Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamada, AP'nin, son raporunda da devam ettirdiği yanlı tutumunun, Kıbrıs Türk tarafının Avrupa Birliği'nin (AB) Kıbrıs konusuyla ilgili herhangi bir olası süreçte yer almaması gerektiğini ortaya koyan pozisyonun bir teyidi niteliğinde olduğu yer aldı.

Açıklamada, "AP'nin 2021 yılı Türkiye raporunun Kıbrıs'a dair bölümünde yer alan kabul edilmez ifadeler, üyelik dayanışması kisvesini aşmış ve Rum resmi tezlerinin derç edildiği bir dokümana dönüşmüştür." ifadelerine yer verildi.

Parlamento tarafından görevlendirilen raportörün, Rum resminin tezlerini hem Ada'daki hem de bölgedeki gerçekleri görmezden gelerek birebir bu rapora aktardığı kaydedilen açıklamada, "AB de dahil, ilgili taraflar bilmelidir ki, KKTC en az Kıbrıs Rum tarafı kadar egemendir ve bu müktesep hakkından hiçbir hal ve şartta vazgeçmeyecektir. Raporda yer alan genele şamil, yanlı ve Kıbrıslı Türkleri yok sayan ifadeler, gelinen aşamada AB kurumlarının Adamıza dair zaman aşımına uğramış vizyonunun yeni bir ifşaatıdır." ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, bahse konu raporun, Kıbrıs konusunun çözümüne ilişkin bölümünde yer alan ifadelerin halihazırda BM Genel Sekreteri'nin inisiyatifiyle devam ettirilen süreçten dahi bihaber olunduğunu ibret verici şekilde gözler önüne serdiği de vurgulandı.

Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, "Sayın Cumhurbaşkanımız, göreve gelmesiyle yeni bir vizyon ortaya koymuş, başarısızlığı defaten kanıtlanmış ve tüketilmiş zeminin Kıbrıs Türk tarafı için geçerli olmadığının altını çizmiş ve resmi müzakerelere geçilebilmesi için iki devletin egemen eşitliğinin ve eşit uluslararası statümüzün kabul edilmesinin gerekliliğini bu vizyon çerçevesinde ileriye götürmektedir." ifadeleri de yer aldı.

"Rapor, AP'nin Ada'daki gerçeklerden kopuk bir değerlendirme yaptığını ifşa etmektedir"

Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada da AP'de kabul edilen 2021 Türkiye raporunun, önceki raporlarda olduğu gibi Kıbrıs Türk halkının haklarını inkar eden talihsiz bir anlayışı yansıttığını görmekten esef duymakta olunduğu belirtildi.

Açıklamada, "Kıbrıs sorununa 'siyasi eşitliği temel alan iki-toplumlu, iki-bölgeli bir federasyon' çerçevesinde çözüm bulunması yönündeki görüşe raporda yeniden yer verilmesi, AB'nin adadaki gerçekleri halen görmezden geldiğinin bir göstergesidir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) amacı Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC'nin AB nezdinde itibarını mesnetsiz iddialarla zedelemektir. AP ve diğer AB kurumlarının Rum tarafının ve Yunanistan’ın kötü niyetli politikalarına alet olmaktan vazgeçmesini ümit ediyoruz. Söz konusu raporda Türkiye'ye, 'Kıbrıs'ta iki devletli çözüm önerisinden vazgeçmesine' yönelik yapılan çağrı, AP'nin Ada'daki gerçeklerden kopuk bir değerlendirme yaptığını ifşa etmektedir. " ifadeleri kullanıldı.

Anılan yeni politikamızın KKTC tarafından tasarlandığı ve ana vatan Türkiye tarafından desteklendiği vurgulanan açıklamada, Kıbrıs Türk halkını izolasyona maruz bırakan Rum tarafına ise konfor alanı sunan statükonun başlıca sorumlularından olan AB ve kurumlarının Kıbrıs konusunda yorumda bulunmasının hiçbir ahlaki hükmünün bulunmadığına değinildi.

Açıklamada, "Raporda Kapalı Maraş'a atfen yer alan asılsız iddialar da GKRY'nin bu konuda yine uluslararası kamuoyunu yanıltmaya çalıştığını göstermektedir. Bu bağlamda, Kapalı Maraş'ın KKTC toprağı olduğunu ve Kapalı Maraş ile ilgili yetkinin de KKTC hükümetine ait olduğunu bir kez daha hatırlatmak isteriz." ifadeleri yer aldı.