Antalya’da düzenlenen Narkotik Suçlarla Mücadele Değerlendirme Toplantısına katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, uyuşturucu operasyonlarının sabaha karşı yapılmaması gerektiğinin altını çizerek, "Gündüz milletin gözü önünde yapalım. Gece yapıyoruz uyuşturucu operasyonlarını çok anlatamıyoruz. Gündüz basalım, alalım. Gündüzün gözünde Türk polisinin, jandarmasının nasıl mücadele ettiğini herkese aleni bir şekilde ortaya koyalım. Bunu bütün Türkiye’ye aynı şekilde yayalım" dedi.
Narkotik Suçlarla Mücadele Değerlendirme Toplantısı, Antalya’nın Belek Turizm Merkezi’ndeki bir otelde başladı.
Bakan Soylu, 2017’ de madde bağlantılı ölümlerde 941 görüldüğünde tamda bir aile babası hassasiyetiyle, ne gerekiyorsa yapılması noktasında kendilerini talimatlandıran, fiziki imkanlar ve mevzuat açısından her türlü desteği veren bu konudaki mücadelede kendilerini motive eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını ileterek sözlerine başladı.
Geçen kasım ayında Balıkesir’de uyuşturucu satıcılarını takip ederken açılan ateş sonucu 30 yaşında şehit düşen 3 yaşında bir kız çocuğu babası Abdulkadir Güngör’e ve bu davada fedai can eden tüm şehit ve mesai arkadaşlarına, onların ailelerine başsağlığı ve rahmet dileyen Soylu, “ Onlar sadece şehit olmadılar bize istikamet, strateji, adanmışlığın, görev sadakatinin, ehliyetin vatan sevgisinin ne olduğunu çizdiler. Bu çizginin gerisine düşemeyiz. Birileri sulandırmak isteyebilir, birileri cehaletleri ve art niyetleriyle beraber bu işi başka bir mecraya malzeme yapmak isteyebilir ama biz o akıntıya katılamayız yalpalayamayız. Bu sadece şehitlerin varlığın itibari ile de değil tehlikenin büyüklüğü itibariyle de böyledir. Dünyanın geçirdiği değişim ve o değişimin bize etkilerine vurgu yapıyoruz. Küresel gelişmelerin doğrudan temas ettiği coğrafyada yaşıyoruz artık hiçbir sorun ülkelerin kendisine ait değildir, her başkentin yaşadığı her küçük bölgenin yaşadığı sorun dünyada ilk önce komşuları başta olmak üzere coğrafyası, başta olmak üzere dünyaya temas eden bir sorunsa maliyet oluşturan bir süreçtir. Kaynağı kendi coğrafyası zannettiğimiz meselinin binlerce kilometre öteden beslendiğine hepimiz şahidiz. Her şey bir zincir gibi birbirine bağlı. Yerel sorunların uluslararası boyutu var” ifadelerine yer verdi.
"KÜRESEL SORUN"
Uyuşturucu meselesinin tamda küresel bir mesele olduğunun altını çizen Bakan Süleyman Soylu, bir ayağında terör olan, bir ayağında kaçak göç olan, bir ayağında organize suç ve sınır aşan suçlar olan, dünyanın doğusundaki istikrarsızlık olan, bir ayağında ise Afganistan’da ise batının yaptıkları olan, bir ayağında da batının gelişmiş teknolojisi ve çürümüş toplumsal yapısı olan bir ayağında tıpkı madde bağımlılığı gibi maddi bağımlılığı para bağımlılığı olan, bir küresel sorunlar yumağının tamamı küresel uyuşturucu meselenin göbeğinde olduğunu belirtti.
Bakan Süleyman Soylu, bugün yakalanan alelade bir torbacının bile hangi küresel ağım bir taşıyışı olduğunu görmeden bu sorunun çözmenin mümkün olmadığını kaydetti.
"UYUŞTURUCU MADDE KULANIM ORANINDA ARTIŞ"
Durumun ciddi olduğunu dile getiren Soylu, “Sizler bu işin vehametini herkesten iyi biliyorsunuz. Yaşıyorsunuz. Öyle hikayelerle ile karşılaşıyorsunuz ki nasıl bir durumla karşı karşıya kaldığımızı bazen hayret ederek bazen vicdanınız sızlayarak, bazen insanlığın düştüğü bu durumu lanetleyerek şahit oluyorsunuz. Bunları yaşıyorsunuz. Uyuşturucu konusunda dünyada 2 sahada da hem kullanım hem de üretim alanında dünyanın rakamlarında çok ciddi yükseliş var. Bileşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisinin geçen haziran ayında yayınladığı dünya uyuşturucu raporuna göre 2019 yılında dünya çapında 15- 64 yaş aralığında 275 milyon kişi hayatında bir kez uyuşturucu kullanmış. Oysa bu rakam 2010 yılında 226 milyondu. Yani yüzde 21, 6’lık bir artış, 49 milyon kişi, 2010 ile 2019 arasında tespit edilebilen yeni başlamış. Aynı dönemde dünyanın tüm nüfusundaki artış yüzde 10,8 olmuş” ifadelerine yer verdi.
