Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği (MOSDER) Başkanı Nuri Öztaşkın, Method Research Company'e yaptırdıkları, markalı mobilya tüketicilerinin profilini, ürün kullanım ve satın alma davranışlarını ortaya koyan Mobilya Sektöründe Kullanım Alışkanlıkları, İmaj ve Marka Konumlandırma Araştırması'nın sonuçlarını açıkladı.

Araştırmanın, Türkiye temsili 19 ilde, 2 yıl içinde mobilya satın alan ya da almayı düşünen, evlenen kişileri kapsadığını dile getiren Öztaşkın, toplamda 2 bin kişi ile görüşme gerçekleştirildiğini söyledi.

Öztaşkın, araştırmaya göre Türkiye genelinde markalı mobilya tüketicilerinin ortalama yaşının 32, sosyo-ekonomik statüsünün ağırlıklı olarak C1 ve C2 grupları olduğunu belirterek, bu grupların yüzde 52'sini çocuklu çiftlerin, yüzde 19'unu çocuksuz çiftlerin, yüzde 19'unu ise kalabalık ailelerin oluşturduğunu söyledi.

Mobilya tüketicisinin ortalama konut büyüklüğünün 115 metrekare olduğunu dile getiren Öztaşkın, hanelerde en çok bulunan ürün gruplarının başını yüzde 85'lik oranla oturma odası ve yatak odası takımlarının çektiğini bildirdi.

Öztaşkın, tüketicilerin mobilya satın alırken en fazla önem verdiği kriter olarak, ürün kalitesinin ve uygun fiyatın dikkati çektiğini belirterek, özellikle Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik nedeniyle müşterilerin fiyatla ilgili hassasiyetlerinde ciddi bir artış görüldüğünü söyledi.

"KDV indirimi kalıcı hale gelirse ek 100 bin istihdam sağlanır"

Öztaşkın, mobilyada KDV'nin yüzde 18'den yüzde 8'e indirilmesinin 3 ay süreyle uzatılmasına ilişkin bir soru üzerine şunları kaydetti:

"2018'in son 2 ayında KDV indirimi belki çok fazla getiri sağlamadı ama yüzde 15'lik artış oldu. Halkın gelirlerinin düşmesi nedeniyle fazla etkisi olmadı. Ancak asgari ücrette ve memur maaşlarında artış var. Enflasyonla Topyekün Mücadele indirimleri sürüyor ve KDV indirimi de uzatıldı. Bu sayede mart sonuna kadar satışların yüzde 25-30, kimi firmalarda ise yüzde 50 artacağını öngörüyoruz.

Ancak mobilya sektörünün ajandasındaki bir numaralı problem KDV'nin yüzde 18 olması. Bu oranı sektör kaldıramıyor çünkü mobilya çok ucuz bir ürün değil. Kayıtdışılığı önlemek, istihdamı artırmak için KDV'yi yüzde 8'de tutmak gerekiyor. KDV'nin yüzde 8 olması kalıcı hale gelmeli. Bunun için de sektörün zaman içerisinde KDV fazlası vermemesi için girdilerde de KDV'nin yüzde 8'e çekilmesi gerekiyor. Ağaç, sunta dediğimiz, sünger, metal ve tekstil dediğimiz kumaş var. Kumaş zaten yüzde 8 diğerleri yüzde 18. onlarda da yüzde 8'e çekilmesi gerekiyor."

Öztaşkın, Türk mobilya sektörünün iş gücü ve lojistik anlamda çok avantajlı olduğunu kaydederek, şu ifadeleri kullandı:

"İstihdamın korunması, tam kapasite çalışmamız için KDV indirimi kalıcı hale gelmeli. Bu sayede güçlenecek ve hareketlenecek iç pazardan iyi beslenerek mobilya ihracatını 15 milyar dolar seviyesine getirebiliriz. KDV yüzde 8'de kalırsa ihracatın da önü açılacak. İç pazarda yeterince verimlilik sağlanamazsa ihracatta da başarılı olamayız. KDV indiriminin kalıcı olması halinde 100 bin ek istihdam sağlarız diye düşünüyoruz."

"Mobilya alımında kadınlar etkin"

Araştırmanın detayların paylaşan Method Research Company Genel Müdürü Cengiz Kılıç ise, mobilya alımında karar vericilerin yüzde 60 ile kadınların olduğunu söyledi.

Kılıç, "Karar verme noktasında babaların payı ise yüzde 40. Kadınlar daha çok mobilya alım sürecinde, erkekler ödeme sürecinde rol oynuyor." dedi. Mobilya alımında internete doğru bir yönelme olduğunu dile getiren Kılıç, artık sosyal medyanın da ciddi devrede olduğunu anlattı.

Kılıç, "Artık insanlar biraz daha 'internetten mobilya alabiliriz' moduna geldi. Nihayetinde mobilyayı dokunmadan almıyorlar ama eskisi gibi internete soğuk değiller." diye konuştu.

Kılıç, mobilya satın alınan noktalara ilişkin, "Satın alanlar ilk önce hala cadde üzerindeki markalı mağazaları tercih ediyor. 100 kişiden 70'i mobilyasını caddelerdeki mağazalardan almayı tercih ediyor. Ancak alışveriş merkezi ve mobilyacıların yoğun bulunduğu sitelerin tercih edilme oranı da artmış durumda." ifadelerini kullandı."