Bakan Soylu, Edirne'de bir restoranda düzenlenen "Kadın Muhtarlar Buluşması"ndaki konuşmasına, kadın muhtarlara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını ileterek başladı.

Soylu, kadın muhtarları tarihin her döneminde hep önemli bir şehir olan, özel, manevi ve tarihi iklimiyle farklı kent Edirne'de buluşturmak istediklerini söyledi.

İstanbul'dan yola çıkan birinin herhangi bir navigasyona ihtiyaç duymadan Mimar Sinan'ın eserlerini takip ederek rahatlıkla Edirne'ye gelebileceğini ifade eden Soylu, Mimar Sinan'ın ustalığına övgülerde bulundu.

Soylu, Edirne'nin tarihi, kültürel ve coğrafi özelliklerinin önemine de vurgu yaparak, kadın muhtarları bu güzel kentte ağırlamanın onurunu yaşadıklarını ifade etti.

Bugünün Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1933 yılında kadınlara köy ihtiyar heyetlerine seçme ve seçilme hakkının verildiği gün olduğunu anımsatan Soylu, "Şunu gönül rahatlığı ve samimiyetle söylemek isterim ki iyi de verilmiş, kadınlarımız bu hakkı elde ettiler ve muhtarlığın hakkını her görevde olduğu gibi teslim ettiler, teslim ediyorlar. Geçmişten bugüne kadın muhtarlarımızın her zaman takdire şayan bir performansları, samimiyetleri ve çalışkanlıkları oldu. Hatta ilk kadın muhtarımız Gül Esin'in görev süresince kahvehanelerde kumar oynatılmasını yasaklattığı, kız kaçırma olaylarını önlediği ve nikah işlerini düzenlediği kayıtlara geçmiş tarihi bir gerçektir. Sadece muhtarlık yapma anlamında değil kadınlarımızın muhtarlığa sahip çıkma anlamında da büyük fedakarlıkları vardır." diye konuştu.

Soylu, konuşmasına Mersin'in Toroslar ilçesine bağlı Arslanköy'de 1947 yılında yapılan muhtar seçiminde "seçim hilesine" karşı köy sakinlerinin özellikle köyün kadınlarının direnişini anlatarak devam etti.

Bu mücadelenin kitap haline getirilerek kadın muhtarlara dağıtılması talimatını veren Soylu, "Kadınlarımızın muhtarlığa yaklaşımı hem millete hizmet etme hem de demokrasi emanetine sahip çıkma anlamında farklıdır ve milletin bu konuda rızasını almışlardır." dedi.

"Kamunun bütün alanlarında çok daha fazla kadınımızın görev ve sorumluluk almasını istiyoruz"

Bugüne kadar muhtarlık yapmış tüm kadın muhtarlara minnet ve şükranlarını ifade eden Soylu, şunları söyledi:

"Bugün Türkiye'de 1010 mahalle ve 124 köy olmak üzere toplam 1134 kadın muhtar görev yapmaktadır. Bu sayı nereden nerelere geldi. İlk önce yüzlü sayılar, sonra üç yüzlü sayılar, bugün binli sayıların üzerine geldi. Bunu daha da artırmanın gayreti ve beklentisi içerisindeyiz. Sadece muhtarlık kurumu için değil, kamunun bütün alanlarında çok daha fazla kadınımızın görev ve sorumluluk almasını istiyoruz. Bizim İçişleri Bakanlığında, bakan olduğumuz tarihte 30'un hemen biraz üzerinde mülki idari amiri yani kaymakam sayısı vardı, 6 yıl geçti, 100'ü aştık. Öyle kolay bir iş değil bu.

Bu, bizatihi bana kıymetli Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın telkini ve hayat öğretisidir. Bu görevler bu makamlar toplum temsili sağlayan makamlardır. Eğer toplum temsilini o oranda sağlayamazsa, sağlamazsa, elbette toplumda millette bir nakısa ortaya çıkar. Bir temsiliyet eksikliği ortaya çıkar. Bunun (muhtarlık) Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından getirilmesinin, Cumhuriyetimize böyle bir hakkın kazanılmasının da en önemli dayanak noktası, esas itibarıyla bu temsiliyetin toplumda bir nakisanın oluşmamasının temin edilmesi ve sağlanmasıdır."

Soylu, kendi bakanlıklarında geçen yıldan bu yana kadın general, kadın vali ve kadın genel müdürü olduğunu ifade etti.

