Olay, Şubat ayında Kocaeli'nin Gebze ilçesi Eskihisar Feribot Yolu üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Güriş Holding'e bağlı Omtaş fabrikasında işçi olarak çalışan Hasan Özgenç, arkadaşlarıyla sohbet ederken fabrikanın idari amiri olduğunu ileri sürdüğü bir kişi hakkında konuştu.

Bu konuşmadan 2 gün sonra Özgenç, tanıdığı bir isim ile birlikte Eskihisar Feribot Yolu'na gitti. Burada bir süre sohbet ettiği şahıs, kendisine bir anda tekme ve yumruklarla saldırmaya başladı. Saldırının ardından yüzü kan içerisinde kalan Özgenç'in telefonunu alan şahıs, sosyal medya hesabına girerek canlı yayın yapmaya başladı.

O anları kayda alan şahıs, binlerce kişinin erişebileceği hesaptan Özgenç'e özür dileterek, kendisine küfür etmesini ve çalıştığı fabrikadan istifa etmesini istedi. Özgenç de kendisinden istenen şeyi yaptı. Şahıs daha sonra canlı yayını kapattığını düşünerek, Özgenç'e hakaret ve küfür etmeye devam ederek, darp etme sebebini söyledi. Daha sonra şahsın sosyal medyadan canlı yayını silmesine rağmen, yayını izleyen Özgenç'in yakınları, o anları kayda aldı.

İçeride tazminatı olduğu için aylarca fabrikada çalışmak zorunda kalan Özgenç, daha sonra bir bahaneyle tazminatsız olarak işten atıldı. Özgenç, kendisini feci şekilde darp eden şahsın ve bu şahsı azmettiren kişilerin adalet önünde hesap vermesini istiyor.

“Darptan sonra zorla telefonumu alarak sosyal medya hesabımdan canlı yayın yaptı”

Yaşadığı feci olayı anlatan Hasan Özgenç, “Fabrikada görüştüğümüz arkadaşlarımızla ‘M.A.'yı buradan göndermişler' diye bir konuşma geçmişti. Bu konuşmayı fabrika sendika temsilcisi olan Sefa Aksöz'e söylüyorlar. Sefa Aksöz de onun adamı olduğu için, aynı zamanda sendikanın temsilcisi olduğu için bunu anlatıyor. Artık nasıl anlattığını bilemiyorum. 2 gün sonra 8 Şubat günü daha önceden fabrikada çalışan Ahmet Serdar Tabakoğlu isimli şahıs beni arayarak ‘Memleketten bir arkadaşımız gelecek, senin yanında birkaç gün kalmasının bir sakıncası var mı?' diye söyledi. Ben de bir sakıncası olmayacağını söyledim. Bu konuyla ilgili Pazartesi günü 18.00 sularında evime geldi. Biraz çay içtikten sonra bana ‘Eskihisar'a gidelim, biraz dolanalım, hem arkadaş gelmek üzere, otobüsten onu alalım' diyerek beni Eskihisar Feribot Yolu'na götürdü. Orada dışarıya çıktık, konuşurken sol gözümün üzerine 3-4 tane yumruk vurmaya başladı. Ben ne olduğunu anlayamadım. Sonra tekrar vurmaya devam etti. Arkadaşımdı, kendisini tanıdığım, bildiğim bir vatandaştı. Hem de aynı memleketliyiz. Burada beni yumrukladıktan sonra ‘Sen M.A. ağabeyim hakkında laf söylüyormuşsun, bizim kulağımıza geldi, sen neden böyle yapıyorsun, biz senden beklemiyorduk. Sen Mehmet ağabeye karşı çok büyük ayıp ettin' deyip, sonra tekrar tekme, tokat, yumruk beni darp etti. Bu darptan sonra da zorla telefonumu alarak kendi sosyal medya hesabımdan canlı yayın yaptı. Canlı yayında da ‘Büyüklerinden özür dileyeceksin, Omtaş'tan istifa edeceksin' dedi. Canlı yayında da kendi sesi çıkmış zaten. Bu olaydan sonra da telefonu kapattığını zannederek M.A. ile ilgili laflar, sözler etmiştir. Canlı yayın bittikten sonra beni o halde gören sosyal medya hesabımdaki kişiler hemen beni arıyorlar, polisi arıyorlar. O günden sonra beni ölümle defalarca tehdit etti” dedi.