"SENTETİK MADDE ÜRETİLMEYE BAŞLANDI"
1990’lardan sonra sentetik uyuşturucu maddeler üretilmeye başlandığını aktaran Bakan Süleyman Soylu, “Avrupa uyuşturucu ve uyuşturucu bağımlılığı izleme merkezi verilerine göre AB erken uyarı sistemine her hafta yeni bir madde ekleniyor. 2019 yılında izlediği 790 pisikoaktif maddenin, 53’ü ilk kez 2019’da tespit edilmiş. 2001 yılında afyon üretimini yasaklayan ve 185 tona çeken Afganistan’da ABD müdahalesi sonrası 2017’de 9 bin ton ile üretim rekoru kırıldı. O tarihten bu güne kadar 6 bin tonun altına hiç inmedi. Geçen yılı da 6 bin 800 ton ile kapattılar. İşin şekli hızla değişiyor. Vaktimiz yok. Amerika’nın Afganistan’ı işgalinden sonra ortaya çıkan gelişme sadece Afganistan’daki uyuşturucu üretim miktarını arttırmadı, sadece Afganistan’ı savaş cenderesi içine sokmadı aynı zamanda bütün dünyaya orada ABD’nin ortaya koyduğu süreç başarısızlıklarının ve beceriksizliklerinin maliyetini yansıttı" diye konuştu.
"TERÖR ÖRGÜTÜ ZAYIFLIYOR"
Bir başka tehlikenin bu işin içindeki aktörler olduğunu işaret eden Bakan Soylu, “DEAŞ’tan PKK’ya kadar tamamen bu işin içindedir. Terörün finansmanı için uyuşturucu, uyuşturucu geliri için terör örgütü. Birbiriyle ilişki kurmuş, birbirinden beslenen bir anlayış söz konusudur. PKK şu an Avrupa ile ilişkilerinde tam bir uyuşturucu ticareti örgütüdür Avrupa uyuşturucu piyasasının neredeyse tamamına hakimdir. Maalesef Avrupa’nın bu konuyu hakkaniyetle takip etmeye çalışan yöneticileri olduğu kadar, PKK’ya hamilik yapan hem insan ticareti konusunda hem de uyuşturucu ticareti konusunda Avrupa’da ciddi bir şekilde örgütlenmesine ses çıkarmayan sadece kendi sorunlarını doğuyu yıkabilmek için onların ekonomik olarak güçlenmesini isteyen sapkın bir zihniyetin olduğunu altını çizerek ifade etmek isterim. Avrupalı dostlarımız bizim kırmızı bültenle aradığımız PKK’lılara oturma izni verirken, toplantı ve gösterilerine terör örgütünün flamalarıyla kolaylık sağlarken, örgütün bu uyuşturucu yüzünü kendilerinin bir maliyeti olarak kabul ediyorlar. Uyuşturucu ile mücadelede başarı kazandıkça terör örgütü zayıflıyor terör örgütü operasyonları arttıkça uyuşturucu sevkiyatları azalıyor sınır kontrollerini güçlü şekilde gerçekleştirdikçe örgütün ve uyuşturucu kaçakçılarının evet darbe sayısını arttırıyor ve önemli bir süreci hep berabere yönetiyoruz” açıklamasını yaptı.
"SINIRLARIMIZDA BLOKLADIK"
Uyuşturucunun yakalandığı bölgeler hakkında bilgiler veren Soylu, “Yüzde 30’u Ağrıda, Hakkari’de ve Van’da yakalanırken yüzde 70’i ancak batı illerimizde yakalanırken iş tersine dönmüş uyuşturucuyu sokar sokmaz sınır illerimizde yüzde 70’ini yakalayabilir duruma geldik. Yani uyuşturucunun doğudan batıya sevkini engelleyebilecek tam da terör örgütün damarlarını ortadan kesebilecek bir anlayışı gerçekleştirdik. Jandarma, emniyet, teknik kabiliyetlerimizin bu konuya eğilmemizin ortaya koyduğumuz sürecin çok büyük bir önemi vardır. Bu tarihi bir başadır. Uyuşturucu ile mücadelede en önemli temel başarı hem yakalama oranının ciddi şekilde yükseltilmesi ama ülkenin içine sevk edilmeden sınır illerinde bloklanmasıdır. Uyuşturucuya bağlı ölüm sayılarının 3’de 1’inin altına düşebilmesini Türkiye’de temin etmektir” dedi.
