Fed'in gelecek süreçte nasıl adımlar atacağına dair devam eden belirsizlikler varlık fiyatları üzerinde etkili olmayı sürdürüyor.

Fed yetkililerinin "şahin" tonlu sözle yönlendirmeleri de geçen hafta küresel piyasalarda risk iştahını düşüren önemli faktörler arasında yer aldı.

Analistler, Fed yetkililerinin "şahin" açıklamalarının pay piyasalarını baskıladığını belirterek ABD'de iş gücü piyasasının gücünü korumasına karşın açıklanan verilerden gelen karışık sinyallerin bankanın para politikasına ilişkin belirsizliklerin devam etmesine neden olduğunu söyledi.

Fed Başkanı Jerome Powell, Pensilvanya'da toplum ve iş dünyası liderleriyle yaptığı toplantıda, Fed'in "sağlıklı" bir ekonomiye odaklandığını kaydetti.

Powell, ekonominin hala salgının neden olduğu sorunlarla uğraştığınI işaret ederek hedeflerinin sürdürülebilir ve güçlü bir iş gücü piyasasını sağlamak olduğunu vurguladı.

Diğer Fed yetkililerinin açıklamaları da takip edilirken Fed'in şahin yönetim kurulu üyelerinden biri olarak bilinen Michelle Bowman, birden fazla faiz artırımı çağrısını yineledi ve faizlerin bir süre daha kısıtlayıcı düzeyde tutulmasının uygun olacağını belirtti.

Fed'in Denetimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Michael Barr da Powell'ın "faiz oranları konusunda dikkatli ilerlenmesi gerektiği" değerlendirmesine katıldığını dile getirdi.

En önemli sorunun bu yıl ek faiz artışına ihtiyaç olup olmaması değil, faiz oranlarının ne kadar süre yeterince kısıtlayıcı bir seviyede tutulması gerektiği olduğunu savunan Barr bunun biraz zaman alacağını düşündüğünü söyledi.

Cleveland Fed Başkanı Loretta Mester da "Muhtemelen bu yıl faiz oranlarını bir kez daha artırmamız ve ardından enflasyonu yakalamak için bir süre daha yüksek seviyelerde tutmamız gerekecek." dedi.

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen ise son derece güçlü bir iş gücü piyasası bağlamında kısa vadede enflasyonun düştüğünü aktararak ABD ekonomisinin görünümü konusunda "çok iyimser" olduğunu ifade etti.

Uzun vadeli faiz oranlarının yüksek olmasının bir tehdit oluşturabileceğini belirten Yellen, "Yaptığımız tahmin, faiz oranlarının daha normal seviyelere doğru yükseleceğini varsayıyor ancak özellikle son birkaç ayda sadece 10 yıllık nominal faizlerde değil, aynı zamanda reel faizlerde de oldukça önemli bir artış görüyoruz." ifadesini kullandı.

San Francisco Fed Başkanı Mary Daly, herhangi bir karar için acele etmelerine gerek olmadığını dile getirerek iş gücü ve fiyatların düşmeye devamı halinde oranları sabit tutabileceklerini aktardı. Daly, tahvil faizlerindeki yükseliş nedeniyle Fed'in ilave sıkılaştırma yapmasına gerek kalmadığını da kaydetti.

Bu arada, Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, hizmetlere yönelik güçlü talebin ve enflasyonla mücadelede kaydedilen ilerlemenin, küresel ekonomide "yumuşak iniş" şansını artırdığını ancak mali açıdan önemli risklerle karşı karşıya olunduğunu bildirdi.

Öte yandan, ABD'de Birleşik Otomotiv İşçileri Sendikasının (UAW) ülkedeki 3 otomobil üreticisine yönelik başlattığı grevin maliyetinin ilk 2 haftada 4 milyar dolara yaklaştığı belirtildi.

UAW bağlı işçiler grevi sürdürürken en büyük sağlık kuruluşlarından Kaiser Permanente'nin de 75 binden fazla çalışanı kötü iş koşulları nedeniyle greve başladı.

Hafta içinde 4,88 ile son 16 yılın en yüksek seviyesini test eden ABD 10 yıllık hazine tahvil faizi haftayı 21 baz puan artışla 4,7900 seviyesinden tamamladı.

