Bakan Çavuşoğlu, Ukrayna’daki çatışmalar başlamadan önce Türk vatandaşlarının tahliyesi için Harkiv bölgesine ilave seferler konması için Türk Hava Yollarından (THY) talepte bulunulduğunu hatırlattı.

THY’den, daha büyük gövdeli uçakları Harkiv ve Kiev’e göndermesi istendiğini aktaran Çavuşoğlu, vatandaşların, çatışmaların başlamasıyla dönme taleplerini ilettiğini kaydetti. Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Biz de elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Önceden kara yoluyla vatandaşlarımızın tahliyesini de çalışmıştık, planlamıştık. Dün değişik şehirlerden 870 civarında vatandaşımızı Romanya sınırına getirdik, Romanya’ya geçtiler. Bugün öğleden sonra itibarıyla aşağı yukarı 580 civarında vatandaşımız da Türkiye’ye girmiş bulunuyor."

Otobüslerden ayrı kendi araçlarıyla gelen vatandaşlar bulunduğunu da anlatan Çavuşoğlu, bu vatandaşların da sınırlardan kolayca geçmesi için görevlendirmeler yapıldığını belirtti.

Polonya, Macaristan, Moldova, Slovakya, Bulgaristan’daki tüm Türk misyonlarının seferberlik ilan ettiğini aktaran Çavuşoğlu, "Arkadaşlarımızı sınırlara gönderdik, oradan geçişleri sağlıyorlar. Şu anda aşağı yukarı 6 bin 600 civarında tahliye edilmek isteyen, bize başvuran vatandaşımız var." diye konuştu.

Çavuşoğlu, sosyal medyadan ulaşanlara tek tek yanıt verildiğini vurguladı.

"Rusya ile Ukrayna'nın yarın görüşme kararı almasından da son derece memnunuz"

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba ile ayrı ayrı telefonda görüştüğünü belirten Çavuşoğlu, her iki mevkidaşının da iki ülke arasında yapılacak görüşmeyi teyit ettiğini söyledi.

Çavuşoğlu, "Minsk ya da Gomel şehrinde değil, hemen Ukrayna-Belarus sınırının diğer tarafında, Belarus tarafında bu görüşme mümkünse yarın gerçekleşecek. Hatta heyette kimlerin yer aldığı konusunda da bilgi verdiler." dedi.

Türkiye'nin bu görüşmelere ev sahipliği yapabileceğini her zaman dile getirdiğini hatırlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Dün de taraflara tavsiye ettiğimiz gibi, söylediğimiz gibi, yer önemli değil, bir an önce Ukrayna ve Rusya'nın bir araya gelip müzakerelere başlaması ve kalıcı bir ateşkesin tesis edilmesi önemli. Bu krizi sona erdirmek gerekiyor. En azından ateşkesle birlikte ilk adımın atılması gerekiyor. Böyle bir mutabakata varmalarından biz son derece memnun olduk. İnşallah yarınki görüşmeler ateşkesle neticelenir."

Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve kendisinin bu konuda yoğun diplomatik temaslarda bulunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Bu temaslarımızı sürdüreceğiz ama bugün özellikle Rusya ile Ukrayna'nın yarın görüşme kararı almasından da son derece memnunuz. Bugün Kuleba ile görüştüğümde de dünkü tavsiyelerimizi dikkate aldığını söyledi. Bundan da ayrıca memnunum. 'Yer o kadar önemli değil. Anlıyoruz, Belarus'a gitmek istemiyorsunuz, sebebini de biliyoruz ama önemli olan burada bir ateşkesin tesis edilmesi, dolayısıyla müzakereden kaçan bir ülke konumuna düşmeyin ve gidin.' diye tavsiyelerde bulunmuştuk. Belarus da güvence verince (Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir) Zelenskiy'e, gitme kararı aldılar. Bu süreci de yakından takip ediyoruz. İnşallah buradan olumlu netice çıkar."

Ukrayna'dan dönmek isteyen vatandaşların Bakanlık'la iletişime geçtiğini anlatan Çavuşoğlu, "Biz de gerekli çalışmaları, zor şartlarda elimizden gelen gayreti gösteriyoruz." diye konuştu.

