Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) GEnel Başkanı Devlet Bahçeli, ‘‘14 Mayıs’ta Aziz Milletim Sıra Sende’’ Ordu Mitingi'nde konuştu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,"Milli birliğimizi, milli güvenliğimizi, milli çıkarlarımızı, milli varlığımızı, milli gelecek projelerimizi sömürge hesaplarına, lord planlarına, egemen güçlerin inisiyatifine teslim etmek isteyenler ayan beyan ortadadır. Bunlar zillet ittifakında yuvalanmışlardır. Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu teröristlerle yol yürümektedir. Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu zalimlerin kontrolündedir.
Bu nedenle paravan adaydır, kumandalı adaydır, kukla adaydır, 7+2 formatlı kumar masasının icazetli adayıdır. "dedi.

MHP Lideri Bahçeli,"Kılıçdaroğlu’nun ittifak ortağı HDP, milli muharip uçağımız Kaan’dan, İHA’larımızdan, SİHA’larımızdan korkuya kapılmıştır.

Ancak korkunun eceli faydası yoktur.

Bundan böyle teröristlerin saklanacak, sığınacak, kaçacak güvenli bir yeri olamayacaktır.

Terör neredeyse meşru hedefimiz orasıdır.

Hainler nerede fitne saçıyorsa oralar temizlenecektir.

Cumhuriyet’in yeni yüzyılında terör musibetinden Allah izniyle kurtulacağız.

Kanlı ve kalleş döngüye son vereceğiz.

Bunu hep birlikte başaracağız.

Hem aşımıza, işimize, emeğimize, ekmeğimize ve egemenlik haklarımıza sahip çıkacağız, hem de insanlığın yüz karası bölücü terör örgütünü yıkıp geçeceğiz.

Kılıçdaroğlu 6 Mayıs 2023 tarihinde Adana’da demiş ki:

“Her hakkı teslim edeceğim, her hukuku uygulayacağım.”

Sayın Kılıçdaroğlu sana göre hak nedir? Her hakkı teslim edeceğim derken muhatapların kimlerdir? Uygulamak istediği hukukun muhtevası nelerden oluşmaktadır?

Türkiye’de hakkı yenmiş, hakları çiğnenmiş hiç kimse yoktur.

Eğer çıkarsa onların haklarını iade etmek de namus borcumuzdur.

Kılıçdaroğlu her hukuku uygulamaktan bahsetmesi maksatlıdır.

Türkiye’de hukuk tektir.

Elbette hukukun üstünlüğü hakim ve havidir.

Kılıçdaroğlu için hak ve hukukun konusu teröristler midir?

Terörist Demirtaş’ı bırakmak hangi hakkın, hangi hukukun gereğidir?

Türkiye’de bölücülerin hukuku değil, milletin hukuku egemendir.

Bu gerçeği hiç kimse değiştiremez, değiştirmeye de gücü yetmez, yetemez.

Teröristler için adalet ve hukuk isteyen CHP zihniyeti, esasen kahramanları mahcup ve mahkum etmeninin, şehitlerimizin kemiklerini sızlatmanın peşindedir."

MHP Lideri Bahçeli'nin konuşması şu şekilde:

Aziz Vatandaşlarım,

Muhterem Ordulular,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

Saygıdeğer Hanımefendiler, Beyefendiler,

Hepinizi hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.

Bizleri kavuşturan Cenab-ı Allah’a ham ediyorum.

Yurt içinde ve yurt dışında hayatın zorluklarına fedakârca göğüs geren tüm vatandaşlarımıza en halisane selamlarımı iletiyorum.

Ordu’da hayat mücadelesi veren her vatandaşımı bağrıma basıyorum.

“Aziz Milletim Sıra Sende” temasıyla düzenlediğimiz bu açık hava toplantımıza teşrif eden, gücümüze güç ekleyen, heyecanıyla önümüzü aydınlatan Ordulu kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum.

3 gün sonra yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve 28’inci Dönem Milletvekilliği Genel Seçimlerinin ülkemizin dirliğine, milletimizin birliğine, demokrasimizin geleceğine, insanımızın huzur ve refahına hayırlı ve kalıcı sonuçlar getirmesini Allah’tan niyaz ediyorum.

