İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Emniyet Genel Müdürlüğü Demet Sezen Toplantı Salonu'nda, belediyelere yönelik soruşturmalara ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Soylu, sözlerine Cudi’de icra edilen operasyonda yıldırım düşmesi sonucu bir güvenlik korucusunun şehit olduğunu belirterek başladı.

İçişleri Bakanlığının belediyeler ve yerel yönetimler üzerindeki yetki alanlarına ilişkin kamuoyunu aydınlatmak amacıyla bu toplantıyı düzenlediklerini vurgulayan Bakan Soylu, "Bugün PKK ve FETÖ’nün ve diğer terör örgütlerinin, gerek Doğu ve Güneydoğu'da, gerekse yurt sathında etkisinin kaybolmaya başlamasının sebebi, inlerine girmekten tutun, gerçekleştirilen operasyonlara kadar, belediyeleri istismar etmelerinden tutun, eleman devşirmek için organize ettikleri festivallere kadar hemen hemen tüm alanlarda vatandaşlarımızın katkısıyla verdiğimiz 360 derece mücadeledir." ifadelerini kullandı.

Terörle mücadele operasyonlarının devam ettiğinin altını çizen Bakan Soylu, "Onlarca ülkede FETÖ terör örgütünün okullarının, sivil toplum örgütlerinin kuruluşlarının etkisiz hale getirilmesi için devlet topyekun bir mücadele ortaya koyuyor. Tüm bunlar, terör tehdidinin bitmediğinin, Türkiye'nin bu mücadelede nasıl bir irade ortaya koyduğunun, nasıl bir tecrübeye ve hafızaya sahip olduğunun göstergesidir." şeklinde konuştu.

"Belediyeler, terörle mücadelede hassasiyetle takip ettiğimiz bir alandır"

15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrasında her alanda FETÖ temizliği yapıldığını belirten Soylu, şunları kaydetti:

"Aynı şekilde, dağlardaki her taşın altından, en küçük belediye sızmalarına kadar da PKK temizliği ve terör örgütü temizliği yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Bu tecrübemiz sebebiyle belediyeler, terörle mücadelede hassasiyetle takip ettiğimiz bir alandır. Gerek bütçe yapıları itibarıyla gerek anayasa ve demokrasinin sağladığı imkanlarla yerel hizmet merkezleridir. Görev tanımları itibarıyla toplumun her kesimine, sosyal hayatın her alanına temas ederler."

Belediyelere merkezi denetim 4 yasal dayanakla gerçekleştiriliyor

Yerel yönetim ve belediyelerin, görev ve etki alanları sebebiyle terör örgütlerinin sızmak isteyeceği yerlerin başında geldiğinin altını çizen Soylu, belediyelere bir merkezi denetim kurgulandığını ve bunun da temelde 4 yasal dayanakla gerçekleştirildiğini anlattı.

Soylu bunlardan ilkinin, "Görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan mahalli idare organları veya bu organların üyelerinin, İçişleri Bakanı tarafından geçici bir tedbir olarak kesin hükme kadar uzaklaştırabilmesi"ni içeren Anayasa'nın 127'nci maddesi olduğunu belirtti.

Bu madde doğrultusunda merkezi idarenin, mahalli idareler üzerinde kanunda belirtilen esas ve usuller çerçevesinde idari vesayet yetkisine sahip olduğunu kaydeden Soylu, diğer yasal dayanak noktasının ise 5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 55'inci maddesi olduğunu belirtti.

Söz konusu maddenin belediyenin mali işlemler dışında kalan diğer idari işlemlerinin hukuku uygunluk ve idarenin bütünlüğü açısından İçişleri Bakanlığı tarafından da denetlenebilmesini içerdiğini hatırlatan İçişleri Bakanı Soylu, "Yani Anayasa çerçeveyi çok net çizmiş durumda." dedi.

Üçüncü yasal dayanağın ise 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un, büyükşehir belediye başkanları, il ve ilçe belediye başkanları, büyükşehir, il ve ilçe belediye meclisi üyeleri ile il genel meclisi üyeleri hakkında İçişleri Bakanına soruşturma izni verme yetkisini içeren 3'üncü maddesi olduğunu belirtti.

Müfettişlerin Görevlendirilmesini Düzenleyen Yönetmeliğin de dördüncü yasal dayanak olduğunu kaydeden Soylu, konusu itibarıyla birden fazla kamu kurum ve kuruluşu ilgilendiren soruşturmalarda, soruşturmayı başlatan bakanlığın, ilgili diğer bakanlıklardan da müfettiş isteyebildiğini söyledi.

