ŞANLIURFA (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Şimdi bakın LGBT'yi, pek çok sapkınlığı meşrulaştırmak, normalleştirmek, milletin tutum ve davranışlarını bu konuda ayrı ayrı yönlere çekmek için nice gayretlerin içerisinde olanlar var. Toplumun her bir ferdini, olumsuzluklara karşı, sapkın ve sapık anlayışlara karşı korumak devletlerin ve devleti yönetenlerin asli vazifesidir." dedi.

Şanlıurfa'dan AK Parti milletvekili adayı olan Bozdağ, partisinin Eyyübiye Seçim İrtibat Bürosu'nun açılışında konuştu.

Bozdağ, Şanlıurfa'nın haklarını arayacağını, haklarını müdafaa edeceğini, kentin bir avukatı gibi çalışacağını söyledi.

Ticaret Borsası'nda muhtarlarla yaptığı toplantı sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la telefonda görüştüğünü hatırlatan Bozdağ, Erdoğan'ın görüşmede Şanlıurfa'yı sorduğunu aktardı.

Görüşmede, enerji ve kırsal bölgelerde yaşanan içme suyu sorununun görüşüldüğünü anlatan Bozdağ, "Cumhurbaşkanımız, 'Bütün kırsalı şehir şebeke suyuna kavuşturacağımız müjdesini ver' dedi. Bu müjdeyi tekrarlıyorum. Yarın DSİ'den yetkililer buradalar ve hızlıca başlıyoruz. Besmelemizi çektik, arkasını getireceğiz. Kısa zaman içerisinde şehir şebeke suyu en ücra mezraya kadar ulaşacak. Kuyulara kilit vuracağız, kuyuları kapatacağız. Kuyudan içme suyu dönemini Şanlıurfa'nın her mahallesi için sona erdireceğiz." diye konuştu.

Kentin elektrik sorunu üzerinde de çözüm eksenli durduklarını söyleyen Bozdağ, bu alanda 30 milyar lira üzerinde bir yatırımın yapılacağını bildirdi.

- "Yeni dönemde enerjiyi sorun olmaktan çıkaran adımı atacağız"

Bakan Bozdağ, "Sayın Cumhurbaşkanımız, artık Şanlıurfa'daki elektrik meselesini, kendi kendine yeten, kendi enerjisini üreten bir Şanlıurfa'yı oluşturarak çözeceğimizi ifade etti. Yeni dönemde enerjiyi sorun olmaktan çıkaran adımı atacağız." ifadelerini kullandı.

Ulaşım alanında kentte önemli hizmetlerin devreye alınacağını bildiren Bozdağ, Şanlıurfa'nın hızlı trenle buluşacağını kaydetti.

- "İşçilerimize hor bakan bir zihniyeti tasfiye ettik"

Bozdağ, AK Parti iktidarları döneminde 1 Mayıs'ın Emek ve Dayanışma Günü'nü ilan edilerek, resmi bayram yapıldığını hatırlatarak, şöyle devam etti:

"İşçilerimize hor bakan bir zihniyeti tasfiye ettik. İşçi olan kardeşlerim bilir, eskiden emekli olanlar daha iyi bilir. Hem kamu işçileri, hem özel sektör işçileri sözleşme yoksa ne özel hastaneye gidebilirdi, ne devlet hastanesine gidebilirdi. SSK Dispanserinde ya da Ankara Etlik, Dışkapı SSK Hastanesi'nde tedavi olurdu. Dilediği eczaneden hakkı yok. Bir ülke düşünün, işçi kardeşim sağlık primini ödüyor ama reçete yazdırıp eczaneden gidip ilacını alamıyordu. Bunun aksini kimse söyleyemez. Biz ne yaptık? Sağlık primini ödeyen işçi kardeşimizi, cumhurbaşkanı, vekil, birim amirleri, memurlar kimin sağlık güvencesi ne ise aynı hale getirdik. Bütün hastanelerin kapısını işçilere biz açtık.