Bunun yanında seçimlerin sağduyulu, sakin, huzurlu ve demokratik olgunluk içinde gerçekleşmesini diliyorum.

Bugünkü toplantımızın tertip ve temininde emeği geçen tüm dava arkadaşlarımı içtenlikle kutluyorum.

Hepinize hoş geldiniz, safalar getirdiniz diyorum.

Değerli Kardeşlerim,

Değerli Dava Arkadaşlarım,

77 yıllık çok partili siyasi hayatımızın en mühim seçimleri için geri sayım başladı.

Önümüzdeki Pazar günü istikbal haklarımızla ilkel hezeyanlar arasında bir tercih yapılacaktır.

Türk milleti sandığın başında Cumhuriyet’in yeni yüzyılını oylayacaktır.

İnanıyorum ki, Ordu’nun dereleri önümüzdeki Pazar bir başka güzel akacak, Karadeniz daha da şahlanacaktır.

14 Mayıs 2023 tarihinde, hem 13’üncü Cumhurbaşkanımızı belirleyeceğiz, hem de 28’inci Dönem Milletvekili Genel Seçimini yapacağız.

Son günlerde 14 Mayıs’ı kundaklamak için karanlık eller devrededir.

Namussuz montajcılar, özel hayat cellatları işbaşındadır.

Küresel medya, dış güçler, emperyalizme ruhunu satmış iç odaklar, sosyal medya teröristleri, ajan provokatörler, bölücü çevreler, azgınlaşmış Türk düşmanları 14 Mayıs’ta Cumhur İttifakı’nın mukadder zaferini gölgelemek amacıyla alçakça kurgu ve kumpas peşindedir.

Ancak ne yapsalar boş, hangi iftirayı atsalar boşuna, milletin iradesine ket vuramayacaklar, Türkiye’nin hızını kesemeyecekler, Türk milletinin zaferini önleyemeyecekler.

Kavga arayanlara sabır ve sebatla muamele edeceğiz.

Kaos arzulayanlara sarsılmaz duruşumuzla engel olacağız.

Demokrasi kültürümüzü baltalamak, istikrarımızı budamak, ülkemizi bunalıma sokmak isteyenlere iman ve irademizle direneceğiz.

Çünkü biz Türkiye’yi çok seviyoruz.

Aziz vatanımızı canımızdan aziz biliyoruz.

Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefine de mutlaka ulaşma kararındayız.

Şimdi siz söyleyiniz, Ordu’nun kararlılığınızı hep bir ağızdan haykırınız:

√ 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerine hazır mısınız? (Evet)

√ Sandığa gidecek misiniz? (Evet)

√ Millet ve vatan düşmanlarına, yerli ve yabancı bozgunculara ders verecek misiniz? (Evet)

√ Milliyetçi Hareket Partisi’nin Ordu milletvekili adaylarını TBMM’ne gönderecek misiniz? (Evet)

√ Cumhur İttifakı’nın yanında mısınız? (Evet)

√ Cumhurbaşkanımız ve Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı çok yüksek bir destekle yeniden seçecek misiniz? (Evet)

√ Söz mü? Sandıklardan taşıyor muyuz? Vatana sahip çıkıyor muyuz? Bayrağa sahip çıkıyor muyuz? (Evet)

Maşallah sizlere, Allah var etsin hepinizi.

Aziz Milletim Sıra Sende.

Ordulu kardeşlerim sıra alayınızda.

“Devlet ve Milletiyle, Hep Birlikte ve Her Şeyden Önce Türkiye”

Çağrımız birliğe, dirliğe, kardeşliğe ve huzuradır.

Çağrımız dik baş, tok karın, mutlu yarınadır.

Çağrımız yükselen ve süper güç mertebesine çıkacak Türkiye’yedir.

“Komşusu açken tok yatmayacak” yüksek vicdanların,

“Fırat kenarında otlayan kuzunun” vebalini duyacak tertemiz gönüllerin,

“Aç iken doyurdum, çıplak iken giydirdim, az milleti çok kıldım” diyenlerin bulunacağı ve buluşacağı ahlaklı, adaletli, inançlı, erdemli, hakça paylaşımı esas alan bir geleceğe çağrıdır bizim çağrımız.

