Daha önce özelleştirme üzerine iki yazı yazmış ve Türk Telekom İhalesinin öncesi ve sonrası ile Türkiye’deki özelleştirmenin serüvenini sizlere aktarmıştık. İlk yazıda da Tüpraş ve Erdemir’e ilişkin ihaleleri de takip edip görüşlerimizi sizlerle paylaşacağımızı belirtmiştik. Özelleştirme üzerine üçüncü yazı olan bu yazımızda, Tüpraş’ta olanlar ve süren tartışmalarla, Ereğli’de muhtemel gelişmeler üzerinde duracağız.
trong>TÜPRAŞ’ın Özelleştirilmesinde İlk İhale İptal Edilmişti…
TÜPRAŞ’ın yüzde 65.76’lık bölümünün özelleştirilmesi için 2004 yılının Ocak ayında yapılan ihalede en yüksek teklifi 1 milyar 302 milyon dolar ile Rus menşeli Efremov Kautschuk GmbH (Tatneft-Zorlu Grubu) vermiş ve Özelleştirme Yüksek Kurulu da satışı onaylamıştı.
Ancak ardından yaşanan mahkeme sürecinde Danıştay, TÜPRAŞ’ın satışını iptal etmişti. Daha sonra ÖİB, elindeki TÜPRAŞ hisselerinin yüzde 14.76’lık bölümünü, Borsa Toptan Satışlar Pazarı’nda, yurtdışında yerleşik kurumsal yatırımcılara satmış ve yaklaşık 446 milyon dolar gelir elde etmişti.
Petrol-İş Sendikası, ilk satışı gerçekleştiren İhale Komisyonu Başkanı ve Özelleştirme İdaresi Başkanı hakkında kamuyu zarara uğratmaktan suç duyurusunda bulundu. Ancak, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, bu davaların açılmasına izin vermedi.
İhale Nasıl Geçti?
Ankara Bilkent Otel’de 12.9.2005 tarihinde gerçekleştirilen ihalede, 9 yatırımcının da katıldığı elemesiz turda verilen en yüksek teklif 2 milyar 780 milyon dolar oldu. Elemeli turun ilkinde Zorlu-PKN Orlen ortak girişim grubu elenirken, en yüksek teklif 3 milyar 25 milyon dolara çıktı. İkinci turda İtalyan ENI elenirken, en yüksek teklif tutarı 3 milyar 225 milyon dolara yükseldi. Son elemeli turda ise Macar MOL elendi ve 3 milyar 360 milyon dolardan açık artırma başladı.
İhalede böylece OYAK, Koç-Shell ve Çalık-Indian Oil ortaklığı arasında çekişme başladı. OYAK, 4 milyar dolar teklif etti ancak devam edemedi. Kalan son iki şirketten Koç-Shell ortaklığının 4 milyar 140 milyon dolarlık teklifinin ardından Çalık-Indian Oil ortaklığı ihaleden çekildiğini açıkladı. İhale komisyonu başkanı da ihaleyi 4.14 milyar dolarla noktaladı.
Yeni İhalenin Sonucunda Koç-Shell Grubu TÜPRAŞ’ı Aldı
Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşu TÜPRAŞ’ın yüzde 51’lik bölümünün özelleştirilmesi için yapılan ihalede en yüksek teklifi 4 milyar 140 milyon dolarla Koç-Shell verdi. Koç Holding, ihaleyi kazanan girişim grubunun yüzde 90’ına sahip.
Avrupa’nın beşinci büyük rafinaj kapasitesine sahip olan TÜPRAŞ’ın özelleştirme ihalesinde en yüksek teklifi 4 milyar 140 milyon dolarla Koç-Shell ortak girişim grubu verdi. Bu teklifle birlikte TÜPRAŞ’ın piyasa değeri de 8.11 milyar dolar olarak gerçekleşti. İhaleyi kazanan girişim grubunun ortaklık yapısı ise şöyle: The Shell Company of Turkey yüzde 0.10, Opet yüzde 3, Aygaz yüzde 7, Shell Overseas yüzde 9.90, Koç Holding yüzde 80.
TÜPRAŞ ihalesinde ödemenin vadeli olması durumunda Koç-Shell, yıllık yüzde 7 oranında, dolar üzerinden faiz ödeyecek. Vadeli seçenekte ihale bedelinin yüzde 50’si peşin ödenecek, geriye kalan bölüm ise vade farkı ile birlikte 2 yılda verilecek.
