2023 yılı bütçesinin ekonomiyi yatırım, üretim, istihdam ve ihracat temelinde büyütme, gelir dağılımı adaletini gözetme, mali disiplinden taviz vermeden hedeflere ulaşma amacıyla hazırlandığını belirten AKSU, “Bütçede; esnaf ve sanayicimizin rekabet gücünü artıracak, çiftçimizi destekleyecek, eğitimde fırsat eşitliğini sağlayacak, çalışan ve emeklilerimizin yaşam standardını yükseltecek, gençlerimizin önünü açacak, muhtaçlarımızı sosyal koruma şemsiyesi altına alacak bir kaynak dağılımı öngörülmektedir” dedi. AKSU ayrıca, bütçenin tüm vatandaşlarımızın nitelikli kamu hizmeti almasını sağlayacağını, bekamızı koruma kararlılığına ve “Lider Ülke Türkiye”nin inşasına destek olacağını ifade etti.

Genel Başkan Yardımcısı AKSU, konuşmasında 2023 Yılı Merkezî Yönetim Bütçesinde en büyük payın eğitime ve gençlerimize ayrıldığını belirterek, “Eğitime ve gençliğe yapılacak yatırımın Türkiye'nin geleceği için yapılmış en değerli yatırım olduğunu düşünüyor ve gençliğin beklentilerinin karşılanmasını ihmal edilemez bir gereklilik olarak görüyoruz” dedi.

AKSU,  Milliyetçi Hareket Partisi olarak program ve beyannamelerimizde toplumsal kesimlere ilişkin olarak gündeme getirilen birçok önemli hususla beraber çalışanlarımıza ilişkin taahhütlerin de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin uygulandığı dönemde, Cumhur İttifakı birlikteliğinde gerçekleştirildiğini vurgulayarak şunları kaydetti:

“Asgari ücret kadarlık kısmı vergi dışı bırakılmış, 2022 yılı için iki defa yapılan artışla asgari ücrette kümülatif %94,6 oranında artış yapılmıştır.

Reformist bir adım olan ek gösterge düzenlemesiyle tüm memur ve emeklilere genel anlamda 600 puanlık artış öngörülmüş; öğretmen, polis, müdür, şube müdürü, sağlık personeli, kamu avukatı, uzman erbaş, fakülte sekreteri, gelir uzmanı, din görevlisi ve birçok kamu çalışanının 3600 ek gösterge beklentisi gerçekleştirilmiştir.

Askeri personel, polis, çarşı ve mahalle bekçilerinin ek göstergeleri 3600’ün altında olanların emekli aylıklarında 1.200 lira tutarında artış yapılmıştır.

Muhtar ödeneği ve güvenlik korucularının aylık ücretleri asgari ücret tutarına yükseltilmiştir.

Eğitim, sağlık, güvenlik, mülki idare çalışanlarının çalışma şartlarında ve mali haklarında iyileştirmeler yapılmış, infaz koruma ve sağlık memurları için yıpranma payı getirilmiştir.

4-B sözleşmeli personel statüsü için engelli çalıştırma mecburiyeti getirilerek 12 bin engelliye istihdam sağlanmıştır.

Ayrıca kamu çalışanları ve emekli memur aylıkları ile SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıklarında enflasyonun üzerinde artış yapılmış, en düşük emekli aylığı 3.500 liraya çıkarılmıştır.

Çalışanlara işverenlerce yapılan doğalgaz, elektrik ve yemek ödemeleri vergiden istisna tutulmuştur.

Okuyan, çalışan, girişimci ve işsiz gençlerimizi geleceğe hazırlayan, ümitlerini yeşerten, hayatlarını kolaylaştıran KYK borç faizlerinin silinmesi, istihdam ve girişimci desteği gibi birçok düzenleme yıl içinde gerçekleştirilmiştir.

