Petrol Fiyatlarının Önlenemez Yükselişi!
Petrol fiyatları dizginlenemiyor... Uluslararası piyasalarda sürekli yükselen ham petrolün varil fiyatı, ABD tarihinin en büyük felaketlerinden biri olan Katrina Kasırgası'nın rafinerilerdeki üretime zarar vermesinin ardından 70.85 dolarla rekor kırdı. Çeşitli çevrelerde, 1974 ile 1979-1981 yıllarından sonra, üçüncü petrol şokunun yaşandığı iddia ediliyor.
ABD'nin yedek rezervlerin kullanımına izin vereceğini açıklamasının ardından birkaç dolar düşen fiyatlar hala çok yüksek. Öte yandan ham petrol fiyatında görülen düşüşe rağmen akaryakıt fiyatlarındaki artış ise devam ediyor. Rafinerilerdeki üretim kaybının akaryakıt arzını düşüreceği endişeleri ile ABD'de benzinin galon fiyatı yüzde 2 artışla 2.3 dolara yükseldi. Katrina Kasırgası Meksika Körfezi'ndeki dokuz rafinerinin kapanmasına neden olurken, 1.5 milyon varil olan günlük ham petrol üretimi yüzde 91, doğalgaz üretimi de yüzde 83 azaldı.
ABD Enerji Bakanlığının, Katrina Kasırgası nedeniyle zarar gören rafinerilere yardım etmek için rezervlerindeki petrolü serbest bırakma kararı alması, kasırganın rafinerilere verdiği zarar ve taşımada yaşanan zorluklar nedeniyle azalan petrol üretiminin geçici olarak yükseltilmesi amacını taşıyor. ABD Hükümetinin acil durumlarda kullanılmak üzere hazır tuttuğu petrol stokunun yaklaşık 700 milyon varil seviyesinde bulunduğunu bir not olarak sizlere iletmiş olalım.
Yüksek Petrol Fiyatları Kimi Nasıl Etkiliyor?
Yükselen petrol fiyatları, bir yandan üretici ülkelerin ekonomilerini olumlu etkilerken, öte yandan, milli gelir kalemlerinde fazla harcama oluşturmak suretiyle ithalatçı ülkelerin ekonomilerini, enflasyonu artırıcı etkisi ile de Türkiye gibi bütçe açığını borçlanma ile kapatan ülkelerin ekonomilerini olumsuz etkilemektedir.
1998’de petrolden 116 milyar dolar kazanan OPEC üyelerinin bu yıl en az 250 milyar dolar kazanması bekleniyor. Dünya petrol rezervlerinin yüzde 77’sine sahip olan OPEC, toplam üretimin ise yüzde 40’ını gerçekleştiriyor. Bu durumda OPEC üyesi ülkelerin petrol fiyatlarındaki artıştan önemli fayda sağladığı çok açık. Öte yandan, en büyük petrol ithalatçısı ülkeler olan ABD ve Japonya ise, petrolden aldığı vergiler artacağı için dolaylı olarak önemli ölçüde karlı gözüküyor.
Petrolde yüzde 91 ithalata bağımlı olan Türkiye’de bir yandan tüketim artarken diğer yandan fiyatların yüksek seyretmesi, ödenen faturayı büyütüyor. Petrol ithalatı için 2005 yılının Ocak ayında 488 milyon dolar ödenirken, bu rakam Haziran ayında 715 milyon dolara yükseldi. Aslında Türkiye’de de petrolden aşırı vergi alınıyor ve tüketiciye petrol fiyatları çok fazla yansıyor. Ayrıca, 2004 yılında toplam 6.1 milyar dolar olan ham petrol ithalatımızın 2005 yılında 10 milyar doları bulacağı tahmin ediliyor. 2002-2004 yıllarında üç yılda toplam 15 milyar dolarlık petrol ithal edildiği dikkate alındığında petrol faturasının ulaştığı boyut daha iyi anlaşılmaktadır. Bu durum Türk ekonomisi açısından ciddi risk oluşturmakta ve kırılganlığını artırmaktadır. Merkez Bankası da raporlarında bu riske dikkat çekiyor ve enflasyon hedefinin tutmayabileceğini söylüyor.
