SİYASET

MHP’li Karakaya’dan Abdülkadir Selvi ile Muharrem Coşkun'a tepki: Hazımsızlıklarını açıkça beyan ettiler

MHP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Karakaya; Abdülkadir Selvi ile Muharrem Coşkun'a tepki gösterdi. " Bu kişiler meşreplerine uygun bir biçimde rol almışlar ve Cumhur İttifakına olan hazımsızlıklarını açıkça beyan etmişlerdir. " dedi.

MHPli Karakaya; "Kavala’nın ve diğer suçluların hapiste tutulmasının Türkiye’ye faydasının ne olacağını sorgulayacak kadar pervasızlaşan bu kişiler acaba bir sonraki seçimde kimler için neler isteyecek” sorusunu gündeme getirdi.

İşte MHP’li  Karakaya’nın açıklaması:

 MHP’nin oylarının düştüğü yalanını servis ettiler.

2024 Mahalli idareler seçim sonuçlarını herkes kendi zaviyesinden değerlendirmiştir. Çok faktörlü ve çok aktörlü bu seçimlerin sonuçlarını elbette herkes dilediği gibi değerlendirebilir. Buna bir itirazımız yok, olamaz da.

İtirazımız; her seçimin arkasından olduğu gibi, seçim sonuçları üzerinden yapılan manipülasyonlarla algı oluşturma sahtekârlığınadır. Nitekim bu seçimlerde de, seçim sonuçlarının kamu oyuna duyurulmaya başlandığı andan itibaren kadrolu MHP hasımları ve Cumhur İttifakı hazımsızları televizyon ekranlarından, gazete köşelerinden ve sosyal medya mecralarından algı sahtekârlıklarını icra etmeye başladılar.

Bu maksatla hedefi MHP ve Cumhur İttifakı olan üç aşamalı bir senaryo sahneye kondu:

Birinci aşamada, “MHP bu seçimlerde oy kaybına uğradı ” algısını oluşturmaya çalıştılar. Seçim akşamı televizyon ekranlarına dağılan ve klavye başına geçen sahtekârlarhep bir ağızdan MHP’nin oylarının düştüğü yalanını servis ettiler. Belediye başkanlığı ve belediye meclis üyeliği seçim çevrelerinin kahir ekseriyetinde MHP’nin ittifak halinde seçime girdiğini bal gibi bildikleri halde, hiçbir anlamı olmayan yalan yanlış rakamları kamuoyuna servis etmeye başladılar. Partilerle direkt ilişkili olan ve doğrudan doğruya parti gözetilerek verilenİl Genel Meclisi Üyeliği oylarını bilerek ve isteyerek perdeleyip MHP’nin oy kaybına uğradığı algısını oluşturmaya çalıştılar. MHP’nin parti olarak oyu yüzde 16,62 olduğu halde yüzde 4-5’lerde gösterdiler.

İkinci aşamada, Cumhur İttifakının bu seçim sonuçlarıyla zayıfladığı, muhalefetin yerelde iktidar olduğu algısını oluşturma sahnesini sürüme soktular. Oysa seçim sonuçları, belediye başkanlıklarında çoğunluk sisteminin uygulanması, seçime katılım düzeyi, seçim çevreleri ile ara yüzde yer alan adaylar bir bütün olarak dikkate alındığında; çok sayıda belediye başkanlığı kaybedilmiş olsa da, Cumhur İttifakının oy kaybının söylediği düzeyde olmadığı gerçeği ortadadır. Cumhur İttifakının iki partisi AK Parti ve MHP’nin İl Genel Meclisi Üyeliklerinde aldığı oyların toplamı da, her şeye rağmen yüzde 50’ye yakın düzeydedir. Kahir ekseriyeti Cumhur İttifakı seçmeni olan sandığa gitmemiş 13,3 Milyon seçmeni bu hesaba kattığımızda durum daha da anlaşılır olacaktır. Bütün bunlar, özellikle ekonomi üzerinden verilen seçmen mesajının alınmadığı anlamına elbette gelmez. Bu konuda Cumhur İttifakı liderlerinin beyanatları açık ve nettir. İkinci aşamanın en sinsi ve tehlikeli tarafı ise “yerelde iktidar” kavramının sürüme sokularak “iktidar” algısının farklılaştırılmaya ve “iktidar” gücünün maksatlı olarak zayıflatılmaya çalışılmasıdır. Bu konuda Sayın Genel Başkanımız Devlet BAHÇELİ, son grup toplantımızda; “Yerel iktidar olduk diyenler hayal âlemindedir. Türkiye’de iktidar tektir o da cumhurbaşkanlığı kabinesidir.” diyerek gerekli uyarıyı yapmış ve son noktayı koymuştur.

