Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu (ROSATOM) Genel Müdürü Alexey Likhachev, "Dünyanın en büyük nükleer inşaat projesinin başarısı, salgın hastalıklar veya dış siyasi baskılar tarafından engellenemedi. Bu başarı, zaman zaman ortaya çıkan sorunları ustalıkla çözmemize yardımcı olan iki ülke liderine aittir." dedi.
Likhachev, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in canlı bağlantıyla katıldığı Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) İlk Nükleer Yakıt Getirme Töreni'nde, bugünün nükleer enerji alanında Rus-Türk işbirliğinin gelişmesinde önemli bir gün olduğunu söyledi.
Taze nükleer yakıtın teslim edilmesiyle Akkuyu NGS'nin bir nükleer tesis haline geleceğini ve Türkiye Cumhuriyeti'nin "barışçıl nükleer ülke" statüsünü kazanacağını belirten Likhachev, "Zorluklara rağmen bugünlere doğru ısrarla ilerliyoruz. Dünyanın en büyük nükleer inşaat projesinin başarısı, salgın hastalıklar veya dış siyasi baskılar tarafından engellenemedi. Bu başarı, zaman zaman ortaya çıkan sorunları ustalıkla çözmemize yardımcı olan iki ülke liderine aittir." değerlendirmesini yaptı.
Akkuyu NGS sahasındaki mevcut durum hakkında bilgi veren Likhachev, birinci ünitenin şu an büyük ölçüde hazır durumda ve ekipman montajlarının tamamlanmak üzere olduğunu bildirdi.
Likhachev, ikinci ünitenin reaktör kabının monte edildiğini belirterek, "Üçüncü ünitede kor tutucu kuruluyor. Dördüncü reaktörde ise reaktör binası temelinin güçlendirilmesine ilişkin çalışmalar tamamlanıyor. Temel ekipmanların yapımı devam ederken düşük devirli bir türbin üretimine de başlandı." dedi.
Projede 400'den fazla Türk şirketi yer alıyor
Türkiye'nin ilk nükleer enerji santralinin inşasının gerçek anlamda ortak bir proje haline geldiğine dikkati çeken Likhachev, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Projede 400'den fazla Türk şirketi yer alıyor. Türkiye'nin halihazırda kendi nükleer sanayi kümesine sahip olduğunu söyleyebiliriz. Birikmiş işbirliği deneyimi, bu kümenin potansiyelini diğer projelerde de hayata geçirmemizi sağlayacak. Sürdürülebilir kalkınma ilkeleri doğrultusunda, faaliyet gösterdiğimiz bölgelerde her zaman aktif olarak yer alıyoruz. Şu anda Mersin'deki ana sosyal projemiz, Silifke Nükleer Kampüsü'nün inşaatıdır. Burada yeni konutlar, bir otel, bir okul ve bir anaokulu yer alacak. Yerel işletmelerin de ilgisini çekecek olan bu kampüs, kentsel yaşamın gelişimine yeni bir ivme kazandıracak."
Akkuyu NGS için personel eğitiminin de devam ettiğini, halihazırda yaklaşık 300 kişinin Rus üniversitelerinde nükleer meslekler alanında yüksek eğitim aldığını aktaran Likhachev, bu mühendislerin proje ekibine katıldığını, gelecek yıl için de eğitim kontenjanlarının belirleneceğini dile getirdi.
Türkiye'de inşa ettikleri nükleer güç santralinin ömrünün 100 yıldan az olmayacağına işaret eden Likhachev, konuşmasını, "Bu da Akkuyu NGS'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin 200. yıl dönümünde de var olma şansına sahip olduğu anlamına geliyor. Santralin, Türk vatandaşlarının birkaç nesli için güvenilir, çevre dostu ve uygun maliyetli enerji tedarikine büyük katkı sağlayacağından eminim." diye tamamladı.