Karaköy'de başörtülü üniversite öğrencisine saldırdığı gerekçesiyle Semahat Yolcu'ya verilen "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" yönelik kararın ağır ceza mahkemesince kaldırılmasının ardından yeniden görülen davada, cumhuriyet savcısı sanığın 11 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.

İstanbul 60. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuksuz sanık Semahat Yolcu, müşteki avukatları ve Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) avukatları katıldı.

Sanık Yolcu'ya, "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına" yönelik İstanbul 38. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararı okunarak savunması soruldu.

Kimlik tespitinde emekli gıda mühendisi olduğunu ifade eden Sanık Yolcu, şu anda ilaç kullandığını anlattı. Yolcu, "Bilinçsizce kendi kendime söyleniyordum. Sanatçı olduğum için kafamda triad yazmışım. Yanlış anlaşılmalar oldu. Bu nedenle başka bir mahkemede de yargılanıyorum. Bu dosyada da aynı şekilde oldu. Biraz fazlaya kaçmış olabilirim. İlk defa böyle bir şey yaşadım. İlaç kullanmaya başlayınca düzeldim. Özür diliyorum, bana yakışan bir davranış değildi. Psikolojik çöküş yaşadım. Böyle bir davranışı tasvip etmiyorum. Tekrar özür dilerim." diye konuştu.

Müşteki avukatları Ümit Kudbay ve Nihal Yıldız, sanığın pişmanlık ifade edebilecek herhangi bir savunma yapmadığını belirterek, tekrar suç işlemeyeceği kanaatine varılamayacağından cezalandırılmasını ve bu cezanın ertelenmemesini istediler.

Duruşmada, davanın esasına ilişkin mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, sanığın "halkı kin ve düşmanlığa tahrik", "inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme", "hakaret", "tehdit" ve "kasten yaralama" suçlarından 3 yıl 2 ay 15 günden 11 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.

Müşteki avukatları da mütalaa doğrultusunda ceza verilmesini istedi. Sanık avukatı da söz alarak, mütalaaya karşı savunma yapmak için süre talep etti.

Mahkeme, şikayet hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan usulüne uygun davetiye gönderilmesine rağmen duruşmaya gelmeyen müştekiler hakkında zorla getirilme kararı çıkarılmasına hükmetti. Mahkeme, mütalaaya ilişkin taraflara savunmalarını hazırlamaları için süre vererek duruşmayı erteledi.

Duruşması sonrası adliye önünde toplanan KADEM'in avukatları açıklama yaparak, sanığın "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçundan emsal bir kararla cezalandırılmasını istediklerini söyledi.

İddianame ve davanın geçmişi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 15 Kasım 2019'da, müştekiler Feyza Yerlikaya ile Gamze İnce'nin, Kemeraltı Caddesi'nde Selanik Pasajı civarında yürüdükleri sırada sanık Semahat Yolcu'nun, Feyza Yerlikaya'nın başörtüsünü eliyle açmaya çalıştığı, sol omuz kısmına vurduğu belirtilmişti.

Sanığın, müştekilere yönelik hakaret ve küfür ettiği, tehdit içeren beyanlarda bulunduğu ifade edilen iddianamede, müştekilerin müracaatı üzerine soruşturma başlatıldığı kaydedilmişti.

İddianamede, sanık Yolcu'nun ''halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme'', ''hakaret'', ''tehdit'' ve ''kasten yaralama'' suçlarından 4 yıl 8 aydan 12 yıl 8 aya kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.

Yargılamayı yapan İstanbul 60. Asliye Ceza Mahkemesi 21 Şubat'ta görülen karar duruşmasında, sanık Semahat Yolcu'nun, iki müdahile karşı "yaralama" suçundan 3 ay 10 gün, zincirleme şekilde "tehdit" suçundan 6 ay 7 gün, "hakaret" suçundan 1 yıl 2 ay 7 gün ve "inanç, düşünce kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme" suçundan da 10 ay olmak üzere toplam 2 yıl 9 ay 24 gün hapisle cezalandırılmasına hükmetmişti.

Mahkeme, sanığa verilen hapis cezası hükmünün açıklanmasını, 5 yıllık denetim şartıyla geri bırakmıştı.

Ağır Ceza Mahkemesi "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kararını kaldırmıştı

Müdahil avukatlarının karara itiraz etmesi üzerine, dosya İstanbul 38. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti.

İtirazı değerlendiren Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin kararında, İstanbul 60. Asliye Ceza Mahkemesinin koşullar oluştuğu gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar verdiği ancak sanığın 2018 yılında da benzer bir eylemde bulunduğu ve bu konuyla ile ilgili yargılamanın devam ettiği anlatılarak, şu ifadeler kullanılmıştı:

"Gerek sanığın pişmanlık ifadesi içermeyen savunması ve gerekse hakkında benzer bir olay sebebiyle yürütülen kovuşturmaya rağmen yeniden suç işlemesi gözetildiğinde, mahkemenin sanığın yeniden suç işlemeyeceğine dair olumlu kanaate sanığın hangi tutum ve davranışları sebebiyle ulaştığının ve olayda kamu zararının ne şekilde giderildiğinin kararda tartışılmamış olması sebebiyle usul ve yasaya uygun bulunmayan 'Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması' kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır."

Kararın ardından dava dosyasının iade edildiği İstanbul 60. Asliye Ceza Mahkemesi, İstanbul 38. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği karar nedeniyle dosyanın yeniden ele alınmasına hükmetmişti.