OHAL kararı, TBMM Genel Kurulu'nda okunuyor. Meclis'te yapılan oylama sonucunda karar yürürlüğe girecek. Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Levent Bülbül konu hakkında mecliste önemli açıklamalarda bulundu.

Açıklama şu şekilde;

Anayasanın 119. ve Olağanüstü Hal Kanununun 3. Maddesi gereğince 8 Şubat 2023 tarihli 10 ilimizde 3 ay süreyle OHAL ilan edilmesine ilişkin alınan Cumhurbaşkanı kararı hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım.

Konuşmamın başında yaşanan büyük depremler nedeniyle hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyor, yaralılarımıza acil şifalar diliyor, aziz milletimize baş sağlığı ve geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, yüce meclisi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye, tektonik oluşumu, jeolojik yapısı, topografyası ve meteorolojik özellikleri gibi nedenlerle, her zaman çeşitli doğal afet tehlikelerine sahip olan bir ülke olmuştur.

Bu gerçekler ışığında ülkemizde; deprem, heyelan, sel ve çığ gibi birçok doğa kaynaklı afet türü önemli sıklıklarda görülmektedir. Türkiye, dünyanın önemli deprem kuşaklarından biri üzerinde yer almaktadır. Ülkemizde oluşan depremlerin büyük bir kısmı Anadolu plakasında yer alan Kuzey Anadolu Fayı (KAF), Doğu Anadolu Fayı (DAF), Güneydoğu Anadolu Bindirme Kuşağı ve Ege Graben Sistemi’nde meydana gelmektedir.

"Ülkemizin; tehlikeye maruz kalma riskinin çok yüksek olduğu görülmektedir"

Birleşmiş Milletlerin ilgili kurumları, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu ve insani yardım alanındaki birçok aktörün hazırlık süreçlerine dâhil olarak oluşturulan INFORM Risk Endeksi, ülkelerin insani krizlere maruz kalma, bu krizlerden etkilenme ve bu krizlerle başa çıkma kapasitesini karşılaştırmalı bir şekilde analiz etmektedir.

“INFORM Risk Endeksi 2021” adıyla yayımlanan 2020 yılı verilerine göre ülkemizin; tehlikeye maruz kalma puanı 9 yani çok yüksek riskli, incinebilirlik puanı 4,9 yani orta riskli ve başa çıkma kapasitesi ise 3,2 yani düşük risk puan olarak kaydedilmiştir. Bu verilere göre ülkemizin; tehlikeye maruz kalma riskinin çok yüksek olduğu görülmektedir. 1900 ile 2023 yılları arasında ülkemizde 75'ten fazla büyük ve yıkıcı deprem meydana gelmiş ve binlerce vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 4 büyüklüğünün üzerinde meydana gelen deprem sayısı özellikle son yıllarda artış göstermiştir.

Elde edilen verilere göre; 2020 yılında 320, 2021 yılında 187 ve 2022 yılında ise 170 adet 4 büyüklüğünün üzerinde deprem meydana gelmiştir. Son 23 yıllık zaman dilimine bakıldığında ise; 4,5 büyüklüğünün üzerinde 37 deprem meydana gelmiş ve bunların birçoğunda büyük yıkımlar yaşanmış, binlerce vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.

"Yaşanan bu son depremler birçok bilim adamı tarafından dünyanın en büyük afetlerinden biri olarak nitelendirilmiştir"

Son olarak; Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 6 Şubat 2023 tarihinde gece saat 4.17'de 7,7 büyüklüğünde deprem meydana gelmiş ve bundan 9 saat sonra Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde saat 13.24'te 7,6 büyüklüğünde ikinci bir büyük deprem meydana gelmiştir. Yaşanan bu son depremler birçok bilim adamı tarafından dünyanın en büyük afetlerinden biri olarak nitelendirilmiştir.

Deprem bilimciler tarafından; Kahramanmaraş merkezli depremlerin dünya üzerinde karada meydana gelen en büyük deprem olduğu belirtilmiştir. Türkiye’nin yaşadığı en büyük deprem felaketi olarak değerlendirilen Kahramanmaraş’ta meydana gelen bu iki büyük depremin etkisinin yaklaşık 1200 atom bombası gücünde bir enerji etkisi oluşturduğu bilim adamları tarafından ifade edilmiştir.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından; 3. seviye uluslararası acil durum ilan edilmiş, depremin etkisini yoğun olarak gösterdiği Suriye ile birlikte yaklaşık 23 milyon kişinin depremden etkilendiği açıklanmıştır. Bu büyük depremlerin yanı sıra ilk depremden itibaren şimdiye kadar 1000’den fazla meydana gelen artçı deprem nedeniyle özellikle bölgede bulunan 10 ilimiz ve sayıları 13,5 milyonu bulan vatandaşımız depremden ağır şekilde etkilenmiştir.

