16 Nisan 2017 tarihindeki Anayasa değişikliği paketinde yer alan hükümlerden bir kısmı, Referanduma ait resmi kesin sonuçların YSK tarafından 27 Nisan 2017 tarihli ve (30050 mükerrer sayılı)Resmi Gazetede yayımlanmasıyla, hemen yürürlüğe girdi. Bazı hükümler, 3 Kasım 2019 tarihindeki birlikte yapılacak Cumhurbaşkanı ve TBMM seçim takviminin start almasıyla, diğer bir grup hükümler ise bu seçimlerin akabinde yürürlüğe girmiş olacak.

bir ifadeyle, hükümet sistemi değişikliği öngören 21.01.2017 tarihli ve 6771 sayılı Anayasa Değişikliği Kanununun maddeleri, teknik sebeplerle kademeli şekilde ve üç aşamada yürürlüğe girecek. Kısacası, 18 maddeden oluşan anayasa değişikliği paketinde yer alan hükümlerin 1982 Anayasasının metnine işlenmesi her zamankinden daha fazla dikkat gerektiriyor. 1982 Anayasasının metnine, yeni kanunun maddelerin işlemesi esnasında ilgili maddelere ya dipnot verilmesi ya da yürürlüğe giriş zamanına göre ek metinler halinde çalışılması uygun olacaktır.

İşte, yürürlüğe girmiş olan “HSK: Hakim ve Savcılar Kurulu” maddesinin uygulama zamanı gelmiş durumda;

“Güle güle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu” denilebilir. Çünkü, HSK (eski adıyla HSYK)’nın yapısı da değişti. Bu değişikliğe göre, HSK’nın 4 üyesini cumhurbaşkanı atayacak; 7 üyeyi ise Türkiye Büyük Millet Meclisi, yapılan aday başvuruları arasından seçecek. Dolayısıyla da “Merhaba HSK” demek yanlış olmayacaktır.

TBMM, bilebildiğim kadarıyla tarihinde ilk kez yüksek yargı üyelerini atayacak. Adalet Bakanı ve onun müsteşarı HSK’nın doğal üyeleri; bunun yanında, değişikliğe göre hakim ve savcılar, Kurula, kendi aralarından doğrudan üye seçemiyor. Bu yüzden Meclisin yapacağı üye seçim sürecinin liyakat esasına ve şeffaflığa uygun şekilde yürütülmesi gerekir. HSK üyelerinin nasıl teşekkül ettiği, demokratik, bağımsız, tarafsız, adil ve hesap verebilir bir yargı sisteminin tesisi için kritik öneme sahiptir.

TBMM’deki seçim sürecinin şeffaflık, hesap verebilirlik ve liyakat ilkeleri çerçevesinde yürütülmesi: Adayların isimlerinin, göreve uygunluklarının ve mal beyanlarının seçimden önce basın ve kamuoyuyla paylaşılması düşünülmelidir. Seçim süreci boyunca, Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinin birlikte toplanmasından oluşacak “Karma Komisyon” toplantılarının da basına ve kamuoyuna açık tutulması uygun olabilir. Adayların liyakat esasına göre seçilmesini sağlayacak bir mekanizma olarak mesleki kariyerleriyle ilgili (ABD Kongresindeki “hearing” benzeri) görüşmelerin (mülakat/sorgulama) yapılması, ileride gerçekleştirilecek zorunlu İçtüzük değişikliklerine de olumlu bir altyapı sağlayabilir.

HSK üyeliği için Meclise 83 kişi başvuruda bulundu. Karma Komisyon bunlar arasından Genel Kurulda gizli oyla seçilecek 7 üyenin üç katı kadar yani 21 adayın isimlerini belirleyecek. Komisyon etabı çok önemli, “anahtar liste” eleştirilerine zemin ve imkan verilmese ne iyi olur. Burada ilklere imza atacak cesur adımların önünde hiçbir hukuki bir engel bulunmuyor. Sözün özü, TBMM, ilk defa yapılacak bu uygulamada, yüksek yargı seçimlerini yaparken yargı bağımsızlığını gözetmeli ve kamuoyunun yargıya olan güvenini arttıracak aleni bir seçim süreciyle yüreklere su serpmeli ve topluma güven telkin etmeye devam etmelidir.