Soylu, küresel bir sorun olan uyuşturucuya ülkelerin bu soruna yaklaşma tarzlarında coğrafi, jeopolitik ve siyasi pozisyonları nedenleriyle farklılıklar olduğunu belirtti.
"GENÇLERİMİZİ ATEŞE ATAMAYIZ"
Bazı Avrupa ülkelerinin uyuşturucuyu sağlık sorunu, bazılarının da kişisel tercih olarak görmesini eleştiren Bakan Soylu, “Bazı Avrupa ülkeleri belli miktarda serbest bırakıyor. Kimisi narkoshoplar açıyor, kimisi ücretsiz şırınga dağıtıyor. Hiç kusura bakmasınlar onlar kendi gençlerine narkoshoplar açarak, şırınga dağıtarak ateşe atabilirler. Biz böyle bir yolu tercih edemeyiz. Pandemiden geçiyoruz, onlar yaşlılarını ölüme terkettiler. Bilerek isteyerek. Biz yaşlılarımıza vefa sosyal destek hattıyla maaşının ödenmesinden ilacına kadar market alışverişine kadar büyüklerimizin emrinde olduk. Biz başka bir medeniyetin çocuklarıyız. Biz 18 yaşına gelince çocuğunu kapı dışı eden millet değiliz. Anne ve babasını huzur evlerine terk eden bir millet de değiliz. Hiçbir gencin uyuşturucu komasına girmesine gönlümüz razı değildir. Öyle olsaydı Ege’de, Akdeniz’de başka ülkelere giden uyuşturucuları yakalamak için bir çok zahmete girmezdik” dedi.
"OYALANACAK VAKTİMİZ YOK"
Uyuşturucu operasyonlarının bedava olmadığını ifade eden Bakan Soylu, “Yüksek maliyetli, yüksek zahmetli ve riskli işler. Meclis kürsüsünden televizyon ekranlarından tartışma programlarından akıl verenimiz çok oldu. Bu teşkilat sahada mücadeleyi veren evlatlar geçen yıl çok büyük haksızlıklara uğradılar. Yalan yanlış bilgiler tercümelerle siyasi ergenlerin ortaya attığı iftiralara uğradılar. Ne olursa olsun yılmadık yalpalamadık, motivasyonumuz yüksek tuttuk başarı çizgimizi düşürmedik tam tersi yükselttik. Uyuşturucu işinin vehameti, bize böyle bir izin vermemektedir. ‘Depresyona gireceğim ama zamanım yok derler ya’ şaka yolu. Bizim hakikaten kimsenin iftirasına, bizi kimsenin oyalayabilecek sözlerine ayıracak vaktimiz yok. Biz işimize bakmakla mükellefiz ve sorumluyuz” diye konuştu.
"PARA KAYNAĞINI KURUTTUNUZ"
Bakan Soylu, uyuşturucu meselesinin hem gelecekleri hem de bir güvenlik sorunun olduğunun altını çizdi.
Uyuşturucunun PKK terör örgütünün en önemli finans kaynağı olduğunu belirten Bakan Soylu, “Onların para kaynağını kestiniz, kuruttunuz, aç bıraktınız. En önemlisi uyuşturucu üzerinden para temin ettikleri için Amerika ve Avrupa’nın bazı ülkeleri de gölgede terör örgütlerine yardım ediyorlardı, şimdi kendi bütçelerini açık etmek zorunda kaldılar. Çocukken her şeyi batıya sevk ediyorsunuz. Bir şey oluyor bunu batı yaptı. Bu 3. dünya ülkelerin tavrıdır. Kompleksi ülkelerin tavrıdır diye biz bunu ifade ederken geçmişte de 1960 darbesi batının operasyonudur, Türkiye’nin büyümesi gelişmesi ve zenginleşmesi için her adım attığımda engelleyen klasik solcular ‘hayır derler aynı değerlendirmeyi ortaya koyarlar memleket yönetmeyi bilmedikleri için hep bizi suçlayan batıya kabahat buluyorsunuz kendi yönetim eksikliğini gidermeye çalışıyorsunuz diye. Gözünüz görüyor mu şuan batının ne yaptığını. PYD’yi PKK’yı nasıl desteklediğini. Gözünüz görüyor mu şimdi batının ne yaptığını? Afganistan’ı nasıl çoraklığa çevirdiğini, orada uyuşturucuyu nasıl yetiştirildiğini dünyaya sevk ettiğini oradaki çocuklar umurlarında bile değil. Uçağı kaldırırken altında kim düşecek kim düşmeyecek umurunda değil bir askerinin başına bir şey gelse dünyada kıyameti koparacak kadar bir anlayışı sergiliyorlar. Akıl vermeyi bilirler yukarı özgürlükler vahası oluşturmayı bilirler. İnsanlıktan payların almış değiller. Güzel kıyafetleri ile her şeyin çözülebileceğini, kişi başı gelir seviyelerinin yükselmesiyle dünyaya hakim olabileceklerini düşünebilirler. Problemler ve insan umurlarında değildir. Bizim insanlık umurumuzda” açıklamasını yaptı.
