BMGK tarafından 1999 yılında ilan edilen Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadelede Günü vesilesiyle yazılı açıklama yapan Yılık, hemen hemen her toplumda mücadele edilen sosyal sorunların başında gelen “şiddet” kavramına en fazla kadınların maruz kaldığını belirtti.

Kadına yönelik şiddetin günümüzdeki anlamda bir sorun olarak ele alınması, önlenmeye çalışılması, mağdurun korunması, failin cezalandırılması için gerekli düzenlemeler ve çalışmaların biran evvel yapılarak kadına karşı şiddet vakalarına bir son verilmesi gerektiğini ifade eden Yılık, ‘’Cezaların caydırıcılığının sağlanması ve toplumumuzun bu konuda rehabilite edilmesi için Milliyetçi Hareket Partisi olarak şimdiye kadar yaptığımız ve yapacağımız çalışmalarla; bu mücadeleye destek olmaya hazırız. Kanayan bu yaranın tedavi edilmesi, kadınlarımızın daha mutlu, daha huzurlu ve daha güvenli bir yaşam sürmesi için var gücümüzle mücadele edeceğiz.’’ ifadelerini kullandı.

MHP’li Yılık, şunları söyledi;

’’25 Kasım günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 1999 yılında Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadelede Günü olarak belirlenmiştir. Bugün her toplumda olduğu gibi ülkemizde de ne yazık ki hala “kadına şiddetten” bahsediyoruz.

Günümüzde; çok üzülerek ifade ediyorum ki, hemen hemen her toplumda mücadele edilen sosyal sorunların başında gelen “şiddet” kavramına en fazla maruz kalan kesim kadınlar olmaktadır.

Fiziksel şiddet başta olmak üzere cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet kadınlarımıza uygulanmakta, bu durum da toplum hayatında büyük yaralar açmaktadır.

Kadın; ailenin, devletin ve milletin temel taşı, gelişmenin ve çağdaş bir medeniyet olabilmenin en önemli unsurudur. Kadın; insanlık onurunun başlangıç noktası, her eksiğin tamamlayıcısıdır. Kısacası kadın, bir cinsiyet değil dünyadaki tüm güzelliklerin kaynağıdır. Tarihimizin her döneminde kadın baş tacı edilmiş, topluma yön veren ana rehber olmuştur.

Türk milletinin kadına verdiği önem bu kadar büyük ve açık olduğu halde kadına şiddet vakalarını duymak, kadını şiddetle beraber anmak yüreklerimizde tarifi imkansız yaralar açmaktadır. Oysaki kadın güzellikle ve zarafetle var olmalıdır.

Toplumun geleceğini biçimlendirmede kilit role sahip olan kadınların uğradığı şiddet ve neden olduğu sonuçlar açısından baktığımızda şiddetin toplumsal bir mücadele gerektirdiği yadsınamaz bir gerçektir. Toplumsal bir farkındalıkla karşısında kararlılıkla durmamız gereken şiddet kavramı öğrenilmiş bir davranıştır. Dolayısıyla eğitimi aile içinde küçük yaşlarda başlar.

Kadına yönelik şiddetin günümüzdeki anlamda bir sorun olarak ele alınması, önlenmeye çalışılması, mağdurun korunması, failin cezalandırılması için gerekli düzenlemeler ve çalışmalar biran evvel yapılarak kadına karşı şiddet vakalarına bir son verilmelidir. Cezaların caydırıcılığının sağlanması ve toplumumuzun bu konuda rehabilite edilmesi için Milliyetçi Hareket Partisi olarak şimdiye kadar yaptığımız ve yapacağımız çalışmalarla; bu mücadeleye destek olmaya hazırız. Kanayan bu yaranın tedavi edilmesi, kadınlarımızın daha mutlu, daha huzurlu ve daha güvenli bir yaşam sürmesi için var gücümüzle mücadele edeceğiz.

Kadınlarımız kendilerini ne kadar güçlü ve güvende hissederse toplumsal gelişme ve çağdaşlaşma yolunda hayata o kadar derin katkı sunacaklardır. Kadın elinin değdiği yer güzelleşir, tazelenir. Bu nedenle kadına yönelik şiddet toplumsal bir sorun olarak ele alınıp, devletimizin ve toplumun tüm organlarının aktif katılımıyla toplumsal bir farkındalıkla çözülebilecektir.

Şiddetle ilgili ifade edilecek sözler anlamını yitirmiştir. Artık zaman eyleme geçme ve kadınlarımızı hak ettikleri şekilde değerli kılma vaktidir.’’