Elde ettiğimiz son bilgilere göre; yaşanan deprem dolayısıyla bölgede 6444 bina yıkılmış; Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Şanlıurfa, Kilis, Osmaniye, Adana, ve Elazığ'da toplam 14.014 vatandaşımız hayatını kaybetmiş,   63.794 vatandaşımız yaralanmıştır.

Devletimizin tüm imkanlarıyla seferber olduğu bu süreçte bölgede; AFAD, PAK, JAK, JÖAK, DAK, Milli Savunma Bakanlığı, Emniyet, Jandarma, UMKE, İtfaiye, Milli Eğitim Bakanlığı, STK ve Gönüllüler ve Yerel Destek Ekipleri’nden görevlendirilen personel ile toplam 5.709’u uluslararası arama kurtarma ekiplerinden oluşmak üzere alanda görev yapan toplam personel sayısı 113.201’tir.

Depremzede vatandaşlarımızın barınması için bölgede şu ana kadar 92.738 AFAD Çadırı kurulmuştur. Müsait durumda bulunan tüm otel ve misafirhaneler depremzede kardeşlerimizin kullanımına sunulmuştur. 10 ilimizde 77 sahra hastanesi kurulmuş, yaralı vatandaşlarımız askeri ve sivil hava araçlarıyla diğer illerde bulunan hastanelere nakledilmiştir.

Bölgede bulunan vatandaşlarımızın yiyecek, içecek, barınma ve ısınma başta olmak üzere her konuda ihtiyaçlarının giderilmesi noktasında geniş çaplı bir çalışma yürütülmekte ayrıca psikososyal destek hizmetleri de verilmektedir. Aziz milletimiz büyüklüğünü ve asaletini bir kez daha göstermiş kan bağışları, ayni ve nakdi yardımlar, gönüllü arama-kurtarma faaliyetleri olmak üzere deprem bölgesindeki kardeşlerimizden desteklerini ve dualarını esirgememiştir.

Tüm Türkiye’de bir hafta süreyle Milli Yas ilan edilen bu süreçte Cumhurbaşkanımızın 6 Şubat 2023 tarihinde yapmış olduğu açıklamayla depremden etkilenen 10 ilimiz Genel Hayata Etkili Afet Bölgesi olarak ilan edilmiştir.

"OHAL ilan edilmesi son derece lüzumlu ve isabetli bir karar olmuştur"

Yine depremin şiddeti nedeniyle 8 Şubat 2023 tarihi itibariyle ağır bir şekilde etkilenen bölgede; Anayasanın 119. ve Olağanüstü Hal Kanununun 3. Maddesi gereğince Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illerimizde 3 ay süreyle OHAL ilan edilmiştir.

Bölgede asayişin sağlanması, iletişim ve koordinasyonun sağlıklı bir şekilde yürümesi, ivedilik gerektiren iş ve işlemlerin derhal yerine getirilmesi ve her şeyden önce zaman kaybının önüne geçilmesi maksadıyla OHAL ilan edilmesi son derece lüzumlu ve isabetli bir karar olmuştur.

 Bilindiği üzere, Olağanüstü Hal, bir zaruret halidir. Böyle bir durumda toplumun korunması ve bekası esas olmalıdır. Bazı hakların kısıtlanmasından bahsedilse bile temel gayenin toplum ve fert yararının birlikte sağlanması olduğu unutulmamalıdır.

Bu çerçevede Olağanüstü Hal uygulaması, Anayasamızın 119. Maddesinde ve kanunlarımızda düzenlenmek suretiyle hukuken mahiyeti ve şumulü belirlenmiş bir uygulamadır. Bu açıdan bakıldığında Olağanüstü Hal, hukuk dışı veya hukuk üstü bir hal olarak görülemez.

Tabii afetler, Anayasamızda Olağanüstü Halin sebepleri arasında sayılmıştır. Kuşkusuz her tabii afet olduğunda olağanüstü hal ilan edilecek değildir.

