Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,  dünyanın, 1. ve 2. Dünya Savaşlarının ardından yaşadığı en büyük siyasi, ekonomik, askeri ve sosyal kırılmaların, sancılarının içinde olduğunu söyledi.

Türkiye'nin 1. Dünya Savaşı sonrası 6 asırlık devletinin yıkılışına şahitlik etmiş bir ülke olduğunu dile getiren Erdoğan, "Sevr ile bize Anadolu'yu bile çok görenlerin elinden vatan topraklarının kalanını milli mücadele ile ancak kurtarabildik. 2. Dünya Savaşı sonrasında ise hiçbir zaman içine tam olarak alınmadığımız, hep kenarında tutulduğumuz paktların riyakarlıkları çevresinde dönüp durduk. Bu süreçte siyasi ve ekonomik olarak kendi yolumuzu çizmeye her teşebbüs edişimizde kendimizi darbelerin, istikrarsızlıkların, krizlerin içinde bulduk." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye, 'Asırlık yolu 20 yılda katettik' diyerek ifade ettiğimiz büyük demokrasi ve kalkınma hamlesi sayesinde, nihayet kendi hedeflerini, kendi vizyonunu belirleyip uygulayabileceği bir iklime kavuştu. Altını bir kez daha çizerek belirtmek istiyorum ki Türkiye artık siyasi ve güvenlik önceliklerini bizzat kendisi tayin eden ve uygulayabilen bağımsız bir ülkedir. Türkiye artık kendi ekonomik ve sosyal programlarını geliştirebilen ve hayata geçirebilen güçlü bir ülkedir. Türkiye artık medeniyet ve tarih birikiminin farkına varmış bunun gerektirdiği insani duruşu da her alanda ortaya koyabilen bir ülkedir." dedi.

Türkiye'ye kazandırdıkları belki de en büyük hizmetin, milletin her bir ferdinin hücrelerine kadar sinen bu özgüven ve kararlılık duygusu olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler'de ülkemizin uluslararası alandaki resmi adını 'Turkey'den 'Türkiye'ye çevirmiş olmamız da işte bu yeni dönemin sembollerinden biridir. Bundan sonra ülkemizin tüm uluslararası muhatapları, kendi kurum ve kuruluşlarımız, vatandaşlarımız göğüslerini gererek devletlerinin adını Türkiye olarak ifade edebilecektir. Artık bütün yazışmalarımızda devletin bütün kurumları hep birlikte 'Turkey' diye bir ifade kullanmayacaklar tamamıyla Türkiye adını kullanacaklardır. Bugün Kabine Toplantımızda bu kararı da aldık, nitekim Birleşmiş Milletler'de de artık bu yazışma gündeme tamamıyla girmiş durumdadır.

Daha düne kadar bize 'Yapamazsınız' dedikleri ne varsa hepsini de yaptık fazlasıyla yapmayı sürdürüyoruz. Daha düne kadar bize 'Beceremezsiniz' dedikleri ne varsa hepsini de başardık, fazlasıyla başarmayı sürdürüyoruz. Daha düne kadar bize 'Altından kalkamazsınız' dedikleri ne varsa hepsinin de altından kalktık, daha fazlasını yapmayı sürdürüyoruz. Çünkü Türkiye, kendisine biçilen gömlekleri yırtmış, ayağına vurulan prangaları çözmüş, mazisiyle arasına çekilen duvarları yıkmış, üzerine konan ipotekleri kaldırmış bir ülkedir."

