CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Askerlerimizin, Afganistan'dan Türkiye'ye dönmeleri konusunda alınan kararı, evlatlarımızın aileleriyle birlikte biz de büyük bir sevinçle karşıladık." dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Muğla'da orman yangınlarının etkilediği alanlarda yaptığı incelemenin ardından partisinin 11 büyükşehir belediye başkanıyla toplantı düzenledi.

Ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, Afganistan'da herkesi düşündüren ve kaygılandıran gelişmelerin olduğunu belirterek en son patlayan bombaların pek çok insanın hayatını kaybetmesine yol açtığını belirtti.

Dünyada terörden en büyük acıyı gören ve yaşayan ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Dolayısıyla bizim askerlerimizin, Afganistan'dan Türkiye'ye dönmeleri konusunda alınan kararı, evlatlarımızın aileleriyle birlikte biz de büyük bir sevinçle karşıladık. Hiçbir evladımızın burnu kanamasın. Ayağına, tırnağına taş bile değmesini istemiyoruz. Bir an önce, askerlerimizin evlerine, Türkiye'deki kışlalarına, ailelerinin yanlarına dönmelerini arzu ederiz." diye konuştu.

Afganistan'dan Türkiye'nin çekilmesini istediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Uluslararası bir sözleşme olmadan, NATO'nun bir sözleşmesi olmadan, BM'nin bir kararı olmadan, askerlerimizin orada tek başına durmasını doğru bulmuyorduk. Bunu defalarca ifade ettik." dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye'ye gelen Afganların kendi ülkelerine gönderilmesi konusunda hükümetin karar almasını istediklerini ifade ederek, bu konuda atılan ciddi bir adımın olmadığı bildiklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Resmi rakamları Sayın Erdoğan açıkladı. İyi de bu insanlar nasıl geldi? Gayriresmi rakamları da açıkladı. Peki bu insanlar nasıl geldi? Acı olan ne biliyor musunuz? Sınırlarımızın yol geçen hanına döndüğünü bizzat Erdoğan'ın açıklaması. 'Gayriresmi şu kadar kişi geldi.' Ne demek ya? Hani kuş uçsa görüyorduk. İtiraf ettiği için çok memnunuz. Gayriresmi rakamları da 'Şu kadardır' diye ifade etmekte doğru değil. Hem gayriresmi diyorsunuz hem rakam veriyorsunuz. İyi de bu rakamları nereden buluyorsunuz? Kim veriyor bu rakamları size. Ya daha fazlaysa ne olacak? İşin özeti, kendi ülkemizde huzur içinde yaşamak istiyoruz. 2 bin 500 kilometrelik yolu katedip, kendi ülkesinden Türkiye'ye gelen bir düzeni, bir anlayışı, bir göçü, bir sığınmacı olayını kabul etmiyoruz. Eğer çok istiyorsa tamamını sarayına alsın. Saray nasıl olsa çok geniş. Bahçesi de geniş. Sığınmacıların tamamını oraya alsın. Afgan sığınmacıları. Çıkabilecek sorunlar konusunda endişeliyiz. Çıkabilecek olaylar konusunda endişeliyiz. Umarım bu endişemizi, ülkeyi yöneten siyasi otorite inşallah anlar. Ülkemize terörün olmamasını, Türkiye'nin terörden büyük acılar çektiğini ve bundan arınması gerektiğini ifade etmek isterim."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türk Hava Kurumunun yeniden Orman Genel Müdürlüğünde işlerini yaparak ve kendi yangın söndürme filolarını hazır bulundurarak çıkacak olaylara süratle müdahale edebilmesinin altyapısının oluşturulmasını istiyoruz." dedi.

Kılıçdaroğlu, Muğla'da orman yangınlarının etkilediği alanlarda yaptığı incelemenin ardından partisinin 11 büyükşehir belediye başkanıyla toplantı gerçekleştirdi.

Ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, tüm Türkiye’nin ortak acısı olan orman yangınlarının söndürülmesi için başta itfaiyeciler, vatandaşlar ve kolluk kuvvetlerinin el birliğiyle felaketi sonlandırdığını söyledi.

