Türkiye ile Birleşik Krallık arasında Serbest Ticaret Anlaşması imzalanması dolayısıyla düzenlenen tören, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ile Birleşik Krallık Uluslararası Ticaret Bakanı Liz Truss'ın video konferans yöntemiyle katılımıyla gerçekleştirildi.
Pekcan, Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılmasıyla iki ülke arasındaki ticaret rejiminin yeniden belirlenmesi ihtiyacı doğduğuna dikkati çekerek, bugün imzalanan anlaşmayla ülkeler arasında ikili bazda bir tercihli ticaret rejiminin tesis edileceğini belirtti.
Türkiye ve Birleşik Krallık arasında imzalanan STA sayesinde, ikili ticaretin etkin ve sorunsuz bir şekilde devam edeceğini söyleyen Pekcan, "Bu anlaşma, önümüzdeki dönemde Türkiye ve Birleşik Krallık arasındaki ticaretimizin gelişiminin en büyük teminatı olacak. Firmalarımızın rekabetçi olduğumuz sektörlerde İngiltere'ye kolay ve sorunsuz bir biçimde ihracat yapabilmelerini garanti altına alacaktır." diye konuştu.
Pekcan, Birleşik Krallık'ın, 31 Ocak 2020 tarihi itibarıyla Avrupa Birliği'nden resmen ayrıldığını ve bu yıl sonuna kadar bir geçiş süreci öngörüldüğünü hatırlatarak, Türkiye olarak bu süreci yakından takip ettiklerini, oldukça yoğun bir mesai harcadıklarını ifade etti.
Yıl boyunca hem AB hem de Birleşik Krallık makamlarıyla yoğun bir diplomasi trafiği yürüttüklerini dile getiren Pekcan, şöyle konuştu:
"Türkiye olarak temel amacımız, Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği'nden kaynaklı ticari ilişkilerimize de halel getirmeden, Birleşik Krallık ile arzu ettiğimiz bir ticaret anlaşmasını imzalamak idi. Bugün itibarıyla amacımıza ulaşmış bulunuyoruz. Anlaşmanın az sonra imzalanmasıyla birlikte, Birleşik Krallık ile aramızdaki ticaret yapısıyla ilgili bir belirsizlik kalmayacaktır. Ticaretimiz her zamanki etkinliğiyle sürecek ve inanıyorum daha da gelişecektir. Gümrük Birliği'nin 25 yıl boyunca getirdiği kazanımları korurken, Birleşik Krallık ile ilişkilerimizi imzalayacağımız Serbest Ticaret Anlaşması kapsamında daha da derinleştirme yönünde ilk adımı atıyoruz."
"Tüm belirsizlikler, hukuki ve teknik handikaplar ortadan kalktı"
Bakan Pekcan, bu noktaya gelmenin kolay olmadığını vurgulayarak, AB ve Birleşik Krallık arasında yürütülen müzakerelerdeki belirsizliklere rağmen Türkiye olarak uzun süredir Birleşik Krallık ile teknik düzeydeki müzakereleri sürdürdüklerini ve üst düzeyde pek çok temas gerçekleştirdiklerini bildirdi.
Bir taraftan da AB makamlarıyla süreçle ilgili istişarelere davam ettiklerini anlatan Pekcan, Türkiye açısından çok yönlü bir ticaret diplomasisi süreci yaşandığını söyledi.
Pekcan, nihayetinde Türkiye olarak Birleşik Krallık ile taslak anlaşmayı imzaya hazır hale getirdiklerini belirterek, "Artık yıl tamamlanmak üzereyken ve geçiş süreci dolmak üzereyken, Birleşik Krallık ve AB arasında anlaşma sağlanmasıyla ülkemiz ile Birleşik Krallık arasında bir serbest ticaret anlaşması imzalanması noktasında tüm belirsizlikler ve tüm hukuki ve teknik engeller de ortadan kalkmış oldu. Biz de bu çerçevede bugün itibarıyla Birleşik Krallık ile anlaşmamızı imzalayacak olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz." dedi.
"Serbest Ticaret Anlaşması tüm sanayi ve tarım ürünlerini içeriyor"
Pekcan, "Bugün iş insanlarımızın beklentilerini karşılamanın ve onlara verdiğimiz sözü yerine getirmenin memnuniyetini yaşıyoruz. İş insanlarımız gönül rahatlığıyla bizim için her açıdan kritik bir pazar olan İngiltere ile ticaretlerini sürdürebilirler." dedi.
Ticaret Bakanı Pekcan, "Taraflar olarak 'tarifesiz' STA hedeflemiştik, bu gerçekleşti. Anlaşma, tüm sanayi ve tarım ürünlerini içeriyor." diye konuştu.
"Anlaşma 1 Ocak 2021 tarihinde devreye girecek"
Bakan Pekcan, Serbest Ticaret Anlaşması'nın 1 Ocak 2021 tarihinde devreye gireceğini ve hiçbir süre kaybının olmayacağını belirterek, şunları kaydetti:
Anlaşma olmasaydı, Birleşik Krallık'a yaptığımız ihracatın yaklaşık yüzde 75’i vergi yüküyle karşı karşıya kalacak, yaklaşık 2,4 milyar dolara varan bir zararımız olacaktı. Bu risk an itibarıyla ortadan kalkmıştır.
STA, Türkiye ve Birleşik Krallık ilişkileri bakımından yeni ve çok özel bir kilometre taşı. Anlaşma, mevcut ticari ve ekonomik ilişkilerimizin çerçevesinin korunması ve geliştirilmesi konusunda hükümetlerimiz arasındaki ortak anlayış ve iradenin bir sonucudur."