"Birinci yüzyılda ayağa kalktık, şimdi hep birlikte koşmak zamanı"

Bu kişilerin bugüne kadar görevlerini hakkıyla yerine getirdiklerini aktaran Soylu, "Çalışıyorlar, sorumluluklarını taşıyorlar ve buradan ağzı dolu dolu söyleyebilirim ki her biri çok başarılı oluyorlar." diye konuştu.

Türkiye'nin yeni bir yüzyılın eşiğinde olduğuna işaret eden Bakan Soylu, şunları kaydetti:

"Türkiye bugün yeni bir yüzyılın eşiğinde durmaktadır. Teşbihte hata olmaz. Cumhuriyetin birinci yüzyılı belki de doğum ve yaşama tutunma yüzyılıydı. Rabbim herkesten razı olsun. Şehitler vererek güzel Cumhuriyetimizi kurduk. Pek çok zorluklar atlatarak bugünlere gelindi. Demokrasi mücadelesi verdik. Aslanköy olayı gibi baskılara, 10 yılda bir gelmesine alıştığımız darbelere, darbe anayasalarına karşı mücadele verildi. Küresel operasyonlara, teröre, istikrarsızlaştırma ataklarına karşı hayata tutunduk. Cumhuriyet'imizin birinci asrını hep birlikte tamamlıyoruz. Şimdi ise yeni bir başlangıcın arifesindeyiz.

Birinci yüzyılda ayağa kalktık, şimdi hep birlikte koşmak zamanı. Biz bu hazırlığı yaparken, bütün birikimlerimizle, tüm değerlerimize ve herkesin katkısı ve gayretiyle bu koşuya hazırlandık. Biz muhtarlık kurumuna da böyle baktık. 'Muhtarlık niye var, artık gerek kalmadı' diyen bir anlayışa karşı, buradaki 200 yıllık birikimi ve alışkanlığı kesip atmayı, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan iradesiyle reddettik. Onun yerine burayı güçlendirmeyi seçtik. Çünkü muhtarlarımız Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde sadece ikametgah veren belirli bir kaç görevi yapan anlayıştan, toplumsal tüm meselelerle uğraşan, afetle mücadele eden, uyuşturucuyla mücadeleye metruk binalardan kadına yönelik şiddete kadar desteğe ihtiyaç duyan tüm kesimlere kadar, çocuklarımızın okullu olmalarına kadar, kaideli devletin en önemli organları haline gelmiştir."

Soylu, muhtarların sadece yerel yönetimlerin bir birimi olarak değerlendirilmesinin, esas itibarıyla eksik bir değerlendirme olduğunu düşündüğünü dile getirdi.

"286 bin muhtar buluşması gerçekleştirdik"

Muhtarlara yönelik attıkları tüm adımların bu anlayış etrafında şekillendiğini vurgulayan Soylu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bugünün geçerli yönetim anlayışı bilhassa Sayın Cumhurbaşkanımızın yönetim anlayışı vatandaşıyla doğrudan iç içe iletişim kurarak yönetmektir. İradenin sahibi kimse, işin sahibi kimse, onu dinlemek lazım. Bizim kaymakamlarımıza ve valilerimize de söylediğimiz de takip ettiğimiz de hep bu yöndedir. Ev ziyareti yapın, şehit evi ziyareti yapın, gazi evi ziyareti yapın, mahalle ziyareti yapın, kahvehane ziyareti yapın, bir esnafın önüne sandalye koyup, vatandaşlarımızla bir araya gelin ve konuşun ve orada insanları dinleyin.

Bugüne kadar vali ve kaymakamlarımızla 286 bin muhtar buluşması gerçekleştirdik. Bu az bir sayı değil. Çünkü bu sayede vatandaş memnuniyeti adına nokta atışı yapma şansınız var. Sahada gerçekte ne oluyor, bunu anlama şansınız var. İşte bu sebeple değil muhtarlık kurumunu bertaraf etmek, daha da güçlendirme yoluna gittik. Bunların başında pek çoğunuzun da bildiği özlük haklarındaki iyileştirmeler var. Muhtar maaşları asgari ücretle aynı seviyeye getirildi. Sigorta primleri, silah ruhsat harçları devlet tarafından karşılandı. Öte yandan her muhtarımıza muhtar kimlik kartı verildi."