Çağrımız Türk tarihinin çağrısıdır.

Çağrımız kutlu ceddimizin çağrısıdır.

Çağrımız cumhurun çağrısıdır.

Çağrımız çiftçimizin, emeklimizin, esnafımızın, memurumuzun, işçimizin, yetimlerimizin, şehit analarımızın, şehit yavrularımızın, tüm mazlumların çağrısıdır.

Çağrımız al bayrak altında toplanıp istikbale el ele, omuz omuza, tek nefes halinde yürüyüş çağrısıdır.

“Ne Mutlu Türküm Diyene” haykırışı etrafında kenetlenme çağrısıdır bizim çağrımız.

Ve bizim çağrımız içinde bulunduğumuz çağın akışını değiştirmeye sonuna kadar taliptir.

Değerli Kardeşlerim,

Muhterem Dava Arkadaşlarım,

Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı, milletimizin bekası, ülkemizin bağımsız geleceği için dünden daha önemli bir görevle karşı karşıyadır.

Bu görev tarihidir, tehiri ve tevzisi düşünülemez.

Maruz kaldığımız stratejik tehditler küresel senaryoların bölgemizde gösterime sokulan bugünkü sahnesinden başka bir şey değildir.

Milli birliğimizi, milli güvenliğimizi, milli çıkarlarımızı, milli varlığımızı, milli gelecek projelerimizi sömürge hesaplarına, lord planlarına, egemen güçlerin inisiyatifine teslim etmek isteyenler ayan beyan ortadadır.

Bunlar zillet ittifakında yuvalanmışlardır.

Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu teröristlerle yol yürümektedir.

Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu zalimlerin kontrolündedir.

Bu nedenle paravan adaydır, kumandalı adaydır, kukla adaydır, 7+2 formatlı kumar masasının icazetli adayıdır.

Kılıçdaroğlu Türkiye düşmanlarına yakayı kaptırmıştır.

Onların dümen suyuna girmiştir.

Maalesef CHP artık tanınmaz ve tanımlanamaz haldedir.

Aziz Atatürk’ün kurduğu parti HDP’yle tek yumurta ikizine dönüşmüştür.

Mehmetlerimizin katilleri Kılıçdaroğlu için çalışmaktadır.

PKK ve FETÖ Kılıçdaroğlu lehine propaganda yapmaktadır.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın yol açtığı Erzurum provokasyonun altından da bölücüler ve FETÖ’cüler çıkmıştır.

Karşımızdaki güruh demokrasi katilidir.

Karşımızdaki ittifak terör ve ihanet ittifakıdır.

Ordu’da CHP’ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum, gelin Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümüne birlikte sahip çıkalım.

Gelin Aziz Atatürk eserlerine ve emanetlerine beraberce destek olalım.

İYİ Parti’ye oy veren kardeşlerim, gelin bu şerefe siz de dahil olun.

CHP ve İYİ Parti yönetimleri yoldan çıkmıştır.

Bu iki parti Türkiye muhalefetinde söz kesmiştir.

Yanlarına da Kandil ile Pensilvanya’yı alarak zehir ve zillet saçmaktadırlar.

Oyun büyüktür.

Senaryo karanlıktır.

Tehlike zillet ittifakında düğümlenmiş haldedir.

Geride kalan iki haftalık süre zarfında cereyan eden provokasyonların iç yüzüne bakıldığında Kılıçdaroğlu’nun, iç ve dış ihanet cephesinin Türkiye’yi mahvetmek için her fırsatı ganimet gördüğü anlaşılmaktadır.

Allah’ın bir lütfu neticesinde, Gabar Dağı’da bulunan petrol rezervi zillet ittifakının uykularını kaçırmaktadır.

Karadeniz’den çıkarılan doğal gaz zillet ittifakını rahatsız etmektedir.

Kılıçdaroğlu’nun ittifak ortağı HDP, milli muharip uçağımız Kaan’dan, İHA’larımızdan, SİHA’larımızdan korkuya kapılmıştır.

Ancak korkunun eceli faydası yoktur.

Bundan böyle teröristlerin saklanacak, sığınacak, kaçacak güvenli bir yeri olamayacaktır.

