hissedilen  ekonomik sıkıntı yoksulu daha da yoksullaştırırken, "krizi fırsata çeviren" bazı çevreler daha da zenginleşmiştir. Türkiye'de milyarder sayısı artarken, yoksulların sayısı da hızla artmaktadır. Kısacası AKP döneminde yandaş kayırmacılığı sonucunda oluşan AKP müteahhitleri ve işadamları zenginleşirken, vatandaş daha da yoksullaşmış, yani fakir daha fakir hale gelmiştir. AKP Hükümeti döneminde gelir dağılımın giderek bozulduğunu ve yoksullaşmanın arttığını TÜİK'in yeni açıkladığı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması Sonuçlarında bir kez daha gördük.

İthalata bağımlı ve sıcak paraya dayalı ekonomik yapı nedeniyle istihdam artışı sağlayamayan AKP, fakirden alıp zengine vererek başarılı bir gelir transferi gerçekleştiriyor. En zengin % 20’lik kesimin kullanılabilir gelirden aldığı pay % 47,6 iken, en fakir %20'lik kesimin kullanılabilir gelirden aldığı pay % 5,6'dır. 2008'de % 5.8 olan bu oran 2009'da % 5.6'ya düşmüş, kırsal kesimdeki düşüş ise daha çarpıcı. Araştırmaya göre, son yüzde 20'lik grubun toplam gelirden aldığı pay, ilk yüzde 20'lik grubun 8,5 katı. Bu demek oluyor ki;  bir zenginin kazancı 8.5 fakire bedel. Bu oran her yıl giderek artıyor ve denge yoksulların aleyhine bozuluyor. Başka bir deyişle en düşük gelirli  % 20'lik grubun gelirden aldığı pay nispi olarak düşüyor.

AKP Yoksulları Sömürüyor!

Türkiye'de hane halkı başına düşen ortalama yıllık kullanılabilir gelir 21 293 TL iken, ortalama yıllık eşdeğer hane halkı kullanılabilir gelir ise 9 396 TL'dir. TÜİK'in 2009 hane halkı kullanılabilir gelirlerine göre nüfusun göre nüfusun %17,1'i yani 12 milyon 97 bin kişi yoksulluk sınırında (2008'de %16,7 idi.), 10 milyon kişi de yoksulluk sınırı altında. Yoksulluk sınırı kentlerde % 15,4, kırsalda % 16,1.

TÜİK'in Ocak 2011'de açıkladığı 2009 yoksulluk çalışması sonuçlarına göre ise; yoksulluk sınırı altında yaşayan 12 milyon 751 bin kişi, yani % 18.08'i idi. Yoksulluk sınırı altında yaşayanların oranı 2008'de % 17.11 idi. 2009 yılında 4 kişilik hanenin aylık açlık sınırı 287 TL, aylık yoksulluk sınırı ise 825 TL olarak tahmin edilmişti. Burada dikkatimizi çeken bir husus, TÜİK'in araştırma yöntemini değiştirerek yaptığı yeni araştırmada yoksulluk oranının daha düşük, yani % 18.08 yerine % 17.1 olarak, 12 milyon 751 bin kişi yerine de 12 milyon 97 bin kişi olarak göstermesidir. Güvenilirliği giderek azalan TÜİK aslında yeni bir manipülasyona imza atmış ve Hükümetin azaltamadığı yoksulluğu kağıt üzerinde azaltmıştır. Hatırlayacağınız gibi, TÜİK daha önce de milli gelir hesaplarını değiştirerek bir günde kağıt üzerinde gelirlerimizi artırmıştı, ama bizim cebimize giren "bir Allah kuruşu" olmamıştı! 