"9 soruşturma halen devam etmekte"

İçişleri Bakanı Soylu, Bakanlıkça düzenlenen idari denetim ve soruşturmaların vatandaşların ihbar ve şikayetleriyle, Cumhuriyet savcılarının talebiyle, olağan kontrollerde müfettişlerin tespitleriyle veya kamuoyuna yansıyan haberler ya da Bakanlık tarafında re'sen başlayabileceğini kaydetti.

Soylu, 2019 Mahalli İdareler Seçimlerinden sonra özellikle CHP'li belediyelere, terör örgütleriyle irtibat ve iltisaklı kişiler yerleştirilerek tekrar canlandırılmaya çalışıldığı yönünde emareler görülmesi üzerine, İçişleri Bakanlığının hızla konuya müdahil olduğunu ve etraflıca araştırmak üzere mülkiye müfettişleri ile mahalli idareler kontrolörlerini ilgili belediyelerde görevlendirdiklerini söyledi.

Belediye ve yerel yönetimlere yönelik soruşturmaların dağılımı hakkında da bilgiler veren Bakan Soylu şunları kaydetti:

"Terör soruşturmaları, 2019 yılında 33 belediyede toplam 42 soruşturma, 2020 yılında 13 belediyede toplam 14 soruşturma, 2021 yılında 16 belediyede toplam 18 soruşturma, 2022 yılında 12 belediyede 14 soruşturma, olmak üzere toplamda 74 belediyede 88 soruşturma terör kapsamında yürütülmüştür. Bu 88 soruşturmadan da 79’u tamamlanmış, 42 ön inceleme raporu, 19 araştırma raporu, 33 tevdi raporu, 2 inceleme raporu, 3 form inceleme raporu, 2 tazmin raporu düzenlenmiştir. 9 soruşturma ise halen devam etmektedir."

Muhalefet partilerinin iddialarına yanıt

Zaman zaman muhalefet partileri tarafından, özellikle muhalefet partili belediyelere müfettiş gönderildiği ve bu yolla muhalefet partili belediyeler üzerinde baskı oluşturulmaya çalışıldığı iddialarının gündeme getirildiğini kaydeden Soylu, iddiaların mesnetsiz olduğunu söyledi.

Soylu, 2019-2022 arasında Bakanlık makamından alınan genel soruşturma, araştırma, ön inceleme ve araştırma onay sayılarına ilişkin verilere yönelik şu değerlendirmeyi yaptı:

"AK Parti 885 onay ki bu yüzde 33,5'e tekabül ediyor. CHP için 1107 onay, yüzde 41,9'a tekabül ediyor. Bunlar sadece yapılan şikayetlerin araştırılmasına yönelik, soruşturma değil. Milliyetçi Hareket Partisi 265 onay yüzde 10,3, İYİ Parti için 35 onay, yüzde 1,32, HDP için 148 onay, yüzde 5,6, bağımsız belediyelerle ilgili 57 onay, yüzde 2,16, Saadet Partisi için 21 onay, yüzde 0,42 ve Demokrat Parti için 9 onay, yüzde 0,34."

Bakan Soylu, 2019-2022 yılları arasında soruşturma izni verilmesi kararlarının dağılımının, inceleme araştırma sayısına göre oranına ilişkin şunları kaydetti:

"AK Parti 227 karar, oranı yüzde 33,48, CHP 234 karar oranı yüzde 34,51, Milliyetçi Hareket Partisi 86 karar, oranı yüzde 12,68, İYİ Parti 11 karar, oranı yüzde 1,62, HDP 93 karar, oranı yüzde 13,72 ve diğer siyasi partiler de böyle gidiyor. Yani AK Parti 885 inceleme ve araştırmadan ancak 227 onay almış. CHP de 1107 inceleme ve araştırmadan 234 onay almış. Yani CHP’de bu oran 5'te 1 iken, AK Parti’de 4'te 1. Burada herhangi bir siyasi partiye yönelik farklılık, herhangi bir siyasi partiye yönelik baskı, herhangi bir siyasi partiye yönelik bir anlayış söz konusu değil. Burası devlettir. Yani biz teftişleri, somut olay ve olguları değiştirebilecek bir kabiliyete sahip değiliz."