"Sırtlandığımız her yüke değecek parlak bir gelecek bizi bekliyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sayede geçen 20 yılda ürettikleri milli gelirin dörtte birini yatırımlar için kullanarak, nüfus yüzde 30 artarken istihdamı yüzde 42 yükseltmeyi başardıklarını belirtti.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yine bu sayede bütün dünya sahte refah düzeninin keyfini sürerken biz altyapımızı yeni baştan inşa ederek, etki alanımızı genişleterek ülkemizi geleceğe hazırladık. Ülkemizdeki mandacı zihniyetlerin, müstemleke heveslilerinin, zihni ve kalbi emperyalistlerin virüsleriyle formatlanmış olanların anlayamadıkları hakikat işte budur. Sınır ötesi harekatlarımızdan NATO içindeki tartışmalara, küresel krizler karşısındaki tutumlarımızdan ekonomi programımıza kadar her alanda bu idrak noksanlığının emarelerini görmek mümkündür. Ama biz ne yaptığımızı biliyoruz, niçin yaptığımızı biliyoruz, nasıl yaptığımızı biliyoruz, nereden geldiğimizi ve nereye gittiğimizi biliyoruz. Milletim müsterih olsun, milletim gönlünü ferah tutsun. Ödediğimiz her bedele, çektiğimiz her sıkıntıya, sırtlandığımız her yüke değecek parlak bir gelecek bizi bekliyor. Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasında katettiğimiz her mesafe bizim ve evlatlarımızın müreffeh yarınlarına doğru atılmış bir adımdır. Yeter ki bu süreçte birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize halel getirmeyelim, bozgunculara, muhterislere beşinci kol elemanlarına fırsat vermeyelim. Bunu başardığımızda 2053 vizyonunun bir afaki söylem değil hızla yaklaştığımız bir hakikat olduğunu hep birlikte göreceğiz."

Ülkesinin ve milletinin geleceği için hayali olmayanların vizyon peşinde koşmasının ve hedefler belirlemesinin de mümkün olmadığını belirten Erdoğan, kendi hayallerinin de vizyonlarının da hedeflerinin de milletin güvenli, huzurlu ve müreffeh geleceği için olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 yıl önce 2023 hedeflerini ilk ilan ettiklerinde birilerinin dudak bükerek, istihza ile kendilerini eleştirdiklerini anlatarak, bugün de 2053 vizyonlarıyla ilgili benzer tavırları gördüklerini söyledi.

Kendilerinin bu rakamları rastgele seçmedikleri gibi lafta da bırakmadıklarını dile getiren Erdoğan, "Bir süredir bizden sonraki nesillere bırakacağımız en büyük mirasımız diye tarif ettiğimiz 2053 vizyonumuzu somut hedeflere dönüştürecek hazırlıkları titizlikle yürütüyoruz." dedi.

Erdoğan, dün 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla havasıyla, suyuyla, toprağıyla ve ağacıyla yaşadıkları evrenin Allah'ın bir emaneti olduğunu tekrar hatırladıklarını belirterek, "Bunun içinde çevreden başlayarak tüm hizmet alanlarına kadar genişleyen hazırlıklarımızı sürekli geliştirerek projelere, planlara ve uygulamalara dönüştürüyoruz. Birileri çevre adına sadece salon toplantıları yapar veya sokakları yakıp yıkarken biz 20 yıldır evlatlarımıza daha temiz, daha huzurlu, daha yeşil şehirler bırakacak hizmetlere imza attık." diye konuştu.

İklim değişikliğiyle yangınlar, seller, hortumlar artarken kendilerinin bugünden geleceği kuşatacak bir vizyona yöneldiklerini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Dünyada orman varlığını yükselten nadir ülkelerden biriyiz. Ülke genelinde korunan alan miktarını yüzde 12'ye varan oranda artırarak tabiat güzelliklerimizin üzerine adeta şemsiye olduk. Kamuoyuna açıkladığımız 81 ile 81 milyon metrekare millet bahçesi hedefimiz doğrultusunda 450 projenin yapımına başladık. Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi de bunlardan biridir. Karadeniz'de Kızılırmak Deltası'na, Ege'de Foça'ya, Akdeniz'de Patara'ya, Doğu Anadolu'da Van Gölü'ne kadar uzanan ekolojik koridorlar belirledik, Salda'yı belirledik ve bunlar üzerinde çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Hedefimiz, Evliya Çelebi'nin bir sincabın Edirne'den Kars'a toprağa basmadan, ağaçtan ağaca zıplayarak gidebildiği Anadolu tasvirini hayata geçirmektir. Bisiklet yollarıyla yürüyüş yollarıyla çevre dostu sokaklarıyla gürültü bariyerleriyle ve daha pek çok projeyle şehirlerimizin hayat kalitesini yükselttik."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin asıl ihtiyacı olan yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme esaslı Türkiye ekonomi programımızı uygulamaya başladık." dedi.

Erdoğan, "Bu iktidar faizi artırmayacaktır, tam aksine faizi düşürmeye devam edeceğiz." diye konuştu.