Türkiye’nin uyuşturucu meselesinde coğrafi konum dolayısıyla riski yüksek bir konumda olduğunun altını çizerek, doğudan gelen doğal uyuşturucunun Avrupa’ya Avrupa’da üretilen sentetik maddenin doğuya transferinde geçiş noktası olduğunu bildirdi.
"SERT GİRDİK"
Küresel ölçekli yakalamalarda Türkiye’nin önde gelen ülkelerden olduğunu kaydeden Bakan Soylu, “2019’ da tüm dünyada yakalanan eroinin yüzde 21’ini, Avrupa’nın tamamında yakalanan ectacynin 1.9 katını biz yakaladık. 2017’de uyuşturucu madde bağlantılı ölüm sayısı 941’e çıkmıştı. 300’lerden 6 yılda 941’e çıktığını görünce o grafikle birlikte cumhurbaşkanımıza gittim. Durumu anlattım. O tarihlerde veliler okulların önündeki uyuşturucu satıcılarından şikayetçiydi. Her gün meydanlarda yerde kıvranan uyuşturucu bağımlıların fotoğrafları milletin vicdanını zorluyordu. Türkiye’yi kimyasal uyuşturucu transfer merkezi ve ülkemizi kimyasal uyuşturucu ile ilgili batıdan gelen hedef merkezi haline getirmeye çalışıyorlardı. Hem transfer edeceklerdi hem de çocuklarımızı uyuşturucuyla karşı karşıya bırakacaklardı. Öyle sert girdik ki bugün meydanlarda o fotoğrafı görüyor değiliz. Uyuşturucu neredeyse satıcısı neredeyse yılmadan yorulmadan pes etmeden bir tanesini bile sahada bırakmadan mücadelemize devam ediyoruz. Sahaya sıkı şekilde bastık” dedi.
"ÖLÜMLERDE DÜŞÜŞ"
İlk önce 941 sayısını, 657’ye sonra uyuşturucuya bağlı ölümleri 342’ye sonrada hep birlikte 314’e indirdiklerinin altını çizen Bakan Soylu, 2021 sayısının ise halen 190’larda olduğunu ve gelecek rakamının 2020 sayısının gerisinde kalacağını kaydetti. 2016’da 88 bin uyuşturucu operasyonu gerçekleştirdiklerini hatırlatan Bakan Soylu, 2021 sonu jandarma, polis, 217 bine neredeyse 3 katına çıkardığını vurguladı.
"2021’DE 283 BİN ŞÜPHELİYE İŞLEM YAPTIK"
2016’ da yıllık 7 bin 641 tutuklama gerçekleşirken bunu sürekli arttırdıklarını dile getiren Bakan Süleyman Soylu, “Gizli soruşturmacı meselesi can simidimiz oldu. 2021 yılı itibariyle bu 7 bine varmayan rakamı, 26 bin 788 tutukluya tüm zamanların en yüksek yıllık tutuklama sayısına ulaştık. Bu kolay bir iş değildir. Halen cezaevlerinde uyuşturucu suçundan 100 binin üzerinde kişi bulunmaktadır. Bu 15 Temmuz tarihinde 35- 36 bin civarındaydı. Bu mücadele bu kadar sert ve doğru bir şekilde gerçekleşmemiş olsaydı bugün vah halimize. 2017’de 176 bin şüpheliye işlem yapıyorduk. 2021 yılında toplam 283 bin şüpheliye gözaltı işlemi yaptık. Bu meselenin her yerine müdahale ettik. Cumhuriyet tarihinin rekor yakalamalarını yaptık. Uyuşturucu yakalaması bizim çocukluğumuzda gram ve kilo ile verilirdi. Dünyanın bu umursamazlığı ile mücadele ediyoruz”ifadelerine yer verdi.