TÜPRAŞ’la İlgili Bilgiler
Türkiye’nin tek petrol işleme tesisi olan TÜPRAŞ’ın bünyesinde İzmit, Kırıkkale, İzmir, Batman, Körfez Petrol Kimya ve Rafineri Tesisleri olmak üzere 5 rafineri tesisi ve bir deniz taşımacılık şirketi faaliyet gösteriyor. Bu tesislerde, benzin, motorin, kalorifer yakıtı, fuel oil, gazyağı gibi akaryakıt ürünlerinin yanı sıra; Lpg, nafta, solvent, makine yağı, asfalt, kükürt gibi diğer petrol ürünleri, polistiren, kauçuk, karbon siyahı gibi petrokimya ürünleri de üretiliyor. 2004 yılında 22,7 milyon ton petrol ürünleri ile 132 bin ton petrokimya üretimi gerçekleştiren TÜPRAŞ, 22,2 milyon ton ham petrol ithal etmişti. 2005 yılı ilk altı aylık döneminde 293,2 milyon YTL net kâr elde eden şirket aynı dönemde 11,5 milyon ton ham petrol işledi.
500 büyük sanayi kuruluşu sıralamasında her yıl birinci olan TÜPRAŞ 'ın Türkiye pazarındaki payı yüzde 69 olup, yeni çıkan Petrol Piyasası Kanunu ile TÜPRAŞ artık dağıtım ve pazarlama şirketi kurma hakkına da sahiptir.
TÜPRAŞ 2004 yılında devlete 8.2 milyar dolarlık vergi ve fon ödemesi gerçekleştirmiştir. Bu 8.2 milyar dolarlık rakam devletin toplam vergi ve fon gelirlerinin yüzde 20’sine eşittir. Yani TÜPRAŞ, Hazine’nin günlük ve aylık sıcak para ihtiyacını karşılayan bir kuruluştur.
Özelleştirilen TÜPRAŞ’ın, 2004 yılı sonuna göre İMKB’de sağladığı getiri ise yüzde 89.14 oldu. TÜPRAŞ’ın 2004 yılı sonunda 13.70 YTL olan fiyatı, geçen Cuma günü kapanış itibariyle 24.00 YTL’ye çıktı. Mayıs ayında hisse başına 1.9121 YTL temettü dağıtan TÜPRAŞ’ın bu süre içindeki verimi yüzde 89.14 olarak gerçekleşti. Piyasa değeri Cuma kapanışı itibariyle 4.5 milyar dolar düzeyinde iken, ihale sonrasında 8 milyar dolardan fazla piyasa değerine ulaşan TÜPRAŞ, yılın ilk yarısında 293.2 milyon YTL net kar etti. Şirketin cirosu ise ilk altı ayda 6.3 milyar YTL olmuştu.
TÜPRAŞ Değerinden mi Satıldı?
TÜPRAŞ’ın değerinin arttığını ve bu dönemde özelleştirilmez ise bir daha bu değerlere satılmasının mümkün olmadığını savunan özelleştirme taraftarlarının aksine piyasayı yakından takip eden uzmanlar, TÜPRAŞ’ın değerinin her geçen gün artacağına dikkat çekiyor. Buna gerekçe olarak da 2004 Ocak ayında yapılan ancak iptal edilen TÜPRAŞ özelleştirmesini gösteren uzmanlar, bu özelleştirmede işletmenin yüzde 65.76’lık bölümü için 1.3 milyar dolar verildiğini hatırlatıyor. Yani TÜPRAŞ’ın toplam değeri 1 milyar 979 milyon dolara gelmişti. Bugün ise bu rakamlar telaffuz bile edilmiyor. Bu durum AKP Hükümeti’nin çarpık özelleştirme mantığını da aslında göz önüne seriyor. O dönemde özelleştirme ihalesi Danıştay tarafından iptal edilmeseydi Türkiye’nin stratejik bir kuruluşunun % 66’sı Zorlu-Tatneft’e 1.3 milyar gibi bir bedelle devredilmiş olacaktı.