"Talep eden tüm kadın muhtarların kameraları takıldı"

Muhtarlarla toplantılar yapıldığını, genel idari sisteme katkı koyacak güçlendirecek bir anlayışı hayata geçirmek için çalışmalar yapıldığını belirten Soylu, "Muhtarlık Kanunu konusunu yaklaşık 1 yılı aşkın bir şekilde çalıştık. Yine sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Külliyede yaptığımız toplantılarda bir araya getirdik konuştuk. Daha sonra da TBMM'de kendi grubumuza bunu sunduk. Şimdi sayın Cumhurbaşkanımız 19 Ekim Muhtarlar Günü vesilesiyle 22 bin muhtarın huzurunda ve Türkiye'deki bütün muhtarlarımızın şahsında orada bir sözü daha ortaya koydu. Muhtarlık Kanunu'nu bir an önce geçirip bunu da artık çıkaralım anlayışını sizinle beraber paylaştı. Biz de son hazırlıklarımızı son redaksiyonlarımızı yapıyoruz." diye konuştu.

Bakan Soylu, kadın muhtarların güvenlikle ilgili olarak muhtarlıklara kamera takılması projesinin başlatıldığını hatırlattı.

Muhtarlık binaları yapılırken kadın muhtarların binalarına öncelik verildiğini vurgulayan Soylu, şunları kaydetti:

"Talep eden tüm kadın muhtarların kameraları takıldı. Şimdi diğer muhtarlıklar için devam ediyoruz. Öte yandan muhtarlıkla ilgili yeni bir çalışma taslağımızı sizle paylaşmış oldum. Hem birtakım izinler vardı, onlarda ödenek kesintisi oluyor hem kadın muhtarlarımızın doğum izinleri var hem esas itibarıyla diğer yönetim birimlerindeki nasıl katılacakları konusundaki düzenlemeler ve değerlendirmeler var. Benim biraz önce bahsettiğim kaideli devlet ilkesinde muhtar hangi konuma oturuyor onun orada tanımlanması ve görev başlıkları var. Bütün bunları ortaya koyan anlayışı inşallah yakın bir zamanda Meclisle de buluşturacağız."

Bakan Soylu, uyuşturucuyla mücadelede muhtarlara önemli görevler düştüğünü belirterek özellikle kadın muhtarlardan, uyuşturucu meselesine dikkat etmelerini istedi.

Soylu, yapılan başarılı operasyonlar ve kararlı mücadeleyle eroin rotasını değiştirdiklerini söyledi.

Son bir yıldır metamfetaminin ciddi bir tehdit olarak ortaya çıktığını ifade eden Soylu, şöyle devam etti:

"Bizler, oluşturduğumuz saha baskısıyla şunu burada söylemek isterim, eroinin rotasını etrafımızdaki coğrafyada değiştirdik. Eskiden Doğu Anadolu'da, yakaladığımız uyuşturucuların tamamının yüzde 20'si yakalanıyor idi, geri kalanı batıda yakalanıyordu, oradan girdiği için yurt içine. Şimdi yüzde 76'sını sınırlarımızın hemen önünde 3 vilayette Ağrı, Van ve Hakkari'de 3 sınır vilayetinde yakalıyoruz. Geri kalan yüzde 24'ü ancak batıda yakalanıyor. Yani bir saha baskısı ortaya kondu. Geçen yıl 26 ton yakalamıştık toplam gümrükle beraber. Şimdi 10'uncu ayı bitiriyoruz ancak 6,5 ton yakaladık. Sebep? Çünkü eroin ortası Afganistan üzerinden, İran üzerinden doğru Akdeniz'e indi. Fakat elbette ki şimdi başka bir tehlikeyle karşı karşıya kaldık. Geçen yıl, yılın toplamında 6 ton metamfetamin yakalamıştık, bir önceki yıl 3 tondu. Şimdi 10 tonu aştık, yani bir metamfetamin tehlikesi var. Ben bu konuda hepinize teşekkür ediyorum, muhtarlarımızdan razıyız. Bazı illerimizde öyle güçlü iş birlikleri yapılıyor ki hem annelere ulaşan, ailelere ulaşan muhtarlarımızı görüyorum hem çocukların elinden tutup onları tedaviye götüren muhtarları görüyorum."

"Uyuşturucuya bağlı ölümler azaldı"

Bakan Soylu, uyuşturucuyla mücadelede yapılan çalışmalarla önemli başarılar elde edildiğini vurguladı.