"REKOR RAKAMLAR"
2021 yılında yakalanan uyuşturucu madde miktarları hakkında da bilgiler veren Bakan Soylu, “22 ton 234 kilogram eroin bu cumhuriyet tarihin rekorudur, 2 ton 841 kilogram kokain, bu da rekor, 5 ton 518 kilogram metamfetamin bu da cumhuriyet tarihinin rekorudur, 8 milyon 454 bin 308 adet sentetik ecza buda rekordur, 70 milyon kök kenevir yakaladık. Uyuşturucu tacirlerine nefes aldırmamaya çalıştık” dedi.
"GÜNDÜZ OPERASYON YAPIN"
Uyuşturucu operasyonlarının sabaha karşı yapılmaması gerektiğinin altını çizen Bakan Soylu, "Uyuşturucu operasyonlarını gündüz milletin gözü önünde operasyon yapalım. Gece yapıyoruz çok anlatamıyoruz. Gündüz basalım, alalım. Gündüzün gözünde Türk polisinin, jandarmasının nasıl mücadele ettiğini herkese aleni bir şekilde ortaya koyalım. Bunu bütün Türkiye’ye aynı şekilde yayalım" diye konuştu.
"TEK SATICI KALINCAYA KADAR MÜCADELE"
Adalet Bakanlığıyla ilgili ortaya koydukları bir çalışma hakkında da bilgiler aktaran Bakan Soylu şöyle konuştu: “İlk kez Türkiye’de uyuşturucudan suç gelirleri operasyonları gerçekleştirdik, gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Ülkemiz milletimiz hiç merak etmesin. Nasıl terörde büyük bir mücadele ortaya koyuyorsak bir tek terörist kalıncaya kadar bu mücadelemizi devam ettireceksek uyuşturucu ile mücadelede de aynı anlayışı kararlığı devam ettireceğiz.”
"UYUŞTURUCU KULLANIM YERLERİ"
Bakan Soylu, uyuşturucunun en çok kullanıldığı yerlerin yüzde 48’ile kendi evi, yüzde 27’ ile metruk binalar, ondan sonra da araçlar parklar sıralandığını kaydeden Bakan Soylu, “Ne yaptık kendi evinde kullananı sorduk ailen var mı diye. Yüzde 80’ in üzerinde ailesiyle birlikte yaşıyor. En iyi narkotik polisi anne projesini bunun için başlattık. Türkiye genelinde tespit ettiğimiz 109 bin 114 metruk binanın 74 bin 28’ini yıktık, 11 bin 562’sini rehabilite ettik. Diğerleriyle ilgili de işlemler devam ediyor”dedi.
"UYUŞTURUCU SATICILARININ AYAĞINI KIRIN"
Soylu, uyuşturucuyla mücadelede tamamen veriye dayalı, bilimsel yöntemlerle çalıştıklarına dikkati çekerek, "Uyuşturucu satıcılarına önemli bir darbe vurduk. Bu yıl uyuşturucu satıcılarını sahada hareketsiz bırakmalıyız. Bizi eleştirdiler biliyorsunuz. ‘Uyuşturucu satıcılarının ayağını kırın’ demiştim. İyi onlar çocuklarımızı zehirlesinler biz de öküzün trene baktığı gibi bakalım. Böyle bir şey olabilir mi? Bu söylediğim söz sonrası 941 ölüm 314’e düştü, cumhuriyet tarihinin en büyük yakalamalarını yaptık" diye konuştu.
"SENTETİK ECZA MESELESİ"
Metamfetaminin bu yıl birinci derecede riskleri olduğunu dile getiren Soylu, "Bunu sahaya yaymak, çoğaltmak suretiyle çocuklarımızı zehirlemek istiyorlar. Bunun satıcısı, dağıtıcısı her kim varsa biçmek zorundayız. İkinci riskimiz genetiği değiştirilmiş esrar olarak nitelendirdiğimiz skunk. Doğu ve Güneydoğu’da kök kenevirin yerini almaya başladı. Buna hayat hakkı vermemeliyiz. Yani bu konuda da organizatörleri ve suçluları nerede buluyorsak gereğini yerine getirmeliyiz. En önemli meselelerden bir tanesi sentetik ecza meselesi. Biz sahaya bastıkça onlar gidip eczaneleri tehdit edip bir takım ilaçları illegal bir şekilde temin etmeye çalışıyorlar. Buna imkan vermemeliyiz. Bütün bunlarla birlikte en önemli riskler eroin, esrar ve uyuşturucu sentetik haplar. Bütün bunlarla mücadele etmek bizim sorumluluğumuzdur" diyerek sözlerini tamamladı.
(İsa Akar-Akif Yılmaz / İHA)