“Bir korku içerisinde 9 ay boyunca orada çalıştım”

Bu olayın ardından şikayetçi olduğunu anlatan Özgenç, “O süreden sonra 20 gün iş göremez raporu aldım. Burnum kırıktı. Çok berbat bir haldeydim. Bunun akabinde fabrikada çalışmaya devam ettim. Ama fabrikada çalışırken bana baskılar sürekli devam etti. Beni tazminatsız çıkartmaya çalıştılar. Ben müdüre rica ettim, ‘Lütfen beni işten çıkarın, ben devam edemiyorum, benim psikolojim bozuldu' dedim ama buna rağmen beni çalıştırmaya devam ettiler. Bir korku içerisinde 9 ay boyunca orada çalıştım. En sonunda da gereksiz bir olay yüzünden beni tazminatsız işten attılar. Kendimi ispat edemeyeceğim, çünkü kimse benim yanımda durup bu olayla alakalı kimse ifade vermeyecek” diye konuştu.

Kendisini darp eden şahıs canlı yayın yapmasaydı kendisini ispat edemeyeceğini aktaran Özgenç, “Bizim için çok zordu. Belki de bu şahıs ‘Benim aileme hakarette bulundu ben de bunu yaptım' diyecekti. Ama elinde bu denli bir ispat, delil ve kimin azmettirdiğinin açık ve net bir şekilde ortaya konması tabii ki benim bir yanda şansım oldu. Tabii ki ben bunların hepsinden şikayetçi oldum. Adli makamlarda gerekenin yapılacağına inanıyorum. Devletimiz hukuk devletidir. Adaletimi güçlüdür. Bunlara en yakın zamanda gerekenin yapılmasını ve suçluların da cezalarını çekmesini bizzat istiyorum” şeklinde konuştu.

“Çalışmadığım şirketteki bir adamı neden dövdüreyim?”

Olayda Hasan Özgenç'in azmettirici olarak gösterdiği M.A. ise “Bu adamı gariban diye, kimsesiz diye işe aldım. Yatacak yeri olmadığı için fabrikada 3 ay yatırdım. Bu adam ruh hastası. Otobüs muavini, kimsesi yok dediler, ondan sonra ben bu adamı işe aldım. Bu vatandaş videoyu çeken kişiyle birlikte alkol içiyorlar. İçtikleri yerde bana küfür ediyor. Ben yatalak hastayım. Benim bir şeyden haberim yok. Ben bu adamı görsem tanımam. O gün beraber içki içiyorlar, bu yönde ifadeleri var. Onların arkadaş olduğunu da herkes bilir. O videoyu bana attılar, ‘Senin adın geçiyor' dediler. Ben de ‘Terbiyesizlik yapmayın, ben o adamı tanımam' dedim. Bana küfür ettiğini söylediler, ben de ‘Bana küfür ettiyse Sana ne? Sen mi benim savunucumsun' dedim. Ben bu konuyla ilgili ifademi de verdim. Bu şahıs, bir vatandaşa küfür etmiş, vatandaş da bunu dövmüş, iş yerinde kavgadan dolayı, disiplinsizlikten dolayı işten atılmış. Bu adam hakkında ifadeler var, iş yerinde kavga ettiğine dair ifadesi alınmış insanlar var. Ben Omtaş da çalışmıyorum. Ben sadece bu fabrikanın sahibi tanıyorum, daha önceden orada görev yaptım. Çalışmadığım şirketteki bir adamı neden dövdüreyim? Ben 3 yıldır yatalak bir hastayım, Şuan Ataköy'deyim. Ben o işin hiçbir yerinde yokum. Bu adam her gün içen bir insan, 4 ayrı kişiyle kavga ettiği için mahkemelik olmuş bir insan. Ben o fabrikanın personeli olmadım. Benim karşıma çıkarsınlar o adamı tanımam. Ben bunların akrabasıyla Tokat Zile'de geçmişte bir ortaklık yaptım. Beni 400 bin lira dolandırdılar. Bu onların bunu kullanarak yaptığı bir tezgah. Dava dosyasında benden şikayetçi olduğunu söylemiş, ben bu adamı yakından uzaktan tanımam” ifadelerini kullandı.

"Onu ben işe aldırdığım için belki beni attırır diye yapılmış bir şey"

Kendisine tezgah kurulduğunu iddia eden M.A., “‘Tazminatlı olarak beni işten çıkartın diye söylemiş', fabrika da yasak olduğu için işten çıkarmamış. Bir fabrikadan işçi nasıl çıkartılır? Kriz varsa, iş olmazsa çıkarılır. İş varken işçi çıkarılır mı? Sen 4-5 sene çalışmışsın, tazminatı almak için benim adımı kullanarak, belki bu yüzden tazminatsız işten atarlar diye tezgah kuruyorsun bana. Benimle ne alakası var? Ben O fabrikanın personel müdürü değilim, sorumlu müdürü değilim, hiçbir alakam yok. Onu ben işe aldırdığım için belki beni attırır diye yapılmış bir şey. Bu hainlik ve ihanet. Ben o gariban diye davacı bile olmadım ondan” ifadelerine yer verdi.