Soylu, inceleme araştırma ve soruşturmaya dayanak teşkil eden 5 maddeden oluşan müracaat sonucunda ön incelemelerin, usuller dairesinde devam ettiğini, hiçbir partiye ayrımcılık uygulanmasının söz konusu olmadığını söyledi.

Belediyelerdeki özel teftişler

Belediyelerde imar, ihale, personel, ruhsat gibi belli konulardaki faaliyet ve işlemlere ait özel teftişler yaptıklarını da vurgulayan Soylu, 31 Mart 2019 ile 22 Kasım 2022 arasında belediyelere yapılan özel teftişlerin oranlarını şu şekilde açıkladı:

"AK Parti'li 72 belediyede, CHP'li 57 belediyede, Milliyetçi Hareket Partili 19 belediyede, İYİ Partili 2, HDP'li 34, bağımsız 4 belediyede, Saadet Partili 2 belediyede, vekalet edilen 8 belediyede ve 6 adet de diğerlerinde olmak üzere toplam 204 belediyede özel teftiş yapılmıştır. Demek ki bu teftişler sadece bir siyasi partiye yönelik değil. Tam tersi iktidarda da bulunan, hatta benim de mensubu olduğum AK Parti'ye yönelik özel teftiş sayıları çok daha fazla. Devletin kuralları var bunlara herkes uymak zorunda."

Özel şirketler için verilen adli sicil kaydı

Soylu, Emniyet Genel Müdürlüğünde düzenlediği basın toplantısında, belediyelere yönelik soruşturmalardaki tespitleri anlattı.

Belediyeye, bağlı kuruluşa ve şirketlere personel alınırken mevzuatın emrettiği hukuki sürecin işletilmediğini, "kontrollü hile ve hüllenin" sergilendiğini ifade eden Soylu, işe alımlarda "güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yaptırılması" zorunluyken bu yapılmadan terör örgütleriyle irtibatlı ve iltisaklı kişilerin işe alındığının belirlendiğini söyledi.

Soylu, ayrıca belediyeye, bağlı kuruluşa ve şirketlere işe alımda işe alınacakların durumunu görüşecek "Değerlendirme Komisyonu"nun oluşturulmadığını bildirdi.

Bazı belediyelerde "güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması" yaptırılan ve komisyonca işe alınması sakıncalı görülen kişilerin idare tarafından olumlu değerlendirilerek işe alındığını kaydeden Soylu, "Adli sicil belgeleri e-Devlet üzerinden alınırken kamu/özel seçeneğinden özel seçeneğinin seçilmesi nedeniyle, kişilerin büyük çoğunluğuyla ilgili sadece özel şirketler için verilen adli sicil kaydının olduğu, arşiv kaydının ise bulunmadığı anlaşılmıştır." dedi.

Soylu, terör örgütleriyle irtibatlı ve iltisaklı kişilerin belediye şirketleri üzerinden işe alındığının, bu kişilerin memur gibi görev yaptığının, terör örgütleriyle bağlantılı veya anayasal düzene karşı suçlardan haklarında mahkumiyet kararı bulunanların da işe alındığının belirlendiğini kaydetti.

PKK'nın sözde değer ailesi olarak adlandırdığı kişilerin de özellikle HDP'li belediyelerde işe alındığını anlatan Soylu, PKK adına kırsal alanda silahlı faaliyet yürütenlere de iş verildiğini dile getirdi.

Bakan Soylu, silahlı terör örgütüne üye olmak, terör örgütü propagandası yapmak, silahla yağma, silahla yaralama, resmi belgede sahtecilik, hırsızlık, dolandırıcılık, tefecilik, cinsel taciz, göçmen kaçakçılığı gibi suçlardan kaydı bulunanların işe alındığının tespit edildiğini belirtti.

"Terör bağlantılılar gizlilik içeren birimlerde görevlendirildi"

Terör örgütleriyle irtibatlı ve iltisaklı olduğu halde işe alınanların gizlilik içeren birimlerde görevlendirildiğinin altını çizen Soylu, bazı belediyelerde yürütülen idari ve adli soruşturmalar hakkında örnekler verdi.

Mersin Büyükşehir Belediyesinde, bağlı kuruluşlar ve şirketlerde terör örgütleriyle irtibatlı ve iltisaklı kişilerin istihdam edildiği iddiasına yönelik 21 Mart'ta Mülkiye ve Ticaret müfettişlerince idari soruşturma başlatıldığını anlatan Soylu, soruşturma kapsamında 54 kişinin terör örgütleriyle irtibatının ve iltisakının belirlendiğini bildirdi.

