"Göremediklerinizi Göreceksiniz" adlı projeyle her ay farklı bir eseri yerli ve yabancı ziyaretçilerine tanıtmayı hedefleyen İzmir Arkeoloji Müzesi'nin eylül ayı konukları Nil Nehri'nin esintilerini Türkiye'ye taşıyor.

Anadolu topraklarında bulunan "Uşabti" adlı 3 seramik heykelcik, son durağı olan İzmir'de misafirlerinin karşısına çıkıyor.

İstanbul Arkeoloji Müzesi'nden 1930'lu yıllarda İzmir Arkeoloji Müzesi'ne devredilen heykelciklerin "Mısır'da ölümden sonraki yaşamda sahiplerine köle olarak hizmet etmesi düşüncesiyle mezarlara gömüldüğü" biliniyor.

İzmir Arkeoloji Müzesi depolarında yaklaşık 80 yıldır korunan heykelcikler, Mısır ile Anadolu'nun ticari ve kültürel ilişkisinin kanıtları arasında yer alıyor.

Üstünde "tanrıların görev çağrılarına hazır olduklarını" belirten hiyeroglif yazıtların bulunduğu heykelcikler, eylül sonuna kadar İzmir Arkeoloji Müzesi'nin hazine salonunda ziyarete açık kalacak.

"Eserlere paha biçemiyoruz"

İzmir Arkeoloji Müzesi Müdürü Hünkar Keser, AA muhabirine, Anadolu'nun birçok noktasında Mısırlı tanrı ve tanrıçalara tapınma alanları bulunduğunu, İzmir ve çevresindeki Bayraklı, Foça, Erythrai kazılarından 1900'lü yılların başında çıkarılan Uşabtilerin İstanbul'a götürüldüğünü anlattı.

Keser, müzenin kurulmasının ardından tarihi eserlerin İzmir'e getirildiğini ve depolarda korunduğunu belirtti.

Anadolu'nun tarihi zenginliğini tanıtmak, korumaya alınan eserlerin gün yüzüne çıkmasını sağlamak amacıyla başlattıkları projede 2 bin 700 yıllık Uşabtilere de yer vermek istediklerini dile getiren Keser şöyle konuştu:

"Mısırlılar öte dünya için yaptığı hazırlıklarda Uşabtilere de yer vermiş çünkü ölümden sonrada hizmetkarlarının olması gerektiğini düşünmüşler. Fayanstan heykelcikler yapıp yanlarına gömülmesini sağlamışlar. Her dönemde Anadolu'nun Mısır ile köklü ilişkileri olduğunu biliyoruz. Bu ilişkiler siyasi, kültürel, sanat ve ticaret alanındaydı ve çok önemliydi. Efes'te Mısır'ın bereket tanrılarından Serapis adına tapınak inşa edildiğini biliyoruz. Tapınma alanlarında Mısır kültürüne ait eserler bulunuyor."

Heykelciklerin bir diğer önemli özelliğinin de üstündeki yazılar olduğunu söyleyen Keser, ölen kişinin öteki dünyada yapması gereken tarla sürmek, kanalları su ile doldurmak, kum taşımak gibi işleri yapmaya hazır olduğuna ilişkin hiyeroglif yazıların Uşabti'nin özellikle bacak bölümünde bulunduğunu kaydetti.

Hünkar Keser, tüm tarihi eserlerinde olduğu gibi İzmir'deki kazılarda ele geçirilen Mısırlı heykelciklere de paha biçilemeyeceğini sözlerine ekledi.

"Göremediklerinizi Göreceksiniz" projesi kapsamında temmuz ayında gladyatörler ile sporcuların vücutlarını yağ ve kumdan temizlemek için kullanılan kazıma aleti "strigilis", ağustosta peri heykelcikleri sergilenmişti.

Projeyle Ocak 2022'ye kadar her ay, kazılarda çıkarılan nadide eserlerin ziyaretçilerin beğenisine sunulması planlanıyor.

Editör: TE Bilisim