Çavuşoğlu, tahliye sürecinde önceliğin can güvenliği olduğunu vurgulayarak, "Bazı şehirlerde, Kiev başta olmak üzere, Harkiv'de artık sokak çatışmasına döndü. Şehirde çatışma var, savaş var. Ukrayna güçleriyle o şehre giren Rusya güçleri arasında çatışmalar var. Dolayısıyla bazı şehirlerden şu anda vatandaşlarımızı çıkarmaya çalışmak son derece riskli. Zaten Odesa ve Kiev'de sokağa çıkma yasağı var." ifadesini kullandı.

Vatandaşları Türkiye'ye getirmek için Türkiye'den de otobüslerin gönderildiğini anlatan Çavuşoğlu, "Şu anda otobüslerimiz Romanya-Ukrayna sınırına gelmiş durumda. Sınırdan geçme aşamasında." dedi.

Çavuşoğlu, Ukrayna'da şehirlerde çatışma olduğu için Türkiye'nin insani ateşkesin sağlanması için çaba sarf ettiğini ve tahliyeler için havadan ve denizden koridor açılması konusunda da çalışmalarını sürdürdüğünü kaydetti.

"Montrö'nün tüm hükümlerini şeffaf şekilde uygulayacağız"

Ukrayna'nın Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne ilişkin Türkiye'den talebi hakkındaki bir soru üzerine Çavuşoğlu, Sözleşmenin, kıyıdaş ve kıyıdaş olmayan ülkelerin savaş gemilerinin Boğazlardan geçişini ve Karadeniz'de kalmalarını, süre ve limitle ilgili düzenlemeleri açıkça içerdiğini belirtti.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin bugüne kadar Montrö Boğazlar Sözleşmesini harfiyen uyguladığını anlatarak, "Bu şartlarda da biz, tabii ki Montrö Anlaşmasını uygulayacağız. Türkiye'nin taraf olmadığı bir savaş halinde, Türkiye, savaşın tarafı olan ülkelerin gemilerinin geçişine Boğaz'ı kapatabilir. Montrö Sözleşmesi'nin 19. maddesi sarih bir şekilde gayet açık." dedi.

Son gelişmelerin "savaş, çatışma ya da harekat" olarak nitelendirilip nitelendirilmeyeceğine ilişkin ise Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Başlangıçta Rusya'nın bir saldırısı oldu. Ama biz bunu uzmanlarımızla, askerlerimizle, hukukçularımızla değerlendirdik. Şimdi özellikle birçok şehirde görülüyor ki, artık bu bir savaşa dönüştü. Yani sokaktaki çatışmalarda, taraflar arasında adeta bir savaşa dönüştü. Biz bu konuda bir kanaat getirdik işin doğrusu. Çünkü taraflar arasında ciddi bir çatışma var. Bu bir askeri harekat değil, geçici bir-iki havadan saldırı değil, resmen savaş hali var şu anda ülkede."

Çavuşoğlu, Montrö Sözleşmesi'nin 19. maddesinin, savaşın tarafı olan ülkelerin gemilerinin geçişiyle ilgili bir istisna tanıdığını da aktararak, "Nedir bu istisna? Eğer savaş gemisi, savaşın tarafı olan ülkedeki üssüne, bağlı olduğu limana, üsse gidecekse, o zaman bu geçiş engellenemiyor. Burada genel hükme bir istisna getiriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Sürecin şeffaf olması gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, Rusya'nın Karadeniz'deki üslere bağlı gemilerinin Akdeniz'de bulunduğunu belirtti.

Çavuşoğlu, "Tabii burada suistimalin de olmaması lazım. Yani 'Üsse gideceğim, gemimi demirleyeceğim.' deyip de Boğaz'dan geçtikten sonra savaşa dahil olmaması lazım. Biz, Montrö'nün tüm hükümlerini bu şekilde, şeffaf bir şekilde uygulayacağız." ifadesini kullandı.

"Diyaloğun kesilmesine yönelik bir karara katılmamamız gerekiyor"

Avrupa Konseyi’ndeki oylamada Türkiye’nin çekimser oy kullanmasına yönelik eleştirilere de yanıt veren Çavuşoğlu, Türkiye’nin gerek Rusya’nın Ukrayna’daki iki ayrılıkçı bölgeyi tanıma kararı gerekse de Ukrayna’ya yönelik askeri harekatı sonrası gerekli açıklamaları yaptığını söyledi.