Petrol Fiyatları Niçin Yükseliyor? Suçlu Kim?
Ancak, petrol fiyatları sadece Katrina fırtınasından dolayı yükselmedi. Bu sadece bardağı taşıran ve fiyatları rekor düzeye çıkaran son damla idi. Son bir yılda (Ağustos 2004’ten bu yana) petrol fiyatları yüzde 50’den fazla artış kaydetmiş bulunuyor. Bu fiyat artşında en önemli etken olarak uzmanlar, dünyanın en büyük petrol tüketicisi olan ABD ile ekonomisi yıllık yüzde 10 civarında büyüyen Çin'in ham petrol piyasalarındaki aşırı taleplerini göstermektedirler.
ABD ve Çin’in aşırı taleplerini kısmamalarının yanı sıra, Ortadoğu’daki karışıklığın devam etmesi, Suudi Arabistan Kralı Fahd’ın ölümünün ardından siyasi istikrarın bozulacağı endişelerinin artması, buna bağlı olarak ABD’nin bu ülkedeki elçiliğini ve konsolosluklarını kapatması, petrol piyaasındaki spekülatif hareketler gibi nedenler de uzmanlar tarafından petrol fiyatlarındaki artışa gerekçe gösteriliyor. Ayrıca, Hindistan’ın yıllık 30 milyar dolara laşan petrol ithalatını da başka bir neden olarak saymak gerekiyor.
Peki gerçekten de suçlu kim? Yani petrol fiyatlarının yükselmesinin suçunu kime yüklemeliyiz? İthalatçı ülkelerin –ki aralarında Türkiye de var!—burada zararlı olduğu açık. Petrol üreten ve ihraç eden ülkelerin teşkilatı olan OPEC mi bu bu yükselişin suçlusu? Evet biraz payları var ama tamamıyla onları suçlamak hem saflık hem de haksızlık olur. Çünkü, daha önceleri de petrol fiyatları yükselmişti ama OPEC’e üretimi artırması için baskı yapılmıştı. Şimdi ise hiçbir baskı gelmiyor. Özellikle de ABD’den herhangi bir baskı gelmemesi düşündürücü!
Petrol Fiyatlarına Niçin Müdahale Edilmiyor?
Petrolün üretilip mal olarak satılmasının dışında borsalarda da alım satımı yapılıyor ve ciddi miktarda spekülasyonlar yapılıyor. Bunu yapanlar da George W. Bush’u destekleyen Texas’lı petrol devleri. Uluslararası piyasalardaki petrol fiyatlarının belirlenmesinde bu petrol şirketlerinin önemli payı olduğu biliniyor. Uzmanlar petrol piyasasındaki hareketlerin tamamen spekülatif olduğunu, petrolün maliyetinin ve risk faktörlerinin dikkate alınması durumunda fiyatının en çok 40 dolar civarında olması gerektiğini ifade ediyorlar.
Yani fiyat artışlarını temel arz talep unsurlarıyla açıklamak pek mümkün görünmüyor. Dolayısıyla da tek açıklaması kalıyor; spekülatif manipülasyon! İnternet sitelerinde yer alan bir haber aslında bazı ipuçları veriyor. Gelin önce habere göz atalım, sonra yorumlayalım:
“... daha önce birçok patlama ve yangının yaşandığı BP şirketine ait günlük 460 bin varil kapasiteli Texas Rafinerisi'nde yapılan teknik kontroller yüzünden birçok ünitede üretim askıya alınırken, ConocoPhillips şirketinin günlük 306 bin varil kapasiteli Illinois Rafinerisi, enerji kaçağı nedeniyle tam kapasite çalıştırılamıyor.”
