Bakan Bozdağ, Kırşehir Valisi Necati Şentürk'ü makamında ziyaret etti.

Ziyaretinin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Bozdağ, bir basın mensubunun, "Akıncı Üssü iddianamesi"ni sorması üzerine, soruşturmaya ilişkin iddianamenin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tamamlandığını ve ilgili mahkemeye gönderildiğini belirtti.

"Basına yansıdığı kadarıyla, ne kadarı iddianameyi tam doğru yansıtıyor, onu bilemeyeceğim." diyen Bozdağ, şöyle konuştu:

"Akıncı Üssü iddianamesi esasında bu darbe teşebbüsünün vahşet boyutunu göstermesi bakımından son derece önemli, darbe teşebbüsünün nasıl bir planlama içerisinde yapıldığını göstermesi bakımından son derece önemli. Yargılama sürecinde bütün boyutlarıyla bu gerçekleri Türk halkı görecektir. Dünya kamuoyu da bunu yakından izleyecektir. 15 Temmuz darbe teşebbüsü, FETÖ kurucusu ve yöneticisi Fetullah Gülen'in talimatıyla organizasyon süreci başlayan, daha sonra organize aşamaları onun onayıyla ilerletilen, nihayetinde onun onayladığı plan çerçevesinde icraya konulan ve başlanılan bir darbe teşebbüsüdür. Şu anda yürüyen soruşturmalarda, açılan davalarda bu darbe teşebbüsü bütün boyutlarıyla ortaya konulmaktadır. Adil Öksüz’ün ve diğer FETÖ üyesi askerlerin bu darbe teşebbüsü seyri içinde nasıl görev yaptıkları ve bunun başarıya ulaşması için uğraştıkları çok net şekilde gösteriliyor. Akıncı iddianamesi bu açıdan son derece önemli."

Bozdağ, FETÖ'nün medya yapılanmasındaki yargı kararının sorulması üzerine de mahkemelerin eğer dosyada tutuklu birisi varsa, tutukluğunun devamına veya kaldırılmasına, tutuksuz ise tutuklanmasına karar verme hak ve yetkisine sahip olduğunu anımsattı.

- "FETÖ ile en etkili mücadeleyi yapan Türk yargısıdır"

Hukuk içerisinde alınan kararlara ilişkin birtakım eksiklikler, yanlışlıklar olduğuna insanlar kani ise o zaman itiraz mekanizmasının çalışacağını aktaran Bozdağ, şöyle devam etti:

"İtiraz mekanizmasını işletirler ve ona göre yeniden bu kararın gözden geçirilmesini isterler. Dünkü olaylarda da savcılıklar bu itiraz haklarını kullanarak mahkemenin kararını yeniden incelenmesini ve verilen kararın gözden geçirilmesini talep ettiler. Zannedersem mahkeme de talebi kabul eden bir karar verdi. Bu bizim hukuk sistemimizin doğası gereği böyledir. Burada şunu vurgulamakta fayda var, FETÖ, diğer terör örgütleri ve darbecilerle ilgili devletin bir mücadele vazifesi var, devlet bunu yapacaktır, güvenlik birimlerinin bir mücadele vazifesi var, bunlar da bunu yapacaktır. Yargının da anayasa ve yasalar gereği teröristlerin, terör örgütlerinin işledikleri ve işlettirdikleri suçlarla ilgili soruşturma yapma, yargılama yapma ve bu açıdan hak ettikleri cezayı almaları için görev yapmaları anayasa gereğidir. Herkes bu işini yasalara göre yapmak durumundadır. Türk yargısı vazifesini anayasaya, kanunlara, hukuka ve vicdani kanaatlerine bağlı olarak yapacaktır. FETÖ ile en etkili mücadeleyi yapan Türk yargısıdır. 15 Temmuz darbe teşebbüsü sırasında darbecilerin daha işe yeni başladıkları vakitlerde, darbenin başarılı olup olmayacağının kestirilemediği bir noktada darbe teşebbüsüne kalkışanlarla ilgili gözaltı, yakalama kararları çıkaran Türk yargısıdır."

- Algı oluşturulmaya çalışılıyor

Türk yargısının FETÖ ile verdiği mücadeleye vurgu yapan Bozdağ, şunları söyledi:

"İlk defa darbecilere biat etmeyen, darbecilere hukukla karşı koyan Türk yargısıdır. O gece olup bitenleri herkes biliyor. Pek çok terör örgütü üyesi hakim ve savcıyla ilgili de gözaltı kararı veren Türk yargısı olmuştur. FETÖ ile en etkin mücadeleyi yürüten de Türk yargısıdır. Ama yargı bunu hukuk içinde, hukuka uygun biçimde yapmaktadır. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu, yaklaşık 4 bin civarında hakim ve savcıyı tarafsız ve bağımsız görev yapma vasfını yitirmiş olmaları ve FETÖ ile irtibat ve iltisaklarından dolayı görevden uzaklaştırma kararı almıştır. Hakim ve savcı sayımızın 15 binlerde olduğu hesap edilirse, bu da önemli bir rakamdır." 

Bakan Bozdağ, FETÖ'ye ilişkin Türkiye'nin her yerinde bu örgütün millete, devlete ve hukuka verdiği ve vermek istediği zararlar nedeniyle yürüyen soruşturmalar, adli süreçler olduğunu kaydetti.

Bu süreçlerin devam ettiğini belirten Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:

"Türk yargısı FETÖ/PDY, PKK, DEAŞ, DHKP-C dahil bütün terör örgütlerine karşı anayasa ve yasalarımızın kendilerine yüklediği sorumluluğun gereğini uygun şekilde yerine getirecektir, bugüne kadar nasıl yerine getirdiyse. Ancak FETÖ dünkü tahliyeler üzerinden bir algı operasyonuna girmiştir. Dört bir yandan sosyal medya üzerinden sanki farklı bir şey oluyormuş gibi bir algıya da girmiştir. FETÖ'nün Türk yargısı içinde bundan sonra bir netice alacak, adım atabilecek, karar aldırabilecek bir gücü yoktur olması da mümkün değildir. Eğer anayasa ve yasaların kendilerine yüklediği sorumlulukları terör örgütünün talimatları doğrultusunda gözardı eden birisi olduğu taktirde yasalarımız, hukukumuz gayet açıktır. Bunun gereğini HSYK bugüne kadar yaptı, bundan sonra da yasalar neyi emrederse onu yapmaktan tereddüt etmeyecektir. Yargımızı yıpratmamamız lazım, yanlış yapanlar olduğu zaman onlara ilişkin HSYK yasaların kendilerine yüklediği sorumluluğun gereğini yapacaktır."

- "Harbiden adam evetçi"

Bakan Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Isparta'da, "Evet oyunun onuru vardır. Afedersiniz 'hayır' oyunun onuru vardır." şeklindeki sözlerinin anımsatılması üzerine, şunları söyledi:

"Sayın Kılıçdaroğlu istemese de doğruyu Allah kendisine söyletiyor onu görüyoruz. Hep bugüne kadar Sayın Kılıçdaroğlu'nun kafası karışık, esasında kendi gizli bir evetçi dedim ama son açıklamasından sonra değiştiriyorum. Harbiden adam evetçi. 'Evet'in ne kadar onurlu bir karar olduğunu, ifade ediyor. 'Söyleyene değil, de söyleten bakın' derim. Allah doğruları, istediğinin ağzından yeri geldiğinde ifade ettiriyor. Ben öyle görüyorum, umarım CHP'liler de bu açıklamadan sonra bu değerlendirme gereği onurlu bir eveti sandığa atarlar."