Başta tabip ve diş tabiplerimiz olmak üzere hemşire ve diğer sağlık personelinin çalışırken ve emekliliğe yansıyan mali haklarında iyileştirmeler yapılmış, tıp ve diş hekimliği fakültesi son sınıf öğrencilerine ödenen ücret, asgari ücret düzeyine çıkarılmış, sağlık çalışanlarına yönelik şiddeti önleme konusunda önemli yasal ve idari düzenlemeler hayata geçirilmiştir.”

"Lider ülke Türkiye" ülküsünün en önemli unsurlarından birisinin Türkiye'nin bağımsız, etkili ve sonuç alıcı bir dış politika izlemesi olduğunu söyleyen AKSU, Türkiye’nin bu doğrultuda yürüttüğü dengeli, çok boyutlu, çok yönlü ve etkili dış politika ile öne çıktığını, Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye’nin, basiretli duruşunun stratejik kazanımlarının her geçen gün daha da belirgin bir şekilde görüldüğünü, Türkiye’nin girişimleriyle imzalanan tahıl koridoru anlaşmasıyla küresel gıda krizinin önlenmesinde önemli katkı sağlandığını,  Türkiye ve Libya Arasındaki Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırasının bazı ülkelerde yol açtığı rahatsızlığın, Türkiye’nin nesiller boyu Doğu Akdeniz’de dengeleri belirleyecek, ne denli önemli bir kazanım elde ettiğinin ve stratejik adım attığının açık bir göstergesi olduğunu belirtti.

AKSU, Milliyetçi Hareket Partisi olarak hangi düşünce ve amaç uğruna olursa olsun terörü ve şiddeti bir yöntem olarak benimseyen anlayışı devletimizin bekasına, milletimizin huzur ve güvenliğine, aynı zamanda insanlığa karşı bir tehdit olarak gördüklerini ifade ederek konuşmasına şöyle devam etti:

“Son yıllarda Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma, sahil güvenlik ve emniyet güçlerimiz tarafından düzenlenen harekâtlarla, PKK-YPG ve tüm terör örgütlerine darbe üstüne darbe indirilmiş; güney sınırlarımız boyunca açılmak istenen terör koridorunun ve yeni bir göç dalgasının önüne geçilmiştir.

Türkiye, meşru haklarını kullanarak, tehdit nereden kaynaklanıyorsa ve terörist neredeyse arayıp bularak orayı yıkıp geçmektedir.

Bugün ülkemizin her yerinde huzur hâkim, ekonomik ve sosyal hayat canlıdır.

Huzur ortamıyla birlikte, terörden arındırılan “Gabar Dağında” zengin petrol yatakları keşfedilmiş, Türkiye’nin her bölgesindeki yer altı ve yer üstü zenginliklerimizi ekonomik değere dönüştürme ve kalkınmaya ivme kazandırma süreci hızlanmıştır.

İnşallah bu kararlı mücadele sonuç verecek, milletimiz, Cumhuriyetimizin 100. Yılında terör belasından tamamen kurtulacaktır.”

AKSU: Türkiye; büyüyen, istihdam yaratan, ihracat rekorları kıran, gelir dağılımını daha adaletli hale getiren, en az borçlu ülkelerden birisidir.

Konuşmasında küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisi üzerine değerlendirmelerde bulunan AKSU; Türkiye’nin; büyüyen, istihdam yaratan, ihracat rekorları kıran, gelir dağılımını daha adaletli hale getiren, en az borçlu ülkelerden birisi olduğunu ve kim ne derse desin, küresel gelişmeler ve mukayeseli değerlendirmelerin, Türkiye ekonomisinin giderek güçlendiğini ve güven kazandığını gösterdiğini ifade etti.

Pandemiyle, doğal afetlerle, savaşlarla, yoksullukla, göçlerle imtihanında insanlığın ağır hasarlar aldığı bir süreçten geçtiğini kaydeden AKSU, önce pandemi, ardından Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle politik ve ekonomik türbülansa giren Dünyadaki gelişmelerin, elbette Türkiye’yi de olumsuz etkilediğini, bununla birlikte hızla toparlanarak 2021 yılında %11,4 oranında büyüyen Türkiye ekonomisinin son elli yılın en yüksek büyüme hızına ulaştığını ve tüm Dünya daralırken, büyüme eğilimi devam eden Türkiye’nin, üçüncü çeyrekte %3,9, 2022 yılının ilk dokuz ayında da %6,2 oranında büyümeyi başardığını söyledi.

