Türkiye KOVİD 19 ile ilgili süreci başarıyla yönetirken, kendisine yönelik stratejik tehditler çeşitlenmekte, milli bütünlüğümüzü, ekonomiyi tahrip etmek için fırsat kollayan iç ve dış unsurlar stratejilerini güncellemekte, hesaplarını değiştirmektedir.

PKK ve FETÖ üzerinden yurt dışı kurgulu Türk siyasetini enfekte etme gayretleri devam etmektedir. Bu terör yapıları üzerinden de ittifaklar ve siyasi partiler enfekte edilmeye çalışılmaktadır.

Doğrudan Türkiye Cumhuriyetini hedef alan PKK-HDP, siyaseti zillet ittifakı üzerinden, onları da kendine mecbur bırakarak yapıyor. Enfekte olayı doğrudan veya dolaylı olabiliyor.

Bu olay özellikle mahalli idare seçimlerinde aşikardı, şimdi iyice belirginleşti. Dışarıdan kurgulu PKK destekli HDP üzerinden daha yoğun sinsice ve üstü örtülü biçimde etkilemeye devam etti. Özellikle mahalli idare seçimlerinden itibaren daha çok görünür bir hale dönüştü. HDP’nin yasal bir parti olduğunu söylüyorlar. Aldığı oyların da vatandaşın oyu olduğunu söylüyorlar. Bu kadarının kendileri için tolere ve kabul edilebilir olduğunu televizyon ekranlarında beyan ediyorlar.

Hatta PKK-HDP ilişkisini unutup eğer bir suç yada hukuka aykırı bir durum varsa iktidarın buna müdahale etmesi gerektiği söylemini ortaya koydular. Sonradan bu söylemlerde samimi olmadıkları ortaya çıktı.

TBMM’de Milletvekilliklerinin yargı kararı okunup düşürülmesi olayında bazı şeyler daha açık görüldü. Zillet ortakları karışık bir ruh haline girdi. CHP milletvekilliği düşürülen kendi milletvekiline yanıyor. Yan sıradakinin gidişine sahip çıksa bir türlü, çıkmasa bir türlü bilemiyor. Diğeri de CHP’ninkine yanıveriyor ama HDP’ninkine bir şey söylese bir türlü, söylemese bir türlü.

PKK arkalı HDP ye yaklaşan yanıyor. Onlarla gizli açık ittifak yapan da yanıyor.

enfekte edenle enfekte olanlar arasında şiddetli kriz şeklinde devam etmeye başladı. Enfekte olanların bir kısmı gelecekteki ittifakta zorunluluk ihtiyacı duyduğu için tadını aldığı işten vazgeçemiyor. Ancak hiç olmazsa birlikteliğimiz resmiyete dönüşmesin, açıkta birlikte gözükmeyelim diyor.

İttifakın diğer bir ortağı taraf değiştirecek ama önerdiği masanın etrafındakileri, protokolü ve masa da ne konuşacaklarını tam bilemiyor.

Diğer taraftan, enfekte edenler de bırakmıyor. Zillet ittifakının açıktan ittifaklı olduklarına inandıklarına ittifakı resmileştirme teklifi yapıyorlar. “Bizimle görüşmek değil görüşmemek ayıp”, “Kimse kapalı kapılar ardından HDP ile ittifak görüşmeleri yapmayacak.” “Şeffaf olmalı, açık olmalı, birlikte görüntü vermeli ve hiç birşeyden korkmamalı. CHP’nin çekingenliğinden çıkması gerek. Cesarete ihtiyacı var” diyorlar. Başka tarafa da pas atıyorlar.

Enfekte olan diğerine ise, enfekte edenlerin grup başkan vekili “koltuğunuzda bizim sayemizde oturuyorsunuz. Haddinizi bilin” demekten öte, oylarının önemine dikkat çekiyor.

Bu arada bazıları medyada yoğun bir şekilde Cumhur İttifakına destek veriyor diye MHP’ye saldırıyorlardı. Amerika’da olaylar patlak verince biraz rahatladılar. Önce oraya ayar verip sonra Türkiye’deki yansımalarını beklemeye başladılar. ABD ve diğer ülkelerdeki olaylar Türkiye’de neden olmuyor diye de üzülmeye başladılar.

Türk yargısının kararı gereği Anayasa hükümleri uyarınca iki HDP’li bir CHP’li milletvekilinin vekilliklerinin düşürülmesi ,”bizi sokağa çekmek istiyorlar” beyanıyla, yapılan planı ortaya çıkarmıştır. HDP Türkiye’nin farklı noktalarından Ankara’ya yürüyüş başlatma kararı aldı. Bu sefer CHP yan çizdi. CHP’de vefa kalmadı. Halbuki HDP, CHP’nin sözde adalet yürüyüşünde CHP’yi epey gönüllemişti.

Karanlık niyetlerin, sokak ayaklanmasına bel bağlayanların, milletimizin huzur ve güvenine kast edenlerin hevesleri kuşkusuz kursaklarında kalacaktır.

Türk Milleti feraseti ile oynanan karanlık oyunların ve figüranlarının ziyadesi ile farkındadır. Etrafımızda olan ve olacakları iyi takip etmek lazım. Türk siyasetinin dış kurgulu PKK-HDP ve FETÖ üzerinden enfekte edilmesine müsaade edilmeyecektir.