Eczanelerin kapısını işçilere ilk defa biz açtık. Reçetesini yazdırıp ilacını alabilen bir dönemi cumhurbaşkanımız başlattı. Öbürleri, işçileri yıllar yılı istismar ettiler ama biz işçilerimizin hak ve hukukunu koruyarak onları daha ileri bir noktaya taşıdık. Biz geldiğimizde 184 liraydı asgari ücret. Şimdi 8 bin 500 lira. Yeter mi? Yetmez. Daha da iyi olması lazım ama ülkemiz daha iyi oldukça onlara vereceğimiz imkanlar da daha da artacaktır."

Çalışanların alın terini korumayı, "Emek kutsaldır" anlayışıyla yollarına devam etmeyi sürdüreceklerini aktaran Bozdağ, işçilerin emeklerinin karşılığını hak ettikleri gibi almaları için gayret gösterdiklerini belirtti.

- "Aileyi korumak, aileyi geliştirmek en önemli meselelerimizin başındadır"

Bozdağ, 14 Mayıs'taki seçimlerde Türkiye'nin kime emanet edileceğine, Türkiye'yi kimin yöneteceğine karar verileceğini ifade etti.

"Olan biteni de vicdan terazimizde tartarak, Türkiye'nin yaşadığı ve gelecekte yaşayacağı tehlike ve tehditleri de imkan ve fırsatları da görüp, gözeterek oylarımızı kullandığımızda Türkiye daha ileri gidecektir." diyen Bozdağ, şunları kaydetti:

"Türkiye'de aileyi korumak, aileyi geliştirmek, ailenin geleceğini güçlü kılmak bugün en önemli meselelerimizin başındadır. Hem uyuşturucuyla mücadele etmek, hem terörle mücadele etmek, gençlerimizin uyuşturucu baronlarının, terör baronlarının ağına düşmesini önlemek hem de aileyi her türlü sapkınlığa ve sapık akınlara karşı korumak Şanlıurfa'yı korumaktır, Türkiye'yi korumaktır, Türk milletini, aziz milletimizi korumaktır. Biz biliyorsunuz başörtüsüyle ilgili gündeme gelen kanun değişikliğine karşı dedik ki 'Gelin anayasaya koyalım ama yanına da aileyi de koruyan ve onları da geleceğe daha güçlü taşıyan düzenleme koyalım.' Çünkü aile tehdit altında olduğu sürece sıhhatli hiçbir şey olamaz. Şimdi bakın LGBT'yi, pek çok sapkınlığı meşrulaştırmak, normalleştirmek, milletin tutum ve davranışlarını bu konuda ayrı ayrı yönlere çekmek için nice gayretlerin içerisinde olanlar var. Çok net söylüyorum, Türk ailesini, bizim aile yapımızı, milletimizi, devletimizi sapkınlıklara karşı korumak elbette devleti yönetenlerin görevidir."

Bozdağ, milletin geleceğini tehdit eden şeyleri hak ve hürriyet kapsamında değerlendirmenin de doğru olmadığını ifade etti.

"Kimi öyle der, kimi böyle der. Uyuşturucu kullanmayı hak ve hürriyet olarak kimse değerlendirebilir mi? Hırsızlık yapmayı hak ve hürriyet olarak kimse değerlendirebilir mi?" diye soran Bozdağ, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

"Öyleyse sapkınlıkları da hak ve hürriyet ekseninde değerlendirmek, hak ve hürriyeti doğru anlamamaktır. Toplumun her bir ferdini, olumsuzluklara karşı, sapkın ve sapık anlayışlara karşı korumak devletlerin ve devleti yönetenlerin asli vazifesidir. Türkiye, yeni dönemde bu konuları çok tartışacaktır, şimdiden de tartışıyor. Onun için Türkiye'nin geleceğine dair karar verirken, ailemizin, ailelerimizin, gençlerimizin, insanımızın karşı karşıya kaldığı bu tehditleri de gözden ırak tutmamak lazım. Aziz milletimiz de gözden ırak tutmayacaktır. Bu noktada da duruşunu Türkiye'ye ve dünyaya en güçlü şekilde ilan edecektir."