Analistler, ABD hazine tahvil getirilerindeki keskin yükselişlerin küresel pay piyasalarında satış baskısını artırdığını belirterek yüksek tahvil faizlerinin ABD ekonomisini yavaşlatabileceği ve bu durumun da küresel ekonomiye etkileyeceğini hatırlattı.

Suudi Arabistan ve Rusya'nın temmuz itibarıyla uyguladıkları gönüllü petrol üretimi kesintilerini yıl sonuna kadar sürdüreceklerini yinelemelerine karşın dünya genelinde ekonomik aktivitedeki yavaşlama belirtileri ve ABD'de petrol stoklarının son 2 ayda ilk kez artış göstermesi petrol fiyatlarında sert düşüşe neden oldu.

Bu gelişmelerle Brent petrolün varil fiyatı, haftayı yüzde 8,73 azalışla 83,91 dolardan tamamladı.

Altının ons fiyatı ise geçen hafta yüzde 0,86 kayıpla 1.833 dolara indi.

New York borsasında pozitif seyir izlendi

ABD'de açıklanan iş gücü piyasasına ilişkin verileri sonrasında Fed'in politikalarına ilişkin soru işaretlerinin devam etmesiyle New York borsası haftayı düşüşle tamamladı.

ABD'de tarım dışı istihdam eylülde 336 bin kişi artarak beklentilerin üzerinde gerçekleşirken ABD'de işsizlik oranı ise eylülde değişmeyerek yüzde 3,8 ile Şubat 2022'den bu yana en yüksek seviyesinde kalmaya devam etti. Ortalama saatlik kazanç eylülde bir önceki ayda olduğu gibi yüzde 0,2 artarak 33,88 dolara çıktı.

Piyasa beklentileri, ortalama saatlik kazancın söz konusu dönemde yüzde 0,3 artması yönündeydi.

Ülkede, JOLTS açık iş sayısı, ağustosta bir önceki aya kıyasla 690 bin artışla 9 milyon 610 bine yükselerek piyasa beklentilerini aştı. ADP özel sektör istihdamı ise eylülde 89 bin kişiyle piyasa beklentilerinin altında artarken Ocak 2021'den bu yana en düşük istihdam artışı gerçekleşti. Eylülde yıllık ücretler ise yüzde 5,9 artarken üst üste 12'nci ayda yavaşlama gösterdi.

ABD'de ayrıca ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı 30 Eylül ile biten haftada 207 bin ile piyasa beklentilerinin altında gerçekleşti.

Analistler, ülkede iş gücü piyasasının hala gücünü korumasına karşın soğuma sinyalleri verdiğini dile getirerek işsizlik oranının hala yüksek seviyelerde olması ve ortalama saatlik kazançların beklentilerin altında artmasının Fed'in faiz artırımlarını durdurabileceğine yönelik beklentileri artırdığını söyledi.

ABD'de eylül ayı imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) 48,9'dan 49,8'e revize edildi. Endeks ağustosta 47,9 değerinde gerçekleşmişti. ABD'de ISM imalat sanayi PMI de eylülde 1,4 puan artarak 49 seviyesinde gerçekleşti.

Analistler, ABD'de açıklanan söz konusu PMI verilerindeki yükselişe karşın verilerin hala 50 seviyesinin altında olduğunu ve ekonomik aktiviteye ilişkin endişelerin devam ettiğini bildirdi.

ABD'de Tedarik Yönetim Enstitüsü (ISM) hizmet sektörü Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), eylülde aylık bazda 0,9 puan azalışla 53,6'ya gerileyerek piyasa beklentilerine paralel gerçekleşti. S&P Global'in açıkladığı eylül ayı hizmet sektörü PMI verisi de 50,2'den 50,1'e revize edildi.

Ülkede, 30 yıl vadeli mortgage (konut kredisi) için ortalama faiz oranı da geçen hafta yüzde 7,53 ile Kasım 2000'den bu zamana kadarki en yüksek seviyesine ulaştı. Mortgage başvuruları ise faizlerdeki yükselişin etkisiyle 1996'dan bu yana en düşük seviyesine indi.