Türkiye'nin istihdam kazanımlarının da benzer ekonomilere göre daha olumlu seyrettiğini vurgulayan AKSU, salgın öncesi 2019 yılı 3.çeyreğinde 27 milyon 939 bin olan istihdamımızın, 2022 yılı 3.çeyreğinde 2 milyon 848 bin kişi artarak 30 milyon 787 bin kişiye çıktığını, Ekim ayı itibarıyla da 31 milyon 200 bin seviyesiyle tarihî zirveye ulaştığını ifade etti.

AKSU, daralan küresel ekonomiye rağmen Türkiye’nin, yeni pazarlarla ihracattaki başarısını sürdürdüğünü, her ay ihracat rekorları kırdığını ve 2021 yılında küresel ihracattan aldığı payını ilk defa %1’in üstüne çıkardığını, Kasım ayında ihracatımızın yıllık 253 milyar doları aşarak cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaştığını belirterek ithalatın ise yüksek enerji fiyatları sonucunda yıllık 360 milyar dolara çıktığını söyledi.

Türkiye'nin küresel turizmden aldığı payın İspanya'nın önüne geçtiği 2021 yılının ardından, yanı başımızda yaşanan savaşa rağmen yılsonu turizm gelirimizin 46 milyar dolara, ziyaretçi sayısının da 51,5 milyona çıkacak olması önemli bir başarı olduğunu belirten AKSU, yurtdışı müteahhitlik sektörümüzün de küresel başarısını devam ettirdiğini, 2022 Eylül ayı itibarıyla 40,4 milyar dolar gelir elde edildiğini söyledi.

İktisadi faaliyetteki güçlü toparlanmaya, ihracat, turizm ve yurtdışı müteahhitlik hizmetlerindeki gelir artışına karşın, küresel emtia fiyatlarındaki aşırı yükselişin ve enerji ithalatçısı bir ülke olmamızın, cari dengemizin olumlu performansının sürmesini geciktirdiğini söyleyen AKSU, “Cari açık, enerji ithalatına bağlı olarak artmış, Ekim itibarıyla yıllık 43,5 milyar dolar olmuş, enerji ve altın hariç cari işlemler hesabımız ise 49 milyar dolarlık fazlaya ulaşmıştır” dedi.

AKSU: “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle, her sıkıntıyı aşmayı başaran Türkiye, bundan sonra da tüm zorlukların üstesinden gelecektir”

Türkiye’nin, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle demokratik istikrarı yakaladığını ve bundan geriye dönüşün de olmayacağını vurgulayan AKSU, “İstikrar sürecek, Türkiye yükseldikçe yükselecek, aziz milletimiz yabancı başkentlerde gelecek arayanlara, küresel senaryolara bel bağlayanlara fırsat vermeyecektir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle, her sıkıntıyı aşmayı başaran Türkiye, bundan sonra da tüm zorlukların üstesinden gelecektir. Türkiye, Cumhur ittifakı birlikteliğinde milli hedefler doğrultusunda yoluna devam edecek, fırsat ve imkânları değerlendirerek Lider Ülke olma hedefini adım adım gerçekleştirecektir.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak, “önce ülkem ve milletim” düsturuyla, “2053 süper güç Türkiye” için gayret göstereceklerini, milletimizin hayrına olan her işin yanında olmaya devam edeceklerini belirten AKSU; “Zaman Türkiye zamanıdır, Yüzyıl Türkiye’nindir.” dedi.

Genel Başkan Yardımcısı AKSU, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, kurum bütçelerinde olduğu gibi, 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifinin tümüne de "kabul" oyu vereceklerini belirtti.