Terör neredeyse meşru hedefimiz orasıdır.

Hainler nerede fitne saçıyorsa oralar temizlenecektir.

Cumhuriyet’in yeni yüzyılında terör musibetinden Allah izniyle kurtulacağız.

Kanlı ve kalleş döngüye son vereceğiz.

Bunu hep birlikte başaracağız.

Hem aşımıza, işimize, emeğimize, ekmeğimize ve egemenlik haklarımıza sahip çıkacağız, hem de insanlığın yüz karası bölücü terör örgütünü yıkıp geçeceğiz.

Kılıçdaroğlu 6 Mayıs 2023 tarihinde Adana’da demiş ki:

“Her hakkı teslim edeceğim, her hukuku uygulayacağım.”

Sayın Kılıçdaroğlu sana göre hak nedir? Her hakkı teslim edeceğim derken muhatapların kimlerdir? Uygulamak istediği hukukun muhtevası nelerden oluşmaktadır?

Türkiye’de hakkı yenmiş, hakları çiğnenmiş hiç kimse yoktur.

Eğer çıkarsa onların haklarını iade etmek de namus borcumuzdur.

Kılıçdaroğlu her hukuku uygulamaktan bahsetmesi maksatlıdır.

Türkiye’de hukuk tektir.

Elbette hukukun üstünlüğü hakim ve havidir.

Kılıçdaroğlu için hak ve hukukun konusu teröristler midir?

Terörist Demirtaş’ı bırakmak hangi hakkın, hangi hukukun gereğidir?

Türkiye’de bölücülerin hukuku değil, milletin hukuku egemendir.

Bu gerçeği hiç kimse değiştiremez, değiştirmeye de gücü yetmez, yetemez.

Teröristler için adalet ve hukuk isteyen CHP zihniyeti, esasen kahramanları mahcup ve mahkum etmeninin, şehitlerimizin kemiklerini sızlatmanın peşindedir.

İYİ Parti de aynı melanet yolun yolcusudur.

Afrin’i geri alacağız diyen bölücü teröristlere anladıkları dilden mesaj verdik, şu işe bakınız ki, cevap İYİ Parti Başkanı’ndan geldi.

Demek ki, attığımız taş aynı daldaki iki kuşa birden isabet etti.

İYİ Parti Başkanı’nın PKK’ya avukatlık yapması rezalettir.

Ancak iradesini ve itibarını kaybetmiş bir siyasetçi bu içler acısı durumlara düşecektir.

Bunların alayı zillettedir.

Bunların alayı istikametini kaybetmiştir.

İlk kez oy verecek genç kardeşlerim, varlığımızı, birliğimizi ve bağımsızlığımızı birlikte müdafaa edelim.

Sayıları beş milyonu aşan genç kardeşim inanıyorum ki, “Elbette Öyle, Benim İlk Oyum MHP”ye diyeceklerdir.

Türk gençliği aldanmaz, aldatmaz, yalan vaatlere kanmaz.

Karadeniz’in incisi Ordu zillete prim vermez.

Soruyorum sizlere:

√ Bizimle beraber misiniz? (Evet)

√ Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümünü cumhurun kesif ve kesin zaferiyle süsleyecek miyiz? (Evet)

√ Milliyetçi Hareket Partisi’ne evet mi? Cumhur İttifakı’na evet mi? Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a evet mi? (Evet)

Kılıçdaroğlu ve ittifak ortakları Türkiye’nin karşısında, biz yanındayız.

Kılıçdaroğlu ve ittifak ortakları doğal gaz ve petrol keşfinin karşısında, biz yanındayız.

Kılıçdaroğlu ve ittifak ortakları rant, çıkar ve ikbal amacında, biz önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben anlayışındayız.

Ordu’nun umutlarını kırmaya çalışanlara karşı birlikte olalım.

Ordu’nun talihini kapatmaya çalışanlara karşı birlikte duralım.

Diyorum ki: “Devlet ve Milletiyle Her Şeyden Önce Türkiye.”

Diyorum ki: “Yeni Türkiye, Yeni Hayat, Hep Birlikte Kurarız.”

Diyorum ki: “Milli Birlik ve Kardeşlikle Hep Birlikte Yaşarız.”