ABD'de sanayi sektörünün yakın gelecekteki performansına ışık tutan fabrika siparişleri ise ağustos ayında yüzde 1,2 ile piyasa beklentilerinin üzerinde artış gösterdi.

Söz konusu gelişmelerle geçen hafta, New York borsasında haftayı Nasdaq endeksi yüzde 1,60 S&P 500 endeksi yüzde 0,78 yükselişle, Dow Jones endeksi ise yatay tamamladı.

9 Ekim ile başlayan haftada salı toptan stoklar, çarşamba Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), Fed Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantı tutanakları, perşembe Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), haftalık işsizlik başvuruları ve hazine bütçe dengesi, cuma Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi takip edilecek.

Avrupa borsalarında negatif seyir öne çıktı

Avrupa borsalarında da geçen hafta satış ağırlıklı bir seyir öne çıktı.

Analistler, enflasyon ve resesyon ikileminin en fazla hissedildiği bölgenin Avrupa olduğunu anımsatarak Avrupa ekonomisine dair artan endişelerle pay piyasalarında risk iştahının azaldığını söyledi.

Fed'in faizleri beklenenden daha uzun süre yüksek seviyelerde tutacağına dair artan endişeler pay piyasalarında satış baskısını artırdı.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, "Gelecekteki kararlarımızı üç kritere bağlı hale getirdik; enflasyon görünümü, enflasyonun altında yatan dinamikler ve para politikası aktarımının gücü." açıklamasında bulundu.

Lagarde, Banka'nın temel faiz oranlarını uzun süre boyunca koruduğunda, enflasyonun orta vadeli hedeflerine zamanında dönmesi için önemli bir katkı sağlayacağını düşündüklerini söyledi.

ECB üyelerinin de sözle yönlendirmeleri de geçen hafta öne çıktı. ECB Başkan Yardımcısı Luis de Guindos, temel amaçlarının enflasyonla mücadele etmek olduğunu vurgulayarak "Petrol ve doğal gaz fiyatlarındaki artış ve zayıflayan avronun oyun değiştirici bir faktör olduğunu söyleyemem." dedi.

Faiz indirimleri hakkında konuşmak için henüz erken olduğunu aktaran Guindos, "Tahminlerimiz enflasyonun önümüzdeki aylarda yavaşlamaya devam edeceğini işaret ediyor ancak bu süreci çok yakından takip etmemiz gerekiyor. Çünkü dezenflasyon sürecini baltalayabilecek unsurlar oldukça güçlü." ifadesini kullandı.

ECB Baş Ekonomisti Philip Lane de Avro Bölgesi enflasyonunun eylülde son 2 yılın en düşük seviyesine gerilediğini görmenin memnuniyet verici olduğunu ancak daha fazla ilerlemenin izlenmesinin gerekliliğini dile getirdi.

ECB Üyesi Peter Kazimir, faizlerin zirveye geldiğinden emin oluncaya kadar bilanço ve diğer araçları şu anda kullanmamaları gerektiğini, enflasyondaki düşüşün bir miktar uzayabileceğini ifade etti.

Avro Bölgesi'nde Üretici Fiyat Endeksi, ağustosta aylık bazda yüzde 0,6 yükselirken, aynı dönemde perakende satışlar aylık yüzde 1,2 düşüşle beklentilerin altında kaldı.

Analistler, bölge genelinde açıklanan hizmet sektörü ve bileşik PMI verilerinin beklentileri aşmasına rağmen Almanya'da hizmet sektörü PMI hariç, geri kalanın 50 seviyesinin altında kalmasının bölgede ekonomik aktiviteye dair endişelerin devam etmesine neden olduğunu bildirdi.

Almanya'da imalat sanayi PMI ise 39,6 ile beklentilerin altında kaldı. Almanya'da ayrıca ağustosta dış ticaret fazlası 16,6 milyar dolar ile beklentileri aştı. Almanya'da fabrika siparişleri ise temmuzda keskin düşüşünün ardından ağustosta yüzde 3,9 artış gösterdi.

Söz konusu gelişmelerle geçen hafta Almanya'da DAX endeksi de yüzde 1,02, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 1,05, İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 1,5 ve İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 1,49 azalış kaydetti.