Erdoğan, 3600 ek gösterge düzenlemesinin detaylarını açıkladı

Erdoğan, memurların ek gösterge düzenlemesiyle ilgili çalışmayı tamamladıklarını ve Meclisin takdirine sunacak safhaya getirdiklerini bildirerek, bu konu ilk gündeme geldiğinde öğretmenlere, polislere, sağlık çalışanlarına ve din görevlilerine ek göstergelerini 3 bin 600'e çıkarma sözü verdiklerini hatırlattı.

Ancak sadece bu kesimler için yapılacak bir ek gösterge artışının, memurlar arasında adaletsizliğe yol açacağını ve hiyerarşik dengeyi de bozacağını gördüklerini aktaran Erdoğan, şu bilgileri verdi:

"Bunun için şartlarımızı zorlama pahasına kamu çalışanları lehine bir fedakarlıkta bulunarak, tüm memurlarımızın ek göstergelerinde 600 puanlık bir yükseltmeye gitmeyi kararlaştırdık. Yardımcı hizmetler sınıfındakiler de dahil, ülkemizdeki 5,3 milyon kamu görevlimizin tamamı, önümüzdeki yılbaşından itibaren bu düzenlemeden yararlanacaktır. Düzenlemenin hayata geçmesiyle birlikte birinci dereceye gelmiş olma şartıyla söz verdiğimiz tüm meslek gruplarındaki hak sahipleri hemen 3 bin 600 ek göstergeye yükseltilecektir. Bunun yanında genel müdür yardımcılarının ek göstergeleri 3 bin 600'den 4 bin 400'e, şube müdürü ve ilçe müdürü seviyesindeki yöneticilerin ek göstergeleri de 2 bin 200'den 3 bine çıkartılacaktır.

Ek gösterge düzenlemesi, memurlarımızın mevcut maaşlarında küçük de olsa bir artış sağlamasının ötesinde asıl emekli ikramiyeleri ve emekli maaşlarında ciddi kazanımlar getiriyor. Somut örnek verecek olursak, ek göstergesi 3600'e çıkan 30 yıllık hizmeti bulunan bir memurun emekli aylığı 1234 lira ile 1391 lira arasında, emekli ikramiyesi ise 44 bin 500 lira ile 50 bin 150 lira arasında artacaktır.

Mevcut maaşlara göre hesaplanan bu tutarlar, düzenlemenin yürürlüğe gireceği yılbaşındaki rakamlara göre çok daha yüksek seviyelerde gerçekleşecektir. Yapılan artışlar elbette halen emekli olan kamu görevlilerinin maaşlarına da yansıtılacaktır."

Erdoğan, mülki idari amirleri başta olmak üzere yaptıkları iş ile özlük hakları arasındaki makas açılan kamu görevlileriyle ilgili iyileştirici bir düzenlemeyi de bu kapsamda gerçekleştireceklerini açıklayarak, ek gösterge düzenlemesinin memurlara, ülkeye ve millete hayırlı olmasını diledi.

"Enflasyon farkı artışlarıyla ücretlileri biraz daha rahatlatacağız"

Erdoğan, "Fiyatları, izahı mümkün olmayan bir şekilde artan ürünlerin üretimini teşvik ederek ve tedarikini kolaylaştırarak stokçuların oyunlarını bozacağız." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan,  "Temmuz ayındaki enflasyon farkı artışlarıyla ücretlileri biraz daha rahatlatacağız." dedi.

Erdoğan, "Yılbaşında, tüm çalışanların durumlarını ekonomide gelinen noktaya uygun şekilde gözden geçirerek herkesin hakkını almasını temin edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Bir yandan fiyat artışlarını durduracak, diğer yandan her kesiminin gelir kaybını telafi edecek programımızı uygulamayı sürdürüyoruz."

Erdoğan, "Binaların yalıtım çalışmalarında kullanılmak üzere, daire başına 50 bin liraya kadar, 60 ay vadeli ve 0,99 faiz oranıyla kredi imkanı getiriyoruz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ekonomik olarak dezavantajlı ancak mevcut programlardan yararlanamayan kesimlere yönelik 15 milyar liralık yeni bir paketi devreye alıyoruz." diye konuştu.