Petrol-İş Sendikası, 4 milyar 140 milyon dolarlık rakamla sonuçlanan TÜPRAŞ ihalesinin iptali için Danıştay’a başvurdu. TÜPRAŞ’ın 1.3 milyar dolarlık teklif alınan ilk ihalesinin iptalini sağlayan sendika, ilk ihaledeki bazı eksiklerin bu sefer de tekrarlandığı görüşünde.
Kafa Karıştıran Diğer Hususlar: Erdoğan, Unakıtan, Ofer Üçgeni
TÜPRAŞ'taki yüzde 14.76'lık kamu hissesi, 3 Mart 2005 tarihinde yapılan halka arzla kim olduğu bilinmeyen 6 yabancı fona Global Menkul Değerlerin patronu Mehmet Kutman’ın aracılığyla 446 milyon dolar karşılığında devredildi. AKP Hükümetinin, adına 'halka arz' diyerek (İsrail halkını kastediyorlar herhalde!) aslında yabancılara satış yaptığı ve bunu da yangından mal kaçırır gibi gerekli yasal duyuru ve açıklamaları yapmadan gerçekleştirdiği ihalenin ardından konuşulmaya ve yazılmaya başlandı.
Önce Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener ben olsam böyle satmazdım diyerek kafalarda soru işareti yarattı. Kemal Unakıtan hemen cevap verdi: sattım, aynı fiyattan yine satarım!
Bu arada Vatan gazetesinden Yavuz Semerci, Maliye Bakanı Unakıtan ve Başbakan Erdoğan’ın geçen yılki Davos zirvesinde Ofer ailesiyle kapalı kapılar ardında görüştüklerini yazdı. Ofer ailesinin birkaç gün önceki Galataport ihalesinde de en yüksek teklifi vermesi, kendilerine daha önce de Kuşadası Liman ihalesinin verilmiş olması tartışmaları alevlendirdi. Mehmet Kutman ve Sami Ofer tartışmaların merkezine oturdu. Ancak, asıl tartışılan kişilerin özelliklerinden ve kaça aldığından çok ödemelerin nasıl yapılacağı ya da süründürülerek yapılacağı konusu oldu. Aydın Ayaydın, Sabah gazetesindeki yazısında “Galataport'u bu ödeme koşulları ile Ofer değil, herkes alır. Son günlerde halkın algıladığı 'Kira Öder gibi ev sahibi olun' diye tanımlanan 'Mortgage' konut sektörüne gelmeden Galataport'a uğramış.” diyerek alaycı bir şekilde yapılan yanlışlığa işaret ediyor. Söz konusu ödeme planına göre, Galataport için Ofer-Global'den ilk 10 yılın sonunda toplam 36 milyon Euro ve 20. yılın sonunda sadece 192 milyon Euro tahsil edilmiş olacağı, 49 yıllık sürenin son 10 yılında ise teklifin aslan payı olan 2.2 milyar Euro’nun ödeneceği ifade edilmektedir. Ayaydın özetle, Ofer-Global konsorsiyumunun 30 yılda sembolik ödemeler ile Galata Port'u almaya çalıştığını söylüyor ve Hükümeti uyarıyor.
Sıra Erdemir’e Geliyor! Amiral Gemisi de Batacak mı?
TÜPRAŞ ihalesinin mürekkebi kurumadan, Erdemir ile ilgili tartışmalar başladı. 26 Eylülde teklif verme süresi doluyor. Kısa bir süre sonra da ihalenin yapılması bekleniyor. Türk sanayinin amiral gemisi olarak tanımlanan Erdemir de giderse geriye pek fazla para edecek bir kuruluşumuz kalmayacak. Burada asıl tartışılan konu, ülkenin en önemli kuruluşlarının yabancılara satılması ve bir nevi elden çıkarılması konusu. Bu çerçevede, TOBB ve bazı sanayi ve ticaret odalarıyla, yerli firmaların kurduğu ortak girişim grubunun ve OYAK grubunun Erdemir’i alması konusunda önemli bir kamuoyu desteği oluşmuş bulunuyor. Türk Milleti amiral gemisinin batmasını istemiyor. Satılsa da değerinden satılmasını ve yerli firmalara satılmasını istiyor.
Aşağıdaki bilgilere bakınca siz de eminim onlara hak vereceksiniz!
