TBMM Bütçe mesaisine devam ediyor. Genel Kurulda görüşülmekte olan 2022 Yılı Ek Bütçe Kanun Teklifinin 2. Maddesi üzerinde MHP Grubu adına konuşan Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Tamer Osmanağaoğlu, “Uluslararası örgütler dünya ekonomilerinin büyüme oranına ilişkin tahminlerini negatif yönde güncellemiş, 2022 ve 2023 yıllarına ilişkin ekonomik beklentileri hiç de iç açıcı olmayan bir istikamette yeniden revize etmiştir. Ancak; tüm bunlar yaşanırken, Türkiye ile ilgili tahminlerin, yine aynı uluslararası örgütler tarafından yukarı yönlü güncellendiği, Türk ekonomisinin tüm dinamikleriyle ayağı yere sağlam basan adımlarla büyümeye ve güvenilirliğini korumaya devam ettiği gerçeği de gözler önüne serilmiştir.” dedi.

“Ek ödenek ihtiyacı; başta doğalgaz ve elektrik fiyatlarında yaşanan maliyet artışlarının vatandaşlarımıza yansıtılmaması için BOTAŞ'a yapılan kaynak transferleri, enflasyon nedeniyle kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerinde yapılan artışlar, emekli maaşlarında yapılan artışlar benzeri artışlardan kaynaklanmaktadır. Yani bu bütçe millet için düzenlenmiş, istismardan uzak, vatandaşımızın çıkarını gözeten bir bütçe olarak önümüze gelmiştir. Ek bütçeyle; gelirler kaleminde 200 Milyar TL’lik bir artış olurken, öngörülen bütçe açığının herhangi bir borçlanmaya ihtiyaç duyulmadan, 278 Milyar TL’den 78 Milyara düşürülmesi görmezden gelinemeyecektir.” İfadelerini kullanan Tamer Osmanağaoğlu konuşmasının devamında şunları söyledi:

YAŞADIĞIMIZ ÇAĞ BİZE TALİMAT VERMEKTEDİR

“Yaşadığımız çağ bize talimat vermekte, reddedilemeyecek sorumluluklar yüklemektedir.  Bu sebeple; verilen mücadele sadece ekonomik bir mücadele değildir. Bugün verilen istikbal mücadelesi dün verilen istiklal mücadelesinin devamı, yarın için verilen istikrar mücadelesinin inkâr edilemez gerçeğidir. İnanıyoruz ki; İktisadi ülkülerimize ulaşma kararlılığımızdan taviz verilmeyecek, bugün çok uzakta görülen hedefler kucaklanacak, ulaşılması zor görülen hedeflere son nefese kadar koşulacaktır. Büyük mütefekkir Cemil Meriç’in dediği gibi, kulağımıza eğilip “Sen bir az-gelişmişsin” diye fısıldayanlar mevcuttur. Unutulmamalıdır ki; bizim duyduğumuz bu fısıltılar değil, Alparslan’ın Ahlat’tan, Osman Gazi’nin Söğüt’ten, Gazi Paşa’nın Ankara’dan yükselen sesidir. Türkiye kendini aşma iradesi taşımakta, haklarını gasp etmeye çalışanlarının karşısında dimdik durmakta, inançlarını ve mukaddesatını sonuna kadar savunmaktadır. Bugün gelinen noktaya bileğinin hakkıyla gelmiş, bugüne kadar önüne çıkan engelleri inancının haysiyetiyle aşmış, bundan sonra önüne koyulan bentleri de tarihi mirasının bilinciyle aşacaktır. Bugün hissettiğimiz gerilim, esasen büyük bir doğumun müjde sancılarıdır. Tarihin ve coğrafyanın çağrısı, bir kez daha duyulmaktadır. Türk milleti, sınırlarının çok daha ötesine taşacak bir şahlanışın arifesindedir.