ABD haritasına bakınca, ne Texas’ın ne de Illinois’nin felaket bölgesinde olmadığını ve bu eyaletlerdeki “teknik aksaklıkların” daha önceden gerçekleştiğini dikkate alınca aklımız iyice karışıyor! Allah’ın işine bakın, bütün terslikler üst üste geliyor! Bu kafa karışıklığıyla da doğal olarak petrol devlerinin manipülasyon yaptığı konusunda saçmalayabiliyoruz(!). Hem Bush’un destekçileri olan petrolcüler kazanıyor, hem petrol tüketimi fazla olan gelişmiş ülke hükümetlerinin vergi kazançları artıyor, hem de petrol kotasyonları dolarla yapıldığı için doların uluslararası para olma özelliği güçleniyor.
Acaba, ABD’nin bu gidişata müdahale etmemesinin nedeni petrol işlemlerinin dolarla yapılmaya devam etmesi mi? ABD’li William Clark Ekim 2004’te kaleme aldığı yazısında şöyle diyor: “İran hükümeti, uluslararası petrol ticaretinde belirleyici olan New York’taki NYMEX ve Londra’daki IPE borsalarına rakip çıkarma hazırlıklarına başladı. İran’ın planladığı borsanın farkı, uluslararası petrol ticareti mekanizmasını Euro’ya bağlayacak olmasıydı. Böylece Euro, ilk kez, uluslararası petrol ticaretinde sağlam bir dayanak kazanmış olacak, Dolar’a karşı mücadelesinde yeni bir mevzi elde edecekti.” Bu durumda ABD’nin İran’a müdahale tehdidinin nedeni gerçekten nükleer silah üretmekten vazgeçmemesi mi, yoksa Clark’ın bahsettiği alternatif petrol borsasına ön ayak olması mı?
Ben bu soruya tam olarak cevap veremiyorum, ama bir merakımı sizlerle paylaşmak istiyorum:
Merak ediyorum; acaba genel olarak OPEC ülkeleri, özel olarak da mesela İran ve Venezuella yarından itibaren petrol fiyatlarını Euro olarak açıklayacaklarını ve işlemlerini Euro üzerinden yapacaklarını açıklasalar, ABD (daha doğrusu George W. Bush) ne yapardı? Petrol fiyatları yükselmeye devam mı ederdi? Yoksa tepe takla mı giderdi?
Bundan Sonra Ne Olacak?
İşte size, bu sorulara cevap vermenize yarayabilecek veya sorlarınızı artırabilecek bir fıkra...
Adamın bir bir gün berberde traş olurken, başka bir arkadaşı gelmiş. Hoşbeşten sonra, arkadaşına demişki: yahu bu mahallede bir çocuk var, ben böyle aptal çocuk görmedim. Arkadaşı da niçin böyle söylediğini sormuş. Adam da biraz sonra anlarsın demiş. Az sonra adam çocuğun yaklaştığını görünce dükkanın önüne 50 milyon lira koymuş, çocuk hiç oralı olmamış ve parayı almadan geçip gitmiş. Adam çıkıp parayı almış ve yerine 5 milyon lira koymuş, bak bunu alacak demiş. Gerçekten de çocuk parayı alıp gitmiş. Adam kahkahalarla gülerek aptal bu çocuk demiş. Arkadaşı da pek bir anlam verememiş ama kafası çocuğa takılmış. Berberdeki işi bitince sokağın öbür ucunda oynayan çocuğa yaklaşmış ve sormuş: Evlat niçin 50 milyonu değil de 5 milyonu aldın? Çocuk, gözleri parlayarak cevap vermiş: Amca, eğer ben 50 milyon alırsam bu oyun biter ve bir daha para alamam...
Kıssadan hisse: Bu oyun nereye kadar devam eder? Acaba İran ya da başka bir çocuk (pardon devlet!) tekrar Euro’ya geçmeye teşebbüs ederse bu oyun biter ve petrol fiyatları düşmeye başlar mı? Yoksa, ABD İran’a müdahale mi eder (ya da Venezuella’da devrim mi yaptırır)? Bu durumda petrol fiyatları ne olur?
Son bir not olarak, Çin'in Venezüella ve Nijerya ile uzun vadeli ham petrol alım bağlantısı yaptığını, Kazakistan ile de boru köprüsü kuracağını, ayrıca Şanghay Beşlisi’nin ABD’yi Orta Asya’dan çıkması konusunda uyardığını sizlere iletelim...