Erdemir’le İlgili Bilgiler
Türkiye'nin kurduğu en değerli şirketlerin başında gelen Erdemir’in 2004 yılı cirosu 3.2 milyar dolar, karı 589 milyon dolar, özvarlığı ise yaklaşık 3 milyar dolar. Yeniden kuruluş maliyeti en az 5 milyar dolar olarak hesaplanan Erdemir’in yıllık üretim kapasitesi 3.6 milyon ton olup, bu üretimin 500 bin tonunu 21 farklı ülkeye ihraç ediyor. Öte yandan Türkiye’nin, yıllık çelik ithalatı 4 milyon ton olup, karşılığında yılda yaklaşık 3 milyar dolar ödeniyor.
Ereğli Demir Çelik'i satın alan şirket, Türkiye'nin iç piyasasına da hakim olacağı için, dünyanın en büyük çelik üreticisi Mittal Steel, en büyük ikinci çelik üreticisi Arcelor, en büyük yedinci çelik üreticisi Corus, en büyük sekizinci çelik üreticisi US Steel Erdemir ile ilgileniyor. Erdemir’i alan yanında İskenderun Demir Çelik'i, Ereğli'nin Romanya'da kurduğu fabrikaya ve liman, ulaşım, maden alanlarında faaliyet gösteren 7 şirkete daha sahip olacak.
Erdemir’in yüzde 50'sini İskenderun, Romanya'daki fabrika ve 7 şirketle birlikte, Ereğli'nin 4-5 yıllık kârının karşılığı olarak 2-2.5 milyar dolara yabancıların almaya çalıştığını söyleyerek buna karşı çıkan Güngör Uras’ın ve Yaşar Erdinç’in hesaplamalarında şirketin karlılık hesabına göre değeri yaklaşık 5.5 milyar doları buluyor. Şu andaki piyasa değeri ise 2-2.5 milyar dolar ediyor. Eğer bu fiyata yakın bir fiyattan satılırsa yaklaşık dört yıllık karı karşılığında satılmış olacak. Ayrıca, bu rakamların sadece Erdemir için olduğunu ve diğer 9 şirket ile Türkiye’nin demir cevheri yataklarının yaklaşık yarısının da bu satışa dahil olduğunu dikkate alınca 5.5 milyar doların da çok yetersiz olduğu görülecektir.
Sonuç: “Kayıtdışı Özelleştirme”
Sonuç olarak; özelleştirmede ihale rakamlarından çok, nasıl ve kime satıldığı konuları ile ödeme planları ön plana çıkmaya başladı. Türk Telekom ihalesi öncesi Başbakan Erdoğan’ın Lübnanlı Hariri ailesiyle başsağlığı dileme bahanesiyle baş başa görüşmesine ilişkin tartışmalar bitmeden, TÜPRAŞ’taki % 14.76’lık hissenin Ofer’in de içinde bulunduğu gruba satılması tartışılmaya başlandı. Burada da yine tartışılan konu, kamuoyuna bilgi verilemeden ve yasal duyurular yapılmadan satışın alelacele yapılmasıydı.
Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz’ın yeğeni olan Mehmet Kutman’ın sahibi olduğu Global menkul değerler ile İsrailli Ofer ailesi hakkındaki tartışmalar Galataport ihalesiyle yeniden hızlandı. İhalenin şeffaf olmadığı ve ödeme planının kamuya açıklanmadığı yolundaki tartışmalara Rahmi Koç dahil çeşitli çevrelerden birçok kişi katıldı.
Ancak, özelleştirmeye ilişkin tartışmalarda benim dikkatimi çeken husus ise, AKP Hükümetinin bakanları arasında da bu tartışmanın yaşanması oldu. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım başka bir şey söylüyor, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan başka bir şey söylüyor. Ardından TÜPRAŞ ile ilgili Abdüllatif Şener ben olsam böyle yapmazdım diyor, Unakıtan ben yine “babalar gibi satarım” diyor. Kısacası, bir karmaşadır gidiyor ve kim ne yaptığını bilmiyor (ya da çok iyi biliyor!).
Bütün bunlar AKP iktidarının siyasette ve dış politikada sürdürdüğü kayıtdışılığı özelleştirme işlemlerinde de sürdürmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Kapalı kapılar arkasında Hariri ailesiyle, Ofer ailesiyle görüşen Erdoğan ve Unakıtanın yaptığı olsa olsa “kayıtdışı özelleştirme” olur.
- - - -