Hikayesi Berrak Tüzünataç tarafından kaleme alınan "Biz Böyleyiz" filminin başrollerinde Tüzünataç'ın yanı sıra Engin Öztürk, Şebnem Bozoklu, Özge Özpirinçci, Meriç Aral, Boran Kuzum ve Hümeyra yer alıyor.

Dram ve komedi türünü bir araya getiren filmde "Efsun" karakterini canlandıran Özge Özpirinçci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Berrak Tüzünataç'la yakın arkadaş olduklarını, filmin senaryosunu okurken eleştirme ve değiştirme olanakları açısından çok büyük bir rahatlığa sahip olduğunu söyledi.

"İzlediğinizde anlayabileceğiniz bir tarz"

Özpirinçci, daha sonra hikaye üzerine Tüzünataç'la tartışmalar yaptıklarını belirterek, "Berrak, Caner Özyurtlu ve Melikşah Altuntaş bir gün otururlarken ben de setten çıkarak yanlarına gittim. Onlarla fikirlerimi paylaştım. Hatta o gün Hümeyra'yı görüntülü aradık ve 'Bir senaryomuz var, okur musun ve bu yaz bizimle bir film çekmek ister misin?' diye kendisiyle küçük küçük flörtleştik. Sonrasında da aramıza Hümeyra katıldı." dedi.

Filmi izledikten sonra çok etkilendiğinin altını çizen Özpirinçci, şöyle devam etti:

"Çekildiği yerleri, sahnelerin çekim şeklini ve her şeyi bilmeme rağmen, (filmi izlerken) sinirlendiğim yerler oldu. İzleyicinin de filmi izlerken hiçbir şey bilmeden organik olarak yaşayacağı duyguların hepsini ben de yaşadım. Bunda da Caner'in çok büyük bir başarısı olduğunu düşünüyorum. Bence ortaya çok güzel bir iş çıkardı. İzlediğinizde anlayabileceğiniz bir tarz aslında..."

Özpirinçci, çekimleri İzmir Çeşme'de gerçekleştirilen "Biz Böyleyiz"in hikayede ele aldıkları temalara işaret ederek, "Seçilmiş arkadaşlar ya da arkadaş gruplarının neden bir arada olduğunu bilmeden uzun bir süre vakit geçirdikten sonra neden dağıldı? Dağılmak değil de hayat, iş güç araya girdi mi? Neden mesafelerin bir anda büyüdüğü, insanın yaşadıklarından çok, yaşayamadıklarının hayatını şekillendirmesi, içimizde kalan şeyler... Seyirciler tüm bunları bu filmde görecekler ve bunları gerçek hayatta da birbirini çok seven 7 insanın anlatım şekliyle görecekler." diye konuştu.

"Her izleyici hikayenin farklı bir yönünden etkilenebilecek"

Kendi isteğiyle aldığı "Efsun" karakterini anlatan Özge Özpirinçci, şunları kaydetti:

"Efsun, bugüne kadar oynamadığım karakterlerden bir tanesiydi ve çok daha rahat edeceğimi düşündüm onu oynayarak. Herhalde filmde en az konuşanlardan biriyim ve oyunculuk anlamında durmayı özlediğimi farkettim. Bir sahnenin içerisinde her zaman lokomotif olmak değil de arkadaki yük vagonu olmak istedim. Negatif manada demiyorum. Sadece birinin önderliğinde bir yol almak istedim. Keza her sahnenin lideri farklı oldu. O yüzden bu durum çok güzel bir şey."

Engin Öztürk de senaryoyu okumadan önce kimlerle birlikte oynayacağını bildiğini anlatarak, "Dolayısıyla film orada yüzde 50 bende tamamdı zaten. Senaryoyu okuduktan sonra da hikayenin çok gerçek oluşu beni etkiledi." dedi.

Filmin dram ve komedi türünü bir araya getirdiğine dikkati çeken Öztürk, her izleyicinin hikayenin farklı bir yönünden etkilenebileceğini, bugüne kadar canlandırdığı karakterlerden daha farklı bir karakter canlandırdığını sözlerine ekledi.

"Hümeyra şahane bir insan"

Boran Kuzum ise filmde canlandırdığı "Emrah" karakterine değinerek, şöyle konuştu:

"Emrah karakteri ilk yazıldığında 15 yaşında ergen bir çocuktu ve ekibim o kadar istedi ki karakteri biraz değiştirdik. Emrah hayatındaki bütün problemleri, duygusal tarafını göstermeyi red ederek, espri ve şakayla maskeleyen genç bir adam. Bunu bir şekilde kendine savunma mekanizması olarak geliştirmiş ve problemlerinden böyle uzaklaştığını düşünüyor. Ama bunun da bir kırılma noktası var. Bazı aileler vardır ya doğduğun değil, seçtiğin... Emrah için de tekrar bu arkadaş grubunun bir araya gelmesi, böyle bir şeye vesile oluyor."

Sette duygu yoğunluğu yüksek anlar yaşadıklarını aktaran Boran Kuzum, "Ağlamamamız gereken sahnelerde ağlamamızı tutmamız gerekti. Hümeyra'nın da filmde olması başlıca etkenlerden biriydi. Şahane bir insan ve her sahneyi çok anlamlı oynadı. Hepimizi de çok etkiledi. Umarım bizde bıraktığı hisler gibi, seyircide de aynı hisleri bırakır." şeklinde konuştu.

Avşar Film ve AC Film'in yapımcılığını üstlendiği yapımın senaryo uyarlaması, aynı zamanda yönetmen koltuğuna oturan Caner Özyurtlu tarafından gerçekleştirildi.

Yıllar sonra yeniden bir araya gelen bir arkadaş grubu konu edinen filmin hikayesi özetle şöyle:

"Çocukluk ve gençlik dönemlerini birlikte geçiren bir grup arkadaş, yetişkinliğe geçmeleriyle birlikte farklı yönlere savrulur. Hayatta en değer verdikleri kişi olan Nezihe'nin rahatsızlandığını öğrendiklerinde büyük bir üzüntüye kapılırlar. Bu süreçte Nezihe'nin yanında olmak isteyen ekip, İstanbul'dan Nezihe'nin İzmir'deki evine gider. Birbirlerinden tamamen farklı karakterlere sahip olan arkadaşlar, bu vesileyle birkaç günlüğüne bir arada kalmak zorunda kalır. Bu süreç, sürpriz gelişmelerin ve geçmişe yönelik hesaplaşmaların yaşanmasına neden olur."