AKP hükümeti vatandaşlarımızı önce yoksullaştırmakta, sonra onların yoksulluğunu sömürerek kömür, erzak vs. yardımları dağıtarak oy avcılığı yapmaktadır. Bu yardımlar devletin imkanlarıyla yapılmaktadır. Devletin sosyal yardım olarak yapması gereken yardımların AKP amblemli paketlerde ve AKP afişli araçlarla yapılması yardımların ne kadar siyasileştiğini açıkça göstermektedir. Başbakan Erdoğan'ın "benim valim kamyonun önüne binip kömür dağıtacak" sözlerini de hatırlayınca, işin çığırından çıktığı ve bir sömürü aracı haline geldiği açıkça görülecektir. Bu durum dinimize de, ne de örf ve adetlerimize de uygun değildir. Bizim inancımızda "veren elin alan elden haberi olmamalıdır."

AKP Devleti ve Vatandaşı Borç Batağına Soktu!

Türkiye'de sanal bir dünya yaratılarak, sanal büyüme rakamları yüksek gösterilse de vatandaşlarımızın durumu acı gerçekleri ortaya koymaktadır. İşsizlik ve yoksulluğa paralel olarak vatandaşlarımızın borcu artmıştır. Geliri düşen vatandaşlarımız banka kredilerine ve kredi kartlarına yüklenmiş ve toplam borçları 170 milyarı aşmıştır.

Adeta vatandaşlarımızın geleceği ipotek altına alınmış, gelecek yıllardaki gelirlerini şimdiden tüketmişlerdir.  TÜİK'in araştırmasına göre vatandaşın durumu vahim: Nüfusun % 59,3'ü borçlu; %60,5 her gün değil iki günde bir bile et yiyemiyor; 37,8'i ısınma ihtiyacını karşılayamıyor; % 43,9'u yeni elbise alamıyor. Halkın yüzde 62.5'i beklenmedik harcamalarını ve yüzde 82.1'i yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını ekonomik nedenlerle karşılayamıyor. Nüfusun yüzde 87.4'ü evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayabilecek durumda değil.

AKP Hükümetleri döneminde, 80 yıllık cumhuriyet hükümetleri döneminde biriken 221 milyar dolarlık borca karşılık, 8 yıla daha fazla borç alınmış ve Türkiye'nin toplam borcu 510 milyar dolara ulaşmıştır.

2002'den bu yana kişi başına borcumuz 3.385 dolardan, 7.000 dolara çıkmıştır!

Çocuklarımızın Geleceği İpotek Altında

Tam bu noktada bir hikaye anlatmak meselenin anlaşılması için faydalı olur kanaatindeyim.

Bir lokantanın giriş kapısında şöyle yazılıymış: "Bu lokantada istediğiniz kadar yiyin için hiç hesap ödemeyin!" Halk bedava diye geliyor ve lokanta sahibine soruyor, lokanta sahibi de doğruluyor ve "siz ödemiyorsunuz torununuz ödeyecek" diyor.  Yemeğini yiyen bir müşteri para ödemeyecek olmanın rahatlığı içinde masadan kalkıp kapıya doğru yönelince garson kendisini çağırıp bir adisyon uzatıyor ve ödemesini istiyor. Adam şaşkın bir şekilde "hani biz ödemeyecektik?" diyor. Garson da "doğru efendim, sizin hesabınızı torununuz ödeyecek, ancak bu borç dedenizden kaldı, sizin bunu ödemeniz gerekiyor" diye karşılık veriyor. Kıssadan hisse; bugün çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğini ipotek altına alıyoruz ve onlara giderek artan bir borç bırakıyoruz. Bizlere istikrar diye yutturulan şey, hepimizin hatta torunlarımızın ipotek altına alınması ve böylece baskı altına alınmasıdır.

MHP'den Yoksulluğa Çare: HİLALKART!

AKP Hükümetinin içine ülkemizi düşürdüğü bu kısır döngüyü Türk Milleti inşallah 12 Haziran'da sandık önüne gelince kıracak ve kendisini bu hale getirenlerden hesap soracaktır.

