Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli İrade Meydanı'nda, Bağcılar Toplu Açılış Töreni'nde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli İrade Meydanı'nda düzenlenen Bağcılar Toplu Açılış Töreni'nde, alandaki vatandaşları selamlarken Bağcılar halkıyla birlikte tüm İstanbulluların Ramazan-ı Şerifi'ni tebrik etti.

Cumhur İttifakı ile birlikte bir yola çıktıklarını belirten Erdoğan, halkın, bu yolculuğu 14 Mayıs'ta çok farklı bir şekilde bir şahlanışa döndüreceğine inandığını söyledi.

14 Mayıs'ta yapılacak seçimlere 40 gün kaldığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fazla kalmadı, 40 gün. Bu 40 gün içerisinde birileri seccadelerin üzerine ayakkabılarıyla basabilir çünkü bunları Pensilvanya'dan alıyorlar talimatı. Onlara göre meşrudur, yapabilirler." ifadesini kullandı.

Bütün bunlara 14 Mayıs'ta milletin en güzel cevabı vereceğini aktaran Erdoğan, "Bu sene deprem felaketi sebebiyle ramazanı biraz hüzünlü geçiriyoruz. Depremde yitirdiğimiz 50 bini aşkın insanımızın acısı halen yüreklerimizi yakıyor. Depremin vurduğu 11 ilimizde yaşayan 14 milyon vatandaşımız, yeniden hayata tutunma mücadelesi veriyor. Bir taraftan kaybettiklerinin yokluğuna alışmaya çalışırken diğer taraftan da geleceğe dair umutlarını tekrar diriltmeye çalışıyor. Depremden bu yana hepsini birkaç kez ziyaret ettiğim illerimizde yaşayan kardeşlerimizin metanetini, sabrını, hayata tekrar sarılma azmini gördükçe Rabbime hamd ediyorum." diye konuştu.

Cumhur İttifakı olarak deprem bölgesindeki illeri ziyaret ettiklerine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, gittikleri her yerde devletin gücü yanında, milletin dayanışma ruhuna da şahitlik ettiklerini ifade etti.

Milletin oruçla, Kur'an-ı Kerim ile nefis muhasebesiyle bu mübarek günleri idrak ederken deprem bölgesindeki kardeşlerini asla unutmadığına dikkati çeken Erdoğan, "Hayırseverlerimizden, vakıf ve derneklerimize kadar pek çok kuruluş, sahada mağdurlara destek oluyor. Bilhassa belediyelerimiz, barınmadan gıda teminine, manevi destekten çocuklara yönelik faaliyetlere, geniş bir alanda örnek işlere imza atıyor. Aralarında Bağcılar'ın da olduğu 250'yi aşkın belediyemizi bölgedeki il ve ilçe belediyeleriyle kardeş kıldık. Depremlerden en çok zarar gören 7 ilimizi; ilçeleri, mahalleleri ve köyleriyle bu 250 belediyemize bir nevi zimmetledik, kardeş kıldık. Bağcılar Belediyemize de Adıyaman Havalimanı ile Malatya Battalgazi ilçemizin mesuliyetini verdik." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bağcılar'ın bölgeye yaptığı yardımların tutarının 250 milyon lirayı aştığına işaret ederek, diğer çalışmaların yanında günde 20 bin vatandaşın iftar ve sahur ihtiyacını da karşılayan Bağcılar Belediyesini tebrik etti.

"Deprem bölgesinde 67 bin 50 konut ve köy evinin yapım sürecini başlattık"

"Şov peşinde koşmadan, reklam yapma derdine düşmeden, hüsnüniyet ile çalışan herkesten Allah razı olsun." ifadesini kullanan Erdoğan, deprem bölgesindeki vatandaşların yaralarını saracaklarını vurguladı.

Erdoğan, depremin yıktığı şehirleri el birliği içinde kısa sürede yeniden ayağa kaldıracaklarının altını çizerek, şunları söyledi:

"Bununla ilgili adımları atmaya zaten başladık. Enkaz kaldırma çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. Çadırların yanı sıra konteyner kentler ve prefabrik yapılarla barınma sorunlarını çözüyoruz. Tahrip olan altyapı ve üstyapıyı tekrar elden geçiriyor, onarıyoruz. Zemin ve diğer etütleri biten yerlerde konutlarımızın temellerini atıyoruz. Dün itibarıyla deprem bölgesinde 67 bin 50 konut ve köy evinin yapım sürecini başlattık. Bunlardan 31 bin 663'ünün de bilfiil temelini attık. Bu sayı günden güne artıyor. Amacımız bir yıl içinde 319 bin konut ve köy evini hak sahiplerine teslim etmektir. Toplamda inşa edeceğimiz konut sayısı 650 bini bulacaktır. Konutuyla, hastanesiyle, kamu binasıyla, tarihi ve kültürel varlıklarıyla tüm şehirlerimizi eski görkemine kavuşturuncaya kadar durmayacağız. Bunun için milletimizden, depremzedelerden bir yıl müsaade istedik, bize bir yıl müsaade edin. Bir yıl içerisinde 319 bin konutu inşallah sizlere teslim edeceğiz. Bunu Van'da yaptık mı? Bunu Bingöl'de yaptık mı? Bunu Elazığ'da yaptık mı? Bunu Kütahya'da yaptık mı? Kardeşlerim, Antalya'da bunu yaptık mı? Muğla'da yaptık mı? Bay bay Kemal'in milletvekili olduğu İzmir'de yaptık mı? Bay bay Kemal; sen İzmir'in milletvekilisin, belediye sende. Ne yaptın ya, söyle bakalım?"

Vatandaşın 14 Mayıs'ta gereken dersi gereken kişilere vereceğini kaydeden Erdoğan, deprem bölgesindeki vatandaşlara karşı mahcup olmayacaklarını sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir tarafta terör örgütlerine nefes aldırmayan bir ittifak var, diğer tarafta Kandil'den Pensilvanya'ya şer odaklarının desteklerini açıkladığı bir yapı var. HDP'yi parlamentoda gidip ziyaret etti mi bay bay Kemal? Onlara acaba kapılar arkasında neleri vaad etti, neyin sözünü verdi? Hadi açıkla. Açıklayamaz." ifadelerini kullandı.

"Tam 97 kalem eseri bugün resmen hizmete açıyoruz"

Tek bir açılış töreniyle farklı alanlarda pek çok yatırımı vatandaşın istifadesine sunduklarına işaret eden Erdoğan, "Belediye hizmet binasından hükümet konağına, sivil toplum kuruluş iletişim merkezinden yaşlı yaşam merkezine, kentsel dönüşüm projelerinden eğitim tesisleri ve ibadethanelere, park, bahçe ve caddelerden Şehr-i Bağcılar Sitesi'ne kadar tam 97 kalem eseri bugün resmen hizmete açıyoruz. Toplam tutarı 3 milyar 412 milyon lirayı geçen tüm bu eser, hizmet ve yatırımların ilçemize hayırlı olmasını diliyorum." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu eserlerin Bağcılar'a kazandırılmasına vesile olan belediye başkanını ve ekibini tebrik ederek, aynı şekilde, bu eserlerin harcını alın terleriyle karan tüm işçilere, mimarlara, yüklenici firmalara da teşekkür ettiğini söyledi.

Bağcılar Belediye Başkanı Abdullah Özdemir'in dinamizmiyle heyecanıyla samimiyetiyle vatandaşlara aşkla hizmet ettiğini aktaran Erdoğan, bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldiklerini ifade etti.

Erdoğan, Bağcıları asla ihmal etmediklerini çünkü Bağcılar'ın göz bebekleri olan ilçelerden olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"İlk yola çıktığımız andan itibaren bize çok güçlü destek veren Bağcılar'ın kalbimizde ayrı bir yeri var. Buranın Bakırköy'e bağlı olduğu o dönemlerde, Feyzullah Kıyıklık Bey'le buralarda çizmelerle çok dolaştık. O günden bugüne elhamdülillah Bağcılar bambaşka. İstanbul'da, AK Parti'nin gönül belediyeciliği anlayışının vücut bulduğu ilçelerimizin birisi Bağcılar'dır. Yıllarca kaderine terk edilmiş, sahipsiz bırakılmış ilçemizin çehresini yaptığımız yatırımlarımızla tamamen Allah'a hamdolsun değiştirdik. Kuruluşundan bu yana geçen 30 yıllık sürede Bağcılar'a hepsi birbirinden kıymetli sayısız eserler kazandırdık. Bugün Bağcılar sosyal belediyecilikte referans alınan bir konuma geldi. Biri yapım diğeri proje aşamasında olan iki büyük millet bahçemizi de tamamlayarak, ilçemizin yeşil alan kapasitesini de ne yapacağız? Arttıracağız. Çünkü yeşil bambaşka. Üçyüzlü metromuzun hemen yanındaki 65 bin metrekare alana sahip Bağcılar Millet Bahçemizi inşallah yıl sonuna kadar hizmete alacağız."