İlk iki aşamada, zamanında ve yerinde yapılan müdahalelerle istedikleri algıyı oluşturmada muvaffak olamayanlar, bugünlerde, yine de üçüncü aşamayı sahnelemeden geri durmadılar. Bu aşamada görev alanlar, başta Hürriyet Gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi ve Akit TV Haber Koordinatörü Muharrem Coşkun, meşreplerine uygun bir biçimde rol almışlar ve Cumhur İttifakına olan hazımsızlıklarını açıkça beyan etmişlerdir. Sanki bu ülkede; açılım sonucu Sur’da ortaya çıkan manzaraları görmemişler; gezi olaylarının arka planlarından haberleri olmamış; 15 Temmuz işgal girişimini duymamışlar; ülkenin kaç kez uçurumun kenarından döndüğünü fark etmemişler! AK Partinin geçmişteki reformcu kimliğine atıfta bulunan Abdülkadir Selvi, küresel iklim değişikliğinden çok daha tehlikeli öneri ve imalarıyla “siyasi iklim değişikliği” talebinde bulunmuştur. Türk hükümetini ve Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ı doğrudan hedefine alan gezi olaylarıyla doğrudan ilişkili, bağımsız Türk yargısı tarafından ajanlık suçundan mahkûm olmuş Osman Kavala’nın ve diğer suçluların hapiste tutulmasının Türkiye’ye faydasının ne olacağını sorgulayacak kadar pervasızlaşmıştır. Bir sonraki adımda kimler için ne isteyebileceği potansiyelini de açıkça ortaya koymuştur.

Yerel seçim sonuçlarını bahane ederek MHP bağlantılı biçimde Cumhur ittifakını sorgulayan Akit TV Haber Koordinatörü Muharrem Coşkun’un yaptığı değerlendirmeler ise tam bir akıl tutulmasının ürünüdür. Bu zat, Cumhur İttifakının 15 Temmuz gecesi aziz milletimiz tarafın oluşturulduğunu, hükümet sisteminin kazanılan 2017 referandumuyla Cumhur İttifakı tarafından değiştirildiğini, 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ve meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakının kazandığını, 2019 yılı yerel seçimlerinde Cumhur İttifakının önemli ölçüde başarı gösterdiğini, 2023 yılında içeriden ve dışarıdan onca tazyike rağmen Cumhurbaşkanlığı ve meclis çoğunluğunu yine Cumhur İttifakının kazandığını bilmiyor mu? Elbette biliyor. TÜRKGÜN başyazarı Yıldıray Çiçek’in bu konudaki yazısı okumaya değerdir. Bu aşamada rol alanlara; “15 Temmuz gecesi meydanlarda kurduğumuz Cumhur İttifakı da son seçimlerden alnının akıyla çıkmıştır… Buradan Cumhur İttifakı olarak birlikte hareket ettiğimiz, omuz omuza beraber mücadele verdiğimiz MHP Genel Başkanı Sayın Devlet BAHÇELİ’ye ve Ülkücü kardeşlerime teşekkür ediyorum… Bir sandık sınavını daha başarıyla veren ittifakımız, Türkiye’nin bekasının teminatı olmayı sürdürecektir.” sözleriyle Sn. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dünkü  parti grubu toplantısında adeta bir cevap vererek sahnelerini kapatmıştır.

Sayın Genel Başkanımız Devlet BAHÇELİ de önceki günkü grup toplantısında; “Gelen Türk asrıdır, Türkiye ve Türk milleti 2071’de cihan ve uzay hâkimiyeti mefkûresini Allah’ın izniyle başaracaktır. Zafer sabredenlerin ve inananlarındır. Milliyetçi Hareket Partisi ile Cumhur İttifakı’nın çok güçlü bir şekilde millete hizmet yolculuğunu sürdüreceğinden herkesin emin olması başlıca arzumdur.” diyerek birçoğunun melun hevesini kursaklarında bırakmıştır.