İşsizlik ve yoksulluğun çözümünü içeren politikaları MHP 28 Ocak 2011 tarihinde açıkladığı Seçim Beyannamesinde ayrıntılı olarak anlatmıştır. MHP sunduğu kapsamlı önerilerden bazıları şunlardır:

  • Yoksulluk ve işsizlikle mücadele etmek üzere milli seferberlik başlatılacak.
  • Ekonomik ve sosyal politikaların, dar ve sabit gelirlileri destekleyecek şekilde ahenk içinde uygulanması ve gelirin dengeli dağılımı sağlanacak.
  • Sosyal koruma programları geliştirerek yardıma muhtaç, yoksul ve kimsesiz vatandaşlar aç ve açıkta bırakılmayacak.
  • İstikrarlı bir ekonomik büyüme ve güçlü üretim ekonomisi tesis edilmek suretiyle; üreten, istihdam yaratan ve üretilen değerden bu süreçte yer alan her kesimin katkısı ölçüsünde adil pay almasını sağlayan, üretim sürecinde yer almayan muhtaçların ise sosyal koruma programlarıyla desteklenmelerini ve yoksulluktan kurtarılmalarını öngören bir sosyal refah düzeni oluşturulacak.
  • Yardıma muhtaç, yaşlı, kimsesiz, güçsüz, engelli ve özel ilgiye muhtaç vatandaşlara yönelik olarak farklı kuruluşlar tarafından yürütülen sosyal yardımlar ve sosyal hizmetler, çağdaş ve entegre bir sistem olarak yapılandırılacak.
  • Muhtaç durumda olan ailelerin en az bir ferdine iş imkânı sağlanacak, iş sağlanana kadar, halen yürürlükte olan asgari ücretin yarısı kadar yaklaşık 320 TL "Aile Sigortası Yardımı" ödeme programı başlatılarak ailelere sosyal koruma uygulaması yapılacaktır. Bu ödemenin öncelikle ev hanımlarına yapılması esas olacaktır. Asgari geçim standardı düzeyi esas alınarak asgari ücrette sağlanacak artış, aile sigortası yardımı tutarına da yansıtılacak.
  • Emeklilere, her yıl bir defa Eylül ayı içinde kışa hazırlık yardımı olmak üzere bir maaş tutarında ödeme yapılacak.
  • Konutu olmayan muhtaç kimselere sosyal konut sağlanacak, konut sağlanamadığı durumda ise kira yardımı yapılacak.
  • 65 yaşını doldurmuş, muhtaç durumdaki kişilere ödenen aylık, 105 liradan 250 liraya yükseltilecektir.
  • Muhtaç durumdaki ailelere aylık temel ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri harcama kartları (HİLALKART) verilecektir. Çeşitli adlar altında yapılması öngörülen sosyal destek ödeme tutarı bu kartlara yüklenecektir. Diğer taraftan, küçük esnafın desteklenmesi amacıyla bu kartlar sadece ikamet edilen mahaldeki (ilçe - belde) esnaftan yapılacak alışverişte geçerli olacaktır.

 

Kısacası MHP en kapsamlı ekonomik ve sosyal destek paketini açıklamış ve buna uygun çözüm önerilerini de kamuoyuyla paylaşmıştır. Özellikle HİLALKART uygulaması vatandaş mağdur edilmeden ve sömürülmeden, yani "veren elin alan elden haberi olmadan" sosyal yardımların gerçekleştirilmesi  için çok önemli bir araç olacaktır.

Bu kısa vadeli olan ve yoksulların sıkıntısını geçici olarak azaltacak önlemlerin yanı sıra, MHP 2011-2015 döneminde uygulayacağı yatırım-istihdam-üretim seferberliği ile de vatandaşlarımızın refah düzeyini yükseltecek ve işsizlik ve yoksulluğa çözüm getirecek önlemleri seçim beyannamesinde açıklamıştır. 12 Haziran seçimlerinde iktidar olması durumunda MHP söz verdiği politikaların uygulanmasıyla birlikte 2023 Lider Ülke Vizyonunu geçekleştirme yolunda ilk aşama geçilmiş olacak ve 2023'te Türkiye'nin bölgesinde lider ülke ve dünyada süper güç olmasının altyapısı tamamlanmış olacaktır.