Gelecek hafta, çarşamba Almanya'da Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), perşembe ECB toplantı tutanakları, cuma Avro Bölgesinde sanayi üretimi verileri takip edilecek.

Asya piyasaları satış ağırlıklı seyretti

Asya piyasalarında, geçen hafta satış ağırlıklı bir seyir öne çıktı.

Fed yetkililerinin şahin açıklamalarının ardından artan risk algısı Asya'ya da taşındı.

Japonya'da imalat sanayi PMI 48,5, Çin'de Caixin imalat sanayi PMI 50,6 ve hizmet sektörü PMI 50,2 ile tahminlerin altında kalırken bölgede ekonomik aktiviteye dair endişeler arttı. Japonya'da açıklanan verilere göre, hizmet sektörü PMI 53,8 ile beklentileri aştı.

Dolar/yen paritesi, dün 150,2'ye çıkarak son bir senenin en yüksek seviyesini test etmesinin ardından bu seviyeden düşüşe geçerek haftayı yüzde 0,2 azalışla 149,3 seviyesinden tamamladı.

Japonya Maliye Bakanı Shunichi Suzuki, döviz kurlarının piyasa tarafından belirlenmesi gerektiğini belirterek istikrarın önemli olduğunu ve hızlı hareketlerin istenmediğini de vurgulandı.

Japonya Maliye Bakanı Suzuki'nin, paritedeki söz konusu harekette herhangi bir müdahalenin olup olmadığı sorusuna ise ısrarla cevap vermemesi dikkati çekti.

Öte yandan, Dünya Bankası, Güney Asya bölgesine ilişkin büyüme beklentisini bu yıl için yüzde 5,6'dan 5,8'e çıkardı.

Japonya'da, ağustosta öncü endeks, aylık bazda yüzde 1,3 artarken ülkede aynı dönemde hane halkı harcamaları aylık yüzde 3,9 artışla beklentileri aştı.

Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 1,82, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 2,28 ve Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 2,71 değer kaybetti.

Geçen hafta tatil nedeniyle Çin piyasalarında işlem gerçekleşmedi.

Gelecek hafta salı Japonya'da dış ticaret dengesi, perşembe Japonya'da ÜFE, cuma Çin'de TÜFE, ÜFE ve dış ticaret dengesi takip edilecek.

BIST 100 endeksi geçen hafta rekor seviyeyi gördü

Yurt içinde, geçen hafta 8.562,70 puanla rekor seviyeyi gören Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, haftayı yüzde 1,56 artışla 8.464,93 puandan tamamlayarak tüm zamanların en yüksek haftalık kapanışını gerçekleştirdi.

Geçen hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonuna, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Kanunu'nun 42. maddesi gereğince Merkez Bankasının faaliyetleri hakkında bilgilendirme sunumu yapan TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan, "Yıllık enflasyonda düşüşü baz etkisiyle Mayıs 2024'ten sonra görmeye başlayacağız. 2025'te istikrar dönemi olacak ve 2026'da enflasyonu tek haneye indireceğiz." dedi.

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı, Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminini bu yıl için yüzde 2,6'dan yüzde 3,7'ye yükseltti.

Dünya Bankası da Türkiye'nin bu yıla ilişkin büyüme tahminini yükseltti. Dünya Bankası, Türkiye'nin ekonomik büyüme beklentisini yüzde 3,2'den 4,2'ye çıkardı.

Ayrıca, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), MHR Gayrimenkulün 4,30 liradan, Dofer Yapının 17,11 liradan ve Borlease Otomotivin 25,29 liradan halka arz başvurusunu onayladı.

Dolar/TL, haftayı bir önceki kapanışın yüzde 0,74 üzerinde 27,6117'den tamamladı.

Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 8.500 ve 8.600 seviyesinin direnç, 8.300 ve 8.200 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.

AA Finans Ödemeler Dengesi Beklenti Anketi'ne katılan ekonomistler, cari işlemler hesabının ağustosta 820 milyon dolar açık vermesini bekliyor.

Gelecek hafta salı işsizlik oranı ve sanayi üretimi, çarşamba ödemeler dengesi takip edilecek.

Editör: Editör Editör