Yangının acısını yaşayan orman köylülerini ziyaret edip onlarla dertleştiğini belirten Kılıçdaroğu, "Bütün muhtarlarımız ve köylülerimiz belediye başkanlarımızın yaptığı katkılardan son derece mutlular. Belediye başkanlarımız gerçekten ellerinden gelen bütün çabayı gösterdiler. Nerdeyse günün 24 saati yangının söndürülmesi için mücadele ettiler. Muğla'nın 13 ilçesi var 11 ilçede orman yangınları ve yaşanan sıkıntıları var. 19 büyükşehir belediye başkanımız katkı verdi." dedi.

Kılıçdaroğlu, yangın söndürme çalışmalarına sadece CHP'nin değil 85 belediyenin destek verdiğini dile getirdi.

Yangında güzel bir dayanışma kültürü sergilendiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"85 belediye başkanımızın kalbinin Muğla'da atması hepimizi son derece mutlu etti. Dayanışma kültürünü bundan sonra davam edeceğini düşünüyoruz. Nitekim sel felaketinde de bütün belediye başkanlarımız oradaydı. Ben de bölgeye gidip vatandaşlarla konuştum acılarını paylaşım. Yaraların bir an önce sarılmasını hepimiz arzu ederiz. Türk Hava Kurumu maalesef kendi tüzüğünde olmasına karşın görevini yerine getirmesi sağlanmadı. Türk Hava Kurumunun görevini yapmamasından kaynaklanmıyordu. Türk Hava Kurumunun işlevsel hale getirilmesinden kaynaklanıyor. Türk Hava Kurumunun yeniden Orman Genel Müdürlüğünde işlerini yaparak ve kendi yangın söndürme filolarını hazır bulundurarak çıkacak olaylara süratle müdahale edebilmesinin altyapısının oluşturulmasını istiyoruz."

Türk Hava Kurumunun yeniden ayağa kalkması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, yangın sürecinin ardından Türk Hava Kurumu ile ilgili gelişmeleri takip edeceklerini ifade etti.

Belediye başkanlarının telef olan hayvan, yem, tespit edilen beyaz eşya, arı, zeytin ve keçiboynuzu fidanını karşılayacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"TOKİ ve AFAD da kendi üstlerine düşenleri yerine getirmeye çalışıyor. Bu görevleri yaparken vatandaşlara bazı belgeler imzalatıyorlar. Bunu da gayet doğal karşılıyoruz. Dolayısıyla belli bir bedel ödüyorlar. Buradan bütün vatandaşlarıma sesleniyorum. İster TOKİ ister AFAD vatandaşı herhangi bir şekilde borçlandırdığında, yapılan evle ilgili paranın belli bir miktarını geri istediğinde biz 11 büyükşehir belediyesi olarak vatandaşa yüklenen borcun tamamını karşılayacağız. Hiçbir vatandaşımız elini cebine atmayacak. Bunu hükümet yaparsa mutlu oluruz. Yapmazlarsa bunu tamamını biz yapacağız."

"Bu kadar büyük bir felaket yaşamış, yangının söndürülmesi için elinden gelen çabayı göstermiş, şehit vermiş bir ilde vatandaşın elini cebine atmasını istemiyoruz." diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Bir ek maliyetle karşılaşmasını istemiyoruz. Önümüz kış, AFAD VE TOKİ ne yapıyorlarsa süratle yapsınlar. Vatandaşın beklemeye tahammülü yok. Kış geldi nerede kalacaklar. Zarar gören evlerin tamiri ya da yeniden yapımı bir an önce yapılmalı. Yapamayacaklarsa yapamayacaklarını açıklasınlar. Kış sürecinde vatandaş daha çok mağdur olabilir. Bölgede ağaçlar yandı. Şiddetli bir yağmurda sel felaketiyle de karşılaşabiliriz. Burada pek çok sorun var. Bu bölgelerin ıslah edilmesi lazım. Derelerin ıslahının da Devlet Su İşleri tarafından süratle yerine getirilmesi lazım. Bunu muhtarlar da bizden istediler."