Bugüne İstikrar, Yarına Huzur Diyorsak, Hep Birlikte Başarırız.

Engelleri, Zorlukları Hep Birlikte Aşarız.

“Devletin Gücü Milletin Ferasetiyle Hep Birlikte Yaparız.”

Cumhuriyet’in Yeni Yüzyılında Güçlü Devleti Hep Birlikte İhya Ederiz.

Hep Birlikte Türkiye’yiz.

Hep Birlikte Türk Milletiyiz.

İstiklalimizi ve istikrarımızı koruyarak istikbalimizi hazırlıyoruz.

Bu ülkeye sevdalı olmanın kolay olmadığını da gayet iyi biliyoruz.

Tekrar soruyorum sizlere:

√ Türkiye düşmanlarına karşı bir miyiz? (Evet)

√ Terör örgütlerine, emperyalizmin oyunlarına karşı beraber miyiz? (Evet)

√ Milli birliğimizi, ebedi kardeşliğimizi birlikte savunacak mıyız? (Evet)

√ MHP’ye evet mi? Cumhur İttifakı’na evet mi? Recep Tayyip Erdoğan’a evet mi? (Evet)

Bu evetler 14 Mayıs’ın müjdesidir.

Bu evetler dosta güven, düşmana korku vermektedir.

Milletimiz çok yaşasın.

Devletimiz dünya durdukça var olsun.

Değerli Vatandaşlarım,

Aziz Dava Arkadaşlarım,

Dünya’nın enerji ve su kaynaklarını kontrol etmek isteyen yeni emperyalizm, bunlara sahip milletler üzerinde hunhar oyunlar peşindedir.

Maalesef büyük çoğunluğu din kardeşimiz ve soydaşımız olan geniş coğrafyalarda kin, nefret, zulüm devamlı körüklenmektedir.

Anlaşılan buralarda petrol bitmedikçe, gaz bitmedikçe, su bitmedikçe, paylaşacak toprak bitmedikçe savaşlar da bitmeyecektir.

Görünen odur ki, bu kaynaklar tükenmedikçe gözyaşları da sona ermeyecektir.

Afrika’nın bir ucundan, Asya’nın bir ucuna kadar milyarlarca insan bir lokma ekmek, bir parça hürriyet, bir nebze olsun haysiyet mücadelesi için canını dişine takmaktadır.

Kaybedenler, nehir gibi kanı dökülenler tarihin her devrinde olduğu gibi yine mazlumlardır.

Bugün milyarlarca insan kendi emeğiyle ayakta durmak, ürettiğini satmak, huzur içinde yaşamak, sahip oldukları kaynakları refahı için kullanmak istemektedir.

Kaldı ki bu istek haklıdır ve meşrudur.

Bu masum talepleri sekteye uğratmak maksadıyla adına bazen terörizmi önlemek, bazen barış getirmek, bazen demokrasi kazandırmak denen küresel baskı ve dayatma mekanizması sürekli canlı tutulmaktadır.

Terörizm, büyük ve bereketli toprakları sömürmenin, parçalamanın, sınırları değiştirmenin bugünkü bahanesidir.

Bunun adı 19’uncu yüzyılda “Şark Meselesi” idi.

Terörizm, aynı zamanda hedef ülke ya da ülkelerin içişlerine karışmanın, bunları zaman içinde fiilen ele geçirmenin de gerekçesi olarak değerlendirilmiştir.

Dün bunun da adı “medeniyet götürmek”ti.

Bugün emperyalizmin hedefi Afrika’nın Okyanus kıyısından, Doğu Türkistan havzasına kadar uzanan engin coğrafyalardır.

Bu ülkeleri hizaya getirme, direnişlerini kırma, rejimlerini dönüştürme projeleri hız kazanmıştır.

Bunun maskesi ise “yeni dünya düzeni”dir.

Milletiyle birleşip bu küresel yağmaya direnen, bu vandallığı sorgulayan liderler ve hükümetler gönderilmek, indirilmek istenmektedir.

Bu nedenle The Economist Dergisi “Erdoğan gitmeli” manşeti atmaktadır.

