Türk dizilerinin İspanya'ya getirilişine öncülük eden ve şimdiye kadar 20'ye yakın diziyi İspanyol seyircisiyle buluşturan Atresmedia grubunun Genel Müdür Yardımcısı Jose Antonio Anton, AA muhabirine verdiği demeçte, Türk dizileri sayesinde iki kültürün ve toplumun arasında köprü kurulduğunu söyledi.

İspanyol televizyonlarında geçmişte Amerikalıların elinde olan dizi sektöründeki üstünlüğün şu anda Türklere geçtiğini kaydeden Anton, "Türk dizilerini yayınlamaya başladığımızdan bu yana bunun İspanyol toplumu üzerindeki etkisinin gerçekten büyüyerek arttığını gördük. Öyle ki İspanya'da Amerikan dizileri etkiliyken çocuklarına Jonathan ismini koyan İspanyol aileler artık Mustafa ismi koymaya başladı." dedi.

İspanya’nın Türkiye ile olan ortak noktasının belki de komşularından daha fazla olduğunu vurgulayan Anton, dizilerin sayesinde iki ülke arasındaki kültürel ve sosyal ilişkilerin artmasını sağlayacak yeni kapıların açılmasının "mükemmel bir şey" olduğunu ifade etti.

İlk olarak 2018 yazında "Fatma Gül’ün Suçu Ne?" adlı diziyle İspanyolları Türk dizileriyle buluşturduklarını anlatan Anton, şöyle devam etti:

"Türk kültürü özellikle Batı Avrupa için farklı bir kültür olarak görülüyor. Orta Doğu'da, Arap ülkelerinde, Doğu Avrupa'da ya da Latin Amerika'da Türk dizileri çok seyredilmesine rağmen Batı Avrupa'da kimsenin cesaret edemediği bir adımı biz attık. Ve zamanla gördük ki yayınladığımız diziler izlenme rekorları kırdı. Türk dizilerindeki hikayeler, sahneler, oyunculuklar İspanyol toplumunda çok sevildi. Sadece doğru yere yatırım yapmaktan değil aynı zamanda Türkiye'de iyi yapımlar olduğunu burada göstermekten de mutluyuz.”

Anton, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ortasında, 2020 yazında "Kadın" dizisini en önemli kanalları olan Antena 3'te, en çok izlenme saatinde (prime time) yayınladıklarını ve yavaş yavaş yükselme olsa da en sonunda 3 milyona yakın izleyici sayısına ulaştıklarını ve İspanyollardan çok olumlu mesajlar aldıklarını söyledi.

Atresmedia grubunun yöneticisi, "Türk dizileri, geçmişte Amerikan ya da Fransız, İngiliz, Latin Amerikalıların egemenliğinde olan dizi sektöründeki çıtayı çok yükseltti. Türkiye’nin modern yüzünü daha fazla Avrupa'ya gösteren, ön yargıları yıkan yapımlar var. Gerçekte birbirine çok yakın kültürler, aile yapıları olduğunu gördük. Farklılıklar ise ilgiyi daha da artıran küçük detaylar oldu." dedi.

Anton, "Fransız dizilerinde bulamadığımız çeşitliliği Türk dizilerinde buluyoruz." derken, Türkiye'nin bu düzeyde diziler yapmaya devam etmesi halinde İspanya'dan taleplerin de aynı şekilde devam edeceğini vurguladı.

Türk dizilerinin çok uzun olmasına rağmen "ilginç bir şekilde İspanyol halkını televizyona bağladığını ve çok sürükleyici olmasının bir başarı olduğunu" dile getiren Anton, ayrıca bir farklılık olarak, Türk dizilerindeki çocuk aktörlerin "çok başarılı olduklarını ve hikayeyi çok daha yaratıcı hale getirdiklerini" belirtti.

Anton, "Türk dizileriyle ilgili İspanyol halkını en çok şaşırtan konu, çok iyi kalitede, çok iyi oyunculukla ve senaryo ile endüstriyel boyutta diziler yapıyor olması." dedi.

Türk dizileri ön yargıları yıktı

Diğer yandan son iki yıldır Türk dizilerini izleyen 81 yaşındaki Dolores Valverde de "Türk dizilerinden önce benim gözümdeki Türkiye imajı çok fakir, sokakları pis bir ülkeydi. Ama gördüm ki, bu böyle değil. Çok güzel görüntüler var. Çok güzel bir ülke. Beni çok şaşırttı." şeklinde konuştu.

Özellikle aile yapısının, bazı geleneklerin benzerlikler gösterdiğinin farkına vardığını söyleyen Valverde, kendini Türk halkına yakın hissetmeye başladığını anlattı.

Türk oyuncuları çok başarılı bulduğunu kaydeden Valverde'nin Türk dizileriyle ilgili tek eleştirisi ise "Kötü karakterleri çok abartılı buluyorum. Gerçek hayatta o kadar kötüler olamaz." oldu.

Türk dizilerinin İspanya'daki etkisi son yıllarda o kadar çok arttı ki Madrid'de faaliyet gösteren Türk-İspanyol Sanayi ve Ticaret Odası da bu yılki ödüllerinde iki ülke arasındaki kültürel ilişkileri ve dizi sektörünü öne çıkardı.

Oda, Türk oyuncu Cansu Dere ile Atresmedia ve Pasion Turca şirketlerine 1 Aralık'ta ödül verileceğini açıklamıştı.

Editör: TE Bilisim