Milliyetçi Hareket Partisi Deprem Felaketini İnceleme, Değerlendirme ve İzleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Cengiz ŞAHİN kurul bünyesinde oluşturulan hukuk komisyonun CHP’nin tezvirat ve dezenformasyonuyla ilgili açıklamalarına istinaden yapmış olduğu değerlendirmeler hakkında açıklamada bulundu.

Açıklama şu şekilde;

Olağanüstü hallerde (...) ve savaş hallerinde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.Devlet milletinin yanında, millet devletinin yanında iken tezvirat ve dezenformasyonla vatandaşlarımızın aklını karıştırmaya çalışan muhalefetin derdinin vatandaşın sorunlarına çare olmak değil, ikbal olduğu ortadadır.

Ülkemizde yaşanan deprem felaketi nedeni ile Devletimizin tüm organları teyakkuz halinde iken ve Aziz Milletimiz de depremde zarar gören vatandaşlarımıza yardım seferberliğinde iken CHP ve zillet ittifakının unsurları ne yazık ki ülkemiz gündeminden uzak tutumlarını devam ettirmişlerdir.

CHP sözcüsü Faik Öztrak tarafından hukuken çelişen bir takım açıklamalarda bulunulmuştur.  Öztrak açıklamasında, "Kamu bankaları talimatla yüklü bağışlar yapınca, kanunu da çiğnemiş oldular. Kamu bankalarındaki her bir yöneticinin artık hukuki sorumluluğu var. Bunları kurtarmak için OHAL kararnamesi çıkardılar. Ama bunu yaparken de bu sefer Anayasayı çiğnediler. Anayasanın 104. maddesine göre, kanunda açıkça düzenlenen bir konuda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarılamaz." dedi.

OHAL kararnamesi ile Anayasanın çiğnendiğine ilişkin iddianın özü, kamu bankalarının yapmış oldukları bağışa dayanmaktadır.

5411 Sayılı Yasanın (Bankacılık Kanunu) 59. maddesi uyarınca “Bankalar ve konsolide denetime tabi kuruluşlarca bir mali yılda yapılabilecek bağış miktarı, banka özkaynaklarının binde dördünü aşamaz. Ancak, yapılan bağış ve yardımların en az yarısının, kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider veya indirim olarak dikkate alınabilecek bağış ve yardımlardan oluşması zorunludur. Bu hükmün uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar kurulca belirlenir.” denilmekte olup anayasanın 104. maddesinde, “Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde, kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir.” hükmü yer almaktadır. Ancak Öztrak’ın iddiası olağanüstü hal ilanı ve bu ilanın TBMM tarafından kabul edildiği ve Anayasanın 119. maddesi 148. maddesini değerlendirilmeden yapılmış toplumu yanıltıcı ve sığ bir yorumdur.

Anayasanın 119. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, “Cumhurbaşkanı; …tabii afet veya tehlikeli salgın hastalık ya da ağır ekonomik bunalımın ortaya çıkması hallerinde yurdun tamamında veya bir bölgesinde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir.

Olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanı, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, 104 üncü maddenin 17. fıkrasının 2. cümlesinde belirtilen sınırlamalara tabi olmaksızın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. Kanun hükmündeki bu kararnameler Resmi Gazetede yayımlanır, aynı gün Meclis onayına sunulur.

Kaldı ki, Anayasanın 148. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, “olağanüstü hallerde (...) ve savaş hallerinde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla, Anayasa Mahkemesinde dava açılamaz.”

Faik ÖZTRAK’ın iddiasının hukuken bir bağlayıcılığı olmadığı gibi maddi gerçekle de alakasız olduğu açıktır. Zira anayasanın 119. maddesi açık olup Cumhurbaşkanının olağanüstü halin varlığı halinde, Anayasanın 104. maddesindeki sınırlamaya tabi olmaksızın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabileceği açıktır.

CHP ve zillet ittifakının, ülkemizde yaşanan deprem felaketinden müzdarip olan vatandaşlarımızın acısını paylaşmayan ve fakat dezenformasyon içerikli yalan paylaşımları tarihe not olarak düşecektir.