MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir; Türkiye Cumhuriyeti ile Moldova Cumhuriyeti arasında Kongaz Süleyman Demirel Moldova Türk Lisesi Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi'nin 3'üncü maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldığı konuşmasında, TBMM’de kabul edilen Şuşa Beyannamesi'yle Türkiye Cumhuriyeti ve Azerbaycan Cumhuriyeti arasında ilişkilerin daha da güçlendirilmesi ve derinleşmesine yönelik önemli bir dönemin başlamış olduğuna değindi. Özdemir, 2 ülkenin iş birliğinin gelişmesi Kafkasya bölgesindeki kalıcı barışın sağlanmasında önemli sonuçlar doğurmuştur. Ermenistan'ın Azerbaycan'la vardığı anlaşma ve akabinde ilişkilerin normalleştirilmesi yönelik sergilenen iradeden sonra ülkemizin de Ermenistan'la müzakerelere başlaması kalıcı barışın tesisi konusunda bölge ülkelerinin niyet ve irade sahibi olduğunu göstermektedir.” dedi.
TÜRK MİLLETİ ZENGİN VE ENGİN BİR KÜLTÜRE SAHİPTİR
Türk milleti zengin ve engin bir kültürle, insanı yaşatma merkezli anlayışa sahip; saygılı, nezaketli ve adil bir karakterde olduğunu ifade eden İsmail Özdemir, asılsız soykırım söylem ve iddialarının beyhude çabalar olduğunu ifade ederek, “Bu bölgede yaşamayan sözde temsilcilerin diğer başkentlerde kurdukları yapılanmalar üzerinden tuzu kuru günler geçirmesinin ceremesini gerçekte mensubu olduğunu iddia ettikleri ülkeler çekecektir. Ermenistan'ın bu anlamda kendi huzur, refah ve kalkınması için malum diasporanın güdümünden kurtulmasının ne derecede değerli olduğunu görmesi kendi yararlarına olacaktır.” dedi. Türkiye’nin olmayan iddialar, asılsız suçlamalarla hedef alınmasının, tarihin ve bugünün hakikatlerine aykırı olduğunu belirten Özdemir, “Dahası bu mesnetsiz suçlamalar asla ama asla netice vermeyecek uğraşlarla muhataplarına ağır kayıplar sunmaktan başkaca bir işe de yaramayacaktır. Bu anlamdaki haklılığımız ve kararlılığımız elbette ki katidir. Ermenistan tarafı bu gerçeği kabul ettiği gün, kendi adına bölgedeki varlığını sürdürebileceği ve refah seviyesinin artmasını sağlayacağı kalıcı bir barışa varan neticelerle yüzleşebilecektir. Temennimiz, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi, saldırgan tutumlardan vazgeçilmesi ve bize karşı yöneltilen asılsız isnatların taraflara katkı sağlamayacağının görülmesi, anlaşılması ve kabul edilmesidir.” açıklamasında bulundu.
KARABAĞ ZAFERİ, TÜRK DÜNYASI ÜLKELERİNİ BİRLEŞTİRMİŞTİR
Türkiye 21'inci yüzyıl şartlarında inandığı değerler uğruna millî çıkarlarını korumak, bağımsızlığını muhafaza etmek, istikrarını sağlamlaştırmak ve dünyanın geri kalanına da daha adil bir nizamın gelmesini sağlamak üzere yol almakta olduğuna dikkat çeken Özdemir; “Azerbaycan ve Türk dünyası ülkeleri, bu kutlu mücadeledeki yol ve kader arkadaşlarımızdır. Karabağ'da elde edilen zafer bu yolu açmış, Türk dünyası ülkelerinin birlik ve beraberliği pekişmiştir. Birbirini takip eden hızlı silsileler yoluyla Karabağ Zaferi sonrasında Türk dünyası ülkeleri arasında kara ve deniz sınırlarıyla ilgili anlaşmazlıkların çözümü aynı kapsamda memnuniyet verici bir başlangıç olarak yorumlanmalıdır.” ifadelerini kullandı.
“TÜRK DÜNYASI 2040 VİZYONU” TARİHİ DEĞERE SAHİPTİR
Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyinin artık "Türk Devletleri Teşkilatı" adıyla anılacak olmasının, aynı amaç için verilen eşsiz kıymetini haiz çabaların varlığını işaret ettiğine dikkat çeken Özdemir; “Türk Devletleri Teşkilatının "Türk Dünyası 2040 Vizyonu" adıyla ortak hedef belirleyerek çalışmalarını hızlandırması tarihî değere sahiptir. Dikkat edilirse, dünya genelinde çok katılımlı ülkeler arasındaki yapılanmalar; temsil, idare, ortak eylem ve birliktelik gibi farklı sahalarda derin fikir ayrılığı hatta çözülmeler yaşarken Türk dünyası ülkeleri bir araya gelerek yeni bir vizyonu ortaya koymayı başarmıştır.” açıklamasını yaparak bu yolda yapılacak, kapsamı son derece geniş alandaki faaliyetlerin mevcut olduğunu belirtti.
Dünya’da enerji krizi yaşanırken, enerji kaynakları konusunda zengin rezerve ve istikrarlı nakil hatlarına sahip Türk Dünyası’nın öneminin artacağını, küresel istikrar ve güvenliğin kaynağının da Türk dünyası ülkelerinin istikrarına, güvenliğine ve refahına bağlı olacağını belirten İsmail Özdemir, “Böylelikle. Zengezur Koridoru'nun taşıdığı büyük anlam kendisini burada göstermektedir. Ayrıca Birleşmiş Milletler dâhil olmak üzere çoklu yapılarda Türk dünyası ülkelerinin ortak hareket edebilmelerinin tesisiyle her birimizin etkinliğinin artacağı, sesimizin daha gür çıkabileceği olanaklar da beraberinde gelebilecektir. Dünyanın daha adil bir nizama kavuşabilmesi için tarih Türk milletine yeniden büyük bir sorumluluk, fırsat ve imkân tanımaktadır. İnşallah bu çabalar hedefine ulaşacak, insana insanca bir yaşam Türk dünyasının birliğinden geçecektir.” ifadelerini kullandı.