Yine The Economist Dergisi, Recep Tayyip Erdoğan’ın yenilgisinin küresel sonuçları olacağını yazmakla birlikte, her yerdeki demokratlara diktatörlerin yenileceğini göstereceğini şerefsizce iddia etmektedir.

Kullanıma müsait, siyasi sömürgeleşmeye yatkın olan Kılıçdaroğlu da desteklenmektedir.

Ancak bu karanlık dönemin perdesi kapanmaktadır.

Milli egemenliğe dayanan demokratik yönetimlerin dış müdahalelerle tasfiyesi, terörizmin komplolarıyla, terör örgütlerinin kanlı suikastlarıyla, ajanların provokasyonlarıyla köşeye sıkıştırılması artık modası geçmiş, miadı dolmuş bir emperyalist stratejidir.

Geldiğimiz bu aşamada bilhassa Türkiye geri dönülemez bir yoldadır.

Doğru zaman, doğru adam, Recep Tayyip Erdoğan’a Allah’ın izniyle diş geçiremezler, belini bükemezler, başını eğemezler.

Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı buna izin vermez.

Türk milleti böylesi bir saldırıya asla boyun eğmez.

Şunu biliniz ki, 1918’den 1923’e kadar geçen tarih serüveni ve serencamında neler olmuşsa, 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe teşebbüsünden bugüne kadar üç aşağı beş yukarı benzerleri yaşanmıştır.

Zalim hedeflerin ve hıyanet projelerinin emel ve enerjisinde hiçbir değişiklik olmamıştır.

Türk milleti bekasını korumak ve kökleştirmek maksadıyla Türk devletleri zincirine Cumhuriyet rejimiyle yeni bir halka eklemiş, bu kapsamda Türklüğün teşkilatçı yapısı İmparatorluğun yıkımından yeni bir Türk devleti çıkarmayı başarmıştır.

Hamd olsun Cumhuriyet’in 100’üncü yıldönümüne de ulaşılmıştır.

16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Halkoylamasıyla kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi; azgın tehlikeler ve artan tehditler mucibince tedbir alması kaçınılmaz bir tarih gerçeği haline gelen Türk milletinin bekası adına yüz yıl içinde başardığı ikinci demokratik atılımı olmuştur.

Tarihin her buhranlı devrinde, Türk milleti devletiyle bir ve bütün haline gelmiştir.

Şartlar içinden çıkılamaz kadar ağırlaştığı anda devleti milletten, milleti devletten ayırmanın ne kadar boş bir hayal olduğu pek çok tecrübeyle sabittir.

Çok şükür mandacılar, kifayetsiz muhterisler, maceraperest milliyetsizler her zaman kaybetmişlerdir.

İşbirlikçiler, iradesizler, itibarsızlar, yabancıların güdümüne binbir vaatle giren teslimiyetçi ilkesizler her defasında hüsrana uğramışlardır.

16 Nisan Halkoylaması, Türk milletinin kendi kaderine, kendi geleceğine, kendi egemenliğine aracısız, bağlantısız, fasılasız, kansız ve sarsıntısız sahip çıkma başarısını belgelemiştir.

O günden bugüne Türkiye’ye yönelik tanıdık mütecaviz ve mütehakkim operasyonların seyir ve seviyesinde beklendiği üzere yoğunluk gözlenmiştir.

Kuşkusuz milletine mensubiyet onuruyla bağlı her vicdan sahibi insanımız buna şaşırmamıştır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kabulü ve müteakiben 24 Haziran 2018 seçimleri sonrası yönetim hayatımıza resmen girmesiyle yerli ve yabancı çıkar ortakları tarihten malumu olduğumuz korkuya yeniden ve daha şiddetle kapılmışlardır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi aradığımız şifadır, nitekim layık olduğumuz istikrarı sağlamıştır.

Türkiye 14 Mayıs’tan sonra Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ikinci dönemine geçecektir.

Sağlam ve emin irade Türk ve Türkiye Yüzyılının sayfalarını açacaktır.

Eser ve hizmet siyaseti kesintiye uğramamalıdır.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem krizdir, kutuplaşmadır, istikrarsızlıktır.

Türkiye geriye değil, ileriye gidecektir.

Ümitler solmayacak, milli hedefler silinmeyecektir.

