Kalaycı şunları söyledi:

"İş ve yatırım ortamını etkileyen bürokratik süreçlerin basitleştirilmesi, mevzuat düzenlemelerinin etkinliği ve öngörülebilirliğinin artırılması ve yatırım süreçlerini etkileyen maliyetlerin azaltılması önem arz etmektedir. Son dönemde iş ortamının iyileştirilmesi konusunda reform niteliğinde çeşitli düzenlemeler hayata geçirilmiş ve bu alanda ilerleme kaydedilmiştir.

Türkiye'de ekonominin beklenenden daha hızlı biçimde toparlandığı ve Türkiye'nin zor bir ekonomik dönemden çıktığı, IMF, OECD, Dünya Bankası, Avrupa Birliği Komisyonu ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının raporlarına da yansımıştır.

ORTA VE YÜKSEK TEKNOLOJİLİ SEKTÖRÜN ÜRETİM VE İHRACAT İÇİNDEKİ PAYI ARTIRILDI

Türkiye bir teknolojik dönüşüm yaşamakla birlikte; hâlen millî yenilik sistemi zayıf, katma değeri yüksek ürün üretmekte zorlanan dolayısıyla yüksek teknolojili ürün ihracatında geri kalan, katma değeri orta-yüksek ve düşük teknolojilerde sıkışmış bir ülke görünümündedir.

Katma değeri yüksek teknoloji geliştirmek, yeni ürün ve süreç üretmek için yaratıcı fikir, araştırma, uygulama ve işin ticarileştirilmesi unsurlarının birlikte kurgulanmasını gerektirmektedir. Orta ve yüksek teknolojili sektörlerin üretim ve ihracat içindeki payı artırılmalı, nispeten düşük teknolojili sektörlerde tasarım, markalaşma ve etkin pazarlama yoluyla katma değeri yüksek bir yapıya geçişip sağlanmalıdır.

SANAYİMİZ ÇABALARA RAĞMEN AR-GE YOĞUN ÜRETİM YAPISINA GEÇEMEDİ

Sanayimiz tüm çabalara rağmen bir türlü AR-GE yoğun üretim yapısına geçememiştir. 2002 yılında GSYH'nın yüzde 0,53'ü olan AR-GE harcamalarımız 2017 yılında yüzde 0,96'ya yükselmiştir. Bu artış elbette önemli ama yeterli görmüyoruz, bu alanda sıçrama yapmamız lazım. 

ÜNİVERSİTELERİMİZ BİLGİ VE TEKNOLOJİ ÜRETİM MERKEZLERİ HÂLİNE GETİRİLMELİ

Üniversitelerimiz bilgi ve teknoloji üretim merkezleri hâline getirilmelidir. Kamu destekleri, küresel düzeyde rekabetçi, AR-GE ve yenilik yapabilme kabiliyeti yüksek, sermaye yapısı güçlü, ölçek ekonomisinden azami düzeyde faydalanabilecek üretim yapılarını oluşturacak şekilde kullanılmalıdır.

 BÖLGESEL TEŞVİK UYGULAMALARINDA SEKTÖR SEÇİMİNDE SEÇİCİ DAVRANILMALI

Bölgesel teşvik uygulamalarında her ilde desteklenecek sektörlerin, illerin potansiyelleri ve ekonomik ölçek büyüklükleri dikkate alınarak tespit edilmesi ve bölgelerin gelişmişlik seviyelerine göre yardım yoğunluklarının farklılaştırılması öngörülmüştür. İllerin büyük bir çoğunluğunda yaklaşık 30 sektörün desteklendiği ve bu sektörlerin de çoğunlukla birbirinin aynısı olduğu görülmektedir.

Örneğin, 2'nci bölgede yer alan illerden Konya'da, Kırklareli'nde, Edirne'de, Denizli'de desteklenen sektör sayısının 29 olduğu; 5'inci bölgede yer alan Ordu, Niğde, Gümüşhane'de 28 olduğu ancak bunların büyük çoğunluğunun da aynı sektörlerden oluştuğu görülmektedir.

Bölgesel teşvik uygulamalarında iller bazında sektör seçiminde ilin farklılığını ve rekabetçi üstünlüğünü yansıtan sektörlerin belirlenmesinde ve sektör seçiminde daha seçici davranılmasında yarar görülmektedir.

Bölgesel kalkınma politikaları ve bu kapsamda yürütülen projeler, bölgesel gelişmişlik farklarının fazla olduğu ülkemiz açısından büyük önem taşımaktadır.

Ülke genelinde bölge planları ve il gelişme planları hazırlanarak çağdaş dünya nimetlerinden bütün vatandaşlarımızın hakça yararlandığı bir kalkınma modelinin gerçekleştirilmesi bölgesel kalkınma politikasının esası olmalıdır. GAP, DAP, DOKAP, KOP gibi bölgesel kalkınma projeleri hızla tamamlanarak bölgenin gelişmesine, üretime ve istihdama katkı sağlanmalıdır.

 BÖLGE KALKINMA İDARELERİ, PERSONELİNİN ÖZLÜK HAKLARI İYİLEŞTİRİLMELİ

Konya'da KOP idaremiz ve MEVKA'mız var. Kıt imkânlarla çok önemli hizmetleri gerçekleştiriyorlar, yakından takip ediyorum. Bölge kalkınma idarelerinin kurumsal yapısının iyileştirilmesine, yönetim süreçlerinin ve personel yapısının geliştirilmesine dönük düzenlemeler bir an önce yapılmalı, personelin özlük hakları mutlaka iyileştirilmelidir.

KONYA, İLK MİLLÎ OTOMOBİLİMİZİ ÜRETEBİLECEK KAPASİTEYE SAHİP

Yerli otomobil üretim yerinin belli olduğu haberi doğru mudur? Marmara havzasının ağır sanayi yatırımlarından dolayı sıkıştığı, bu nedenle sürdürülebilir kalkınma için Türkiye'nin sanayisini Anadolu'daki yeni merkezlere doğru kaydırması gerektiği görüşüne Sanayi Bakanı olarak katılıyor musunuz?

Konya, ilk millî otomobilimizi üretebilecek kapasiteye sahip en uygun illerin başında gelmektedir. Bu konuda desteğiniz var mıdır?