"TOKİ binalarımız deprem imtihanından alnının akıyla çıktı"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mevcut çalışmaların yanı sıra kentsel dönüşüm projelerine bundan sonra daha fazla ağırlık vermeyi hedeflediklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Yaşadığımız deprem felaketinin bize tekrar hatırlattığı gerçeklerden birisi; konut stokumuzun süratle yenilenmesidir. Afetlere hazırlık seviyemizi üst seviyeye çıkarmamız gerekiyor. Bunun yolu da depreme dayanıklı evler, iş yerleri ve binalar inşa etmekten geçiyor. Kahramanmaraş depremlerinde bunun önemini hep birlikte gördük. Yıkılan binaların yüzde 96'sı Marmara depreminden önce inşa edilenlerdi. Yıllardır CHP zihniyetinin acımasız bir şekilde eleştirdiği TOKİ binalarımız ise deprem imtihanından alnının akıyla çıktı. TOKİ'miz tarafından yapılan binalarda hamdolsun hiçbir yıkıntı, hiçbir can kaybı yaşanmadı. Buradaki tecrübeyi ve bilgi birikimini İstanbul'umuz başta olmak üzere tüm ülkemize yaymak istiyoruz. Bağcılar'dan, bu konuda da örnek olmasını, liderlik yapmasını bekliyoruz."

Küçük hesaplar peşine düşmeyeceklerini, muhalefetin ve marjinal çevrelerin bu meseleyi "rantsal dönüşüm" yalanıyla sabote etmesine göz yumamayacaklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bunlara şunu söylemek lazım; Hanımefendi çıkmış, bizim Hatay'da yaptığımız hastanelerle dalgasını geçiyor. Hanımefendi, önce gel Çam Sakura'yı gör. Önce Ankara'daki iki şehir hastanemizi gör. Bunlarda oda sayısı 4006. Hiç gezdin mi onları? Allah düşürmesin ama eksikliğini de vermesin. Çünkü eğer bizim bu şehir hastanelerimiz olmamış olsaydı şu Kovid'de biz ne yapardık? İstanbul'da Murat Dilmener olmasaydı, Avrupa yakasında biz ne yapardık? Aynı şekilde Sancaktepe'de Feriha Öz olmasaydı biz ne yapardık? Ve bunları biz 3 ayda bitirdik hanımefendi, 3 ayda. Beni çok asabi görmüş, çok sinirli görmüş, onun için de bana kalkmış papatya çayı tavsiye ediyor. Biz de kendisine dedik ki 'Sana da biz papatyanın yanında rezene tavsiye ediyoruz, rezene çayı."

"Tayyip Erdoğan'ın hayatında bu tür adilik olmamıştır"

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O da yetmedi; utanmadan, sıkılmadan İstanbul il teşkilatının maalesef bizim yönlendirmemiz sebebiyle kurşunlandığı yalanını ifade ediyor. Utan, utan, utan... Tayyip Erdoğan'ın hayatında bu tür ahlaksızlık, bu tür adilik olmamıştır. Senin geçmişinde bu tür şeyler varsa onu bilemem. Nitekim, İçişleri Bakanlığı bunun faillerini ne yaptı, buldu, çıkardı ve ne olduğu çıktı ortaya. Ne olacak? Haydi bakalım, şimdi Erdoğan'dan özür dileyebiliyor musun? Daha ilk gün utanmadan, sıkılmadan bu iftirayı attın. Şimdi özür dileyebiliyor musun? Dileyemez. Bu bir cibilliyet meselesidir. Bu bir karakter meselesidir. İşte onun için 14 Mayıs çok önemli."

"Özellikle hanım kardeşlerimden 14 Mayıs'ta bu hanımefendiye bir ders vermenizi istiyorum." diyen Erdoğan'a alandaki kadınlar, "Tamam." şeklinde yanıt verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, en modern, en lüks binalarda yaşarken millete dayanıksız, çürük, çirkin yapıları reva görenlere izin veremeyeceklerini belirterek, "Gürültü patırtıyla kentsel dönüşüm çalışmalarını engellediklerini gururla anlatanlara özellikle bundan sonra onlarla yol yürüyemeyiz. Bunların ne milletin sıkıntılarını çözmek gibi bir dertleri var ne de Türkiye'yi afetlere karşı hazırlamak gibi bir niyetleri var. Bunlar sadece günü kurtarmanın, vatandaşın samimi duygularını istismar etmenin peşindeler. Biz ise hiçbir insanımızın evinde kaygıyla oturmasını istemiyoruz. Biz milletimizin kamu ve belediye hizmetlerinde olduğu gibi barınmada da en iyisine, en kalitelisine layık olduğuna inanıyoruz." değerlendirmesini yaptı.