Güvence Türk milletidir.

Güvence Ordu’dur.

O halde Aziz Milletim Sıra Sende.

Ordulu kardeşlerim söz, sıra ve yetki hepinizde.

Verin oyunuzu, bozun şerefsiz oyunu.

14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak seçimlerin ardından,

En acil birinci gündemimiz, Kahramanmaraş depreminin hasarlarını tümüyle onarmak, yaraları sarmak, yeni ve güvenli 650 bin konutu inşa ederek depremzedelerimize teslim etmektir.

İkinci acil gündemimiz, sosyal ve ekonomik reformlarla toplumsal refah ve rahatlamayı daha da güçlendirmek, daha da genişletmek ve nihayet her kesime yaymaktır.

Üçüncü acil gündemimiz, terörle mücadeleyi mutlak bir başarıyla sonuçlandırıp milletimizin ve ülkemizin gündeminden tamamıyla çıkarmaktır.

Dördüncü acil gündemimiz, yeni, demokratik, kapsayıcı, mutabakata dayalı, milletimizin beklentilerine uygun, yeni hükümet sisteminin doğasıyla uyumlu, yeniçağı kavrayan, Türk ve Türkiye Yüzyılının hukuki altyapısını kuran bir anayasayı ülkemize kazandırmaktır.

Beşinci acil gündemimiz, adaletten sanata, sanayiden eğitime, ulaştırmadan sağlığa, spordan kültürel hayata, tarımdan teknolojiye, çevre ve iklim değişikliğinden kentsel dönüşüme, diplomasiden turizme, ekonomiden siyasete varıncaya kadar her alanda yeni yüzyılın ruhunu kavrayan ve aslında devam eden yapısal dönüşüm hamlesini hızlandıran, önümüzdeki yüzyılı Türkçe okuyan milli stratejiyi el birliğiyle hedefine ulaştırmaktır.

Altıncı acil gündemimiz de, çevremizi barış kuşağına alarak komşularla iyi ve dostane ilişkiler geliştirmek, Türk ve İslam dünyasıyla sıkı diyaloglar kurmaktır.

Bunu yapabilecek irade Cumhur İttifakı’nda mahfuzdur.

Türkiye’nin yürütme ile yasama yapısı arasında tam bir dengenin tesisiyle birlikte,

Cumhuriyet’in 110’uncu yıl dönümü olan 2033’te temel meselelerini çözmüş,

İstanbul’un fethinin de 600’üncü yıl dönümü olan 2053’de Süper Güç seviyesine tırmanmış bir Türkiye ortak gayemizdir.

Yaparsa Cumhur İttifakı yapacaktır.

“Hep Birlikte Türkiye” inancıyla başaracak olan Cumhur İttifakı’dır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin devamının yanı sıra, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni dönemde de çok güçlü şekilde seçilmesi, Cumhur İttifakı’nın TBMM’de nitelikli çoğunluğa erişmesi yeni yüzyıla Türk ve Türkiye mührünün vurulmasını sağlayacaktır.

Son kez soruyorum sizlere;

√ Bu hedeflere beraberce yürüyecek miyiz? (Evet)

√ Türkiye’yi gelişmiş, zenginleşmiş, kalkınmış, kronik ve konjoktürel sorunlarından kurtulmuş yüksek bir aşamaya çıkarma mücadelesinde yanımızda mısınız? (Evet)

√ TBMM’de güçlü MHP, güçlü Cumhur İttifakı’na onay veriyor musunuz? (Evet)

√ Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a tertemiz iradenizle destek oluyor musunuz? (Evet)

O halde 14 Mayıs’ta söz sırası sizdedir.

Paylaşılacak vatanım, vazgeçilecek insanım yok diyen her vatan evladıyla kaderimiz birdir.

Biz birlikte Türkiye’yiz diyen herkes bizim özbeöz kardeşimizdir.

Ordu milletvekili adaylarımıza ve Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a çok güçlü desteğinizi bekliyorum.

Hepinize şükranlarımı sunuyorum.

Devlet ve Milletiyle, Hep Birlikte ve Her Şeyden Önce Türkiye.

Sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyor, Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum.

Ne Mutlu Türk’üm Diyene.