Ancak karşı karşıya olduğumuz deprem felaketlerinin etkili olduğu 10 ili içine alan coğrafya, bu coğrafyada ortaya çıkan yıkım, meydana gelen can kayıpları, oluşabilecek güvenlik ve asayiş boşlukları, süreç içerisinde söz konusu olabilecek riskler ve milli güvenliğimizle ilgili zafiyet ihtimalleri, olağanüstü hal ilanının gerekliliğini tartışmasız kılmaktadır. Süre açısından değerlendirildiğinde ise 3 aylık sürenin oldukça ölçülü olduğu kabul edilmelidir.

"Bu acılarla baş edecek olan yine Büyük Türk Milleti ve Türk Devleti olacaktır"

Deprem felaketlerinin sebep olduğu olağanüstü şartların 3 aydan daha kısa süre içinde ortadan kalkabileceğini, bu nedenle OHAL süresinin uzun olduğunu iddia etmek akla ve gerçeklere aykırı bir tutum olarak görülmelidir. Olağanüstü halin, bölgesel olarak gerekliliği tartışmasız bir şekilde karşımızdayken; vatandaşımızın can, mal emniyeti ile milli güvenliğimizi temin ve garanti altına almaya matuf olan bu kritik karara karşı çıkmak doğru bir tavır olarak kabul edilemez.

Biz memleketimizde yaşanan acılardan ve felaketlerden fırsat çıkarmaya çalışacak kadar alçalınabileceğini düşünmek veya görmek istemiyoruz. Acımız büyüktür. Bu acılarla baş edecek olan yine Büyük Türk Milleti ve Türk Devleti olacaktır. Yaşanan felaketlerde devletimiz bu yıkımın altında kalır diye bekleyenler, el ovuşturanlar; devlet bu yıkımın altında kalırsa üstte kimin veya kimlerin kalmasını beklemektedirler?

Biliyor ve inanıyoruz ki; ameller ancak niyetlere göredir. Herkesin niyeti ne ise eline geçecek odur. Kimin mücadelesinin Allah’ın rızası ve milletin selameti için olduğunu da en iyi bilen Cenab-ı Allah’tır.

Bizler; aziz milletimizin yaralarını sarmak, yaşadığımız toplumsal travmayı hep birlikte atlatmanın insani, vicdani, tarihi ve milli bir görev olduğuna inanmaktayız.

Bu hususta yapılan ve yapılacak olan her türlü çalışmaya koşulsuz olarak destek vermeye devam edeceğimizi bir defa daha tekrar ediyoruz. Tarihten bugüne yaşamış olduğu her buhranı, her afeti ve her saldırıyı büyük bir fedakarlık, kahramanlık ve dayanışmayla yenen aziz milletimiz; inşallah bu zorlu ve acı günleri de atlatacaktır.

Bize düşen; Gazi meclisimizde daima milletimiz için ve milletimize göre hareket ederek, aziz milletimizin bizlere yüklediği sorumluluğu daima milletimizin menfaatine olacak şekilde yerine getirmek olacaktır.

"OHAL kararını desteklediğimizi tekraren ifade ediyor, gazi meclisimizi saygıyla selamlıyorum"

Büyük Türk milleti olarak devlet-millet el ele milli dayanışma içerisinde bu zorlu sürecin üstesinden geleceğimize inanıyoruz. Dünyanın ve Cumhuriyet tarihinin en büyük deprem felaketlerini yaşadığımız bu günlerde samimi olarak devletimizin yanında yer alan, taziyelerini ileten, yardımda bulunan ve arama kurtarma ekiplerini gönderen başta dost ve kardeş ülkeler olmak üzere tüm devletlere ayrıca teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Cenab-ı Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, göçük altındaki vatandaşlarımıza ise sağ salim kavuşmayı diliyoruz. Arama-kurtarma çalışmalarına katılan tüm personellerimize yüce Allah’tan muvaffakiyetler diliyoruz. Allah devletimize zeval vermesin, ülkemizi ve milletimizi her türlü bela ve afetten muhafaza eylesin.

Aziz milletimizin başı sağolsun. Bu duygu ve düşüncelerle, MHP olarak; 8 Şubat 2023 tarihli 10 ilimizi kapsayan ve 3 ay süreyle ilan edilen OHAL kararını desteklediğimizi tekraren ifade ediyor, gazi meclisimizi saygıyla selamlıyorum.