Uyuşturucuya bağlı ölümlerin azaldığına işaret eden Soylu, "2016 yılında Türkiye'de 920 uyuşturucuya bağlı ölüm vardı. 2017 yılında 941 uyuşturucuya bağlı ölüm vardı. Sonra bu yukarıdan aşağıya düştü, bu rakamlar Adli Tıp Kurumu verir. Geçen yıl 270 uyuşturucuya bağlı ölüm. 941 en tepe noktasıysa 270'e kadar düştü. Bu yıl geçen yılın Adli Tıp rakamlarına göre yüzde 25 altında gidiyoruz. Yani esas itibarıyla uyuşturucuya bağlı ölümleri düşürdük, birtakım eroin rotalarını değiştirdik." diye konuştu.

Uyuşturucuyla mücadelede pek çok uygulamanın hayata geçirildiğini ifade eden Soylu, şunları kaydetti:

" 'En iyi narkotik polisi anne' diye bir çalışma başlattık. Ben bugün öğleden sonra Gaziantep'te binlerce kadınla 'En iyi narkotik polisi anne' eğitimine katılacağım. O eğitimi onlarla birlikte dinleyeceğim. Sadece 'aman yapmayın', 'aman etmeyin' demek değil. Uyuşturucu kullanan çocukların, insanların yüzde 90'ının ailesi var. Annesi ve babası var. Yaptığımız bütün araştırmalarda biz her uyuşturucu kullananı yakaladığımızda her uyuşturucu satıcısını yakaladığımızda hepsiyle araştırma yaparız. 'Kaç yaşında başladın', 'nerede başladın', 'annen var mı', 'baban var mı', 'ne kullanarak başladın', 'sana bunu ilk önce kim alıştırdı', 'bütün bunları nerede kullanıyorsun' gibi bize yol haritası ortaya koyan soruları aşağıdan yukarıya sorarız. Sadece bu mu? Hayır. Bundan biz yol haritamızı belirleriz. En iyi narkotik polisi anne projesi buradan çıktı."

Bakan Soylu, 119 bin metruk bina tespit ettiklerini dile getirdi.

Bunun 86 binini yıktıklarını, geri kalanını rehabilite ettiklerini anlatan Soylu, "104 binini metruk bina olmaktan çıkardık. Geri kalan 15 binle de ilgili işlemlerimizi aynen devam ettiriyoruz. Sadece bu mu? Hayır. 81 ili bir risk analizine göre çerçeveledik. Yani yaklaşık her ilde 42 maddeden, 42 önemli yaptığımız araştırma sonucundan, ilçelerde 32 ayrı kriterden hangi ilin daha riskli olduğunu, hangi ilde en çok ne kullanıldığını her ay çıkartıp hatta kanalizasyonlardan aldığımız atık malzemelerle, o kanalizasyonlara giden uyuşturucunun ne olduğunu üniversiteler tarafından tespitiyle ki 62 ilde bunu yapıyoruz ve 81 ile çıkaracağız. Bütün bunlarla birlikte 112'ye gelen ihbarlardan, hastanelere yatan çocuklardan olmak üzere bütün bunlarla ilgili çalışmalarımızı bir risk analizi yöntemine göre 42 kriter illerde, 32 kriter de ilçelerde yaparak kaymakamlarımız, valilerimiz, emniyet müdürlerimiz, jandarmalarımız, muhtarlarımız hep birlikte takip ediyoruz ve izliyoruz." diye konuştu.

"Cezaevlerinde 220 bin kişi kalıyor, bunun 117 bini uyuşturucudan"

Soylu, uyuşturucu ile mücadeleyi etkin hale getirmek için UYUMA uygulamasının hayata geçirildiğini hatırlattı.

UYUMA ve KADES uygulamasının tüm dünya tarafından takip edildiğini belirten Soylu, "UYUMA diye bir uygulama getirdik. Bu uygulama bütün dünyada hakikaten takip edilen aynen KADES gibi yani kadına şiddetle mücadeledeki uygulama gibi. KADES uygulaması da 4 milyon 100 bin rakamına geldi. İnşallah bu yıl 5 milyonu tamamlayacağız. Biliyorsunuz bütün dünya KADES'i örnek almaya başladı. Çünkü polis ve jandarma, KADES butonuna basıldığında 4-5 dakika içerisinde şiddet gördüğü değerlendirilen kadına yardım için hemen oraya ulaşmaktadır. Bugüne kadar çok başarılı, hakikaten önemli bir uygulama olmuştur. UYUMA uygulaması da keza böyle bir uygulamadır." ifadelerini kullandı.