Tanıma ve saldırı kararlarını Türkiye'nin reddettiğini açıklayan Çavuşoğlu, "Ukrayna’nın sınır ve toprak bütünlüğüne olan desteğimizi de bir kere daha vurguladık. Daha önce Kırım’ın illegal bir şekilde ilhakından sonra sürekli söylediğimiz gibi." değerlendirmesini yaptı.

NATO Liderler Zirvesi, AGİT toplantısı, BM ve Avrupa Konseyi gibi tüm uluslararası platformlarda Türkiye’nin Ukrayna’ya yönelik müdahale ve ayrılıkçı bölgelerin tanınma kararlarını kınadığını anlatan Çavuşoğlu, bunlardan bazılarında karar tasarılarının eş sunucularından birinin de Türkiye olduğunun altını çizdi.

Türkiye’nin BM Genel Kurulu’na sunulacak karar tasarısının da eş sunucusu olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, "Uluslararası toplumda bu kadar açık, net bir şekilde bizim tavrımız varken Türkiye’ye böyle bir suçlama getirmek doğru değil. Türkiye ilkesel davranıyor." dedi.

Çavuşoğlu, 24 Şubat’taki Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ndeki toplantıda çekimser kalma kararına ilişkin de detayları da paylaşarak biri Rusya'nın yetkilerinin askıya alınıp diyalog sürecinin başlatılması, birinin ise hiçbir diyalog süreci olmadan yetkilerin askıya alınması şeklinde iki seçenek bulunduğunu söyledi.

Türkiye’nin müzakere, diyalog ve diplomasiyi öne çıkardığını vurgulayan Çavuşoğlu, "İlk seçenek olsaydı, Rusya’yla yoğunlaştırılmış diyalog başlatılsaydı biz buna evet diyecektik. Diğer uluslararası örgütlerde Rusya’yla diyaloğu kesme ya da Rusya’yla o örgüt arasındaki bağı koparma çalışması var mı? Yok. Biz burada diyalogdan yanaysak bu diyaloğun kesilmesine yönelik bir karara katılmamamız gerekiyor. İlkesel davranıyoruz." ifadelerini kullandı.

Rusya'yla bağları koparmanın Konseye bir faydası olmadığını da söyleyen Çavuşoğlu, “Kopardığınızda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne 140 milyondan fazla Rus buraya başvuru da yapamayacak, böyle bir hakkı da kalmayacak.” şeklinde konuştu.

Çavuşoğlu, Türkiye’nin Avrupa Konseyi’yle yakın iş birliğinde çalıştığına, en zor şartlarda bile diyalogdan yana olduğu için çekimser oy kullandığına işaret ederek, “Bunu biz Ukraynalılara da söyledik onlar da gayet güzel bir şekilde anladılar. Türkiye’nin Ukrayna’ya verdiği destek ve ilkesel tutumlarından dolayı sürekli teşekkür ederken Türkiye’nin içinden bazıları bunu başka yönlere çekerek bize saldırmaya kalkması da işin doğrusu garip ve biraz da kusura bakmasınlar sadece siyasi saiklerle yapılmış yorumlardır.” değerlendirmesinde bulundu.

"Dendias, günde en az 5 defa Türkiye’ye saldırmazsa eksiklik hissediyor"

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias’ın Türkiye’ye yönelik sosyal medyada yer alan paylaşımına yine sosyal medyadan yanıt veren Çavuşoğlu, "Nikos Dendias, her gün Türkiye’ye saldırmayı ülkesine bir hizmet gibi görüyor. Esasında iç politikaya oynuyor. Dendias, günde en az 5 defa Türkiye’ye saldırmazsa eksiklik hissediyor, Türkiye’yi günde 5 kişiye şikayet etmezse eksiklik hissediyor. Dünyanın ücra köşesindeki hiç bu bölgeyle ilgisi olmayan bir ülkeyle konuşurken bile Türkiye’yi şikayet ediyor." dedi.

Tüm dünyanın Ukrayna’da yaşananlara odaklandığını belirten Çavuşoğlu, “Bu durumdan bile yararlanarak Türkiye’ye saldırması gerçekten trajikomik. Normalde her gün Dendias’ın Türkiye’yi eleştiren ve Türkiye’ye saldıran ciddiyetsiz açıklamalarına tek tek cevap vermiyoruz.” diye konuştu.