Süleyman Soylu, işe alınan 54 kişinin 30'unun doğrudan terör örgütleriyle iltisak ve irtibatının bulunduğunun, 24 kişinin ise birinci ve ikinci derece yakınlarının örgüt üyesi ya da iltisaklı kişiler olduğunun tespit edildiğini belirtti.

Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca Mersin Büyükşehir Belediyesine yönelik 2 adli soruşturma yürütüldüğünü aktaran Soylu, 2019'daki seçimlerden sonra belediyede işe girdiği anlaşılan 10 personelin gözaltına alındığını, bu kişilerden ikisinin çocuklarının PKK adına kırsalda faaliyet yürüttükleri sırada güvenlik güçlerince etkisiz hale getirildiğini kaydetti.

Soylu, 28 Eylül'de PKK propagandası yapan, örgüte eleman temin eden 18'i Mersin Büyükşehir Belediyesi personeli 20 kişinin gözaltına alındığını anımsattı.

Bakan Soylu, eski Mersin Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Başkanı Bedrettin Gündeş'in PKK'ya destek sağladığının, örgüt propagandası yaptığının ve PKK'nın özel toplantılarına katıldığının belirlendiğini aktardı.

Seyhan Belediyesi'ndeki soruşturma

Seyhan Belediyesiyle ilgili tespitleri de anlatan Soylu, görevden uzaklaştırılan Seyhan Belediye Başkan Yardımcısı Funda Buyruk'un görevde bulunduğu dönemde de belediyeye ait şirkette işe alınan 234 kişi hakkında güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının istenmediğini bildirdi.

Bakan Soylu, şunları söyledi:

"Belediye Başkan Yardımcısı Buyruk'un PKK'yla iltisaklı şahısları işe aldığı tespit edilmiştir. Belediye çalışanı Mahsum Uzun'un da terör örgütünce sözde değer ailesi olarak adlandırılan ailelerden olduğu ve kız kardeşi 'Amara-Semsur' kod adlı Çağla Uzun'un PKK terör örgütünün kırsal alanında faaliyet yürütmekteyken 2017'de etkisiz hale getirildiği tespit edilmiştir. PKK/KCK terör örgütünün sorumlusu belediye başkan yardımcısıyla irtibat kuruyor ve sistemi koordine ediyorlar."

İzmir Büyükşehir Belediyesinde çalışan bir kişinin de PKK soruşturması kapsamında tutuklandığını, bu kişinin Irak'ın kuzeyindeki Kandil'de örgütün sözde kongresine katıldığının anlaşıldığını ifade eden Soylu, Gaziantep Şehitkamil Belediye Meclisi'nin CHP'li üyesinin KCK/Türkiye masası yapılanmasında faaliyet yürüttüğünü aktardı.

Bursa'da cezaevi personelini taşıyan araca yönelik bombalı saldırı

Nisan ayında Bursa'da cezaevi personelini taşıyan servis aracına yönelik bombalı saldırının faillerinden Seda Baykan ve Dilek Arsu'nun yakalandığını hatırlatan Soylu, "Bu eylem, MLKP mobil hücresi tarafından gerçekleştirilmiştir." ifadesini kullandı.

Terörden arananlar listesinde turuncu kategoride yer alan ve mobil hücrenin yöneticisi Cebrail Gündoğdu'nun da ekim ayında yakalandığını anımsatan Soylu, "Bu operasyon başarılı bir operasyondur. Bu operasyonla ilgili Türk Polis Teşkilatı, kılı kırk yararak, ülke içinde ve ülke dışında, bir çok alanda ortaya koyduğu takiplerle, teknik izlemelerle önemli sonuca ulaşmıştır." dedi.

Süleyman Soylu, cezaevi personelini taşıyan servis aracına yönelik saldırının faili Cebrail Gündoğdu'ya yardım ve yataklık ettiği belirlenen 3 kişinin Ayvalık Belediyesine ait şirkette çalıştığının tespit edildiğini bildirdi.

Bakan Soylu, Ataşehir Belediyesinde de 2019'dan önce işe başlatılan 16 kişinin, 2019'dan sonra işe başlatılan 13 kişinin kendisinin veya birinci derece yakınlarının terör örgütleriyle irtibat ve iltisakının belirlendiğini sözlerine ekledi.