Bakan Soylu, uyuşturucuya bağlı ölümler düşerken diğer yandan uyuşturucu satıcılarına yönelik çalışmaların arttığına dikkati çekerek şöyle devam etti:

"Uyuşturucuya bağlı ölüm rakamları düşerken 2016 yılında cezaevinde uyuşturucudan tutuklu veya hükümlü olan 35 bin sayısı, 117 bine çıktı. Yani sayıyı 35 binden 117 bine. Cezaevlerinde şu an 220 bin kişi kalıyor, bunun 117 bini uyuşturucudan. Biz bunları yaparken bu büyük mücadeleyi gerçekleştirirken, her yıl operasyon sayımızı artırırken Avrupa eroin şırıngasını bedava dağıtıyor. Narkoshoplar ve narkokafeler yani uyuşturucu kahveleri ve uyuşturucu satan dükkanlar kuruyorlar, oluşturuyorlar. Sokağın yanında uyuşturucu içmek serbest, esrar içmek serbest. Burada anneler olarak size sesleniyorum, ailenin temel direği olan kadınlara olarak da size sesleniyorum. Bütün bunlardan kadınlarımızı, çocuklarımızı ve gelecek nesillerimizi korumalıyız. Avrupa'dan çocuklarımızı korumalıyız. Biz onlara iyilik yapıyoruz, dünyada doğudan gelen uyuşturucuyu batıya sevk etmemek için canhıraş mücadele ortaya koyuyoruz. Onlar da orada hem kimyasal laboratuvarlarında uyuşturucu üretiyorlar hem de dönüyorlar onu da uyuşturucuyu serbest bırakarak dünyanın her tarafına uyuşturucu içiminin yaygınlaşması için bir kültür oluşturmaya çalışıyorlar. Onun için bizim birden fazla sorumluluklarımız var, hele sizin birden fazla sorumluluklarınız var. Kadın olarak, aile olarak, muhtar olarak sorumluluğunuz var. Bütün bu sorumlulukları hep birlikte yürütmek zorundayız. Ben geçen gece iki buçuğa kadar uyuşturucu kullananların anneleriyle birlikteydim. Ertesi gün Sağlık Bakanımızdan randevu aldım dün gönderdim, daha önce Adalet Bakanımıza göndermiştim. İnanın bu konunda sadece arzla mücadelede değil, uyuşturucu yakalanmasıyla ilgili bir mücadelede değil aynı zamanda ailelere ve annelere yardımcı olmak konusunda elimizden gelen her şeyi ortaya koymaya çalışıyoruz. Çünkü uyuşturucu bağımlılarının anneleri, aileleri toplumdan izole oluyorlar. Çünkü karşı karşıya kaldıkları sıkıntılar önemli sıkıntılardır. Bizim muhtarlar olarak bu ailelere yardımcı olmamız gerekmektedir."

"Kurtardığımız her çocuğu kendi çocuğumuz gibi görmek lazım"

Bakan Soylu, sadece uyuşturucuyla mücadelede değil, ailelere yardımcı olma konusunda da ellerinden gelen her şeyi ortaya koymaya çalıştıklarını söyledi.

Uyuşturucu bağımlısı çocukların annelerin yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle kendilerini toplumdan izole ettiklerini vurgulayan Bakan Soylu, muhtarlar olarak da o ailelere yardımcı olmak gerektiğini belirtti.

"Kurtardığımız her çocuğu kendi çocuğumuz gibi görmek lazım" diyen Soylu, bu kapsamda mahallelerde yaşanan her hadisenin mutlaka güvenlik birimlerine bildirilmesini istedi.

Muhtarlardan afet bilinçlendirmesi konusunda hassas davranmalarını isteyen Bakan Soylu, bugüne kadar 47 bin muhtara ve 150 bin azaya afet farkındalık eğitimi verildiğini kaydetti.

Afet yönetiminin kendileri için önemli bir mesele olduğunu anlatan Bakan Soylu, her muhtarın kendi zihninde mahalledeki bir afet durumunda ne yapacağını tekrar tekrar çalışması gerektiğini, bir afette çalınacak ilk kapının muhtar kapısı olacağını söyledi.

Kadın cinayetleri konusunda da bilgi veren Bakan Soylu, geçen yıla göre kadın cinayetlerinin yüzde 7 düştüğünü ifade etti.

"Bir kadının bile öldürülmesine tahammülümüz yok" diyen Bakan Soylu, "Hiç olmaması için de çaba sarf ediyoruz. İşte 'İstanbul Sözleşmesi'nden çıkınca kadın cinayetleri artacak, şöyle olacak böyle olacak' denildi. Hiç de öyle bir şey değil. Polis aynı polis, devlet aynı devlet, kanun aynı kanun. Şu anda inanın bu işin üzerine o kadar çok düşüyoruz ki..." dedi.

"750 vaka, elektronik kelepçe merkezi vasıtasıyla takip edilmektedir"

Soylu, bu yılın başından itibaren 5 milyon erkeği "kadına el kalkamaz" sloganıyla bilgilendirdiklerini söyledi.

Kadını koruyan anlayışın dışında erkeğe yönelik de bilgilendirmeyi ortaya koyduklarını belirten Soylu, "Özellikle bu da dünya tarafından çokça takip ediliyor. İçişleri Bakanlığının Güvenlik Acil Durum Merkezi'nin altında bir elektronik kelepçe merkezi oluşturduk. Bugün itibariyle 750 vaka, elektronik kelepçe merkezi vasıtasıyla takip edilmektedir." diye konuştu.

Bakan Soylu, 24 saat çalışan elektronik kelepçe merkezinin modern bir yapıda olduğunu dile getirdi.

Elektronik kelepçenin birinin erkekte diğerinin ise kadında durduğunu anlatan Bakan Soylu, "Şiddet uygulayan erkekte aynı zamanda ayağında kelepçe var. Eğer kadına ait bir yakınlaşması veya ilgili alanları ihlali söz konusuysa kelepçe ve ilgili araçlar sinyal vermeye başlıyorlar. Hemen bizim polislerimiz olaya müdahale ediyorlar. Bu kadar açık ve net ve burada birçok meseleyi birlikte yürütüyoruz." ifadelerini kullandı.

Muhtarları daha güçlü, zorlu ve çağın getirdiği birtakım sorunlardan kaynaklanan görevlerin beklediğini aktaran Soylu, muhtarlığın daha sistematik daha hukuka uygun daha anlayışlı şekilde yapılmasını hep birlikte sağlayacaklarını kaydetti.

Edirne Valisi H. Kürşat Kırbıyık ise böylesine önemli bir toplantının Edirne'de yapılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) Başkanı ve AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal, kadın muhtarların sayısının daha çok artması temennisinde bulundu.

Kadınlara muhtar ve aza seçilme hakkı verilmesinin yıl dönümünü tebrik eden Aksal, "Özellikle son yirmi yılda kadınlarımızın siyasetten ekonomiye, bilimden teknolojiye, hayatın her alanında yer almaları için gerek mevzuatta, gerek uygulamada büyük değişikliklere imza attık." dedi.

Türkiye Kadın Muhtarlar Derneği Başkanı Serpil Erenoğlu da muhtarların önemli bir görevi yerine getirdiğini özellikle Kovid-19 salgını döneminde vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak için ellerinden geleni yaptığını dile getirdi.

Muhtarların hak etmedikleri saygısız tavır ve davranışlarla karşı karşıya kaldığını savunan Erenoğlu, "Kamuoyunda bizim muhtarlar günümüzü kutlamak yerine darbe aldık maalesef. HDP Genel Başkan Yardımcısının ve maalesef hakları savunan Özgür Özel Bey'in de yaptığını gördüm ve dehşete kapıldım. Bu, benim için yaralayıcı ve onur kırıcı bir durumdu. Biner lira para karşılığında muhtarların Ankara'ya gelişleri ve 'bin liraya kendilerini sattıklarını' söylediler. Bu çirkin iftira ve davranış hepimizi ilgilendiren bir konu. Biz bin liraya kendini satacak bir kurumu temsil etmiyoruz. Bizim değerimiz parayla ölçülmez, biz bu işe gönlümüzü, bedenimizi ve ruhumuzu veriyoruz." diye konuştu.

Erenoğlu, son yıllarda muhtarlık kurumuna yapılan düzenlemeleri takdirle izlediklerini belirterek "Muhtarlık kurumu yoğun bakımda olan bir kurumdu. Yoğun bakımdan çıktık altın dönemini yaşatıyorlar bize." diye konuştu.